PTT’nin özelleştirilmesinin ön adımı olarak değerlendirilen taşeronlaşma ve verilen hizmetin ticarileştirilmesi yönündeki uygulamalara karşı emsal niteliğinde bir yargı kararı geldi. Haber-Sen İzmir Şubesi tarafından yürütülen hukuk mücadelesi sonucunda, sendikalaştığı için işten çıkartılan 4 taşeron çalışanın işe iade davası kazanıldı.
Yargı, taşeron çalışanları asıl işveren konumundaki PTT işçisi olarak değerlendirdi ve kazanılan davada tazminatları PTT’nin ödemesi öngörüldü. Bu karar, PTT hizmetlerinde çalışan birçok taşeron çalışanın çeşitli başlıklarda hak talebinde bulunabilmesinin önünü açacak.
PTT’nin Anonim Şirket haline dönüştürülerek kamu kuruluşu olmaktan çıkarılmasına ilişkin yasa tasarısı halen Meclis komisyonunda bekletiliyor. Uzak olmayan bir vadede, bu tasarının yasalaştırılması beklenirken, PTT’nin ticari bir işletme gibi faaliyet gösteren bir kurum haline getirilmesi için bugüne dek sessiz sedasız birçok adım atıldı. Bunlardan bir tanesi de PTT’de kamu çalışanlarının yaptığı asli işleri taşeron şirketlere devrederek taşeron işçi istihdam edilmesi oldu.
Bu adımlardan sonra, Türkiye’deki tüm PTT merkezlerinde posta dağıtım ve kargo işlerini neredeyse sadece taşeron şirket işçileri yerine getirmeye başladı. Çalışma koşulları oldukça ağır olan bu işçiler günde ortalama 11-12 saat çalıştırılmalarına rağmen fazla mesai ücretlerini alamıyorlar.
PTT kendi kadrolu çalışanlarına paso dağıtırken, taşeron şirket işçileri ulaşım bedelini ceplerinden karşılamak zorunda kalıyor. Taşeron işçilerin bağlı oldukları taşeron şirket her yıl değiştirildiği ve işçiler her dönemde yeni şirket çalışanı gibi gösterildiği için iş güvenceleri bulunmuyor.
Halen bir kamu kurumu olan PTT ise bu işçilerin özlük hakları, ücret alacakları ve iş güvenceleri ile ilgili hiçbir sorumluluk üstlenmiyor.
Öte yandan, PTT’nin kamu çalışanları Haber-Sen gibi kamu sendikalarına üye olabiliyorken taşeron işçilerin örgütlü bir sendikası da bulunmuyor.
Haber-Sen, İzmir’de taşeron işçilerin bu sorunlarını kamuoyunun gündemine taşımak için bir dizi girişimde bulundu. Taşeron işçilerin önemli bir bölümü ise sendikal örgütlenmeyi tartışmaya başladılar.
İşveren işçilerin örgütlenme yönündeki iradesini öğrenir öğrenmez dört kadın işçinin işine 28 Haziran 2010 tarihinde son verdi. Taşeron şirket Aytürk Posta Dağıtım Hizmetleri Temizlik Nakliyat San. ve Tic. Ltd Şti, işçilerden Gül Mamak, Filiz Akbaş, Bahar Kısacık ve Nilgün Özdemir’e iş akitlerinin feshedildiğini yazılı olarak bildirdi.
Yaklaşık üç yıldır PTT’nin işlerini yapan dört kadın işçi adına Haber-Sen işe iade istemli davalar açılmasını sağladı. PTT ve taşeron şirket aleyhine açılan bu davalarda işe iade tazminatının yanında, işçiler sendikal nedenle işten çıkarıldıkları iddiasıyla İş Kanunu’ndaki hükme dayanarak 12 aylık ücretleri tutarında tazminat da talep edildi.
Açılmış olan dört dava da 13 Ekim 2010 tarihinde karara bağlandı. Mahkeme, işçilerin her birinin işlerine iadesine karar verirken, işe geri alınana kadar geçecek süre için 4 ay, ayrıca sendikal nedenle işten çıkarıldıkları için de 12 ay, toplamda ise 16 ay tutarında tazminat ödenmesine hükmetti. Mahkeme bu hükmü verirken, henüz sendika üyesi olmadıkları halde, sendikal örgütlenmeye giriştikleri sırada işten çıkarılmış olmalarını yeterli buldu.
Mahkeme kararında asıl önemli kazanımın ise işçilerin tazminatını ödemekle yükümlü tutulan kurumun PTT Genel Müdürlüğü olarak değerlendirilmesi olduğu belirtiliyor. Mahkemenin bu kararı, işçilerin işe başladıkları günden itibaren PTT’nin asıl işçisi olarak değerlendirilmeleri ve PTT ile taşeron şirket arasındaki alt işveren-üst işveren ilişkisinin yok sayılması anlamına geliyor.
Mahkeme, işçilerin PTT’nin asli işini gördükleri halde taşeron şirket işçisi olarak sayılmalarını yasadışı ilan etmiş oluyor.
Hukukçular, PTT’de çalışan tüm taşeron işçilerin her türlü işçilik haklarından PTT Genel Müdürlüğü’nü sorumlu tutabilmelerinin önünü açtığını belirtiyor. Ayrıca çalışanların başından beri PTT işçisi sayılmalarına karar verilmesi, işçilerin kendileriyle aynı işi yapan diğer PTT çalışanları ile aralarındaki ücret farkının tazmini için dava da açabilmelerini mümkün kılıyor.



