İtibarı, binada, betonda, asfaltta arayan Erdoğan, görgüsüzlük eseri bir konvoyla gittiği ABD’de, kendi Dışişleri Bakanı tarafından karşılanıp, BBP Başkanı Destici ile görüşedursun, altı muhalefet temsilcisi, nihayet biraraya gelip Türkiye’yi karanlıktan çıkaracak bir yol haritası üzerinde çalışmaya başladılar.
Yıllardır neden yapamadıkları anlaşılmayan bu hamlede
masadaki ilk maddenin, parlamenter sisteme dönüş olduğu anlaşılıyor. Türkiye’yi uçurumun kenarına getiren Başkanlık sisteminin lağvedilmesi, muhalefetin en geniş ortak paydası gibi görünüyor. Bu, önemli, ancak yeterli değil. CHP, iyi Parti, Saadet, Gelecek Partisi, DEVA ve Demokrat Parti’nin hukukçu üyeleri, toplantının bir ittifak arayışı olmadığını söyleseler de kamuoyu ısrarla o dayanışma hamlesini bekliyor. Türkiye’nin gelecek Kasım’da bir erken seçime gideceğine artık neredeyse kesin gözüyle bakılıyor. Sadece sıklaşan kamuoyu yoklamaları değil, muhalefet liderlerinin yoğun yurtiçi seyahat programı da bir seçim hazırlığının başladığına işaret ediyor. Son HDP tartışması da gösterdi ki, potansiyel uzlaşmalara zarar verebilecek en küçük ifadelerden kaçınılıyor. İktidarın muhalefeti birbirine düşürme hamleleri karşısında, Millet ittifakı bileşenleri hiç olmadığı kadar hassas davranıyor. üstelik bunlar sadece kamuoyunun gördükleri… Perde arkasında çok daha detaylı görüşmeler ve hazırlıklar yapıldığı biliniyor.
Belli ki bu görüşmeler, zaman içinde ittifakın genişletilmesi ve bir ortak aday etrafında birleşilmesi noktasına gelecek. O zaman, genişleyen ittifakın liderleri kamuoyu önüne bir deklarasyonla çıkıp ortak fotoğraf verecekler. Ordudan polise, yargıdan sermayeye, meclisten üniversiteye kadar her alana hükmeden bir baskı iktidarı karşısında muhalefetin belli ilkeler etrafında biraraya gelmesi, güçbirliği sergilemesi, Saray’a korku, halka güven verecektir.
Bunun yaratacağı sinerjiyi, ne değişecek seçim yasası, ne HDP’yi kapatma hazırlığı, ne Saray’da hazırlanan yeni tuzaklar durdurabilir.