Organize Suç Örgütü Lideri Sedat Peker, dün sabah 9’uncu videosunu yayımladı.
Daha önceden ilan ettiği gibi Sedat Peker, bu videosunda, Erkam Yıldırım’la ilgili iddialarını yinelerken, Süleyman Soylu’dan Doğu Perinçek’e, belediyelerdeki taşeron soygunundan emniyetteki klikler çatışmasına… çeşitli konularda iddialar öne sürmekle kalmadı, haftalardır kamuoyunu meşgul eden “Sedat Peker’den 10 bin dolar alan siyasetçi kim” sorusuna da yanıt verdi!
Bu kişinin Eski İstanbul Milletvekili halen de AKP MYK Üyesi olan Metin Külünk olduğunu belirten Peker, “Aylık bağladığım bir milletvekili yok ama Metin Külünk’e 10 bin dolardan daha fazlasını gönderdim. Seçim dönemlerinde arabasına para koydum” diyor. “10 bin dolardan fazla” dediği parayı Metin Külünk’ün kardeşi Ömer Külünk’ün bir mafya grubuna olan borcunun ödenmesi için, “yardım amacıyla” gönderdiğini söylüyor. Gönderdiği paranın miktarının bugünkü karşılığının 1.5 milyon kadar olduğunu belirtiyor Peker.
METİN KÜLÜNK’TEN ‘ELÇİYE ZEVAL OLMAZ’ TWEETLERİ!
Kamuoyunda Süleyman Soylu’nun işaretiyle haftalardır, “Peker’den 10 bin dolar alan siyasetçi” olarak gösterilen ama, çıkıp da “Böyle bir şey yoktur” demeyen, diyemeyen Metin Külünk, Peker’in açıklamasından birkaç saat önce, Twetter hesabından “Elçi sözcüdür” başlığı altında tweetler attı.“Liderler, seçimle iş başına gelenler, görev alanlar bu canlı devletin elçisidir. Elçi sözcüdür. Elçinin hukukunun korunması çok değerlidir Türkün töresinde Türk Devlet tarihinde binlerce Elçi geldi ve görevlerini yapıp gittiler” diyerek başlayan 16 tweet atan Külünk bu tweetlerinde, ne Peker ne de “10 bin dolar”dan hiç söz etmiyor. Hatta ima bile etmiyor. Ama Peker videoları etrafında süren tartışmalara ve Bakan Soylu’nun Külünk’ü işaret eden suçlamalarına bakıldığında Külünk’ün, “Ben devletin üst makamlarının sözcüsüyüm, elçiyim, Elçiye zeval olmaz” demek istediği anlaşılmaktadır. Ama bunu demek için Külünk’ün, somut tartışmalara hiçbir atıfta bulunmadan, ortalığa yapılmış gibi görünen uzun bir “tarih-devlet-Türk devlet gelenekleri” dersi veremeye kalkması, elbette Külünk’ün bunlarla neyin savunmasını yapmak, neyin üstünü örtmek istediği sorusunu da büyütmektedir. Külünk’ün tweetlerinin, haftalardır süren ve ama kendisinin hiçbir şey söylemediği “ayda 10 bin dolarlık rüşvet” konusunda açıklama yapması beklenen Peker’in 9’uncu videosundan birkaç saat önce atılmış olması elbette ki çok manidardır.
PEKER’İN AÇIKLAMASI KÜLÜNK’Ü TEMİZE ÇIKARIR MI?
Peker’in, “10 bin doları kime gönderdiğini açıklayacağı”nı günler öncesinden ilan ettiği dikkate alındığında, Külünk’ün bu zamanlaması ister istemez, Peker’in kendisine başka suçlamalar da yöneltebileceği endişesiyle mi hareket ettiği sorusunu akla getirmektedir. Hele de tweetlerin hiçbir somut olayla bağlantı kurulmadan oluşturulan aforizmalar olması, soruları büyütmektedir.
Peker videosunda Metin Külünk’ten saygılı bir biçimde “Metin abi” diye söz ettiğine göre, bundan sonra da onu çok zorda bırakacak bir şey söylemeyeceği görünmektedir. Ama burada Soylu, ülkenin İçişleri Bakanı olarak Külünk’e yönelik olarak, “ayda 10 bin dolar rüşvet aldığı” iddiasının kanıtlarını ortaya koymak durumundadır. Burada “Ben Metin Külünk’ü kastetmemiştim” gibi bir yanıt verme lüksüne sahip değildir.
Tabii burada; iktidarın önemli bir siması olan Metin Külünk’e önce İçişleri Bakanının adını vermese de herkesin aklına Külünk’ü getirecek kadar güçlü bir işaret vermesi, şimdi de Külünk’e para veren Peker’in; “Ben verdim ama öyle değil de böyle ‘yardım” için verdim” demesi karşısında savcılar, bugüne kadar yaptıkları gibi üç maymunu oynamayı sürdürecekler mi, bunu da önümüzdeki günlerde daha açıkça göreceğiz.
Peker’in “Külünk’ü aylığa bağlamadığını söylemesi onu temize çıkarmaz. Çünkü Külünk, iktidarın tanınmış bir simasıdır ve Peker’in açıklamasıyla da organize suç örgütü, iktidarın en başındakiler tarafından ajan, hain olarak suçladıkları bir kişiden para aldığı iddiası düne göre daha da güç kazanmıştır.
PEKER İDDİA VE İFŞALARINI SÜRDÜRECEK GÖRÜNÜYOR
Erdoğan’ın, 26 Mayıs’ta grubunda yaptığı ve Soylu’nun yanında olduğunu söylediği toplantıdan sonra, “Peker’in iddialarının üstünde durulmamasını” istediği belirtilmektedir. Nitekim AKP sözcülerinin ve yandaş medyanın Soylu’ya sahip çıkma konusundaki düşük profilin giderek daha da aşağı çekildiği açıkça görülmektedir.
Siyasetteki bu tutumun yargıdaki karşılığı ise savcıların mecbur kalmadıkça Peker ifşaları konusunda adım atmayacakları anlamına gelmektedir.
Bu yüzden iktidarın, Kutlu Adalı cinayetinde olduğu gibi bir mecburiyet karşısında kalınmadıkça ya da kamuoyu baskısı iktidarı ve yargıyı harekete geçirecek kadar ilerlemedikçe “üç maymun” siyasetinde ısrar edeceğini söylemek yanlış olmaz.
Cumartesi günü attığı tweette Peker, SADAT’ın Suriye’de el Nusra’ya silah göndermesini yeniden gündeme getirirken, kendisine Erdoğan ailesinin damadı olan İş İnsanı Serdar Ekşi’yi tanık göstermesi, onunla yaptığı görüşmenin kaydını yayımlaması Peker’in Erdoğan’la ilişkilerini açıklayacağını söylediği videosunu yayımlamadan önce Saray’ı kuşatacak adımlar atmaya devam edeceğini göstermektedir.
Erdoğan’ın öğüdü doğrultusunda, iktidardan bir hamle gelmese de Peker’in, bir uzlaşmaya varılması için iddia ve ifşalarını sürdüreceği de anlaşılmaktadır. Peker’in cumartesi günü attığı tweet ve 9. videosundaki iddialar bunu işaret etmektedir.