Feray Aytekin Aydoğan
Önümüzdeki eğitim yılı ile zorunlu, parasız eğitim süresinin kısaltılması, esnek-yarı zamanlı okul modeli ile hem öğrencilerin kamusal eğitim hakkının, hem de öğretmenlik mesleğinin tamamen ortadan kaldırılması amaçlanıyor.
Yirmi üç yılda öğretmenlik mesleği, haklarımız adım adım tasfiye edildi. Kamuda, özelde ücretli, sözleşmeli, güvencesiz çalışma asgari ücretle veya asgari ücretin de altında esnek, uzun saatler çalışma olağan hale getirildi. 2014’te özel öğretim kurumlarında taban maaş hakkı kaldırıldı. Öğretmenler özel okul patronları için ucuz işgücü haline getirildi.
Mülakat, güvenlik soruşturması, arşiv araştırması, proje okul adıyla siyasal kadrolaşma araçları yaratıldı. Siyasi iktidar kimin atanacağına, kimin okul idarecisi olacağına, kimin hangi okulda çalışacağına eşit, adil, objektif bir kriter olmadan “Ben karar vereceğim” dedi.
Yarım milyonu aşkın ataması yapılmayan öğretmen kamuda, özelde güvencesiz ucuz iş gücü haline getirildi veya başka işlerde çalışmak zorunda bırakıldı. Üç gün önce ataması yapılmadığı için Gaziantep’te inşaatta çalışırken iş cinayetinde bir arkadaşımızı daha Ahmet Enes Gül’ü kaybettik.
Maarif müfredatıyla vurgulanan, yeni insan, devlet, toplum tahayyülüne –yeni rejime- uygun öğretmen profili adıyla Öğretmenlik Meslek Kanunu (ÖMK) ve Milli Eğitim Akademisi hayata geçirildi. Öğretmenlik uzmanlık mesleği olmaktan çıkarıldı. Aynı işi yapan, aynı sınıflara giren, aynı öğrencilerin yaşamına dokunan öğretmenler farklı ücretlendirme ile ayrıştırıldı. Böl-parçala- yönet taktiği bir kez daha devreye girdi.
Milli Eğitim Akademisi ile fiilen Eğitim Fakülteleri’ne kilit vuruldu. Akademiye başvuru kriteri lisans mezunu olmaktır denildi. Milli Eğitim Bakanı “Öğretmeni üniversiteler, eğitim fakülteleri değil biz yetiştireceğiz, kimin öğretmen olacağına biz karar vereceğiz.” dedi.
***
ÖMK ve Akademi siyasi iktidarın baskı aygıtı. ÖMK ve Akademi ile kimin öğretmen olacağına, kimin atanacağına, kimin idareci olacağına, kimin uzman-başöğretmen olacağına, bireysel gelişim planı, performans kriterleri gibi isimlerle kimin mesleğine devam edip etmeyeceğine bir siyasi partinin belirlediği kurullar karar verecek.
Zorunlu eğitimin kısaltılması amacı gerçekleşirse binlerce öğretmen norm fazlası olacak. Atama bekleyen öğretmenlerin son umutları ellerinden alınacak, yarı zamanlı-esnek okul ismiyle öğretmenlik mesleği tamamen ortadan kaldırılacak. Sanayi-okul, dershanesiz okul adıyla öğretmenler şirketlerin fiili çalışanı haline getirilecek. Öğrencilerin öğretmenle, okulla ilişkisi koparılacak. ÇEDES başta olmak üzere, Diyanet’le, tarikat yapıları ile imzalanan protokoller, iş birlikleri ile ve son torba yasada Diyanet’e okullarda, yurtlarda verilen geniş yetki ile din görevlileri adıyla isimler öğretmenlik mesleğinin yerini aldı. Cami-okul, medrese-okul modelleri ile bu süreç hızlandırılacak. Zorunlu, parasız eğitimin kısaltılması, sanayi-cami-okul ile öğretmenliğe en vurucu darbeye hazırlık yapılıyor.
Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası (Öğretmen Sendikası) Öğretmenliği Yaşatacağız diye başlattığı eylemlerde Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu’na, bu kurullardaki isimlere de sesleniyor. Çünkü eğitim politikalarında temel belirleyici bu kurul.
2018 Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi ile birlikte Eğitim ve Öğretim Politikaları kuruldu. Nisan 2025’te Resmi Gazete’de yayımlanan 140 atama ile kuruldaki isimler güncellendi. Eğitim politikaları kuruluna Ahmet Akça, Ömer Faruk Yelkenci, Yavuz Atar, Abdullah Atalar, Ahmet Cevat Acar, Atilla Arkan, İbrahim Taşel, Selçuk Pehlivanoğlu, Şule Alan, Tuncay Döğeroğlu, Umran Savaş İnan, Yusuf Alpaydın atandı. Kurulun yapısının kendisi eğitimde amaçlananın da fotoğrafı.
Ahmet Akça; özel okul patronlarının örgütü olan Özel Öğretim Derneği (ÖZDER) Genel Başkanı ve Ankara Ticaret Odası (ATO) Yönetim Kurulu Üyesi. Ayı zamanda bir vakıf üniversitesi olan 29 Mayıs Üniversitesi Mütevelli Heyeti Üyesi. Bu üniversiteye yapılan düzenleme ile özerk statü sağlandı. Türkiye Diyanet Vakfı tarafından yönetiliyor. İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) de bu üniversitenin çatısı altında çalışmalarını yürütüyor.
Ömer Faruk Yelkenci; MEB Bakan Yardımcısı. 4+4+4’ü değiştireceğiz açıklamasıyla parasız eğitim süresinin kısaltılacağını duyuran isimlerden. Bir özel okul zincirinde uzun yıllar idareci, genel müdür olan, 2014-2016 yılları arasında MEB Özel Öğretim Kurumları Genel müdürlüğü yapan bir isim. Özel öğretim kurumları genel müdürü iken dershanelerin özel okullara, özel kurslara dönüştürülmesi, özel okullara teşvik adıyla kamu kaynaklarının özel okul patronlarına aktarılması gibi eğitimin piyasalaştırılmasını hızlandıran isimlerden oldu.
Yavuz Atar; Cumhurbaşkanı Baş danışmanı ve Cumhurbaşkanlığı Eğitim ve Öğretim Politikaları Kurulu Başkanvekili. İbn Haldun Üniversitesi Öğretim Üyesi. İbn Haldun Üniversitesi Bilal Erdoğan’ın yöneticisi olduğu TÜRGEV tarafından kurulmuş bir vakıf üniversitesi. Kurulda yer alan bir başka isim Atilla Arkan da İbn Haldun Üniversitesi’nin Rektörü, alanı İlahiyat. Aynı zamanda 2006 yılında kurulan kurucu direktörünün İbrahim Kalın, eski İstanbul Genel Koordinatörü ve SETA Genel Koordinatör Yardımcısının Fahrettin Altun olduğu bir yapı olan SETA Eğitim ve Sosyal Politikalar Araştırmaları Direktörü.
İbrahim Taşel; Özel okul patronları örgütü olan Tüm Özel Öğretim Kurumları Derneği (TÖDER) ve Final Eğitim Kurumları’nın Yönetim Kurulu Başkanı.
S. Selçuk Pehlivanoğlu; bir özel okulun TED’in Yönetim Kurulu Başkanı, TED (Türk Eğitim Derneği) Yükseköğrenim Vakfı kurucusu, TED Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı. İlk kurulda da yer alan ve TED’in düşünce kuruluşu olan TEDMEM ile ÖMK taslağını ilk hazırlayan isimlerden. İlk taslağın hazırlandığı o günlerde 2018’de ÖMK’nin, iş güvencesinin kaldırılmasının sözcülerinden biri oldu. Öğretmenler gerektiğinde meslekten çıkarılmalı, öğretmenlik istihdam müessesi değil gibi cümleleri bu isimden çokça işittik.
Umran Savaş İnan; Koç Üniversitesi Mütevelli Heyeti danışmanı ve eski rektörü, Yusuf Alpaydın; İlim Yayma Cemiyeti Yönetim Kurulu Üyesi, alanı eğitim bilimleri…
***
İlim Yayma Cemiyeti; Balıkesir Burhaniye’deki Zeytinli Rock Festivali’ni hedef alan bildirisi başta olmak üzere okullarda, üniversitelerde çok sayıda protokolle, iş birliği ile gündemde olan 1951’de kurulan ve İstanbul’da ilk imam hatip okulunu açan yapı. 1969’da ABD’nin 6. Filo’sunu protesto için toplanan gençlere yapılan saldırıya Kanlı Pazar’a çağrı yapan -Ali Turgut Aytaç ve Duran Erdoğan’ın bıçaklanarak öldürüldüğü- yapılar arasında. En az 173 şubesi, lise ve üniversite yurdu olmak üzere en az 186 yurdu olan bir yapı. MEB’e bağlı uluslararası imam hatip lisesi için sitesinde “ev sahibi” ifadesini kullanıyor. “Cemiyetimizin ev sahipliğini yaptığı Fatih Sultan Mehmet Anadolu Lisesi’nde okuyan 60 farklı ülkeden gelen 240 uluslararası öğrenci aracılığıyla imam hatip etkisinin farklı coğrafyalarda da hissedilmesine imkân sağlamaktadır.”
Eğitim hak olmaktan çıkarılıyor, sermayeye, özel okul, vakıf üniversitesi patronlarına şirketleşmiş dini yapılara devrediliyor. Öğretmenlik mesleği, eğitim fakülteleri ortadan kaldırılıyor.
Öğretmen Sendikası’nın Öğretmenliği Yaşatacağız diyerek başlattığı Büyük Öğretmen Yürüyüşü’ nü, mücadelesini öğretmenlerin, eğitim emekçilerinin birleşik mücadelesi olarak güçlendiremezsek yaşatabileceğimiz bir mesleğimiz de kalmayacak.