Gazze’de insani kriz yaşatan İsrail’in kara operasyonuna karşı İran, “Saldırılar sürerse müdahale etmek zorunda kalırız” dedi. Prof. Dr. Aydın, “İran çatışmaya girmez, yakın grupları kullanabilir” diye konuştu.
ABD ve Batılı ülkelerin desteğini alan İsrail’in ablukaya aldığı Gazze’de yaşattığı insani kriz giderek büyürken Ortadoğu bölgesel bir savaşın eşiğinde. İsrail’in saldırılarında 7 Ekim’den bu yana Gazze’de ölenlerin sayısı 2 bin 329’a yükseldi, 9 bin 42 kişi yaralandı. Uluslararası Af Örgütü, İsrail’in Gazze’de, beyaz fosforlu top mermileri kullandığını belgeleyen ikna edici kanıtlar topladığını kaydetti.
Gazze’deki Sağlık Bakanlığı, İsrail saldırıları altındaki Gazze’ye tüm uzmanlık alanlarından sağlık ekiplerinin gönderilmesi için dünya ülkelerine acil çağrıda bulundu. Açıklamada, İsrail’in hastaneleri hedef aldığı hatırlatılarak, çok sayıda sağlık ekibinin öldüğü veya yaralandığı belirtildi. İsrail’in abluka altındaki Gazze’ye yönelik su, elektrik, gıda kesme kararı almasının ardından başlayan insani kriz derinleşiyor. Elektriğin tamamen kesildiği ve içme suyunun da tükendiği Gazze’de fırınlar durma noktasına geldi. Gazze’de yaşayan Filistinliler ise fırınların önünde kuyruk oluşturmaya başladı.
YAVAŞ YAVAŞ ÖLÜYORUZ
Gazze’nin güneyindeki El-Zahra şehrinde bir fırın önünde uzun süre bekleyen Rami El-Zant, “Gazze’deki durum felaket. Ekmek yok, un yok, elektrik yok. Yavaş yavaş ölüyoruz” dedi. Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safedi de Filistinlilere uygulanan çifte standarda işaret ederek, “Neden Ukrayna’da sivillerin gıda ve ilaca erişimini engellemek savaş suçuyken Gazze’de değil?” dedi.
Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, Filistin halkına yönelik “toplu cezalandırmanın” sonlandırılması gerektiğini dile getirerek “İsrail’in eylemleri meşru müdafaanın ötesine geçiyor” dedi.
KARA OPERASYONU KAPIDA
İsrail ordusu, abluka altındaki Gazze Şeridi’ne hava, deniz ve karadan “koordineli saldırılar” dahil “geniş kapsamlı operasyon” hazırlıklarının tamamlanmak üzere olduğunu açıkladı. ABD’li New York Times gazetesi ise İsrailli 3 üst düzey yetkiliye dayandırdığı haberinde Gazze’ye yönelik kara harekatının “olumsuz hava koşulları” nedeniyle birkaç gün ertelendiğini bildirdi.
ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin, USS Dwight D. Eisenhower uçak gemisinin Doğu Akdeniz’e gitmesi için emir verdiğini açıkladı. Geminin geçen hafta bölgeye gönderilen USS Gerald R. Ford uçak gemisine eşlik edeceğini kaydeden Austin, bu hamlenin İsrail’e karşı “düşmanca hareket edenleri” caydırmak için olduğunu söyledi.
MÜDAHALE EDERİZ
İsrail’in Gazze’deki katliamı sürerken İran’ın Birleşmiş Milletler (BM) aracılığıyla İsrail’e “Saldırıların devam etmesi halinde müdahale etmek zorunda kalacağını” mesajını verdi. ABD’li Axiom sitesinin haberine göre İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan, Tahran’ın bölgesel bir savaş istemediğini ancak “kırmızıçizgilerinin” olduğunu, özellikle Gazze’ye kara saldırısı başlarsa müdahil olabileceklerini iletti.
İran’ın BM Daimi Temsilciliği’ de “İsrail apartheidinin savaş suçları ve soykırımı derhal durdurulmazsa, durum kontrolden çıkabilir ve geniş kapsamlı sonuçlar doğurabilir; bunun sorumluluğu da BM’ye, Güvenlik Konseyi’ne ve Konsey’i çıkmaza sürükleyen devletlere aittir” dedi.
***
Kara operasyonu iki tarafı keskin bıçak
Kara operasyonu bir şekilde gerçekleşecek, Netanyahu bu saatten sonra geri adım atamaz. Uzun süredir ona, hükümetine, kanunları değiştirmesine karşı bir direniş var. Hamas’ın saldırısından Netanyahu’yu sorumlu tutan geniş bir kitle var. Bir güvenlik açığı oluşturduğunu düşünenler veya Filistin politikasından dolayı konunun bu noktaya geldiğini düşünenler var. Bu kadar büyük hazırlıktan sonra da geri dönüşü çok mümkün olmaz. Fakat bu iki tarafı keskin bir bıçak. Çünkü ne zaman İsrail Gazze’ye girse kesin bir sonuç almadan çıkıyor, Hamas’ı bitirmek mümkün olmuyor ve her seferinde kayıplar veriyor. Bir süre sonra da Filistin tarafındaki vahşet, uluslararası kamuoyunu hızla değiştiriyor. Bu operasyonu yapacak ama oradan nasıl çıkacağını bilemiyoruz. Gazze’nin yanında Lübnan sınırında da ciddi bir yığınak var. Tüm bu süreç başlamadan önce de İsrail’in odak noktası Lübnan sınırıydı, oradan bir saldırı bekliyordu.
İran hiçbir şekilde doğrudan dahil olmak istemeyecektir. Yıllardır da stratejilerini de bu yönde oluşturuyor. İleri savunmada Ortadoğu’da, İsrail’i çevreleyen, kendisine bağlı ve yakın gruplar geliştiriyor. Hamas, Lübnan’da Hizbullah bunlardan birileri. Suriye’de, Irak’ta var. İran doğrudan çatışmaya girmez hem ABD hem de İsrail’e karşı. Karşı tarafa ne kadar zarar verse de kendisi de büyük kayıplara uğrar, bunun farkında. Ama bu İran’la birlikte hareket eden diğer aktörlerin devreye girmeyeceği anlamına gelmiyor. İsrail de bunun farkında olduğu için Suriye ve Lübnan’ı “uyarı olarak” bombalıyor.