“Yeni yılda ve kışın tam ortasında, çok karlı bir coğrafyada doğmak şanstır bence.“ Sakine Cansız bu sözleri yazdığında bir kış günü Paris’te yol arkadaşı Fidan Doğan ve Leyla Şaylemez ile birlikte katledileceğini bilmiyordu.
Gençliği Diyarbakır işkencehanelerinde geçti… Cezaevinden çıkınca dağların yolunu tuttu. Hep kelle koltukta yaşadı…
„Hep Kavgaydı Yaşamım“ isimli iki ciltlik kitabında yaşama sıkı sarılmış bir kadın okuyorsunuz.
Sakine, Fidan ve Leyla katledileli altı (6) yıl oldu. Tetikçi Ömer Güney Fransa’da tutulduğu cezaevinde öldü; cinayetin arkasındakiler ve bağlantıları açığa çıkmasına diye öldürülmüş olduğunu iddia edenler var.
Ömer Güney bulunduğu cezaevi hücresinde olmuş olsa da Paris mahkemesi savcısı yaptığı soruşturmada cinayetin bağlantıları ve arkasındaki güçlere dair bir dizi bilgi ve belgeye ulaştı! Savcı Ömer Güney’in MİT ile ilişkilerini deşifre etti…
Güney’in MİT mensupları ile yapmış olduğu görüşmelerin ses kayıtları basına sızdırıldı.
MİT cinayeti planlarken, Türkiye devleti yetkilileri Oslo’da KCK yöneticileri ile barış görüşmeleri yapıyordu.
Sara (Sakine) ve yoldaşlarının katledildiği günlerde MİT Öcalan ile çözüm sürecini yürütüyordu… O gün Kürt basını ve Türkiye’nin ana akım medyası cinayeti ‘barışa sabotaj’ başlıklarıyla geçti! Bugün de yaygın kanaat bu cinayetin ‘çözüm sürecini sabote etmek ve sonlandırmak için tertiplenmiş olduğu’ yönünde.
Bu değerlendirme birçok bakımdan eksik.
Eksik çünkü o gün ‘bu cinayeti devletin içindeki derin yapılar icra etti’ tezi ortaya çıkan bulgu ve belgeler ile çürüdü.
O gün derin devletten kasıt Fethullahçı cemaati. 15 Temmuz 2016’dan bu yana darbe girişimi iddiası ile binlerce cemaat üyesi tutuklandı ve onbinlerce sayfalık iddianameler hazırlandı lakin Paris cinayetine ilişkin tek bir cümle yok!
Paris cinayetinde ortaya çıkan veriler MİT gösteriyor.
Cinayeti sanıldığının aksine MİT’in içindeki denetim dışı bir odak tarafından değil; bizzat çözüm sürecini yürüten ekip tarafından organize edildiği anlaşılıyor.
Mesaj açıktı: Biz ne istersek yapacaksınız ve ne verirsek razı olacaksınız…!
Bu cinayet ile çözüm sürecini bir nevi esaret altına almış oldular.
Sakine ve yoldaşlarını katledenler çözüm sürecinden beklentilerinin önemli bir kısmını gerçekleştirince 2015’te sürecin ipini çektiler.
Paris savcılığı cinayete ilişkin bir dizi belge ve bulguya ulaşmasına rağmen dosyayı kilitli bir kasaya attı.
Aradan geçen zaman da cinayetin esrarı tam olarak çözülmedi!
Dünyanın birçok ülkesinde nasıl toplu siyasi bir cinayetin üzeri örtülür?
Hukuku ve demokrasisi gelişmemiş ülkelerde bunun örneği çoktur!
Lakin bu cinayet böyle bir ülkede işlenmedi;
Fransa hukuku köklü olan bir ülke ve demokrasisi hali hazır da en iyilerden… Cinayetin tutuklu tek zanlısı Ömer Güney cezaevinde ölse de cinayetin esrarını çözmek için Paris savcılığının elinde epey bilgi ve belge olduğu söyleniyor.
Kürtler ve dostları Fransa’da adalet istiyorlar. Eğer Paris cinayetinin esrarı dağılırsa Türkiye’de çözüm ve demokratikleşmeyi engelleyen odak teşhir olacak; barış, demokrasi ve çözüme yakınlaşacağız!
Kürtler ve dostları ADALET için yarın -12 Ocak Cumartesi günü- Paris’te buluşuyorlar.
Kürtler ve dostları Fransız savcısına ‘GÖREVİNİ YAP’ diyecekler.