Yerel seçimler geride kalırken, piyasalarda seçim sonuçlarının etkileri takip edilecek. Borsa, güne primli başlasa da sonra kayba yöneldi. Uzmanlar, beklentilerini değerlendirdi.
31 Mart 2024 Yerel seçimleri geride kalırken; CHP, 35 yılın ardından 1’inci parti konumuna geldi, AK Parti 2’inci parti, Yeniden Refah Partisi ise 3’üncü parti oldu. Seçim sonrası, ekonomi politikalarında ve yönetiminde bir değişiklik olup olmayacağı yakından izlenecek olurken, ekonomistler bir değişiklik beklemiyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise, dün gece Ankara’da yaptığı balkon konuşmasında, “Enflasyon başta olmak üzere ekonomi programımızın sonuçlarını yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız” mesajını verdi.
Öte yandan, yerel seçimler sonrası yurt içi piyasaların ilk tepkisi merakla bekleniyordu. İlk işlem gününde, dolar/TL anlamlı bir değişim göstermedi; Euro/TL, Euro/dolar paritesindeki düşüşün etkisiyle baskı altında. Gram altın fiyatı ise, ons altındaki kazançla tarihi zirvesini yeniledi. Borsa İstanbul güne pozitif başlasa da, sonrasında kazanımlarını koruyamadı ve kayba yöneldi.
Ayrıca küresel tarafta, paskalya tatili sebebiyle, bugün (1 Nisan) Avrupa piyasaları, Hong Kong ve Yeni Zelanda kapalı olacak. Tatil sebebiyle de, likidite koşullarının sığ olması bekleniyor.
Borsa İstanbul, seçim sonrası ilk işlem gününe yüzde 1,01 artışla 9234 puandan başladı. Bankacılık endeksi ise, açılışta yüzde 1,72 artış sağladı. Borsa, daha sonra pozitif tarafta tutunamadı ve bütün kazançlarını geri vererek, düşüş eğilimli harekete yöneldi.
8986 – 9258 bant aralığında işlem gören BIST 100 endeksi, saat 12.33 itibarıyla yüzde 1,53 kayıpla 9003 puanda bulundu. Bankacılık endeksinde kazanç, güniçinde yüzde 3’ü aşarken, sonra negatife yöneldi ve şu sıralarda yüzde 0,43 düşüşle 10 bin 930 puanda hareket ediyor.
Yerel seçim sonrası dolarda artış olacağı beklentisiyle, vatandaşın dolara olan talebi son haftalarda hızlanırken; tüm dikkatler seçim sonrası dolar/TL’de gerçekleşecek ilk işlemlere çevrildi. Dolar fiyatları, cuma günü son işlemlerde 32,3984 TL’de hareket ederken; Türkiye piyasaları kapalıyken uluslararası piyasalarda ilk tepki olarak yüzde 0,13 artışla 32,4250 TL’de bulundu.
Kur, yurt içi piyasa açılışında 32,4226 TL’de işlem görürken, saat 12.38 itibarıyla yüzde 0,13 artışla 32,4456 TL’de hareket etti.
Dolar, cuma günkü kapanışa göre mart ayında yüzde 3,73 değer kazanırken; yılbaşından bu yana, yani 2024’ün ilk çeyreğinde yüzde 9,56 artış sağladı.
Dolar/TL, önceki hafta Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası’nın (TCMB) sürpriz faiz artırımı sonrası hızlı gerilemiş, ancak sonraki günlerde yönünü tekrar yukarı çevirmişti.
Cuma günü son işlemlerde 35,0370 TL’de bulunan Euro fiyatları, seçim sonrası sığ piyasada ilk işlemlerde 35,0367 TL’de bulundu. Euro şu dakikalarda ise, yüzde 0,01 kayıpla 35,0362 TL’de hareket ediyor. İngiliz sterlini de aynı dakikalarda 40,9825 TL’de işlem görüyor.
Euro/dolar paritesi ise, şu sıralarda yüzde 0,06 düşüşle 1,0786 seviyelerinde hareket ediyor.
Altının ons fiyatı, yeni haftanın ilk işlemlerinde 2265 dolara kadar yükselerek tüm zamanların en yüksek seviyesini yenilerken; şu sıralarda yüzde 0,83 primle 2252 dolarda hareket ediyor.
Fiyatı dolar/TL ve ons altına göre hesaplanan gram altın ise, ons altındaki hızlı yükselişin etkisiyle tarihi zirvesini 2362 liraya taşıdı. Gram altın şu dakikalarda yüzde 0,95 artışla 2349 liradan alıcı buluyor.
Uzman isimler seçim sonrası piyasaları Ekonomim’den Şenay Zeren’e değerlendirdi.
Cemal Demirtaş – Ata Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı: Yerel seçimlerde, CHP’nin net zaferinin ardından hem CHP Genel Başkanı Özel hem Cumhurbaşkanı Erdoğan yapıcı yorumlar yaptı. Özellikle Cumhurbaşkanı Erdoğan, geçen yıl yapılan genel seçimlerin ardından dün itibarıyla yerel seçimlerin de geride kaldığını ifade etti ve kazananın demokrasimiz olduğunu, sonuçların beklentilerinin altında kaldığını ve bundan gereken dersleri çıkaracaklarını ve önümüzdeki dönemde 4 yıl sonra olacak seçimlere yönelik çalışmalarını yapacaklarının altını çizdi. Bu beyanlar ışığında, hükümetin ana gündeminin, önümüzdeki günlerde de ekonomi olacağını ve hükümetin orta vadeli ekonomi programına bağlı kalacağını anlıyoruz.
Önümüzdeki dönemde, enflasyonla mücadele, mâli ve parasal politikalar, yabancı sermaye girişleri ve global ekonomideki trendler, piyasaların yönünü bulmasında belirleyici olacaktır. Hükümetin, rasyonel politikaları devam ettireceği beklentisiyle, özellikle yerel seçimler öncesi baskı altında olan borsanın da yeniden yukarı yönlü harekete başlayacağını ve seçici olarak temeli kuvvetli olan hisselerden dengeli bir portföyün oluşturulmasını makul görüyoruz. Parasal sıkılaştırma sürerken, faizler bir süre daha yüksek seyrederken, TL varlıkların cazip olmayı sürdüreceğini, TL’nin dövize göre reel değer kazanmaya devam edebileceğini düşünüyoruz.
Genel olarak, borsanın geçen yılki mayıs-ekim rallisinin ardından yaklaşık 6 aydır mevcut endeks seviyelerini sindirmeye çalıştığını göz önüne aldığımızda, seçim belirsizliğinin ortadan kalktığını ve borsanın bu sonuçlara olumlu tepki verebileceğini düşünüyoruz. Bu süreçte, yılın ilk yarısında tercihimizi enflasyona dayanıklı şirketlerden yana kullanırken, yılın 2. yarısından itibaren global faizlerin inmeye başlaması durumunda, döngüsel hisselere ilginin yeniden artabileceğini düşünüyoruz.
Murat Özsoy – Biz Finansal Danışmanlık Kurucusu: Yerel seçim sonuçlarını, ekonomik faktörlerin siyasi dengeleri değiştirmiş olması şeklinde yorumluyorum. Sonuçların ekonomiye ve piyasalara olan etkileri daha çok yabancı yatırımcıların Türkiye’deki siyasi görünümün geleceğine ilişkin nasıl bir beklenti içine girecekleri ile alakalı olacaktır. Yakın zamanda yayınlanacak yabancı yatırım banka raporlarının Türkiye ile alakalı yorumlarını da bu açıdan oldukça kritik görüyorum. Eğer mevcut ekonomi yönetimi enflasyon ile mücadelede yolundan şaşmaz ve siyasi iktidar kısa vadede erken seçim beklentilerine göğüs gerebilirse, yerel seçim sonuçları ekonomik görünüm üzerinde belirgin negatif bir etki yaratmaz. Bu konuda dün Cumhurbaşkanı Sn. Erdoğan’ın mevcut OVP ve 12. Kalkınma Planı’nın kararlılık ile uygulanacağını söylemesi de bu açıdan oldukça önemliydi.
‘YENİ BİR FAİZ ARTIŞI BEKLEMİYORUM’
Piyasalarda TL’nin dolara karşı değerinde düşüş hızı artacaktır, ancak aniden bir devalüasyon türünde aşırı hızlı bir kayıp beklemiyorum. Bugün riskli varlıklar tarafında pozisyon almaktan ziyade bekleyip görmek daha yerinde olacaktır. Enflasyon ile mücadelede sıkı para politikası duruşu devam edecektir; ancak yine de yüzde 50 civarında bir yıl sonu enflasyonu ile karşılaşacağımızı düşünüyorum.
Mayıs ayından sonra baz etkisi kaynaklı kendiliğinden bir dezenflasyon süreci başlayacağı için Merkez Bankası’ndan yeni bir faiz artışı beklemiyorum. Bütçe dengesinin tutturulabilmesi için yeni zamlar gelecektir. Yılın ikinci yarısı için de emekli maaşları ile yeni bir düzenleme yapılacaktır. Tüm ekosistem içerisinde bu seçim sonuçlarından en büyük faydayı sağlayacak kesim emekliler olacaktır. Yılın ikinci yarısında emekli maaşlarına ilişkin düzenlemeler olacağını düşünüyorum.
Onurcan Bal – Gedik Yatırım Yatırım Danışmanlığı Müdür Yardımcısı:
Seçimlerin geride kalmasının ardından haftaya pozitif bir açılışla başlayan Borsa İstanbul’da açılıştaki kazanımların korunamadığı ve dalgalı seyrin etkisini sürdürdüğü bir fiyatlama takip ediliyor. Seçimlerin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın önümüzde seçimsiz uzun bir süre olduğunu söylemesini ve ekonomi politikalarının devam edeceğine yönelik mesajları orta vadede TL varlıklar açısından pozitif olarak yorumluyoruz. Ancak kısa vadede TCMB’nin attığı sıkılaşma adımları, ek sıkılaşma adımlarının devam etme potansiyeli ve finansal koşullardaki sıkılaşmanın endeks üzerinde baskı oluşturabileceğini düşünüyoruz.
Faizlerin artış kaydetmesi mevduat/kredi spreadi üzerinden kısa vadede bankaların kârlılığını baskılayıcı bir etki oluştururken, faizlerin artış kaydettiği ve finansal koşulların sıkılaşarak iç talebin baskılanacağı bir ortamda sanayi şirketlerinin kârlılık görünümleri de önümüzdeki süreçte zayıflama gösterebilecektir. Ek sıkılaşma adımlarının iç talebi yavaşlatacağı ve yüzde 60’ları bulan mevduat faizlerinin güçlü bir alternatif olarak ön planda kalmaya devam ettiği ortamda, 9.500 üzeri kapanışlar görülmediği sürece kısa vadede Borsa İstanbul’a yönelik temkinli duruşumuzu koruyoruz.
Son bir buçuk ayda endekste gözlemlediğimiz dalgalı seyrin bir süre daha devam edebileceğini ve zaman zaman düzeltmelerin gündeme gelebileceğini değerlendirirken, yılın ikinci yarısında yabancı alımlarının güç kazanacağı beklentimize bağlı olarak endekste orta vadede pozitif görüşümüzü koruyoruz.
‘HİSSE SEÇİMLERİNDE DİKKATLİ OLUNMALI’
Elbette bu noktada getiri – risk tercihlerine uygun olarak portföy çeşitlendirmesinin daha sağlıklı olacağı ve hisse seçimlerinde ekstra dikkatli olunması gerektiği kanısındayız. Mevcut durumda yüzde 60’ları bulan mevduat faizleri cazibesini korurken, oluşturulacak portföylerde TL mevduat, gram altın ve hisse senetlerine yer verilebileceğini düşünüyoruz.
Bu yıl TCMB’nin güçlü adımları, artan mevduat faizleri ve enflasyonda yılın ikinci yarısında dezenflasyonist sürecin başlayacak olması gibi nedenlerle Dolar/TL kurunda anlamlı bir reel getiri beklemiyoruz. Yani kur cephesinde nominal olarak elbette yükselişler yaşanabilir ancak enflasyonun üzerinde reel anlamda bir getiri beklentisi içerisinde değiliz.