Hükümet tam bir neoliberal gaddarlıkla emeklilerin pastadaki payını küçülttü. SGK’yi şirket gibi yöneterek gelir ve giderini dengelediler ancak emeklilere ayrılan kaynakları kıstılar. Emekli aylıklarını düşürdüler. Emeklilerin pastadan aldığı payı 15 yılda yüzde 43 küçülttüler.
Aziz Çelik
Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) Aralık 2024 verileri açıklandı. Böylece 2024 yılında SGK’nin ve emeklilerin halini görebildik. SGK yıllık verileri bir yandan sigortalı ve emekli sayısındaki gelişimi ortaya koyarken öte yandan kurumun ve emeklinin mali durumunu da gözler önüne seriyor. SGK 2024 verilerini şöyle özetlemek mümkün: SGK’nin mali durumu gayet iyi, emeklinin hali felaket!
SGK’nin kurumsal mali yapısında iyileşme devam ederken ve SGK’nin “mali açıkları” azalırken emeklinin açıkları giderek büyüyor. Ortalama emekli aylılarının Kişi Başına Gayri Safi Yurtiçi Hasılaya (GSYH) oranı (buna pastadaki pay diyeceğim) yüzde 33’e düştü. Bu oran emekli aylıklarındaki düşüş felaket başlamadan önce (2009’da) yüzde 58 idi. Emekli 15 yıl önce pastadan yüzde 58 pay alırken 2024’te payı yüzde 33’e gerilemiş durumda.
Önce SGK’nin kurumsal mali yapısına bakalım. Bilindiği gibi 2023 yılında yapılan EYT düzenlemesi nedeniyle kurumun mali yapısının bozulduğu. SGK transferlerinin bütçe içindeki payının arttığı, SGK’nin ekonomiye büyük yük olduğu gibi iddialar dolaşıma sokuldu. Bu iddiaları bütçe gerçekleşme verilerinden hareketle ele almış ve 17 Şubat 2025’te BirGün’de yayımlanan “Sosyal güvenlikte yalan rüzgarı!” başlıklı yazımda gerçek dışı olduklarını ortaya koymuştum. Bütçeden SGK’ye yapılan toplam transferlerin beş yıl önce (2019’da) yüzde 19,7 iken 2021, 2022 ve 2023 yıllarında yüzde 13,3 düzeyine gerilediğini ve üstelik EYT yılı olmasına rağmen 2023 ve 2024 yıllarında bütçe transferlerinde oransal bir artış olmadığını resmi verilerle ortaya koymuştum. Şimdi de SGK’nin 2024 yılı verilerinden hareketle SGK’nin durumuna bakalım.
SGK’NİN DURUMU İYİ
İddia ettikleri gibi “sosyal güvenlik açıkları” artıyor mu? Kurumun mali yapısı kötüye gidiyor mu? SGK verileri tersini söylüyor. SGK verilerine göre 2024 yılında toplam gelirlerin toplam giderleri karşılama oranı yüzde 99,7 olmuş. Bu oran 2002’den bu yana en yüksek düzey. Bu oran 2002’de yüzde 71,5, 2009’da ise yüzde 73,1 imiş! SGK’nin düzenli-kurumsal öngörülebilir giderleri gelirlerini sadece 10,3 milyar TL aşmış. Denecektir ki bunun içinde devlet katkısı var. Evet devlet katkısı 2008’den bu yana hep var ancak gelir gider dengesi ilk kez bu düzeyde gerçekleşiyor.
Öte yandan devlet katkısı hariç prim gelirlerinin emekli aylıkları ve sağlık giderlerini karşılama oranında da ciddi bir iyileşme yaşanmış. Örneğin 2002’de prim gelirlerinin emekli aylığı ve sağlık giderlerini karşılama oranı yüzde 61 iken, bu oran 2009’da 56’ya gerilemiş ancak 2024 yılında yüzde 77 olmuştur. Bu en tartışmasız göstergelerden biridir.
Son olarak SGK’ye yapılan o meşhur bütçe transferlerine bakalım. Gerçekten bütçe transferlerinde ciddi bir oransal artış var mı? EYT düzenlemesi ve emekli sayısı artışı SGK’ye yapılan bütçe transferlerinin oranını artırmış mı? SGK’ye yapılan bütçe transferleri 2024 yılında yüzde 70’lik artışla 1 trilyon 442 milyar TL’ye yükselmiş. Ancak bunun sadece 638 milyarı düzenli devlet katkısından oluşuyor. Geri kalan miktar içinde işverenlere verilen SGK prim destekleri, sosyal güvenliği olmayanların SGK primleri, ek ödemeler, tamamlanan aylıklar için aktarılan kaynak ve SGK’nin değil hükümetin görevi olan diğer ödemeler var.
SGK’ye yapılan transferlerin tümü emekli aylıkları ve sağlık ödemeleri için yapılmıyor. Örneğin 2024 yılında sadece işverenlere sağlanan SGK prim desteği tutarı 268 milyar liradır. Kamuoyunda bütçeden SGK’ye yapılan transferlerin tamamı emekli aylıkları için harcanıyor gibi bir algı var. Bu doğru değil.
BÜTÇE PAYI DÜŞÜYOR
Bu kayıt ve şartla bütçeden SGK’ye yapılan transferlerin gelişimine baktığımızda “yükün” artmadığını görüyoruz. Ayrıca bütçeden SGK’ye transferler neden “yük” olsun ki. Bunlar sosyal devletin gereğidir. Konsolide (yani her şey dahil) SGK’ye yapılan bütçe transferlerinin GSYH içindeki toplam payı (pastadaki payı) 2024 yılında yüzde 3,32 olmuş. Bu pay 2009’da 5,23, 2019’da 4,56 düzeyinde imiş. 2023 yılında (EYT yılı) SGK transferlerin pastadaki payı yüzde 3,23 olmuş. Kısaca EYT’nin bütçeye büyük yük olduğu ve sosyal güvenlik transferlerini artırdığı iddiası SGK’nin kendi verileri ile de çürütülüyor. Ne EYT ne de emekli sayısı artışı veya aktif-pasif oranının düşmesi gibi kritik faktörler kurumun mali yapısını “olumsuz” etkilemiş, tersine resmi söylemle “açık” ve “yük” olarak ifade edilen oranlar azalmış.
Kısaca SGK yöneticilerine ve hükümete tebrikler! SGK’yi adeta bir şirket gibi yönetmişler. Gelirler, kamu katkısı oransal olarak azalsa da giderleri (emekli ödemeleri ve sağlık harcamaları) düşük tutarak SGK’nin “mali dengesini” sağlamışlar. Önceliği kurumun “mali sürdürülebilirlik” konusuna vermişler. Kendilerini “şirket yöneticisi” olarak başarılı buluyorum! Ancak ne devlet ne SGK şirket değil ve şirket mantığıyla yönetilemez. Öyle olursa felaket olur. Nitekim öyle oldu.
SGK bu mali performansı nasıl sağladı? Emekli sayısında ciddi bir artış oldu, dolayısıyla emeklilik ödemeleri arttı. Öte yandan bütçe katkısının da oransal olarak kısıldığını hem bütçe hem de SGK verilerinden görüyoruz. Diğer bir ifadeyle emekli sayısı artan dolaysısıyla giderlerinin artması gereken bir kurumda kamu katkısı kısılırken “mali iyileşme” nasıl sağlanır? Aslında emekli sayısı artışını göz önüne alacak olursak SGK’nin “mali açığının” daha fazla olması ve kamu katkısının da oransal olarak artması gerekirdi.
Ancak böyle olmadı. Hükümetin bu başarısının sırrı şu: Yeter ki SGK ve bütçe denk olsun emeklinin cebi delik olsa da olur! SGK’nin durumunu denkleştirmek için, SGK’ye aktarılan bütçe kaynaklarını kısmak için faturayı emekliye kestiler. Emekli aylıklarını düşük tutarak SGK bütçesini denkleştirdiler. Emekliye daha az aylık vererek bütçeden sosyal güvenliğe daha az kaynak ayırdılar. Kısaca emeklilerin fakirleşmesi pahasına SGK’nin durumunu iyileştirdiler. Daha az bütçe transferi daha az emekli aylığı anlamına geliyor.
EMEKLİ %43 KAYBETTİ
Emekli aylıklarının durumu ortada. 2024 yılında yıl ortalaması ve dosya bazında emekli aylığı 14.009 lira oldu. Dosya aylığı bir emekliye düşen aylığı ifade ediyor. Eğer emekli ölmüşse hak sahipleri bu aylığı paylaşıyor. Dolayısıyla bu miktar dul ve yetimler için çok daha düşük oluyor. Bu sözünü ettiğim aylık ortalama. 2024 yılında en düşük emekli aylığı ise 11 bin 250 TL oldu (yılın ilk yarısı 10 bin TL, ikinci yarısı 12 bin 500 lira). Bunun tamamlama işlemiyle buralara geldiğini ve gerçek (kök) aylıkların çok daha düşük olduğunu biliyoruz. En düşük aylıkla ortalama aylığın bu kadar birbirine yaklaşması bir yandan emekli aylıklarının dibe vurduğunu öte yandan aralarındaki dengenin ortadan kalktığını gösteriyor.
Emekli aylıklarındaki vahameti Cumhurbaşkanlığı SBB verilerinden de izlemek mümkün. 2002 yılında en düşük işçi emekli aylığı (257 TL) asgari ücretin (184 TL) yüzde 39,6 üzerindeydi. Ocak 2025 itibariyle en düşük işçi emekli aylığı (14.469 TL) asgari ücretin (22.104 TL) yüzde 35 altına geriledi.
Şimdi bu vahameti SGK 2024 verilerinden de görüyoruz. SGK verileri emeklilerin pastadaki payının hızla küçüldüğünü gösteriyor. SGK verilerine göre dosya başına yıllık ortalama emekli aylığının Kişi Başına GSYH içindeki payı dramatik biçimde geriledi. Asıl ölçü budur. Hesap basit her bir emekli dosyası için yıllık ortalama ödeme ne, o yılın kişi başına gayri safi yurt içi hasılası (pastası) ne? Birbirine oranlayınca gerçekler gün ışığına çıkıyor.
2009 yılında (yani sözde reform yasası olan 5018’den hemen sonra, yasanın etkileri henüz görülmeden önce) ortalama emekli aylığının pastadaki payı yüzde 58 imiş. Ortalama emekli aylığı kişi başına GSYH’nin neredeyse yüzde 60’ına yakınmış. Bu oran sonraki yıllarda -küçük dalgalanmalar hariç- düzenli olarak gerilemiş. 2018 yılında yüzde 45’e düşmüş. 2019 yılında başlayan tamamlama işlemiyle bir miktar artmış ancak daha sonraki yıllarda düşmeye devam etmiş ve 2024 yılında yüzde 33 olmuş. Sözün özü 15 yıl önce pastanın yüzde 58’ini alan bir emekli 2024 yılında yüzde 33’ünü alır olmuş. Bir diğer ifadeyle emeklilerin pastadaki payı yüzde 43 küçülmüş (detaylar grafikte).
Daha basit biçimde anlatayım. Eğer emeklilerin pastadaki payı korunsaydı, eğer emekliler 15 yıl önce aldıkları payı alabilselerdi bugün ortalama emekli aylıkları yüzde 75 daha yüksek olabilirdi. Kaynak var, tercih yok! Net biçimde söylüyorum: Emekli aylığınızı 1,75 ile çarpın. Bulduğunuz miktar olması gereken en az emekli aylığınızdır.
Peki bunu nasıl yaptılar? Devleti ve SGK’yi şirket gibi yöneterek yaptılar. Emeklilerin aylık bağlama oranlarının (ABO) düşürdüler. Emekli aylıklarının ilk hesabındaki büyümenin etkisini yüzde 100’den yüzde 30’a düşürdüler. Emekli aylıklarının alt sınırını yüzde 70’ten yüzde 35’e düşürdüler. Emekli aylık artışlarında sadece resmi enflasyonu dikkate aldılar. Büyümeden, pasatadan emekliye pay vermediler.
Bunların üstüne bütçeden SGK’ye yapılan transferlerin payını da düşürdüler. Sonuç emekli sefaleti ve yoksulluğu oldu. Oysa devleti ve SGK’yi şirket gibi yönetmek neoliberal bir safsatadır. Bu safsatasının bedelini emekliler giderek yoksullaşarak ödüyor.
Sosyal güvenlik siteminin bir dizi yapısal sorunu olduğu kuşku götürmez: Kayıtdışılık, istihdam oranının düşüklüğü, ücret düşüklüğü, aktif-pasif oranının düşmesi gibi. Ancak bunların hiçbiri emekli aylıklarında yaşanan bu neoliberal gaddarlığı açıklamıyor.
Hükümet tam bir neoliberal gaddarlıkla davranarak emeklilerin pastadaki payını küçülttü. Emeklileri sefalete sürükledi. Üstelik bu gerçeği saklamak için verileri tahrif ediyor, yükten ve açıktan dem vuruyorlar. Amasız fakatsız söyleyeyim: Sosyal güvenlikte bir “kara delik” yok tam bir “kara vicdan” ve neoliberal gaddarlık var!