• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Şubat 8, 2023
  • Hakkımızda
  • Yayın İlkeleri
  • Künye
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Kılıçdaroğlu: Beşli çetelerden bütün o paraları alacağım

      Kılıçdaroğlu: Beşli çetelerden bütün o paraları alacağım

      Örtmece

      Örtmece

      AYM domino taşı mı?

      AYM domino taşı mı?

      AKP’li vekillerin yasama karnesi kırık

      AKP’li vekillerin yasama karnesi kırık

    • Yaşam
      Gece uyku öncesi 1 fincan içmek yetiyor.. Hem beyne iyi geliyor hem mideye

      Gece uyku öncesi 1 fincan içmek yetiyor.. Hem beyne iyi geliyor hem mideye

      Kendimizi İfade Ederken Ne Kadar Özgürüz?

      Kendimizi İfade Ederken Ne Kadar Özgürüz?

      Maruz kaldığımız bilgi

      Maruz kaldığımız bilgi

      Bitter çikolatadaki kurşunu yazan Bülent Şık: Kakaolu tüm ürünler riskli

      Bitter çikolatadaki kurşunu yazan Bülent Şık: Kakaolu tüm ürünler riskli

    • Türkiye
      DSÖ deprem için 3. seviye acil durum ilan etti

      DSÖ deprem için 3. seviye acil durum ilan etti

      Deprem acısıyla sarsıldığımız şu günlerde 'tehlikeye' davetiye: 'Daha fazla kira beklentisiyle 1 daireyi 3'e bölüyorlar'

      Deprem acısıyla sarsıldığımız şu günlerde 'tehlikeye' davetiye: 'Daha fazla kira beklentisiyle 1 daireyi 3'e bölüyorlar'

      Alman deprem uzmanından İç Anadolu uyarısı

      Alman deprem uzmanından İç Anadolu uyarısı

      Haluk Levent: Bu üçüncü gün, yapacağımız işin verimi düşüyor

      Haluk Levent: Bu üçüncü gün, yapacağımız işin verimi düşüyor

    • Dünya
      Suriyelilere yardım elini uzatan yok

      Suriyelilere yardım elini uzatan yok

      Rusya ve Azerbaycan, Türkiye'ye sahra hastanesi gönderiyor

      Rusya ve Azerbaycan, Türkiye'ye sahra hastanesi gönderiyor

      DSÖ Başkanı'ndan yeni 'deprem' açıklaması

      DSÖ Başkanı'ndan yeni 'deprem' açıklaması

      Fransa, İngiltere... Emekçiden esiyor yel

      Fransa, İngiltere... Emekçiden esiyor yel

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      AFAD’ın personel eksikliği kronikmiş

      AFAD’ın personel eksikliği kronikmiş

      Çeyrek asır sonra aynı soru: Nerede bu devlet?

      Çeyrek asır sonra aynı soru: Nerede bu devlet?

      Hayatla cehennem arasındaki ipince bir çizgi...

      Hayatla cehennem arasındaki ipince bir çizgi...

      Çarşafımda Kan Var Anne

      Çarşafımda Kan Var Anne

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Aleviler büyük kurultayda buluşuyor

      Aleviler büyük kurultayda buluşuyor

      R.İhsan Eliaçık'a Avrupa'da ödül

      R.İhsan Eliaçık'a Avrupa'da ödül

      Aleviler Meclis önünde torba yasaya karşı eylem yapacak

      Aleviler Meclis önünde torba yasaya karşı eylem yapacak

      Konseri yasaklanan tüm şarkıcılar Munzur Kültür ve Doğa Festivali'ne davet edildi

      Konseri yasaklanan tüm şarkıcılar Munzur Kültür ve Doğa Festivali'ne davet edildi

    • Fotoğraf & Karikatür
      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Başka Türlü | Tamam da, dezenformasyon hangisi?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Uykusuz'dan maden faciası kapağı: Size de fıtrat mı dediler?

      Günün karikatürü

      Günün karikatürü

    • Kitap & Dergi
      Komünist robotlar yaşam dünyamızı değiştirebilir mi?

      Komünist robotlar yaşam dünyamızı değiştirebilir mi?

      Beni Gör

      Beni Gör

      Dövizdeki artış okuru da kitapevini de vurdu: ‘Kitap alanlarla araba satar gibi pazarlık yapıyoruz’

      Dövizdeki artış okuru da kitapevini de vurdu: ‘Kitap alanlarla araba satar gibi pazarlık yapıyoruz’

      Çocukların haysiyetini hatırlamak

      Çocukların haysiyetini hatırlamak

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Seçkin Gövercin

Seçkin Gövercin

Tarihte Kölelik ve Köle İsyanları-(6)

Temmuz 16, 2022 Yazılar 0 yorum

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

BATI ANADOLU VE ANTİK YUNAN’DA KÖLELİK

İnsanoğlunun avcılık ve toplayıcılık evresinden yani göçebelik evresinden, yerleşik yaşama geçiş evresi neolitik devrim olarak adlandırılır.

Bu geçiş evresinde insanoğlu, ilkel mağaralara sığınmaktan ve konar -göçer yaşamdan artık nehir kenarlarındaki verimli toprakların çevresinde ilkel çamurdan ve balçıktan yapma kaba saba evlerde yaşamaya başlamış, göçebe yaşamın alışkanlıklarının birçoğunu bırakmak zorunda kalmış, bunun yanında yeni alışkanlıklar ve beceriler kazanarak uygar yaşamın temellerini atmıştır.

Öncelikle toprağı ekip biçmekle başlayan bu değişim, toprağı ekip biçmek için kullanılan ilkel sopalar ve sivri taşlarla beraber ilkel tarım alışkanlığını kazandırmış daha sonra bu alışkanlık yeme içme alışkanlığını da değiştirerek ilkel kap ve kil kullanımını da etkileyerek ateşte yemek pişirme alışkanlığını geliştirmiştir.

Taştan ve sopalardan ilkel savaş aletlerinin kullanılmaya başlanmasıyla beraber yerleşik yaşama ilk adım atılmış ve çeşitli madenler (kalay, demir, tunç, bakır) ateşte eritilmiş, bunların diğerleriyle karıştırılıp şekil verilmesiyle daha dayanıklı araç gereçler kullanılmaya başlanmıştır.

Tüm bunlarla beraber insanoğlu, uzun dönemler boyunca savaşlarda kullanacağı ve çağlar, krallıklar değiştirecek olan kılıç, kalkan gibi savaş aletlerini icat etmişti.

İnsanoğlunun yaşamında bu aletlerin üretilmesi elbette vazgeçilmez olan ticareti de etkilemişti, bir bölgede üretilen bir alet ya da araç gereç diğer uzak bölgelere taşınarak ve başka bir alet karşılığında mübadele ediliyordu. Elbette bu değişim diğer bölgelerde yaşayan toplumların da uygarlığını etkiliyordu.

Bu ticaret ağı bir yandan en hızlı şekilde dönerken diğer yandan madenlerde eritilen bu aletler başka etkenleri de gerekli kılıyordu, bu etken insan emeğiydi.

İnsanlığın bu geçiş dönemlerinde farklı bölgelerde başlayarak diğer bölgelerdeki topluluklara ticaret yoluyla ulaştıran uygarlıkların başında Ege uygarlığı ve bu uygarlığın başlangıcı ise Kilkad adalarında yaşayan Minos Krallığı geliyordu.

Ege uygarlığı, madenlerle önce bakır sonra ilkel bronz ve kalay gibi ilkel taşlarında kullanıldığı uygarlığın ilk evresi olan Kalkolotik yani Bronz çağını yaşıyordu.

Daha çok kalay ticaretinin aracılığı yapılan bölgede bronz yapımında kullanılan bu maden daha çok batıdan (iberik yarımadasından geliyordu) bu ulaşımı denetleyen Girit, yakın doğunun sanayi anahtarını elinde bulunduruyordu.

Ticaretin gelişmesiyle beraber yazı da gelişiyor, Fenikeli tüccarlar ve tacirlerinde etkisiyle beraber düz çizgi yazıdan ilkel simgeler ve işaretler yer almaya başlıyordu.

Bu gelişmeler elbette klan ve kabile düzenin bozulmasına ve yıkılmasına sebep olurken, toplumsal sınıfların ayrılmasına servet eşitsizliğinin ortaya çıkmasına neden oluyordu.

Evler artık yuvarlak değil dikdörtgen ve sadece aile yaşamı için düzenleniyordu, hatta mezarlıklar bile bir zamanlar toplu halde iken artık tek ya da aile mezarlıkları haline dönüşmüştü.

En önemlisi ise, kölelik daha belirginleşmişti.

Bu toplumsal sınıfların oluşumu merkezi bir devletin geçişini başlatmış küçük krallıklar ya da imparatorluklar meydana getirmişti.

Bu geçiş bir çeşit hiyerarşik düzenin başlamasına, siyasi yapının klan ve kabile yönetim biçiminden yerini kral rahiplerin yerine bırakmasına ve bir çeşit saraylar çağının başlamasına sebep oluyordu.

Bunun en güçlü örneği ise, Girit’te ki devletin başkenti olan adaların kıyısındaki Knossos’tu ve bu başkentin en güçlü kralı ise Minos’tu.

Knossos sarayının çevresi bölgenin kentleşmesine imkân sağlarken, sarayın batısına büyük tahıl ambarları kuruluyor ve bölgelerden sarayı çevre yollara bağlayan yollarla bağlanıyordu.

Sarayla bağlantılı karakteristik tapım yerleri ‘’zirve tapınakları’’ ulaşılması zor, ama uzaklardan görülebilen dağ zirvelerinde yer alır; tarım ve hayvancılıkla ilgili ayinlerle bağlantılı olmakla birlikte, sarayın desteklediği ortak siyasi ve toplumsal kimliğin oluşumunda da önemli rol oynadıkları kesindir.(1)

Saray bir nevi tapınaktaki dinsel ve sosyal yaşamı yönlendiriyor, ekonomik yaşamda ise kurulan büyük tahıl ambarlarında çalıştırılan köylülere ve kölelere ekilecek araziyi dağıtılacak tohuma kadar kralın gözetimi altında yapılıyordu.

Girit, bölge olarak Mezopotamya veya mısır gibi nehir kenarlarında verimli topraklara sahip değildi, bundan dolayı zor ve az üretim veriyordu.

Bu bölgenin diğerlerinden farklı olarak bronz üretiminde kullanılan madenlere sahipti ve ticaret ağı deniz yoluyla bu bölgeden geçiyordu.

Kurulmuş olan bu krallık sistemi kısa sürede saray içi muhalefet ve yoksul köylünün ve kölelerin başkaldırısı sonucu çöker. Fakat bu saray çağı devam eder.

Kurulan bu yeni saray dönemi Knossos’un yükseldiği, etkisinin adanın büyük kısmına yayıldığı uluslararası ticari rotalara dahil olduğu ve villalara dayanan yeni bir bölge kontrol sistemi başlattığı yeni bir çağın başlangıcı anlamına geliyordu.

Villalar, adanın merkezi ve doğu bölgesindeki sarayların çevresinde dağınık halde bulunan ve saraylara tabi olan küçük iktidarların merkezleri olup belirli bir prestiji olan konutlardı (2)

Fakat bu yeni saraylar çağı’ da daha önceki insan emeği sömürüsünden daha da acımasızdı ve ticaret ağları genişlerken daha çok köleye ihtiyaç duyuyordu ve bundan dolayı büyük bir ayaklanma kaçınılmaz hale geliyordu.

Girit’te yeni saray döneminin sonunda yer alan büyük çaplı yıkım Minos uygarlığının zirvesi olarak tanımlanan dönemin sonunu getirecektir. Bu yıkım deprem gibi doğal yıkımlardan değil, insan faktöründen dolayı gerçekleşmiştir.

En önemli merkezlerin hepsi ( phaistos, haghia, triada, gournia, maila, zakros) yıkılmakla kalmaz yerle bir edilir ve bir tek Knossos sarayının ayakta kaldığı ama etrafındaki sayısız yapının yıkıldığı anlaşılır.(3)

Minos uygarlığının bu yıkımlar sonucu dağılan siyasi boşluktan faydalanmaya çalışan köle tacirleri bir yandan deniz yoluyla köle ve madeni eşyalar taşırken diğer yandan savaşçı topluluklarla ganimet konusunda anlaşma yaparak deniz yoluyla savaşçı taşıyordu.

Deniz yoluyla taşınan Mikenli savaşçılar, m.ö 14. Ve 15. Yüzyılda büyük olasılıkla Akdeniz’deki ticari rekabetin neden olduğu savaşlarda Girit’in Minos saray toplumunu hakimiyeti altına aldılar ve belki de ona son verdiler. M.ö 14. Yy itibarıyla Mikenler Ege’nin en güçlü uygarlığı olarak Minosları yerinden etmişlerdi (4)

Yıkılan Minos uygarlığının temelleri üzerine kurulan Miken uygarlığı aynı merkezi saray sistemine devam etmek istese de çevre bölgelerde kurulmuş klan prensliklerinin kendi yönetim sistemlerini devam ettirme istekleri bu uygarlığı zaman zaman kendi aralarında siyasi ve askeri mücadelelerin oluşmasına da yol açıyordu.

Bu siyasi askeri mücadelenin içinde olan devletler Anadolu’nun batısındaki Arzawa(5) denilen bir bölgesinin de içinde yer alıyordu.

Madenlerin yoğun olması hammadde (kalay, altın, bakır) akışını kontrol altına alma isteği ve ticaretin daha da geliştiği Miken uygarlığı döneminde ağır işçilik, insan kaçakçılığı, savaş köleliği gibi nedenlerle de insan emeği karşılanmaya çalışılıyordu.

Daha önemlisi dönemin süper gücü olan Hititler’le de dönem dönem siyasi ve askeri mücadelelere girişiliyordu.

Arzawa bölgesinde kurulmuş olan bu klan devletleri dönemin süper gücü sayılan bu iki devlet arasında yönetimsel her türlü isteklerini geri çeviriyor ve kendisini korumaya çalışıyordu.

Bundan dolayı dönem içinde saldırılar karşısında çaresiz kalmasına rağmen köle olarak kaçırılmalarına ve satılmalarına karşı mücadele ediyorlardı.

                                          Batı Anadolu’da isyanlar ve direnişler

Bu iki devletin bu bölgedeki devletlere saldırmasının en büyük iki nedeni vardı, ilki doğal kaynaklar ikincisi ise insan kaynağı yani köleydi. Özellikle kalay ticareti dönemin en değerli madeni sayılmaktaydı.

O dönemde silahlar ve madeni aletler tunçtan yapılmaktaydı. Tuncun hammaddelerinden olan bakır Anadolu’ da Kıbrıs’ta bulunmakla birlikte kalay zor bulunan bir maddeydi ve genellikle deniz aşırı ülkelerden gelmekteydi. Batı Anadolu’daki limanlar bu yüzden önemliydi.(6)

Yeraltı kaynaklarının yanında batı Anadolu’nun yer üstü kaynakları da Hititlerin bu bölgeye yaptığı saldırılar sonucunda ganimet olarak sayılıyordu.

  1. Murşili döneminde Arzawa’ya düzenleyeceği saldırının hemen öncesinde ise komutanlarının Milliwanda’ya saldırarak kentteki sivil tutsaklar, sığır ve koyunları ele geçirerek ganimet olarak yağma edilir.

Assuwa konfederasyonuna girişilen askeri saldırı sonucunda ise, II. Tuthaliya 10.000 asker, 600 takım at ve savaş arabası sürücüsü, Assuwa ülkelerinin ileri gelenleri dışında sığır, koyun ve savaş esirlerinden oluşan çok sayıda ganimetle birlikte Hatti ülkesine taşımış ve onları zorla iskân etmişti.

Savaş esiri olarak köleleştirilen bazı insanları vakıflara bağışlanıyor, onlar için kanunlar çıkarılıyor hatta topluca insanların kendi yurtlarında uzaklaştırılarak köle haline getirilmesi NAM.RA olarak tanımlanıyordu. Yani sivil tutsaklar bir nevi köle olarak isimlendiriliyordu.

Bu saldırılar sadece Hititlerle sınırlı kalmıyor bölgenin insan ve doğal kaynaklarına göz diken ve her fırsatta saldırıya geçen Mikenler de aynı şekilde bu bölgenin kaynaklarını elde etmek için fırsat kollamaya çalışıyordu.

Hellasa insan kaynağı taşımakta Miletos, halikarnassos, Knidos, lemnos, khidos ve Lydia ‘dan savaş tutsağı sivil kadınlar Miken saraylarında çalıştırılıyordu.

Hitit devletinin içinde yaşadığı taht kavgaları dolayısıyla bir süre saldırılar sona erer fakat daha sonraları II.Tuthaliya (i.ö 1460-1440) tekrar saldırıya geçerek koyun sığır at savaş arabasının yanında birçok sivil insan yerlerinden zorla çıkarılarak Hatti ülkesine götürerek onları köleleştiriyordu.

Hitit komutanlarından Halpaziti’nin ele geçirdiği Tamazziya halkının çocuklarının ellerini kesmek gibi iğrenç bir savaş suçu işlediği de kayıtlarda yer almıştır(7)

Bu korkunç ve zalim baskılar üzerine Anadolu’daki küçük konfederasyonlar birleşerek Hititlere karşı mücadele etme kararı aldılar ve ilk kez 22 konfederasyon Hititlere karşı birleşerek savaştı.

Fakat askeri hem silah hem de savaş yeteneği olarak Hititlerden daha güçsüz olan bu devletçikler Hititlere mağlup olarak dağıldı.

Yenilmesine rağmen Anadolu’daki bu 22 konfederasyonun Hititlere karşı birleşmesi hiç şüphesiz bu halkın yağma ve talan için gelen işgalcilere karşı bir direnişin kanıtıdır.

Savaş sonrasında tutsak alınan direnişçiler arasında konfederasyon önderlerinden Piyama-kurunta ve oğlu Kukkuli de vardı.

Hitit kralı II. Tuthaliya, Piyama kurunta’yı köle yapmış fakat oğlunu tam tersine kendisinin her istediğini yerine getirecek bir vasal yönetici yapmayı uygun görmüştü.

Piyama kurunta’nın oğlu Kukkuli ise, halkına bunca eziyet eden bir zalime karşı tam tersine bütün esir alınan herkesi isyan etmeye çağırmış fakat isyan kısa sürede bastırılmış, Kukkuli ise öldürülmüştü.

Böylece batı Anadolu’nun tarih boyunca Hitit yağmacılığına karşı oluşturabildiği en kapsamlı birlik olan Assuva konfederasyonu bozguna uğrayıp dağılmış ve böyle bir birlik bir daha hiç kurulmamıştı.

Hitiler ise, batı Anadolu’da sadece savaş sonrası ganimet toplayıp ve kendisine sadık kişileri vasal yönetici yaparak kalıcı olmayı denemiş, fakat bu Hitit gücü Ege kıyılarına kadar ulaşmamıştı.

                               ARZAWALI ADAM KUPANTA KURUNTA İSYANI

 Daha önce hitit yağmacılığına ve işgaline karşı 22 konfederasyonun birleşip Hitit güçlerine karşı koymalarına rağmen yenilip dağılmasından sonra kendisine bağlı valiler veya vasal atayan Hitit kralı Tuthaliya özellikle kendi bölgesinden sürgün edilmiş soylu kişileri görevlendiriyordu.

Assuwa konfederasyonuna benzer, fakat daha küçük bir bağışıklık topluluğun başında olan Kupanta kurunta önderliğinde bir isyan başlatılır.

Bu isyan tekrar Hitit güçleri tarafından yenilgiye uğratılırken, isyanın önderi olan Kupanta kurunta ise Hititlerin elinden kaçmayı başarır. Daha sonra ise bu bölgedeki birlikler farklı bölgelere dağıtılarak Fethiye bölgesinden sürgün edilerek gönderilen Madduvatta vali olarak atanır.

Bu bölgeye vali olarak geçer geçmez ilk yaptığı iş ise Ahhiyawa bölgesine saldırmak olan Madduvvata  Ahhiyawalı adam Attarişşiya tarafından yenilgiye uğratılır.

Bu yenilgiden sonra Hitit kralı Tuthalliya’dan yardım isteyen Madduvvata ve savaş arabalarının eşliğinde ailesiyle birlikte başka bir bölgeye tekrar vali olarak atanır.

Fakat bu saldırılara devam eden Madduvata tekrara Arzawa bölgesine saldırılar düzenler bu saldırıdan da herhangi bir şey elde edemeyen Madduvata kendisine bir egemenlik alanı yaratmaya çalışmışsa da başarılı olamaz.

Hititlerin bu bölgedeki baskılarına karşı; Tarhuntaradu, Anzapahhadu, Uhhaziti ile oğulları Piyama kurunta ve Tapalazunawali, Manapa-tarhantu, E.GAL.PAP ve Piyamardu(8) önderliğinde Hitit güçlerine ve onların vasal olarak atadığı yöneticilere karşı direnişlerini sürdürmüş İlerleyen zamanda Hitit yöneticileri kendilerine bağlı kişileri bu bölgelere vasal atayarak sınır bölgelerini kontrol altında tutma isteklerine karşı bu bölgede ilerleyen farklı zamanlarda farklı kişilerce isyanlar birleşerek devam etmelerine karşın Hitit güçlerine karşı dağılmış ama buna rağmen Arzawa halkı Hititlerin yağma ve işgali sonrası köleliğe karşı gelmek için direnmeye devam etmiştir.

 Ege’de karanlık çağın başlangıcı

Batı Anadolu da bunlar olurken büyük bir iklim değişikliği yaşanır bu iklim değişikliği Antik Yunan ve Anadolu topraklarına değin depremler büyük sel ve fırtınalarla beraber gelir. Ardından büyük bir kıtlık yaşanır, bu kıtlığın yarattığı açlık ve sefalet halk ayaklanmalarına sebep olurken bu seferki ayaklanmaların başında paralı askerler vardır.

Hafif kılıç ve mızrak kullanan hafif piyadeler şehirleri yağmaladıktan sonra tapınakları hatta kralların saraylarını da yağma ederler. Mikenai, tiryns, thebai ve pylos sarayları sparta daki menaloin tapınakları tamamıyla yok olur.

Miken sarayı paramparça olurken, Hitit uygarlığı sona erer, bu istila deniz kavimlerinin paralı askerlerin oluşturduğu birlikleridir. Buna bağlı olarak Çoğunluğun batı Anadolu kavimlerinin oluşturduğu halk yığınları kadın ve çocuklarıyla birlikte büyük topluluklar halinde güneye doğru bir göç hareketine başlamasına sebep olur.

Önlerine gelen her şeyi yakıp yıkarak ve yağmalayarak Anadolu’nun Akdeniz kıyıları boyunca Suriye’ye gelirler daha sonra tahıl deposu olarak bilinen Mısır’a dayanırlar bu saldırı sonrası birçoğu Mısır devleti tarafından öldürüldükten sonra kalanları garnizonlara yerleştirilerek Mısırın paralı askeri olarak çalıştırılır.

Bu olaylar sonrası devletlerden sadece Mısır ayakta kalırken, batı Anadolu ve yunan bölgesi karanlık çağa girer bu dönmede dorlar ionlar, akhalar, aioleisler göçleri başlar savaşçı olan topluluklar bu göçler sonrası burada kalan az sayıdaki topluluklarla kaynaşırlar.

Özellikle Dorlar uzun ve kanlı savaşlar sonrası lakonia yı işgal ederler ve buradaki Euratos havzasındaki bölgeye yerleşirler. Böylece Sparta devletinin doğuşu başlar.

Dorların istilası sonrası kültürel düzeyin düşmesine yol açarken, saray yapımına artık son verilir. Ticaret zanaat ve sanat çökmeye başlarken toplumsal ilişkilerde gerileme yaşanır. Klanlar yeniden güçlenirken kölelerin çalıştırılması azalır.

Demirin, tuncun yerini alması ise bu dönmelerde meydana gelir. Diğer madenlerden daha dayanıklı ve kullanışlı olan demir artık savaş aletlerinde kullanılmaya başlanır.

İlerleyen dönemlerde nüfusun çoğalmasıyla tarımsal bölgelerin azlığı koloni hareketini başlatırken, özel mülkiyetin tekrar ortaya çıkışı köleliği yeniden başlatır.

Tutsak alınan savaşçı barbarlar topluluklar deniz yoluyla köle ticaretinde kullanılırken, o çağda bir tüccarla korsan arasında bir fark yoktu, ticari işlemleri sık sık saf alıcıların soyulmaları ve tutsak edilmeleri daha sonra köle olarak satılmalarıyla sonuçlanıyordu. Tutsak edilmiş yabancıların sömürülmesi, Hellen kentlerinde köleliğin baskın biçimi haline geliyordu.

 

devam edecek…

___________________

Açıklamalar ve kaynakçalar:

  1. Umberto eco / antik yunan / s.41
  2. Umberto eco / antik yunan / s.41
  3. Umberto eco / antik yunan / s.43
  4. Thomas R. Martin / ESKİ YUNAN tarih öncesinden Helenistik çağ’a/ s.63
  5. Bu terimi ilk kullanan ilk hitit kralı I. Hattuşili olmuştur. Aynı zamanda batı Anadolu da kurulu bir arzawa devleti de vardır. Ama hititler bir devlet topluluğunu tanımlamak içinde bu kelimeyi kullanmışlardır. Yani bir arzawa devleti vardır; birde içinde arzawa devleti dahil toplam beş devletin bulunduğu ‘’ ARZAWA ÜLKELERİ’’ vardır. Küçük arzawa, mira, seha nehri ülkesi, wilusa ve hapalla ( h. Craig melchert (derleyen) luviler Anadolu’nun gizemli halkı, 2011, s.49)

6. Ahmet Vasfi Pekin, tarih boyunca batı Anadolu’da isyanlar ve direnişler, 2019, s.32

7. Sefa taşkın, luviya batı Anadolu’nun ve Ege’nin İ.Ö 2. Binyıl tarihi’ne yeni bir bakış, İstanbul, 2016, s.49, 50

8. Ayrıntılı bilgi için bakınız; Ahmet vasfi pekin, tarih boyunca batı Anadolu’da isyanlar ve direnişler, efe yayınları, 2019

*: delfi; yunus sözcüğünün kökenden gelen delfi ‘’ışık saçan’’ apollon ya da güneş tanrısı phoibos da delpoi yakınlarındaki parnassos dağının derin bir mağarasında oturan devsel ‘’pyton’’ yılanıyla ilgili eski bir külte sıkı sıkıya bağlıdır.

Bilicilik yapan tapınak rahibelerine bu nedenle ‘’pythia’’ denilirdi. Apollon bir okla python’u öldürdükten sonra kendi tapınağını oraya yaptırdı. Yunus biçimine girip denizde yüzdü. Giritli denizcilere görünüp bu tapınağın yanına kendisi için bir sunak yapmalarını istedi. Oraya bu nedenle delpoi denildi.

Yorum Bırak Cancel reply

İlgili Haberler

“Millet İttifakı” Yenilgiye, HDP Hezimete Gidiyor “Millet İttifakı” Yenilgiden, HDP Hezimetten Nasıl Kurtulabilir? Yazılar
Şubat 5, 2023

“Millet İttifakı” Yenilgiye, HDP Hezimete Gidiyor “Millet İttifakı” Yenilgiden, HDP Hezimetten Nasıl Kurtulabilir?

Çarşafımda Kan Var Anne Fikir & Yazı
Şubat 3, 2023

Çarşafımda Kan Var Anne

Muhalefeti Yenilgiden, Demokratları Hezimetten Kurtarmak İçin Kampanya Yazılar
Şubat 3, 2023

Muhalefeti Yenilgiden, Demokratları Hezimetten Kurtarmak İçin Kampanya

Zaman Akışı

Şub 8 13:19
Türkiye

DSÖ deprem için 3. seviye acil durum ilan etti

Şub 8 13:12
Türkiye

Deprem acısıyla sarsıldığımız şu günlerde ‘tehlikeye’ davetiye: ‘Daha fazla kira beklentisiyle 1 daireyi 3’e bölüyorlar’

Şub 8 11:22
Türkiye

Alman deprem uzmanından İç Anadolu uyarısı

Şub 8 11:12
Türkiye

Haluk Levent: Bu üçüncü gün, yapacağımız işin verimi düşüyor

Şub 8 10:53
Türkiye

İstanbul’da kamu kurumlarındaki hamile ve engelli çalışanlar yarın idari izinli sayılacak

Şub 8 10:44
Türkiye

AFAD’ın personel eksikliği kronikmiş

Şub 8 10:34
Türkiye

Çeyrek asır sonra aynı soru: Nerede bu devlet?

Şub 8 10:12
Dünya

Suriyelilere yardım elini uzatan yok

Şub 7 18:25
Türkiye

Malatya Büyükşehir Belediye Başkanı: Binaların hiçbiri oturulacak durumda değil!

Şub 7 12:46
Türkiye

Hayatla cehennem arasındaki ipince bir çizgi…

Şub 7 12:35
Türkiye

Hatay kimsesiz: Halk kendi inisiyatifini oluşturdu

Şub 7 12:11
Dünya

Rusya ve Azerbaycan, Türkiye’ye sahra hastanesi gönderiyor

Şub 7 12:01
Dünya

DSÖ Başkanı’ndan yeni ‘deprem’ açıklaması

Şub 7 11:21
Türkiye

CANLI BLOG | Maraş’ta 7,7’lik deprem: 10 ilde 2 bin 379 ölü

Şub 7 11:05
Türkiye

Depremin yıktığı kentlerde kar ve yağışlı hava bekleniyor

Şub 7 10:58
Türkiye

Uyarılar kâğıt üzerinde kaldı

Şub 7 10:54
Türkiye

CHP’li Yıldırım Kaya, Elbistan’dan seslendi: Yolları açın!

Şub 6 11:49
Türkiye

Kahramanmaraş’ta 7.4 büyüklüğünde deprem: Çok sayıda can kaybı var, 4. seviye alarm verildi!

Şub 6 11:43
Türkiye

AKP ve yoksulların siyasal dilleri: Konuş-ama-ma

Şub 6 11:41
Politika

Kılıçdaroğlu: Beşli çetelerden bütün o paraları alacağım

Şub 6 06:40
Türkiye

Depremden etkilenen bölgelerde kar yağışı ve yağmur bekleniyor

Şub 6 06:00
Türkiye

7.4’lük depremin ardından Kandilli’den tsunami uyarısı

Şub 3 22:27
Fikir & Yazı

Çarşafımda Kan Var Anne

Şub 3 12:50
Bilim & Teknoloji

Hafıza Destekleyici Makinalar Yolda, İnsan Deneyleri Başladı!

Şub 3 12:48
Felsefe

Demarkasyon Problemi Nedir? Bilimin Sınırlarına Nasıl Karar Vereceğiz?

Şub 3 11:47
Kültür & Sanat

Metin Altıok Şiir Ödülü için başvurular başladı

Şub 3 11:42
Dünya

Fransa, İngiltere… Emekçiden esiyor yel

Şub 3 11:37
Türkiye

Alevi-Bektaşi Kültür ve Cemevi Başkanlığı’na, Soylu’nun danışmanı Ali Arif Özzeybek atandı

Şub 3 11:31
Türkiye

Sokak hayvanları tartışması: ‘Köpekler nefret objesine dönüştürüldü’

Şub 3 11:24
Politika

Örtmece

  • Fikir & Yazı
  • Eylem & Etkinlik
  • Fotoğraf & Karikatür
  • Kitap & Dergi
  • Belgesel & Film
  • Müzik & Video
  • Yukarı Dön