Feray Aytekin Aydoğan
Günlerdir kamuoyunda Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun içeriği ve hedefi tartışılıyor. Ankara’da günlerdir öğretmenler yasaya karşı nöbette. Bu yasa ile ne amaçlandığının cümlesi ise en açık haliyle kuruldu. Bakan, fonlanan öğretmen sözlerinden sonra şimdi de “Bakanlık olarak kendi elemanımızı seçebilmemiz gerekiyor” dedi.
Tüm öğrencilerin kamusal eğitim haklarından ve öğretmenlerin haklarından sorumlu bir kamu yöneticisinin değil de ancak bir şirket sahibinin, bir patronun kuracağı cümle maalesef ülkemizin Milli Eğitim Bakanı tarafından kuruldu. Bu cümleler yirmi iki yıldır “Ülkeyi bir anonim şirket gibi yöneteceğiz” diyenlerin ülkeye ve eğitime bakışını özetliyor.
Birincisi bu cümle ile “Biz okulları şirkete, öğretmenleri şirket elemanlarına, velileri, öğrencileri müşteriye dönüştürmeyi amaçlıyoruz” diyorlar. Özel okullaşma oranı 2023-2024 eğitim öğretim yılında %24 ile Türkiye tarihinin en yüksek seviyesine ulaştı. Kamu okulları da kayıt parası, katkı payı vb isimlerle fiilen özdeştirildi. Ancak siyasi iktidar ÖMK ile “Bu da yetmez, eğitimi daha da paralılaştıracağız” diyor.
İkincisi bu yasa ve yasadaki “Akademi” başlığı ile “Kimin öğretmen olarak atanacağından kimin mesleğine devam edip etmeyeceğine; kariyer basamakları adaletsizliğini kalıcılaştırarak kimin uzman, başöğretmen olacağından kimin meslekten çıkarılacağına, okul idarecisi olacağına biz karar vereceğiz” diyorlar. Artık okulları tamamen şirket gibi çalıştıracaklarını, tüm öğretmenler için güvencesiz, esnek çalışmayı hayata geçireceklerini açıklıyorlar. Eğitim fakültelerinin işlevini ortadan kaldırıyor, “Akademiyi” tüm öğretmenler için baskı aygıtı, neredeyse Demokles’in kılıcı haline getiriyorlar.
AMACA UYMAYAN CEZANLANDIRILACAK
Üçüncüsü de müfredatla uyumlu öğretmen, kısacası “Maarifin muallimini yaratacağız” diyorlar. Yasa ile Yeni Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’nin amacına uygun davranmayan her öğretmenin cezalandırılacağını ilan ediyorlar.
Bu yasayı ve müfredatı hayata geçireceklerini aslında yıllardır bağıra bağıra açıklıyorlardı. Tekin’in müfredatla ilgili “2013’ten itibaren başlayıp, bugün geldiğimiz noktada ulaştığımız metinlere bizi ulaştıran çok kapsamlı bir çalışma takvimimiz var” diyerek kurduğu cümleler, meclis komisyonu görüşmeleri, yasayı, müfredatı deklare etmek için sendikalara yapılan davetin bir gösteriden ibaret olduğunun kanıtı gibi.
Bu yasaya ve müfredata giden sürecin yakın tarihini hatırlayalım.
• 2017 Ulusal Öğretmen Strateji Belgesi ile MEB neleri hayata geçireceklerini tek tek açıkladı. Belgedeki performans dayatması, ÖMK’de bireysel gelişim planına dönüştürülüyor, mesleki haklarımız iktidarın seçeceği kişilerin iki dudağı arasına bırakılıyor. Yine belgede öğretmen akademilerinin kurulacağı, kariyer basamaklarının oluşturulacağı, sözleşmeli çalışmanın kalıcı hale getirileceği, öğretmen yeterliliklerinin denetime tabi tutulacağı maddeleri özetle son ÖMK düzenlemesindeki tüm maddeler öğretmen strateji belgesinde yer alıyordu.
• 2018’de açıklanan 2023 Eğitim Vizyon Belgesi’nde Öğretmenlik Meslek Kanunu’nun çıkarılacağı, müfredatın değiştirileceği maddeleri büyük puntolarla yer aldı. O güne geri dönersek şatafatlı bir törenle 2023 Eğitim Vizyon Belgesi, dönemin bakanı Z. Selçuk tarafından değil Erdoğan tarafından madde madde ilan edildi.
• Belgenin açıklanmasının hemen sonrasında TED Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Eğitim Öğretim Politikaları Kurulu üyesi de olan S. Pehlivanoğlu’nun da içinde olduğu TEDMEM tarafından Öğretmenlik Meslek Kanunu tasarı metni açıklandı. Hemen ardından da Eğitim Bir Sen, Öğretmenlik Meslek Kanunu öneri metnini açıkladı. Bu iki metinde yer alan maddeler meclisten geçirilme aşamasına gelen ÖMK metninin maddeleridir. O günlerde S. Pehlivanoğlu ÖMK’nin, iş güvencesinin kaldırılmasının sözcülerinden biri haline geldi. Öğretmenler gerektiğinde meslekten çıkarılmalı vb cümleleri bu isimden çokça işittik. Ve son komisyon görüşmelerinde M. Özer’in bu yasanın Eğitim Bir Sen’le birlikte hazırlandığını söylediği cümleler de kayıtlara geçti.
• 3 Şubat 2022’de M. Özer’in bakan olduğu dönemde tüm öğretmenlerin itirazına rağmen kariyer basamakları ile öğretmenler ayrıştırıldı. Ve şimdi de öğretmenlerin ellerinde kalan son hakları için son darbeye hazırlanıyorlar.
Müfredat ve ÖMK ile yeni rejime uygun bir öğrenci ve öğretmen kimliği yaratmayı amaçlıyorlar. Öğretmenlik Meslek Kanunu ile amaç şirketin elemanını, maarifin muallimini, bir siyasi partinin istediği öğretmeni yaratmak.
Meclis önünde ÖMK’ye karşı Eğitim Sen’in, Öğretmen Sendikası’nın direnişi sürüyor. Bu direniş memleketimizin geleceğine birlikte sahip çıkmanın çağrısıdır.