Devrim Avcı
SORU: Merhaba, yaklaşık 3 haftadır satış temsilcisi olarak çalışıyorum. Bunun 18 günü tam zamanlıydı ama bugün sigortamı başlatmışlar. Bunu çıkacağımı anladıkları için yaptılar iki hafta daha çalışmam için. Bu süreçte patronların ne kadar problemli olduğunu gördüm ve bugün istifa etmek istediğimi söyledim. İki hafta ihbar için kalmak zorundasın diyorlar ama ben direkt ayrılmak istiyorum. Nasıl bir yol izleyeceğimi bilemediğim için iletişime geçiyorum sizinle.
CEVAP: İyi günler diler ve ilginize teşekkür ederim. İş yerinde çalışmanız kıdem tazminatı alacağı açısından bir yıllık çalışma süresini doldurmadığınız ve işe iade davası açısından da yine 6 aylık çalışma süresini doldurmadığınız için bu davaları açma hakkınız yasal olarak bulunmamaktadır. Ancak sorunuzda da belirtmiş olduğunuz üzere ihbar tazminatı açısından durumunuz farklıdır. İhbar tazminatı iş ilişkisinin sona ermesinde sadece işverenin değil, işçinin de ödemekle karşı karşıya olduğu bir tazminat türüdür.
İş Kanunu’nun 17. maddesinin, “Bildirim şartına uymayan taraf, bildirim süresine ilişkin ücret tutarında tazminat ödemek zorundadır” şeklinde yer alan ifadesinde, Kanun, işçi ve işveren açısından bir ayrım yapmadan ‘taraf’ diyerek ihbar süresine uymayan tarafın tazminat ödemesini düzenlemiştir. Dolayısıyla bildirim süresine uymayan işçi açısından da ihbar tazminatı ödenmesi söz konusu olabilmektedir. Ancak, işçi açısından haklı nedenle fesih sebebi ile yapılan fesihler söz konusu olduğunda bu durum işçiye derhal fesih hakkı tanıdığı için ihbar süresini beklemek durumunda değildir. Örneğin, iş yerinde diğer bir işçi veya üçüncü kişiler tarafından tacize uğrayan ve bu durumu işverene bildirmesine rağmen gerekli önlemler alınmazsa işçi açısından ihbar süresini beklemeye gerek yoktur. Yani ortada işçi açısından haklı nedenle bir fesih nedeni yoksa, bu durumda ihbar tazminatı ödemek durumundasınız.
5510 sayılı Kanun’un “sigortalılığın başlangıcı” başlıklı 7. maddesinde yer alan düzenlemeye göre, “Sigorta hak ve yükümlülükleri 4. maddenin birinci fıkrasının; (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için çalışmaya, mesleki ve teknik eğitime, mesleki ve teknik ortaöğretim sırasında tamamlayıcı eğitim ya da alan eğitimine, staja veya bursiyer olarak göreve başladıkları tarihten…” başlayacaktır. Yine aynı Kanun’un “sigortalı bildirimi ve tescili” başlıklı 8. maddesinde de “İşverenler, 4. maddenin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılan kişileri, 7. maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde belirtilen sigortalılık başlangıç tarihinden önce, sigortalı işe giriş bildirgesi ile kuruma bildirmekle yükümlüdür.”
Dolayısıyla bu Kanun maddelerinde açıkça görüleceği üzere işçinin sigortası işe başladığı ilk gün içinde başlatılmalıdır. Kanun burada, deneme süresi gibi bir ayrım yapmadığı için, deneme süresinde olan işçiler açısından da sigortaları bu süre içinde başlamalıdır.
İşverenin sizin sigortanızı geç başlatmış olması işçi açısından haklı nedenle fesih sebebidir. Yerleşmiş Yargıtay içtihatları da bu doğrultudadır.
“… Belirtilen tanık beyanları ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı iş yerinde 2013 yılı mayıs ayında çalışmaya başlamasına rağmen Sosyal Güvenlik Kurumuna daha sonraki bir tarihte işe giriş bildirimi yapıldığı ve davacının iş akdini işe girişinin Sosyal Güvenlik Kurumuna geç bildirilmesi nedeniyle haklı olarak feshettiği anlaşıldığından kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.”
Sonuç olarak sizin sigorta girişinizin geç yapılması da haklı nedenle bir fesih sebebi olduğu için ihbar sürenizi beklemenizi gerektiren yasal bir zorunluluk bulunmamaktadır. Ancak bu durumda dahi işveren taraf size ihbar tazminatı alacağı için dava açma hakkına sahiptir.




