• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Şubat 8, 2023
  • Hakkımızda
  • Yayın İlkeleri
  • Künye
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Kılıçdaroğlu: Beşli çetelerden bütün o paraları alacağım

      Kılıçdaroğlu: Beşli çetelerden bütün o paraları alacağım

      Örtmece

      Örtmece

      AYM domino taşı mı?

      AYM domino taşı mı?

      AKP’li vekillerin yasama karnesi kırık

      AKP’li vekillerin yasama karnesi kırık

    • Yaşam
      Gece uyku öncesi 1 fincan içmek yetiyor.. Hem beyne iyi geliyor hem mideye

      Gece uyku öncesi 1 fincan içmek yetiyor.. Hem beyne iyi geliyor hem mideye

      Kendimizi İfade Ederken Ne Kadar Özgürüz?

      Kendimizi İfade Ederken Ne Kadar Özgürüz?

      Maruz kaldığımız bilgi

      Maruz kaldığımız bilgi

      Bitter çikolatadaki kurşunu yazan Bülent Şık: Kakaolu tüm ürünler riskli

      Bitter çikolatadaki kurşunu yazan Bülent Şık: Kakaolu tüm ürünler riskli

    • Türkiye
      DSÖ deprem için 3. seviye acil durum ilan etti

      DSÖ deprem için 3. seviye acil durum ilan etti

      Deprem acısıyla sarsıldığımız şu günlerde 'tehlikeye' davetiye: 'Daha fazla kira beklentisiyle 1 daireyi 3'e bölüyorlar'

      Deprem acısıyla sarsıldığımız şu günlerde 'tehlikeye' davetiye: 'Daha fazla kira beklentisiyle 1 daireyi 3'e bölüyorlar'

      Alman deprem uzmanından İç Anadolu uyarısı

      Alman deprem uzmanından İç Anadolu uyarısı

      Haluk Levent: Bu üçüncü gün, yapacağımız işin verimi düşüyor

      Haluk Levent: Bu üçüncü gün, yapacağımız işin verimi düşüyor

    • Dünya
      Suriyelilere yardım elini uzatan yok

      Suriyelilere yardım elini uzatan yok

      Rusya ve Azerbaycan, Türkiye'ye sahra hastanesi gönderiyor

      Rusya ve Azerbaycan, Türkiye'ye sahra hastanesi gönderiyor

      DSÖ Başkanı'ndan yeni 'deprem' açıklaması

      DSÖ Başkanı'ndan yeni 'deprem' açıklaması

      Fransa, İngiltere... Emekçiden esiyor yel

      Fransa, İngiltere... Emekçiden esiyor yel

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      AFAD’ın personel eksikliği kronikmiş

      AFAD’ın personel eksikliği kronikmiş

      Çeyrek asır sonra aynı soru: Nerede bu devlet?

      Çeyrek asır sonra aynı soru: Nerede bu devlet?

      Hayatla cehennem arasındaki ipince bir çizgi...

      Hayatla cehennem arasındaki ipince bir çizgi...

      Çarşafımda Kan Var Anne

      Çarşafımda Kan Var Anne

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Aleviler büyük kurultayda buluşuyor

      Aleviler büyük kurultayda buluşuyor

      R.İhsan Eliaçık'a Avrupa'da ödül

      R.İhsan Eliaçık'a Avrupa'da ödül

      Aleviler Meclis önünde torba yasaya karşı eylem yapacak

      Aleviler Meclis önünde torba yasaya karşı eylem yapacak

      Konseri yasaklanan tüm şarkıcılar Munzur Kültür ve Doğa Festivali'ne davet edildi

      Konseri yasaklanan tüm şarkıcılar Munzur Kültür ve Doğa Festivali'ne davet edildi

    • Fotoğraf & Karikatür
      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Günün karikatürü

      Günün karikatürü

    • Kitap & Dergi
      Komünist robotlar yaşam dünyamızı değiştirebilir mi?

      Komünist robotlar yaşam dünyamızı değiştirebilir mi?

      Beni Gör

      Beni Gör

      Dövizdeki artış okuru da kitapevini de vurdu: ‘Kitap alanlarla araba satar gibi pazarlık yapıyoruz’

      Dövizdeki artış okuru da kitapevini de vurdu: ‘Kitap alanlarla araba satar gibi pazarlık yapıyoruz’

      Çocukların haysiyetini hatırlamak

      Çocukların haysiyetini hatırlamak

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Namık Kaya

Namık Kaya

TEVRAT’TAN MARKS’A SOSYALİZM (4)

Temmuz 8, 2022 Fikir & Yazı, Yazılar 0 yorum

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

            9.5. Pavlus’tan Romalılara Mektup

 

Pavlus, Kudüs’e yaptığı bir yolculuk sırasında Roma’daki mü’minlere mektuplar yazar. Mektuplarının birinde “güler yüzlü ve sevgi dolu olmayı, sıkıntılara dayanmayı, konuksever olmayı, zulmedenlere bile iyilik yapmayı, lanet etmekten uzak durmayı, fikir birliği etmeyi, sevinenlerle sevinmeyi, ağlayanlarla ağlamayı, acıkan düşmanı doyurmayı, susayan düşmana su içirmeyi” öğütlerken “sağduyulu[1] olmayı, cömertçe bağış yapmayı, herkesle barış içinde yaşamayı, ihtiyaç sahiplerine yardım etmeyi” de dindârlık alâmetleri içine yerleştirir. Pavlus, duyuları ölmemiş olmayı öne çıkarırken gerçekler karşısında kör ve sağır olmanın, cimrilik ve düşmanlığın İsâ yoldaşlığıyla uyuşmayacağını belirtir. Pavlus hem bir komün kültürü hem de yoldaşlık yasası ortaya koyar.[2] 

9.6. Korintlilere I. Mektup 

            “Kutsallara yapılacak para yardımına gelince: Galatya kiliselerine ne buyurduysam, siz de öyle yapın. Haftanın ilk günü herkes kazancına göre bir miktar para ayırıp biriktirsin. Öyle ki yanınıza geldiğimde para toplamaya gerek kalmasın. Oraya vardığımda, bağışlarınızı götürmek üzere uygun gördüğünüz kişileri tanıtıcı mektuplarla Yeruşalim’e göndereceğim. Benim de gitmeme değerse onları yanıma alıp gideceğim.”[3] âyetinde Kilise için para toplanıyor. Bu durum İsevîliğin[4] Hıristiyanlaştığı,[5]  dinin kurumlaştığı ve dinsel hegemonyanın kurulduğu bir dönemi ortaya koyuyor. İnsanlar yaşadıkarı yerlerde kendi çevrelerindeki yoksulları doyurmayı ve kendi yoksullukları ile mücadele etmeyi bırakıp Kilise’yi beslemeye çalışıyor. Bu âyetler İsa’nın gerçek mesajlarının sahte bir kutsala bürünen Kilise tarafından dönüştürüldüğüne kanıttır.

9.7. Korintlilere II. Mektup 

9.7.1. Pavlus, Korintlilere yazdığı mektubunda Kilise’ye özveriyle bağışta bulunmayı övüyor. Pavlus’un sözlerinden anladığımıza göre İsevîlik Hıristiyanlığadönüşmüştür. Çünkü İsa’nın kilisesi, kilise sorumluları ve kilise bağışları yoktu. İsa, zenginlerin yoksullara doğrudan bağış yapmasını ve yoksullarla eşitlenerek mütevâzı sofrada herkesin yer almasını istiyor ve uyguluyordu. İsa, kimseden bağış parası toplamıyordu, her bağışçı kendi eliyle bağışını yapıyordu. İsa, yardımlaşma ve dayanışma için aracılar kullanmıyor ve aracıları “Kutsallara yapılan yardımlar” biçiminde onurlandırmıyordu. Fakat bu olumsuz gelişmelere rağmen Pavlus “Eşitlik olsun diye, şimdi elinizdeki fazlalık onların eksiğini tamamladığı gibi başka zaman onların elindeki fazlalık sizin eksiğinizi tamamlasın. Öyle ki ‘Çok toplayanın fazlası, az toplayanın da eksiği yoktu.’ diye yazılmış olduğu gibi eşitlik olsun.” diyerek kilisede toplanan paraların eşitliği sağlamak amacıyla kullanılacağını belirtir. Pavlus, mektubunda bağışçıların yoksullaşmasını istemediği, birilerini rahatlatırken bağışçıları zora sokmak niyetinde olmadığını belirtir. Ayrıca fedâkârca davranmanın erdemini anlatırken “Rabbimiz İsa Mesih’in lütfunu bilirsiniz. Onun yoksulluğuyla siz zengin olasınız diye zengin olduğu halde sizin uğrunuza yoksul oldu.” diyerek İsa örneğinden fadâkârlık yapılmasını ister.[6] Ancak önemli soru şudur: Kilise zenginleşirken imanlılar neden yoksullaştı, Kilise bir yandan krallarla eşitlenirken öte yandan toprak ağası olurken imanlılar neden aristokratların emri altında ezildi; yoksulluk neden dindâr Hıristiyanların ekmeği ve aşı oldu? Kilise, engizisyonuyla neden iman zabıtasına dönüşüp bilim, sanat ve düşünce insanlarını yakıp öldürdü?

9.7.2. “Onlar, içtenliğinizi kanıtlayan bu hizmetten ötürü, açıkça benimsediğiniz Mesih Müjdesi’ne uyarak kendileriyle ve herkesle malınızı cömertçe paylaştığınız için Tanrı’yı yüceltiyorlar.”[7] âyetinde malları cömetçe paylaşma ile İsâ’ya içten inanma arasında doğrudan ilişki kuruluyor. Böylece “Ne kadar cimriyseniz İsa ile ilişkiniz o kadar zayıftır. İsa ile ilişkiniz ne kadar zayıfsa Tanrı’yla aranızda o kadar sorun vardır.” deniliyor. Âyete göre iyi biri olma, Tanrı krallığında yer alma ve İsa’nın gerçek bir yoldaşı olmanın ana caddesi cömert ve paylaşıcı olmaktır. Çünkü yoksulluk, açlık, işsizlik, çaresizlik, perişanlık ve kimsesizlik toplumu ahtapotun kolları gibi sardığı bir zamanda kendi için biriktirmek, verirken azıcık ve doyurmayacak oranda vermek yoldaşlığın şânına yakışmaz.

9.8. Galatyalılara Mektup

“Ancak yoksulları anımsamamızı istediler. Zaten ben de bunu yapmaya gayret ediyordum.”[8] âyetinde yoksulları daima hatırda tutmanın gereği belirtilir. Böylece egoist zengin tiplemesine karşı çıkılır. Pavlus, Türkiye’nin İç Anadolu bölgesi halkına yoksulları unutmamaları, yoksullukla yüzleşmeleri ve yoksul yoldaşlarıyla dayanışarak yoksulluğu ortadan kaldırmalarını öğütler.

Komün, kolektiflik, sosyalizm, komünizm ve anarşizmin de asıl amacı yoksulluğu yok etmek, açlığı sonlandırmak, çaresizliği bitirmek, eşitsizliği kaldırmak; gıda, giyim, eğlence, sağlık, ulaşım, gezi, barınma, üretim, paylaşım, eğitim ve hukûk adâletsizliklerini sonlandırmak değil midir? 

            9.9. Efeslilere Mektup 

“Hırsızlık eden artık hırsızlık etmesin. Tersine, kendi elleriyle iyi olanı yaparak emek versin; böylece ihtiyacı olanla paylaşacak bir şeyi olsun.”[9] âyetinde emeğin değeri, haksız kazancın önlenmesi ve ihtiyaç sahiplerine muhtaç olduğu her neyse onu vermenin gerekliliği dile getirilir. El organı, Mezopotamya’da kuvvet/güç sembolü olduğundan âyete göre çaba ve emekle kazanılan imkânların mahrûmiyet yaşayanlarla paylaşılması istenir. Çünkü herkesin eşitçe nimet ve imkânlara ulaştığı bir zamanda verme, paylaşma ve dağıtma gibi zorunluluklar olmaz. Ancak yoksulluğun omurgaları çürüttüğü, hırsızlığın kol gezdiği, bedenini satan kadınların her sokakta piyasa yaptığı, bebek ve çocukların satıldığı; fâhişelik, câriyelik, kölelik ve gladyatörlüğün korkunç biçimde yayıldığı bir gezegende “Çaresizlikle savaşmayacağım, fakirlikle dövüşmeyeceğim, zenginlere karşı bayrak açmayacağım, düzenin efendileriyle mücadele etmeyeceğim.” deme lüksü yoktur. İnanmak, kuru bir teorik kabul ediş değil, yoldaşların ve insanların eşitliği için kolları sıvamak ve yollara düşmektir.

            9.10. Selaniklilere II. Mektup

Pavlus, emeksiz yemeye, hak etmeden ekmeğe el uzatmaya, çalışmadan kazanmaya ve başkalarının sırtından geçinmeye karşı çıkar. Çalışmadan hak isteyenlere “Çalışmak istemeyen yemek de yemesin.” diyerek “ne kadar emek, o kadar yemek” mesajı verir. Pavlus, asalak tiplerin İsâ yoldaşı olamayacağını, bedavacılarla ilişkinin kesilmesini, beleşçilere düşman olmadan onları doğruya yönlendirmek gerekiğini üstüne basarak söyler. Buna rağmen anlamazlarsa onları komün dışına atmayı, onlara kardeşlik hukûkunu çiğnediklerini hatırlatmayı önerir. Pavlus, imamlıların birbirine yük olmasını ve karşılıksız ekmek yemeyi asla tolere etmez.[10]

            9.11. Timoteos’a I. Mektup

9.11.1. Pavlus, Konya’nın Hatunsaray ilçesinin yakınlarında oturan Timoteos’u “imanda öz oğlum” diye niteler. Ona yazdığı bir mektubunda “tek eşli ve konuksever olmayı, kavga etmemeyi, Müjde’yi halka öğreten olmayı, alkolik ve zorba olmamayı, iyi huylu olup para sevgisinden uzaklaşmayı” önerir ve ancak bu şekilde saygınlık kazanılacağını belirtir. Alkolik biri gerçeklerden uzaklaşır, çok eşliliğin olduğu ve kadınların hiçbir değer taşımadığı bir ortamda tek kadınla evlenmek hem şehveti kontrol etmek hem de kadına değer vermektir. Konukları sevmek zorda ve darda kalana yardım etmektir. İyi huylu olan zaten zorba olamaz ve dikta düzenlere taraftarlık yapamaz. Pavlus, barışı sağlamak için kavgadan uzak durulmasını belirttikten sonra para sevgisinden de uzaklaşılmasını dile getirir. Yoksul bir toplumun parayı sevmesi, ona ulaşmak istemesi psikolojik açıdan normaldir. Fakat para sevgisi kişiyi zobalığın, sınıflaşmanın ve bencilliğin vagonu yapar. Bu nedenle insan sevgisi esas olmalı ve para insanlığın kurtuluşunda bir araç olmalıdır. “Para için para değil, insanlık için para” sloganı egemen olmalıdır.[11]

9.11.2. Pavlus, iman davasının ve Tanrı yolunun bir çıkar yolu olamayacağını, herkesin elindekiyle yetinmesi gerektiğini ve zenginlik tutkusuna kapılmaktan vazgeçilmesini özellikle öğütler. Pavlus zenginleşme psikolojisini bir hastalık olarak niteler, zenginleşme vagonuna takılanların zihinsel ve ruhsal anlamda çökeceğini, ayartılarak çeşitli tuzaklara düşeceğini, kendisi ve çevresine zarar verecek isteklere kapılacağını belirtir. Pavlus’a göre zenginleşme hevesi kişiyi iman yolundan saptırır. Çünkü ona göre para sevgisi tüm kötülüklerin kaynağıdır. Pavlus’a göre para kazanmak için çaba sarf etmek yerine iman, sevgi, sabır ve tevâzû için çaba ortaya konulmalıdır. Ona göre tek bir yüce mücâdele vardır, o da iman mücâdelesidir. Pavlus bunları söylerken yoksulluğu övmez. Zengin karşıtlığının nedeni toplumda bireysel zenginleşmenin getirdiği sınıflaşmadır. Çünkü sınıflaşarak aristokratik bir yaşama geçen zenginler yoksulları kene gibi sömürür, yoksulun her şeyinden yararlanır, fakirin onurunu çiğner ve ezilenleri köle konumunda tutmayı içselleştirir. Zenginleşme psikolojisi taşıyan kişi zamanla kendini Tanrı gibi göreceği için sevgi, acıma, paylaşma duygularını da kaybedecektir. Bir zenginin yoksullara bazı yardımlar yapması onun merhametini değil, insanları kendine muhtaç halde görmenin verdiği kibri gösterir. Çünkü yoksulları gerçekten düşünen toplumda eşitlenme konusunda adımlar atar, servetini yoksulluğu yok etmek için harcar ve yoksullarla aynı sofraya oturur. İsâ tüm zenginlerden bunu istiyordu.[12]

9.11.3. Pavlus, zenginlerin büyüklenmesini ve servetlerine bel bağlamasını bir aldanma olarak görür. Ona göre tüm zenginlikler ölümle bitecek ve ölüm yoksul ile zengini eşitleyecek. Bu nedenle Pavlus, zenginlere servetlerini iyilik için cömertçe harcamalarını ve ihtiyaç sahipleriyle paylaşmalarını öğütler. Pavlus’a göre gerçek zevk ve sonsuz hazinelere ulaşmak isteyen zenginler, umudunu kalıcılığı olmayan mülkiyetlerine bağlamaktan vazgeçmelidir.[13]

9.12. Yakup’un Mektubu

Yakup, zenginlere karşı Pavlus’tan daha keskin biçimde konuşur. Zenginlerin sömürerek zengin olduğunu “Ekinlerinizi biçen işçilerin haksızca alıkoyduğunuz ücretleri size karşı haykırıyor.” diyerek dillendirir. Bu cümlede emekçilerin emeği sömüren partonlara karşı direnişe geçeceği belirtilir. Yakup “Orakçıların feryadı her şeye egemen Rabb’in kulağına erişti. Boğazlanacağınız gün için kendinizi besiye çektiniz.” diyerek tüm ezilenlerin direnişe geçerek sömürü düzeninin yıkacağını söyler. Yâkup’a göre o gün geldiğinde “altın ve gümüş paslanacak, servetler çürüyecek ve giysiler güvelenecek; altın ve gümüşün pası zenginlerin etlerini ateş gibi kızartacak”tır. Yakup bu benzetmeleriyle mülkiyet sahibi zenginleri emeğiyle geçinen proleterlere karşı uyarmaktadır. Onlara İncil’in ana teması olan eşitlik, özgürlük, sevgi ve paylaşmayı önererek başlarına gelecek tehlikeleri hatırlatmıştır. Yâkup’a göre emeğiyle geçinen kimselerin hakkı verilseydi, onlara üstten bakan tavırlar sergilenmeseydi, herkesin eşit olduğu fiilen gösterilseydi isyan bayrağı açılmazdı. Fakat böyle davranmaktan kaçınan zenginler kendilerine karşı koymayan kişileri rûhen öldürerek ve bedenen zayıflatarak kendi sonlarını hazırladılar. Yâkup’a göre ezilenlerin ayağa kalkması ezilmişliğin doğal sonucudur.[14]

9.13. Vahiy

9.13.1. Yuhanna’nın aktarımlarından oluşan vahiy bölümünde zenginliğine güvenerek konuşan bir kimse zavallı, yoksulluğu tattığını fark etmeyen ve gerçekleri görmeyen biri olarak nitelenir. Çünkü zenginlik yaşamla sınırlıdır, ölümle biter. Bu nedenle sermâyesi hayatı olanın varlıkları da ömrüyle sınırlıdır. Yuhanna’ya göre gerçek zenginlik emekçilerin emeklerinden kazanılan servetler değildir. Tanrı’nın bağışlayacağı servetler, tertemiz karakter ve gerçeği tüm çıplaklığıyla görebilecek bir algılama yeteneği gerçek zenginliktir.[15]

9.13. 2. İncil’de Bâbil’in yıkılışı tüm dehşetiyle verilir. Bâbil, her türlü fuhuş işlerinin yapıldığı bir şehir olup o günkü dünyanın ticaret merekezlerinden biriydi. Bâbil’de altın, gümüş, değerli taş, inci, ince keten,[16] ipek, mor ve kırmızı kumaşlar, her çeşit kokulu ağaç, fildişinden yapılmış çeşit çeşit eşya, en pahalı ağaçlar; tunç, demir ve mermerden yapılmış her çeşit mal, tarçın ve kakule,[17] buhur,[18] güzel kokulu yağ, günlük,[19] şarap, zeytinyağı, ince un ve buğday, sığır, koyun, at, araba ve köle alınıp satılırdı. Bâbil’de ticâret yapan herkes zenginleşiyordu. Bâbil kenti özgürlük, adâlet, eşitlik, barış ve kardeşlik gibi komünal değerleri savunanlar ile kolektif yaşamı öneren vicdânlı seslerin kanları üzerine kurulmuştu. Ancak Bâbil kendi kanında boğuldu, kendi zulmüyle felakete uğradı, kendi elleriyle kendini yok etti, ezilenlerin çığlıkları ile ezenlerin feryatları birbirine karışarak Bâbil dehşeti yaşandı. Vicdânın yasası her devir ve ortamda muhakkak devreye girdiği için hiçbir zulüm düzeni âbâd olamaz.[20] Devrimin ayak sesleri, devrilmeyi bekleyen zulüm çizmelerini bir bir çıkarıp atar.[21]

NOT: Dayanışma, direniş, paylaşım ve özgürlük yoldaşlığının bir sonucu olarak varlıklının yoksula yakınlaşması ile zengin-fakir sınıflaşmasının kaldırılması bilincine ortam hazırlayan sevinç günü kutlu olsun.

 

____________________________________________

[1] Duyu: Dışarıdan gelen etkileri dokunma, görme, işitme, koklama ve tat alma organlarıyle kavrama yeteneği. (Sağ: Sağlam, sağlıklı, hayatta, doğru, gerçek, karışık olmayan, katkısız. Sağduyu: Dışarıdan gelen etkileri dokunma, görme, işitme, koklama ve tat alma organlarıyla dosdoğru, eksiksiz, hiçbir ekleme olmadan kendi gerçekliğine uygun biçimde kavrama. Duyuları sapasağlam biçimde kavrama. Eksiksiz görme, doğru duyma, katkısız tatma, sağlıklı koklama ve gerçek dokunma.)

[2] İncil, Romalılar 12: 1-21.

[3] İncil, I. Korintliler 16: 1-4.

[4] İsevîlik: İsa’nın yoldaşlığı ve İsa’nın yaşam felsefesi.

[5] Hıristiyanlık: İsa’nın yolundan sapıp Pavlus, Kilise babaları, mezhep ve tarîkâtların çizdiği yoldan giden din anlayış ve pratiği.

[6] İncil, II. Korintliler 8: 1-15.

[7] İncil, II. Korintliler 9: 13.

[8] İncil, Galatyalılar 2: 10.

[9] İncil, Efesliler 4: 28.

[10] İncil, II. Selanikliler 3: 6-15.

[11] İncil, I. Timoteos 3: 1-4.

[12] İncil, I. Timoteos, 6: 5-12.

[13] İncil, I. Timoteos, 6: 17-19.

[14] İncil, Yakup 5: 1-6.

[15] İncil, Vahiy 3: 17-18.

[16] Keten: Haziran-Ağustos ayları arasında ipek gibi mavimsi veya sarı renkli çiçekler açan bir bitkidir. 15-60 cm uzayabilir, tohumu ve lifi için yetiştirilir.

[17] Kakule: Zencefil âilesinden bir bitki.

[18] Buhur: Törenlerde yakılan kokulu ağaçtır. Yaraların temizlenmesinde ve iyileştirilmesinde dıştan uygulanır. Ciltte ve saçlı deride antiseptik ve temizleyici olarak dıştan uygulanır.

[19] Günnük/Günlük: Bir çam ağacı türüdür. Günnük ağacından elde edilen salgıya günnük sakızı denir. Günlük yağı balgam söktürücü, nefes darlığını giderici ve bedeni rahatlatıcı etkilere sahiptir.

[20] Âbâd: Ebedler, sonsuzluklar, sonsuz zamanlar.  (Âbâd olmak: Sonsuza kadar sürmek, mutluluk içinde yaşamak.)

[21] İncil, Vahiy 18: 1-24.

Yorum Bırak Cancel reply

İlgili Haberler

AFAD’ın personel eksikliği kronikmiş Fikir & Yazı
Şubat 8, 2023

AFAD’ın personel eksikliği kronikmiş

Çeyrek asır sonra aynı soru: Nerede bu devlet? Fikir & Yazı
Şubat 8, 2023

Çeyrek asır sonra aynı soru: Nerede bu devlet?

Hayatla cehennem arasındaki ipince bir çizgi... Fikir & Yazı
Şubat 7, 2023

Hayatla cehennem arasındaki ipince bir çizgi...

Zaman Akışı

Şub 8 13:19
Türkiye

DSÖ deprem için 3. seviye acil durum ilan etti

Şub 8 13:12
Türkiye

Deprem acısıyla sarsıldığımız şu günlerde ‘tehlikeye’ davetiye: ‘Daha fazla kira beklentisiyle 1 daireyi 3’e bölüyorlar’

Şub 8 11:22
Türkiye

Alman deprem uzmanından İç Anadolu uyarısı

Şub 8 11:12
Türkiye

Haluk Levent: Bu üçüncü gün, yapacağımız işin verimi düşüyor

Şub 8 10:53
Türkiye

İstanbul’da kamu kurumlarındaki hamile ve engelli çalışanlar yarın idari izinli sayılacak

Şub 8 10:44
Türkiye

AFAD’ın personel eksikliği kronikmiş

Şub 8 10:34
Türkiye

Çeyrek asır sonra aynı soru: Nerede bu devlet?

Şub 8 10:12
Dünya

Suriyelilere yardım elini uzatan yok

Şub 7 18:25
Türkiye

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı: Binaların hiçbiri oturulacak durumda değil!

Şub 7 12:46
Türkiye

Hayatla cehennem arasındaki ipince bir çizgi…

Şub 7 12:35
Türkiye

Hatay kimsesiz: Halk kendi inisiyatifini oluşturdu

Şub 7 12:11
Dünya

Rusya ve Azerbaycan, Türkiye’ye sahra hastanesi gönderiyor

Şub 7 12:01
Dünya

DSÖ Başkanı’ndan yeni ‘deprem’ açıklaması

Şub 7 11:21
Türkiye

CANLI BLOG | Maraş’ta 7,7’lik deprem: 10 ilde 2 bin 379 ölü

Şub 7 11:05
Türkiye

Depremin yıktığı kentlerde kar ve yağışlı hava bekleniyor

Şub 7 10:58
Türkiye

Uyarılar kâğıt üzerinde kaldı

Şub 7 10:54
Türkiye

CHP’li Yıldırım Kaya, Elbistan’dan seslendi: Yolları açın!

Şub 6 11:49
Türkiye

Kahramanmaraş’ta 7.4 büyüklüğünde deprem: Çok sayıda can kaybı var, 4. seviye alarm verildi!

Şub 6 11:43
Türkiye

AKP ve yoksulların siyasal dilleri: Konuş-ama-ma

Şub 6 11:41
Politika

Kılıçdaroğlu: Beşli çetelerden bütün o paraları alacağım

Şub 6 06:40
Türkiye

Depremden etkilenen bölgelerde kar yağışı ve yağmur bekleniyor

Şub 6 06:00
Türkiye

7.4’lük depremin ardından Kandilli’den tsunami uyarısı

Şub 3 22:27
Fikir & Yazı

Çarşafımda Kan Var Anne

Şub 3 12:50
Bilim & Teknoloji

Hafıza Destekleyici Makinalar Yolda, İnsan Deneyleri Başladı!

Şub 3 12:48
Felsefe

Demarkasyon Problemi Nedir? Bilimin Sınırlarına Nasıl Karar Vereceğiz?

Şub 3 11:47
Kültür & Sanat

Metin Altıok Şiir Ödülü için başvurular başladı

Şub 3 11:42
Dünya

Fransa, İngiltere… Emekçiden esiyor yel

Şub 3 11:37
Türkiye

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na, Soylu’nun danışmanı Ali Arif Özzeybek atandı

Şub 3 11:31
Türkiye

Sokak hayvanları tartışması: ‘Köpekler nefret objesine dönüştürüldü’

Şub 3 11:24
Politika

Örtmece

  • Fikir & Yazı
  • Eylem & Etkinlik
  • Fotoğraf & Karikatür
  • Kitap & Dergi
  • Belgesel & Film
  • Müzik & Video
  • Yukarı Dön