Sevgili dostlar, |
İlk tur sonuçları için “günah keçisi avı” sürüyor. Liste kabarok. Ama ondan önce sonuçları yorumlayalım: Karşımızda yarısı dolu, yarısı boş bir bardak var. Önce boş yarıya bakalım: Evet, seçmen 21 yıllık baskı rejimine, adı yolsuzlukla bütünleşmiş bir lidere, ekonomik krizin, depremin müsebbibine oy verdi. Evet, siyasal İslamcı + ultra milliyetçi bir koalisyon, ikinci turdan sonra yoluna etnik milliyetçi, mülteci karşıtı bir ortakla yürüme eğilimine girdi. Türkiye, dünyayı sağcı politikalara sürükleyen merkezkaç eğilimine yeni bir örnek verdi. Değişim korkusu, değişim talebini yendi. Halkın çoğu, mütevazı mutfağından “Ben sizden biriyim” diyen demokrata karşı, saray balkonundan “Ben sizin padişahınızım” diyen otorkatı tercih etti. Evet, depremde en sevdiklerini yitirenlerin çoğu bile, o yıkımın sorumlularına “devam” dedi. Evet, bahar vaadi, kış korkusuna yenildi. “Ülke bölünecek”, “teröristler işbaşına gelecek”, “aile dağılacak”, “erkekler erkeklerle evlenecek” öcüleri, “vücuda kurşun” tehditleri, daha iyi bir barış ülkesi vaadine baskın geldi. Temelleri 12 Eylül döneminde atılan, 90’larda, 2000’lerde palazlanan, tutucu, milliyetçi, dinci yeni nesil, devletin imkânlarını, siyasetin boşluklarını, diplomasinin fırsatlarını kullanarak iktidara yapıştı. Evet, Erdoğan’ın eski ortaklarını da toparlayıp yıkılan merkezi yeniden inşa çabası, yeterince inandırıcı bulunmadı. Seçime beş kala masanın dağılmaya yüz tutmasını Erdoğan iyi kullandı. Evet, şimdi Oğan’ın destek karşılığı isteyeceği tavizler, muhalefet blokunu hepten kilitleyebilir, Kürtlerin desteğini azaltabilir, Millet ittifakının seçim gecesi beceriksizliği ve tabandaki hayal kırıklığı, ikinci turda Erdoğan’ın işini kolaylaştırabilir. Şimdi bir de bardağın dolu yanına bakalım: AKP’nin, sekiz yıl önceki oyu, yüzde 14 eridi. Erdoğan’ın 26 milyon seçmenine karşı Kılıçdaroğlu, 24 milyonun oyunu alabildi. Bütün bu baskıya, hapisteki liderlere, tutuklanan gazetecilere, “darbe olur” tehditlerine, kurşungeçirmez yelekle yapılan mitinglere, 18 kanaldan yayınlanan söyleşilere, bürokrasinin, medyanın, yargının yüklenmesine rağmen, Erdoğan ilk turu geçemedi, muhalif kitleler bütün varlığıyla direndi. Az başarı değildir bu… Sonuçta bütün yaşananlara rağmen Türkiye siyasetinin yüzde 65 sağ, yüzde 35 sol dengesizliği sürüyor. Ama olmaz denilen oldu; Kürtlerin Akşener’e, Alevilerin Karamollaoğlu’na oy verdiği bir büyük uzlaşma zemini kuruldu. Bize düşen, bu zemini büyütmek, yaygınlaşan ultra milliyetçiliğe, siyasal İslamcılığa, Kürt-Alevi-mülteci düşmanlığına karşı toplumun direnen yarısına ve demokrasi kavgasına omuz vermektir. |