HAZIRLAYAN: Hande Gazey-Pınar Yüksek
Başlarken…
Covid19 salgını, yarattığı belirsizlik, kaygı, korku, yalnızlık duyguları; derinleştirdiği işsizlik ve yoksulluk ile bireyin ve toplumun ruh sağlığını etkiliyor. Ruh sağlığı hizmetlerine erişim pandemi şartlarında daha da önemli hale geldi.
Ruh sağlığı hizmetine erişim ve tedavilerle ilgili önyargılar değişiyor. Medyada, mevcut ekonomik krizin yarattığı sonuçların ruh sağlığı ile ilişkisi -yanlış bilgiler içerse de- geniş bir şekilde yer alıyor. Popüler kültürde geniş kesimlere ulaşan dizilerde, konunun ağırlıkla işlenmesi de önyargıları değiştiriyor. “Ruhsallık” artık konuşulmaz, gizlenmesi gereken, önyargı ile karşılanan bir alandan birçok olguyu açıklamaya yarayan bir araç biçimine büründü. Elbette bu değişimin hem olumlu hem de olumsuz sonuçları mevcut.
Ruh sağlığı bir kamusal hizmet, devletin sorumluluğunda olması gereken bir “insan hakkı”. Oysa üretilen, alınıp satılan ve kar edilen bir meta haline getiriliyor. Endüstrileşmiş, piyasa ekonomisinin bir pazarı olarak şekilleniyor. Bilimsel ve tıbbiymiş görünümü altında bilinçaltı temizliği, yaşam koçluğu, arınma terapisi, kuantum terapi gibi bilimsel açıdan etkinliği kanıtlanmamış uygulamalar, yüksek ücretler karşılığında, denetimden uzak şekilde bir umut istismarına neden olurken, bu uygulamaların “eğitimleri” de bir pazar oluşturuyor. Neoliberal piyasa düzeninde ruh sağlığı hizmetinin kime, kim tarafından ve nasıl yapılacağı belirsizleşiyor. Bugün neredeyse herkes bir şeyin terapisini yapıyor, psikoterapi sözcüğü bir tüketim nesnesine dönüşmüş durumda.
Bu yazı dizisinde ruh sağlığı alanında hizmet veren meslek dernekleri ve uzmanlarla, ruh sağlığı, ruhsal bozukluk ve hastalıkların tanı ve tedavisi, karar verme, tanı koyma ve tedavi etme yetilerine sahip olmanın koşulları, psikoterapi kavramı ve uygulamalarındaki belirsizliklere ilişkin bir tartışma başlatmak istedik.
Tartışmanın yazı dizisi ile sınırlı kalmaması için açık foruma dönüştürmek, ruh sağlığı alanında hizmet verenleri bu tartışmaya katkı yapmak üzere davet ediyoruz. Konuyla ilgili görüşlerinizi [email protected]adresine e-posta olarak gönderebilirsiniz.
Ruh sağlığı insan hakkı: Ruh sağlığının bireyin yaşamından ve toplumsal yapıdan bağımsız değerlendirmenin mümkün olmadığını söyleyen uzmanlar disiplinler arası işbirliğinin önemine değiniyor.