• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Mayıs 21, 2022
  • Hakkımızda
  • Yayın İlkeleri
  • Künye
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Pervin Buldan, Kürtçe yasağına 'Dar Hejiroke' şarkısını canlı yayında söyleyerek tepki gösterdi

      Pervin Buldan, Kürtçe yasağına 'Dar Hejiroke' şarkısını canlı yayında söyleyerek tepki gösterdi

      Fatih Altaylı, CHP’nin SADAT’a gitme sebebini yazdı: Anlatılanlar ilginç

      Fatih Altaylı, CHP’nin SADAT’a gitme sebebini yazdı: Anlatılanlar ilginç

      Erken seçim yoksa şimdi ne yapacak?

      Erken seçim yoksa şimdi ne yapacak?

      Özel güvenliğe 31 milyar TL

      Özel güvenliğe 31 milyar TL

    • Yaşam
      Ruhun miskin hastalığı: Can sıkıntısının kısa tarihi

      Ruhun miskin hastalığı: Can sıkıntısının kısa tarihi

      Tek odalı evde yaşıyor: Komşular verirse yiyorum, yoksa aç yatıyorum

      Tek odalı evde yaşıyor: Komşular verirse yiyorum, yoksa aç yatıyorum

      17 can gitti tek tutuklu yok

      17 can gitti tek tutuklu yok

      Gençler AKP kıskacı altında

      Gençler AKP kıskacı altında

    • Türkiye
      Üreticiler perişan

      Üreticiler perişan

      Çöpün ithal edenden başkasına faydası yok

      Çöpün ithal edenden başkasına faydası yok

      Tek odalı evde yaşıyor: Komşular verirse yiyorum, yoksa aç yatıyorum

      Tek odalı evde yaşıyor: Komşular verirse yiyorum, yoksa aç yatıyorum

      Muhalefetin önergelerini haberleştiren gazeteciler ifadeye çağrıldı, Basın İlan Kurumu da savunma istedi

      Muhalefetin önergelerini haberleştiren gazeteciler ifadeye çağrıldı, Basın İlan Kurumu da savunma istedi

    • Dünya
      Hollanda'da ev sahiplerine kira sınırlaması getirilecek

      Hollanda'da ev sahiplerine kira sınırlaması getirilecek

      Gerçek dışının karşısındaki güç: Sevgi

      Gerçek dışının karşısındaki güç: Sevgi

      Maymun çiçeği virüsü: Nedir, nasıl bulaşır, tedavisi var mıdır?

      Maymun çiçeği virüsü: Nedir, nasıl bulaşır, tedavisi var mıdır?

      Zafer kadınların

      Zafer kadınların

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Gerçek dışının karşısındaki güç: Sevgi

      Gerçek dışının karşısındaki güç: Sevgi

      Saltanat ve Hilâfet Dîninde Muhâlefet Düşmanlığı (2)

      Saltanat ve Hilâfet Dîninde Muhâlefet Düşmanlığı (2)

      Geldikleri gibi gidecekler! Geldikleri gibi gidecekler! Geldikleri gibi gidecekler!

      Geldikleri gibi gidecekler! Geldikleri gibi gidecekler! Geldikleri gibi gidecekler!

      Bir çöküşün kısa öyküsü…

      Bir çöküşün kısa öyküsü…

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Ataol Behramoğlu: İsyanım yaşam düşmanlığına

      Ataol Behramoğlu: İsyanım yaşam düşmanlığına

      Antikapitalist Müslümanlar 1 Mayıs yürüyüşleri (2012-2019)

      Antikapitalist Müslümanlar 1 Mayıs yürüyüşleri (2012-2019)

      İl il 8 Mart eylem ve etkinlikleri

      İl il 8 Mart eylem ve etkinlikleri

      Türk Tabipleri Birliği acil önlem çağrısı yaptı, tarih verdi: Talepleri karşılanmazsa iş bırakacaklar

      Türk Tabipleri Birliği acil önlem çağrısı yaptı, tarih verdi: Talepleri karşılanmazsa iş bırakacaklar

    • Fotoğraf & Karikatür
      Uykusuz'dan 'Barınamayanlar' kapağı: Metroya yakın bankı kapmışsın

      Uykusuz'dan 'Barınamayanlar' kapağı: Metroya yakın bankı kapmışsın

      Uygarlaşamayacak Olan Bir Acemi ''Bubi (David Hoyan)''

      Uygarlaşamayacak Olan Bir Acemi ''Bubi (David Hoyan)''

      Nail Payza Ölümünün 25. Yılında baskı resimleri ile Galeri Selvin Nişantaşı’nda

      Nail Payza Ölümünün 25. Yılında baskı resimleri ile Galeri Selvin Nişantaşı’nda

      ABD’nin BM Daimi Temsilcisinden Filistin ve İsrail’e görüşmeleri başlatma çağrısı

      ABD’nin BM Daimi Temsilcisinden Filistin ve İsrail’e görüşmeleri başlatma çağrısı

    • Kitap & Dergi
      Saklı ve görünen lezzetler

      Saklı ve görünen lezzetler

      Bana siyasi iklimi söyle sana dolandırıcılık icat edeyim

      Bana siyasi iklimi söyle sana dolandırıcılık icat edeyim

      Koralı Okuyucusuyla Buluştu

      Koralı Okuyucusuyla Buluştu

      İlkokul öğretmeninden Tayyip'e son ders...

      İlkokul öğretmeninden Tayyip'e son ders...

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Ali Duran Topuz

Ali Duran Topuz

Ölüye hakaret, diriye hakarettir

Aralık 13, 2021 Alıntı Yazılar 0 yorum

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Garibe Gezer’in ölümünden sonra cenazesine reva görülenler, ölümü esas alan bir siyasetin sıradan işleriydi.

Garibe Gezer’in ölümü ve sonrasında şahit olduğumuz manzaralar, Türkiye’deki hukuk düzeninin “düşman hukuku” düzeyinin de altında olduğunun son göstergeleriydi. Düşman hukuku bile hâlâ bir hukuktur. Şahit olduğumuz şey “düşman”a bile reva görülmeyecek bir başka hukukun yürürlükte olduğunu ortaya koyar. Güvenlik görevlisinden (Alın cenazenizi gidin lan!) medyasına (malum gazetenin “cezaevinde beslenen bir terörist daha öldü” başlığına) kadar. Gazete başlığının 12 Eylül faşist generalinin “Asmayalım da besleyelim mi” mantığına uyumu bariz ama mesele ondan ibaret değil, çok daha öncesine uzanan bir tarihi kapsıyor.

Konuya girerken hemen belirtelim, elbette ölülere şiddet dirilere şiddettir. Ölü, şiddetti algılamaz, hissetmez ama yaşayan öyle mi? Bu şiddetin sırrının burada yattığını, yani şiddetin yaşayanlara yönelik olduğunu ifade etmek bile gereksiz.

BİR NORM OLARAK ÖLÜYE SAYGI

Ölüye saygı. Bir yanıyla çok olağan görünen bir ifade bu, ölüye saygı bildiğimiz bütün kültürlerde neredeyse hakim bir norm niteliğinde. Bugün insanı anlamaya yönelik çabaların arkeoloji, antropoloji, etnoloji gibi disiplinler altında ulaştığı başarıların altında, kadim kültürlerin ölüye saygı anlayışı yatar: Bu disiplinler bilgilerinin önemli bir kısmını mezarlardan elde etmişlerdir. Çünkü bugünkü insanın soy kütüğünde yar alan atalar, Homo Sapiens, Homo Neandertalis filan, ölülerini hayli karmaşık ve gelişmiş törenler eşliğinde gömmüşlerdi. Ölüye saygı bu şekilde eski ve yaygın bir norm ise bugün biz neden “ölüye saygı”yı adalet gibi kritik bir başlık altında konuşuyoruz? Ve ölüye şiddet gibi bir laftan bahsedebiliyoruz?

NORM VE İHLALİ HEP YAN YANA

Çünkü ölüye saygının tarihini, coğrafyasını bugününü ve geleceğini araştırırken, saygının ihlalinin de hemen hemen her uğrakta karşımıza çıktığını görüyoruz. İşte Yunan mitolojisinde bugün bile hayli konuşulan iki örnek. İlki, İlyada’dan. Aşil, Troya’yı korumak için karşısına çıkan prens Hektor’u öldürür. Bu karşılaşmada Aşil kesin biçimde üstündür, bir yarı-tanrı olarak hemen hemen ölümsüzdür, sadece topuğundan vurularak öldürülebilir ama bunu da kimse bilmez. Hektor ise bir insan olarak kesin biçimde ölümlüdür. Beklenen olur, Aşil Hektor’u öldürür, cesedini sürükler, cesede hakaret eder, şiddet uygular ve gömülmesine izin vermez. Troya kralı Priamos, Hektor’un babası Aşil’in çadırına kadar gider, gözyaşı döker, dil döker, ölüsünü gömme hakkını, tanrıların emri olan bu hakkı kullanmak için insafa gelmesini talep eder. Priamos her şeye rağmen netice de alır, Aşil, Hektor’un cesedini babasına verir. “Saygı”, ihlalin önüne geçmiş, ihlali engellememe de devamını engellemiştir.

KAHRAMAN KARDEŞ, HAİN KARDEŞ

Bu tanrıların, yarı tanrıların ölüye saygı göstermeme gücünün bir başka versiyonu, daha dünyevi bir iktidar olan bir kralın öyküsünde de tekrar edilir. Malum, Kral Kreon, birbiriyle savaşırken ölen iki kardeşten Eteokles’i asil yurttaş sayarak törenler eşliğinde gömülmesini fakat Polyneikes’in gömülmemesini emreder. Polyneikes’in kardeşi Antigone, kralın bu hükmüne karşı çıkar; ona göre ölülere son görevin yapılması tanrıların emriydi ve bir kral bu durumu değiştiremezdi. Bu öykü birçok bakımdan okunabilir ama burada bizi daha çok ilgilendiren bir yön şu: Ölüsüne, “ölü” muamelesi yapılamayacak kişi olarak, hain olarak Polyneikes ile ölüsüne ölü muamelesi yapılan, yani saygın olarak Eteokles. Saygın ölü ve mundar ölü. İktidar işin içine girince ortaya çıkan iki kategori.

İki öyküde de ihlal dünyevi güçten, dünyevi iktidardan gelir; ilk öyküde bir yarı-tanrı ve savaşçıdan ikinci öyküde doğrudan bir kraldan gelmiştir.

HAİNLER MEZARLIĞI

Saygının ve saygının ihlalinin bu iki kavramı, kendisini 15 Temmuz darbesinden sonra neredeyse “kanun”muş gibi yankılandığı bir uygulamada gördü; darbeden sorumlu tutulan Gülen ve cemaatine yani “FETÖ terör örgütü üyelerine” yönelik bir uygulama: Hainler Mezarlığı. Yine bir dünyevi iktidar işi. Uygulama tepki çekti ve şeklen de olsa o tabela kaldırıldı. Fakat medya haberi verirken ikiye ayrılmıştı: İktidara yakın medya uygulamayı taktirle karşılarken, az sayıdaki muhalif medya nötr bir tonda daha azı ise eleştirel bir tonda vermişti. İşin anahtarı, yani ihlalin taktirle, sevinçle karşılanmasını sağlayan şey, tabeladaki “hain” lafıydı. Ve biz bu “hain” lafının, ölüye saygıyı ortadan kaldırdığını 1990’lardaki medyadan iyi biliyoruz.

Üstelik 90’arda “hain” lafının tepki çekmesi, dönemin iktidarına muhalif olan yayınların çoğunda bile söz konusu değildi. Zaten muhtemelen hainler mezarlığı fikrini düşünenler bu tarihten cesaret alıyordu. Ceset fotoğraflarının teşhiri, cesetlere alenen hakaret edilmesi gibi uygulamalar o dönem çok sıradandı.

Bunların en çok bilineni, 16 Ekim 1992 tarihli Özgür Gündem manşetidir: İnsanlık sürükleniyor! Daha yakın dönemde ise, 7 Haziran seçimlerinden sonra çözüm sürecinin buzdolabına kaldırılması ile beraber sokakta kalan cesetler, zırhlı araçlara bağlanarak sürüklenen cesetler hiç eleştirel bir tonda yer bulmamıştı ana akımlarda. Gazeteye daha sonra bomba konulduğunu da hatırlatalım.

Daha yakın dönemde ise Şırnak’ta katledilen Hacı Lokman Birlik’in cesedi zırhlı bir araca bağlanıp sürüklenmişti. Darbe öncesi dönem olduğu için medyada nispeten dikkate değer eleştiriler getirildi. Sonuç?

Görüntüleri yayınlayanların suçlanması oldu. Hürriyet gazetesi, Hacı Lokman Birlik’in “terörist” olduğunu yazdı. Oysa bedenine sıkılan kurşunların büyük çoğunluğu yakın mesafeden atılmıştı, gözaltına alınırken canlı olduğunu söyleyen tanıklar vardı. Bunlara rağmen, ne öldürülmesi ne de sürüklenmesi sorun edilmedi, fakat fotoğrafların yayılması sorun edildi. Sonra bir de kulp bulundu: Üstünde bubi tuzağı vardır belki diye sürüklenmişti güya. 20’den fazla mermi sıkılmış bir ölüde ne bubisi kalacaksa. Aslında bu Aşil ile Hektor sahnesinin tekrarıydı: Ölümlü Hacı Lokman Birlik tıpkı Hektor gibi, ölümsüz zırhlı araca bağlanarak sürüklenmişti.

SAVAŞ ARACI OLARAK ÖLÜYE SAYGISIZLIK: IŞİD

Bu bir teşhirdi; aslında ondan önce ve ondan sonra benzer birçok teşhire şahit olduk. Yine aşağı yukarı aynı dönemde, daha somut söylersek 2012’den itibaren ölülere şiddeti ve hakareti teşhir için kullanan bir siyasal organizasyon da biliyoruz: İslam Devleti, daha yaygın tanınan adıyla IŞİD. Işid, ölüye şiddet ve hakaretin hedefinin ölmeyenler, kalanlar olduğunu iyi biliyordu ve tam da kalanları ürkütmek için kullanıyordu bu teşhir işini. IŞİD’in teşhirciliği, tarihte ne ilktir ne de biriciktir.

KESİK BAŞ

Ölüye saygısızlık siyaseti sadece 90’larla da sınırlı değildir, Koçgiri’den Zilan’a oradan Dersim’e katledilmiş kişilerin cesetlerinin görüntüleri, kesilmiş başların görüntüleri alenen teşhir edilirdi. O dönemlerin haberlerinin dili, ölenin insan olmadığı fikrine dayanan aşağılama diliydi.

Bütün bu tarih boyunca devlet sansürü de devrededir elbette; fakat elbette otosansür de vardı ve bunun iki kaynağı vardı: İlki, haber yapmanın tehlikeli olması. İkinci kaynak ise tehlikeden çok, bizzat haber yapanın devletle aynı anlayışı, mantığı ve inancı paylaşmasıdır. Garibe Gezer için malum gazetenin attığı başlık bu ikinci durumdan kaynaklanır. Bu da yine cumhuriyet döneminde Kürt meselesi etrafındaki her olayda kayıtlıdır. Örneğin Dersim saldırısı yapılırken kesik başların fotoğrafları gururla yayınlanmıştır, “mağaralarda fareler gibi zehirlendiler” türü kendisi de ölüye saygının ağır biçimde ihlali olan başlıklar atılabildi.

ÖLENİN SEMBOLLEŞMESİ

Ölüye saygısızlığın bir kaynağı da, ölenin sembolleşmesinden duyulan korkudur. Bu durumlarda iktidarlar ölümle baş etme, ölümden umdukları faydayı azamileştirme yollarını ararlar. Bulurlar da. İki yol bulundu. Biri en son Garibe Gezer’de şahit olduğumuz saygısızlık modelidir. İkincisi ölüyü, ölüsüne sahip çıkmak isteyenlerden kaçırmak. Bu elbette modern bir icat değil, ama modern zamanlarda da geçerliliğini korumuş bir icat. Kanuni Sultan Süleyman ve devrinin beyleriyle alimleri, Oğlan Şeyh İsmail Maşuki’yi yargılayıp siyaset ettikten sonra Marmara’ya attı örneğin. Korkuları vardı. Ölünün mezar yeri, canlısının yarattığı devlet/hükümet karşıtı etkiyi yaratmaya devam edebilirdi. Çağdaş dönemde ve küresel planda aynı usulü Barrack Obama yönetimindeki Amerikalılar, eski müttefikleri Usame Bin Ladin’e uyguladı mesela. Evet, iktidarlar sadece dirilerin değil, ölülerin muhalefetinden de korkabilirler. Amerikalıların Bin Ladin’e yaptıkları, kendi emperyalist zekalarının yeni bir icadı değildi, kadim bir yöntemdi. Mesela cumhuriyet tarihi boyunca Kürtlere yapıldı. Seyit Rıza’nın ve arkadaşlarının mezar yerini bilmiyoruz. Şeyh Said’in mezar yerini bilmiyoruz. Bu usul sonradan sol-sosyalist devrimcilere reva görüldü, 12 Eylül sonrası gözaltında kayıpların mezar yerini bilmiyoruz.

İKİ DİNSEL ÖYKÜCÜK

Burada durup, İslam tarihinde, peygambere atfedilen iki öyküyü de analım:

Öykülerden birine göre Hz. Muhammed, bir cenazenin defin için götürüldüğünü görür, ayağa kalkar. Kendisini uyarırlar, bu bir Yahudi cenazesi diye, yani “makbul olmayan, saygı gerektirmeyen” bir cenazedir uyaranlara göre. Fakat Muhammed peygamberin cevabı, saygıyı her ölüye gerekli görmeyenler için şaşırtıcıdır: “O da insan.” Yine Hz. Muhammed’e ilişkin bir diğer öykü: Amcası Ebu Talip, kelime-i şahadet getirmeden, yani Müslümanlığı lafzen kabul etmeden ölür. Muhammed, amcasının ölüm haberini bildiren Ali’ye, defin işlemlerini yapmasını söyler. Bir rivayete göre gözyaşı da dökmüştür amcası için. İslam’ın kuruluş döneminden bu hikayecikler bize, pagan Yunanistan mitolojisindeki öyküler gibi ölüye saygının hem temel hem de neredeyse kurucu nitelikte olduğunu söyler.

Toparlarsak, demek ki mevcut iktidarın İslami sembollere yaslanması, İslam’da yasak olan ölüye saygısızlığı kural haline getirmesine engel değil. Aynı dili kullanan medyanın da seküler dili kullanan medyanın da ölüye saygısızlıkta birleşmesi, bazı konularda dinsel ya da siyasal inancın devreden çıktığını gösterir, bazı konuların başında bugün Kürt konusu geliyor.

 

  • Kaynak Artı Gerçek

Yorum Bırak Cancel reply

İlgili Haberler

Alıntı Yazılar

Çerkesler ne istiyor?

Hem diaspora hem anavatanda sınırlı kalan anma etkinlikleriyle Çerkesler, Çarlık Rusyası’nın...
Alıntı Yazılar

Genç seçmende CHP+HDP’nin oyu yüzde 46

Sevgili dostlar,      Her siyasi parti lideri, “Gelecek...
Alıntı Yazılar

Kürtçenin kelepçesi çözülecek

Sevgili dostlar,      Bu ülkede Türklerden sonra en...

Zaman Akışı

May 21 11:18
Türkiye

Üreticiler perişan

May 21 11:09
Ekonomi

5,7 trilyon lira borç 23 milyon icralı

May 21 10:58
Dünya

Hollanda’da ev sahiplerine kira sınırlaması getirilecek

May 21 09:00
Türkiye

Çöpün ithal edenden başkasına faydası yok

May 21 08:55
Sağlık

Dünya gündemine oturan ‘maymun çiçeği’ hastalığı hakkında neler biliniyor?

May 21 08:37
Emek

ADANA TARIM PLATFORMU KURULDU

May 21 07:37
Fikir & Yazı

Gerçek dışının karşısındaki güç: Sevgi

May 20 20:19
Fikir & Yazı

Saltanat ve Hilâfet Dîninde Muhâlefet Düşmanlığı (2)

May 20 15:10
Yaşam

Ruhun miskin hastalığı: Can sıkıntısının kısa tarihi

May 20 14:08
Bilim & Teknoloji

İnsan Kanı: Kanımız Ne Renktir? Kan Aslında Mavi Renkte mi?

May 20 14:05
Sosyoloji

İyi Niyet İlkesi: İnsanların Argümanlarını İyi Niyetle Yorumlamak Neden Önemlidir?

May 20 13:51
Felsefe

Belirsizlik, Kaos ve Yazgı

May 20 13:39
Ekonomi

Kirasını yasal artışa göre yatırdı: Eşyalarıyla birlikte sokakta kaldı

May 20 12:55
Dünya

Maymun çiçeği virüsü: Nedir, nasıl bulaşır, tedavisi var mıdır?

May 20 12:50
Yaşam

Tek odalı evde yaşıyor: Komşular verirse yiyorum, yoksa aç yatıyorum

May 20 12:15
Politika

Pervin Buldan, Kürtçe yasağına ‘Dar Hejiroke’ şarkısını canlı yayında söyleyerek tepki gösterdi

May 20 11:43
Politika

Fatih Altaylı, CHP’nin SADAT’a gitme sebebini yazdı: Anlatılanlar ilginç

May 20 11:41
Ekonomi

Açlık kapıyı çalıyor

May 20 11:39
Politika

Erken seçim yoksa şimdi ne yapacak?

May 20 11:37
Dünya

Zafer kadınların

May 20 10:14
Ekonomi

Art arda gelen zamlar, Kemal Sunal filmindeki repliği hatırlattı: “Çaya, şekere zam, zama zam”

May 19 18:07
Türkiye

Muhalefetin önergelerini haberleştiren gazeteciler ifadeye çağrıldı, Basın İlan Kurumu da savunma istedi

May 19 11:54
Yaşam

17 can gitti tek tutuklu yok

May 19 11:46
Türkiye

Cumhur İttifakı, salgın nedeniyle çıkarılan mahkumların cezaevi iznini uzatma hazırlığında

May 19 11:41
Türkiye

TÜİK’in verilerinde derin SGK çelişkisi

May 19 11:39
Ekonomi

Hasat başlıyor fiyat ortada yok

May 19 11:37
Politika

Özel güvenliğe 31 milyar TL

May 19 11:31
Türkiye

Milyarlar kaçırıldı

May 19 11:25
Yaşam

Gençler AKP kıskacı altında

May 19 11:24
Türkiye

Aynı ruhla yeniden yola çıkmak…

  • Fikir & Yazı
  • Eylem & Etkinlik
  • Fotoğraf & Karikatür
  • Kitap & Dergi
  • Belgesel & Film
  • Müzik & Video
  • Yukarı Dön