Eski TİSK Başkanı Eyüboğlu’nun yakınmaları gerçeği yansıtmıyor. Asgari ücretin işverene maliyeti, son yıllarda işverenlere sağlanan teşviklerle önemli ölçüde gerilemiş durumda
Asgari Ücret Komisyonu ilk toplantısını yarın gerçekleştiriyor. Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu’nun (TİSK) önceki gün yapılan 26. Genel Kurulu’nda konuşan eski Yönetim Kurulu Başkanı Yağız Eyüboğlu, 2016 yılında asgari ücretin yüzde 30 oranında artırılmasının, uygulanan kısmi Hazine desteğine rağmen şok etkisi yarattığını ve bu durumun işsizliği artıran bir faktör olduğunu iddia etti. Eyüboğlu, “Dolayısıyla şunu vurgulamak istiyorum, itirazımız işçinin cebine daha fazla para girmesine değil, artış maliyetinin tamamına yakın kısmının işverenin üzerine bırakılmasınadır” ifadelerini kullandı.
DİSK Araştırma Enstitüsü’nün (DİSK-AR) hazırladığı ‘Asgari Ücret Raporu’na göre, TİSK eski Başkanı Eyüboğlu’nun bu yakınmaları gerçeği yansıtmıyor. Raporun bugün yayımladığımız üçüncü ve son bölümünde, asgari ücretin işverene maliyetinin son yıllarda işverenlere sağlanan çeşitli teşviklerle önemli ölçüde gerilediği somut verilerle ortaya konuyor.
Asgari ücretin işverene maliyeti azalıyor
Sermaye çevreleri özellikle 2016’daki yüzde 30’luk asgari ücret artışını bahane ederek, maliyetlerinin çok arttığından dem vuruyorlar. Ancak bu yakınmaları gerçeği yansıtmıyor. Son yıllarda işverenlere sağlanan çeşitli teşviklerle asgari ücret ve ücret maliyetleri önemli ölçüde gerilemiş durumda.
»5 puanlık SGK işveren prim indirimi
Asgari ücret konusunda işveren çevrelerinin en önemli itirazlarından biri, asgari ücretin işverene maliyeti. Özellikle SGK işveren payının yüksekliği sık sık ileri sürülüyor. İşverenlerin bu talebi doğrultusunda, 2008 yılında 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 81. maddesine eklenen bir hükümle işverenlere 5 puanlık SGK prim indirimi getirildi. Bu prim indirimi ile işverenin yüzde 11’lik payı yüzde 6’ya düşürüldü.
»Asgari ücret prim teşviki
Ocak 2016’da kabul edilen 6661 sayılı torba kanun ile “işverenlerin rekabet gücünün artırılması ve kayıtlı istihdamın teşviki” amacıyla bazı düzenlemeler yapıldı. 5510 sayılı yasaya eklenen geçici 68. madde ile asgari ücretle çalışanların yoğunlukta olduğu küçük ve orta ölçekli işletmelere sigorta prim desteği yapıldı.
İşverenlerin 2016 yılı için asgari ücret teşvikinden yararlanmasına ilişkin uygulama, iki farklı unsur içeriyor. Bu unsurlardan birincisi şu: 2015 yılında prime esas günlük kazancı brüt 85 TL (aylık 2550 TL) ve altında olan sigortalılar için 2016 yılı içerisinde aylık 100 TL destek veriliyor. İkinci destek ise, 2016 yılı içerisinde ilk defa kurulan işyerlerinde SGK’ye bildirilen sigortalılar için aylık 100 TL prim teşviki olarak uygulanıyor.
»Engelli çalıştırma teşviki
Prim indirimlerinin yanında istihdam teşvikleri adı altında başka teşvik uygulamaları da yapılıyor. Örneğin engelli çalıştırma teşviki bu kapsamda. Gerek zorunlu çalıştırılan, gerekse kontenjan (yüzde 3) fazlası çalıştırılan ve çalışma gücü kayıp oranı yüzde 40’tan fazla olan engelliler için sigorta primine esas kazancın alt sınırı üzerinden hesaplanan işveren payının tümü hazinece karşılanıyor.
»Asgari Geçim İndirimi (AGİ)
AGİ, ücretlinin medeni durumuna ve çocuk sayısına göre sağlanan bir vergi indirimidir, 16 yaşını dolduran ücretli çalışanların ücret kazancının bir kısmının vergiden istisna tutulmasıdır. Brüt asgari ücret ve işçinin medeni durumu göz önüne alınarak hesaplanır, örneğin 2016 yılı için işçinin medeni durumu ve çocuk sayısına bağlı olarak AGİ 123,53 ile 209,99 TL arasında değişmektedir.
Asgari ücretin işverene maliyeti yüzde 70’den yüzde 50’ye indi
Son yıllarda işverenlere sağlanan bu teşvikler sonucunda, net asgari ücret ile asgari ücretin işverene maliyeti arasındaki fark azaldı (Tablo 4). 2007 yılında asgari ücretin işverene maliyeti, net asgari ücretin yüzde 70’i kadar daha fazlaydı. Diğer bir ifade ile net asgari ücret 100 ise, bunun işverene maliyeti 170 idi.
2008 yılından itibaren brüt maliyet düşmeye başladı. 2016 itibariyle asgari ücretin işverene maliyeti net asgari ücretin yüzde 49 fazlası. Yani asgari ücret 100 ise, bunun işverene maliyeti 149.
Bu veriler gösteriyor ki, devlet tarafından sağlanan teşviklerle desteklenen işverenler, asgari ücret maliyet artışından önemli ölçüde korunmuş durumda. Gözden saklanan önemli gerçek işte bu.
***
İşverenlere 23 milyar prim desteği: Bütçenin yüzde 4’ü
2010 yılında 3.8 milyar lira olan yüzde 5 SGK işveren prim desteği, 2016 yılında 23 milyar liraya yaklaştı. 2010 yılında bütçe içindeki oranı yüzde 1,3 olan işveren SGK prim desteği hızla artarak yüzde 4’lük paya ulaştı (Grafik 7).
Bütçeden işverenlere sağlanan bu pay, pek çok bütçe kaleminden büyük (Grafik 8). Örneğin 2016 yılında İşsizlik Sigortası Fonu’na sağlanan devlet desteğinin oranı bütçenin yüzde 0,6’sı. Yine bütçeden Sosyal Hizmetler ve Çocuk Esirgeme Kurumu’na (SHÇEK) yapılan ödemeler yüzde 1 oranında. Bütçeden yaşlı muhtaç aylığı için ayrılan kaynak ise yüzde 0,9.
Görüldüğü gibi asgari ücret artışının çok önemli bir bölümü kamu kaynaklarından sağlanıyor. Böylece işverenin yükümlülüklerinin bir bölümü halkın sırtına yükleniyor. Bütçeden karşılanan 5 puanlık SGK desteği; halkın, emekçilerin vergileriyle işverenlerin finanse edilmesi anlamına geliyor.
***
Asgari ücret geçim ücreti olmalı!
DİSK-AR’ın raporunda şu talepler yer alıyor:
1 Tespitte uluslararası standartlara uyulmalı
Ülkemizdeki asgari ücret tespit mevzuatı, asgari ücreti işçinin kendi asgari ihtiyaçları ile sınırlıyor. Asgari ücret uluslararası sözleşmelere uygun biçimde, işçinin kendisi ve ailesinin insanca yaşamasına yetecek şekilde belirlenmeli. Türkiye 131 sayılı asgari ücret tespitine ilişkin ILO sözleşmesini onaylamalı ve Avrupa Sosyal Şartı’na asgari ücretle ilgili konan çekinceyi kaldırmalı.
2 Yönetmeliğe ve TÜİK hesabına uyulmalı
Ülkemizdeki asgari ücret tespiti sadece uluslararası normlara değil, Asgari Ücret Tespit Yönetmeliği’ne de aykırı. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na her yıl bir işçinin geçimi için gerekli besin içi ve besin dışı harcamalara ilişkin asgari tutarı hesaplayıp sunuyor. Yani TÜİK, tek bir işçinin asgari yaşam maliyetini hesap ediyor. Ancak asgari ücret, TÜİK tarafından hesaplanan asgari ücretin altında kalıyor. Aradaki fark 19 ile 32 puan arasında değişiyor (Tablo 6). Örneğin 2016 için yüzde 30 artışla saptanan asgari ücret, TÜİK’in 2015 Kasım ayı için hesapladığı bir işçinin asgari giderinin tam 300 TL altında. TÜİK tarafından 2015 Aralık ayında Asgari Ücret Tespit Komisyonu’na sunulan ve Kasım 2015’teki değerleri içeren miktar 1600 TL idi.
3 Bütün bağımlı çalışanlar için tek asgari ücret saptanmalı
Asgari ücret tüm çalışanlar için ortak bir düzey ve toplu pazarlıkla belirlenmeli. Bu, sosyal devletin ve eşitlik ilkesinin gereğidir. Oysa ülkemizde asgari memur maaşı ile asgari ücret arasında farklılıklar yaşanıyor.
4 AGİ hariç net hesaplanmalı ve vergi dışı bırakılmalı
Bilindiği gibi 2008 yılına kadar ücretliler topladıkları fatura ve fişler karşılığında devletten vergi iadesi alıyordu. Vergi iadesi ücretin bir parçası değildi, devlet tarafından yapılan bir ödemeydi. 1 Ocak 2008’de bu uygulama kaldırıldı ve bunun yerine Asgari Geçim İndirimi (AGİ) uygulaması başlatıldı. AGİ’nin dahil edilmesiyle net asgari ücret, olduğundan yüksek gösterilmeye başlandı. Oysa AGİ işveren tarafından ödenmiyor, devlet tarafından sağlanan bir destek.
AGİ, asgari ücretin işverene maliyetini düşürüyor. Örneğin 2016’da AGİ hariç asgari ücret 1300 TL değil, 1177 TL. İşveren tarafından işçiye ödenen net asgari ücret bu. Diğeri bütçeden sağlanan kamusal bir destek. Bunun yanında, asgari ücretin tümüyle vergi dışı bırakılması gerek.
5 Asgari ücret 2000 net!
2017 yılı için saptanacak asgari ücrette TÜİK verilerinin mutlaka dikkate alınması gerekir. TÜİK, Kasım 2015 itibariyle tek başına bir işçinin asgari geçim maliyetini 1600 TL olarak hesapladı. Bu miktarın aradan geçen bir yılda en az yüzde 10 oranında arttığı kabul edilmeli. Bu durumda Kasım 2016’da bu miktar 1750 TL civarında olmalı.
Sendikalarca tespit edilen açlık ve yoksulluk sınırları da dikkate alınmalı. Ekim 2016 itibariyle tek yaşayan bir çalışanın aylık minimum yaşama maliyeti 1700-1800 TL arasında. Bu miktarın 2017’de enflasyon oranında artacağı dikkate alınmalı. Döviz kurlarındaki sıçrama nedeniyle 2017’de enflasyonun resmi beklentinin üzerinde olacağını tahmin etmek de güç değil. Dolayısıyla Kasım 2016’da 1750 lira civarında olan tek bir işçinin asgari yaşam maliyeti 2017’de 2000 TL’yi rahatlıkla bulacaktır. 2017 asgari ücretinin en az 2000 TL olması gerekir.
(BİTTİ)