Ahmet BOZKURT
Özge ÖZDEMİR
Van
Van’da İŞKUR bünyesinde çalışan depremzede işçiler, kadrolu iş talebiyle geçtiğimiz yıl Feqiye Teyran Parkı’nda başlattıkları eylem boyunca, gaz yedi, polis şiddetine uğradı, bazen yürüyerek, bazen otobüslerle, Ankara’nın yolunu tuttu. Uzun bir mücadele döneminin ardından çalışma süreleri 3 ay daha uzatıldı. Ancak verilen kadrolu iş sözlerine rağmen şimdi yine işsizlik tehdidiyle karşı karşıyalar. Asgari ücretle çalışan işçiler, 1 Kasım itibarıyla yeniden işsiz kalacak. Şimdi yine mücadeleye hazırlanıyorlar. “Gerekirse ölüm orucuna başlayacağız” diyorlar. Bayrama buruk giren İŞKUR işçilerinden biri de Yüzüncü Yıl Üniversitesinde çalışan Selim Cengiz. Evine misafir olduğumuz Selim Cengiz ve eşi Elif Cengiz bizi bayram şekeri ve kolonyayla karşılıyor.
İŞKUR İŞÇİSİNİN EVİNE ET BAYRAMDAN BAYRAMA…
Bayramı nasıl karşıladıklarını sorduğumuz Selim Cengiz, “Kurban Bayramı geldi ama bir asgari ücret parası bir kurbana eşit olduğu için kurban kesemedik” diyor. Asgari ücretle çalışanın durumunun bayramda da değişmediğini söyleyen Cengiz, “İŞKUR bünyesinde çalışan işçilerden evine ancak Kurban Bayramı’nda et girenler var. Kurban Bayramı dışında evimize et alamıyoruz. Asgari ücretle bu halde yaşıyoruz. Şimdi 1 Kasım’da işsiz kalacağız” diyor.
“Çocuğumuzu istediğimiz gibi giydiremiyoruz” diyen Cengiz, çocuklarının isteklerini karşılayamamanın bir baba olarak çok zoruna gittiğini söylüyor. “Bir babanın boynunu en çok büken şey, çoluk çocuğuna istediği şeyi alamamak” diyen Cengiz, “Bu bayram, bayramlık alamadık. Çocuğumun en ufak bir ihtiyacını karşılarken bile zorlanıyorum” şeklinde konuşuyor.
SADECE ŞEKER ALABİLDİK
Selim Cengiz’in eşi Elif Cengiz ise İŞKUR direnişi sırasında eşine destek olurken bir taraftan da çocuklarının sorumluluğunu taşıdığını söylüyor. Bu süreçte çok yıprandıklarını söyleyen Elif Cengiz, “Bayramı da zor şartlar altında karşılıyoruz. Bu bayram evimize sadece şeker alabildik. Tatlı bile alacak durumumuz yok. Asgari ücretle geçimimiz zor iken işsizlik zamanında çok fazla zorlanıyoruz” dedi.
TEK İSTEDİĞİMİZ KALICI İŞ
Selim Cengiz’e İŞKUR işçilerinin ne istediğini soruyoruz. Esnaf olarak çalıştığını, ancak depremden sonra iflas ettiğini, beş dönem boyunca da İŞKUR’da çalıştığını söyleyen Cengiz, “2016 yılında İŞKUR projesinin biteceğine dair duyumlar aldık. Biz kalıcı iş istiyoruz. Doğal afet geçirmiş bölgelerdeki işçilere verilen hakları istiyoruz. Gölcük’te verilen haklar gibi haklarımızı istiyoruz. 5 dönemdir bunu istiyoruz” dedi.
DİRENİŞ ÇOK ŞEY ÖĞRETTİ
İŞKUR direnişi olmadan önce emek mücadelesinin ne olduğunu bilmediğini söyleyen Cengiz, “Direnişin başlaması ve Ankara’ya gidişimiz, benim dünya görüşümü çok değiştirdi. Kimliğimiz, inancımız için mücadele verirken, ekmeğimiz için mücadele etmeyi de öğrendik. Direniş süresince yakın akrabalarımız bile gelmezken, tanımadığımız insanlar yardımımıza koştu” dedi. Direnişleri boyunca İŞKUR yetkililerinin, milletvekillerinin, Cumhurbaşkanının defalarca söz verdiğini, ancak kandırıldıklarını ifade eden Cengiz, “Cumhurbaşkanı bize sözler verdi ama hiçbiri tutulmadı. Bu yüzden de ekim sonunda açlık grevi, sonra da ölüm orucu kararı aldık. Buna mecbur bıraktılar bizi” dedi.
AÇLIK SINIRININ ÜSTÜNDE OLALIM YETER
Söze giren Selim Cengiz, “Türkiye’de 80 milyon insan varsa çok az bir kısmı bollukta. Diğerleri zorluklar içerisinde yaşıyor. Asgari ücrete mecbur bırakılıyoruz ama bunu da yakında alacaklar elimizden. İŞKUR bünyesinde çalışırken 3 ayımız boş geçiyor, asgari ücretle kıt kanaat geçinirken, onun bile olmadığı durumda maddi ve manevi açıdan yaşayamıyoruz” dedi. Onurlu bir şekilde yaşayabilecekleri bir ücret istediklerini söyleyen Cengiz, “Alışveriş çılgınlığı istemiyoruz. Açlık sınırının üstünde olalım, temel gereksinimlerimizi karşılayabilelim yeter” dedi.
‘BÜYÜYEN EKONOMİ’ BİZE HİÇ YANSIMADI
Açlık sınırının altında bir yaşam sürdürdüklerini söyleyen Selim Cengiz, “Büyüyen ekonomi bize hiç yansımadı” diyorü. Eşi ve iki çocuğuyla yaşadığını söyleyen Cengiz, “Açlık sınırının 1400 TL olduğu yerde asgari ücretle yaşamaya çalışıyoruz. Yetkililer, Van’ı güzelleştirdik, Van’a yatırım yaptık, diyorlar ama asgari ücretle geçimini sağlayan biri bunların hiçbirinden yararlanamaz. Mesela gidip sahilde oturup eşiyle çocuğuyla bir yemek yiyip, çay içemez. Gerçekçi olmak lazım” dedi. Ülkede refah düzeyinin yükseldiğini, ekonominin büyüdüğünü söyleyenlere inanmadığını belirten Cengiz, “Büyüyen ekonomi bize yansımadı. Ben eğer çocuğuma rahat bir yaşam sunamıyorsam, İŞKUR’da evine gitmek için yol parası olmayan işçiler varsa, Türkiye ekonomisi dünyada birinci olsa da, bizim için anlam ifade etmiyor” dedi.
Alın terinin karşılığını alamadığını belirten Cengiz, “İnsanlar işsizlik yüzünden gayrimeşru işlere yöneliyor. Ben bu yaşıma kadar harama el uzatmadım ama çocuğum gözümün önünde aç kalırsa başka alternatifim yok” diyor. Van’da işsizliğin ciddi boyutlarda olduğunu söyleyen Cengiz, “İnsanlar iş bulamadığı için elektrik, su faturası ödeyemiyor, boşanmalara neden oluyor bu durum” dedi.
İHTİRAS UĞRUNA İNSAN ÖLMESİN
Geçtiğimiz günlerde yapacakları bir eylemi, gelen cenazeler nedeniyle yapmamaya karar verdiklerini söyleyen Cengiz, “Biz her iki taraftan da cenazelerin gelmesini artık istemiyoruz. Birinin adı Kürt, diğerinin adı Türk diye insanların ölmesini istemiyoruz. Liderlerin ihtirasları uğruna insanlar ölmesin. Bu çözülemeyecek bir mesele değil” şeklinde konuştu.
İŞÇİ ÇOCUĞU DA OKUYABİLSİN
Zorluklara çocukları için katlandıklarını belirten Elif Cengiz, “Çocuklarımızın okumasını istiyoruz. Bir işçinin çocuğu da okuyabilmeli. Ama bu şartlar altında çok zor. Çocuklarımızı okuturken zorlanıyoruz. Forması 90 TL tutuyor. Okullar da açılacak. Çocuğumuzu mağdur etmek, kırmak istemiyoruz ama elimizden gelmiyor” dedi. Bir kadın olarak ekonomik sıkıntının getirdiği huzurluğu en çok kendisinin yaşadığını söyleyen Cengiz, “Çocuklar isteklerini genellikle babasından değil benden isterler. Maddi açıdan sıkıntılı olduğumuzda aile hayatımız da etkileniyor, huzurumuz kalmıyor. Çalışmamak eşimin psikolojisini kötü etkiliyor” dedi.(Evrensel)