IŞIN ELİÇİN
Donald Trump, mart sonunda hakkında ceza davası açılan ilk (eski) ABD başkanı olarak tarihe geçmişti. Bugün (3 Ağustos) ise dört ay içinde hakkında açılan üçüncü dava ceza davası nedeniyle hâkim karşısına çıkıyor. 77 yaşındaki eski başkan yaz bitmeden yeni suçlamalarla da karşılaşabilir.
Mahkemeye çıkmasına saatler kala Trump, kendi kurduğu sosyal medya hesabında (Truth Social/Sosyal Gerçek), ABD Başkanı Joe Biden ve hakkında iddianame yazan başsavcı Merrick Garland’dan intikamını alacağını yazdı: “Bakın, Demokrat Parti’deki siyasi rakibim Sahtekar Joe Biden’ın, başsavcısına, (açık ara!) önde gelen Cumhuriyetçi başkan adayına ve eski ABD başkanına, yani bana karşı kendimi savunmak için büyük miktarda zaman ve para harcamak zorunda kalayım diye bu kadar çok suçlama uydurması benim hatam değil. Demokratlar bana karşı yarışmak istemiyorlar, yoksa ‘Adalet’i böylesine eşi görülmemiş şekilde silah olarak kullanmazlardı. AMA YAKINDA, 2024’TE BİZİM SIRAMIZ GELECEK!”
2024 seçimleri için Cumhuriyetçi Parti’nin favori aday adayı Trump’ı bekleyen hukuki süreçlere ilişkin bilinmesi gereken başlıca hususları 9 Soruda derledik:
1. Trump hakkında hangi konularda dava açıldı?
Eski Amerikan başkanı aleyhinde ilk dava 30 Mart’ta New York’taki yerel mahkemede, bir porno yıldızına yaptığı sus payı ödemesini gizlemek için muhasebe kayıtlarında sahtecilik yaptığı gerekçesiyle açıldı. Haziranda ise devletin gizli belgelerine yasa dışı el koyduğu anlaşılan Trump aleyhinde bu kez federal mahkemede dava açıldı. Trump hakkındaki üçüncü dava da yine federal mahkemede, 2020’de Joe Biden’a karşı kaybettiği seçime müdahale etme girişimiyle ilgili olarak görülecek. Aynı konuda Georgia eyaletinde de bir soruşturma devam etmekte.
2. Seçim sonuçlarına müdahale davasında Trump hangi suçlardan yargılanacak?
İddianamede atılı dört suç bulunuyor ama özünde iki temel suçlama var: Komplo tertiplemek (kumpas kurmak) ve yasal bir süreci engellemek.
Trump’ın isimleri açıklanmayan altı kişiyle (dört avukat, bir adalet bakanlığı yetkilisi ve bir siyasi danışman) birlikte yalan olduğunu bildikleri halde 2020 seçimlerinde oyların çalındığına dair iddialarını yaymak için ‘suç işlemek üzere komplo kurduğu‘ iddia ediliyor. Buna göre, devleti ve Amerikan halkını kandırmayı hedefleyen ‘kumpasçılar’ beş eyalette (Wisconsin, Pensilvanya, Michigan, Georgia ve Arizona) siyasetçileri hileli seçim komplosuna dahil etmek için uzun süre baskı ve nüfuz kampanyası yürütüyor. Başarılı olamayınca bu kez yedi eyalette seçici kurul üyelerini yasadışı yollarla belirlemeye çalışıyorlar.
Seçimden sonra bu kez de Biden’ın başkanlık görevini resmen devralmasını engellemek için bazı adalet bakanlığı çalışanlarıyla Trump’ın başkan yardımcısı Mike Pence’i ikna etmeyi deniyorlar. Hiçbiri fayda etmeyince de 6 Ocak’taki kongre baskını tertipleniyor.
İddianamede Trump ayrıca Amerikan halkının anayasayla güvenceye alınmış seçme hakkından mahrum etmeye kalkışmak ve seçim sonucunun resmi olarak açıklanmasını engellemeye çalışmakla da suçlanıyor. Metinde, ‘Trump’ın seçimde hile yapıldığına dair yalanlar yoluyla yarattığı yaygın güvensizlik üzerine inşa edilen bu komploların her biri, ABD federal hükümetinin temel bir işlevini hedef aldı: Seçim sonuçlarını toplama, sayma ve onaylama süreci’ deniyor.
3. Komploculuk davasından çıkacak hüküm neden çok önemli?
Soruşturmayı yürüten savcı Jack Smith, “6 Ocak 2021’de ulusumuzun başkentine yapılan saldırı, Amerikan demokrasisinin merkezine yapılan eşi benzeri görülmemiş bir saldırıydı” dedi.
ABD’nin önde gelen dijital medya kuruluşlarından Vox da aynı görüşte. Yayıncı ilgili haberinde takipçilerine, ‘Trump’ın davalarından sadece birine odaklanacaksanız, komploculuk davasına odaklanın‘ tavsiyesi veriyor. Nedenini ise şöyle açıklamış: “Ticari belgelerde sahtecilik ve ulusal güvenlikle ilgili endişelere yol açan gizli belgeler davasından farklı olarak bu davanın neticesi hem Amerikan demokrasisini hem de yaklaşan 2024 seçimlerini etkileyecek. Bu dava, bir siyasetçinin seçim yenilgisini tersine çevirmek için hukuken neler yapabileceğine dair emsal oluşturacak. Eğer Trump hem federal davadan hem de Georgia’daki soruşturmadan paçayı kurtarırsa, kaybetmesi halinde 2024 seçim sonuçlarını lehine değiştirebilir.”
Vox editörleri davanın 6 Ocak’ta yaşananların bir darbe girişimi mi yoksa Cumhuriyetçilerin önemli bir bölümünün iddia ettiği gibi bir siyasi görüşün meşru ifadesi mi (protesto hakkı) olduğunun netleşeceğini yazıyor.
4. Gizli belgeler davasındaki suçlamalar neler?
Amerikan Federal Soruşturma Bürosu (FBI) ile adalet bakanlığının hazırladığı iddianame, 100’den fazla gizli belgenin geçen ağustosta Trump’ın Florida’daki Mar-a-Lago konutunda bulunmasının ardından hazırlanmıştı. Davanın ilk duruşması 24 Mayıs 2024’te görülecek.
Trump’a gizli belgelere yasadışı şekilde el koymak, belgeleri iade etmemek için komplo kurmak ve avukatından belgeleri ‘saklamasını ya da yok etmesini‘ isteyerek FBI’ın soruşturmasını engellemek dahil 40 ayrı suçlama yöneltilmiş durumda (Son üç suçlama geçen hafta Trump’ın bir çalışanından malikanesindeki görüntü kayıtlarını silmesini istediği öğrenildikten sonra eklendi). İddianamede Trump’ın kendisiyle mülakat yapmak için Mar-a-Lago’yu ziyaret eden biyografi yazarlarına çok gizli bir belgeyi gösterdiği de iddia ediliyor. Trump’ın bu davadan hüküm giymesi halinde 17,5 ila 22 yıl hapis cezası alması olası.
5. Yerel mahkemede görülecek ‘sus payı’ davası nedir?
İlk duruşması 24 Mart 2024’te görülecek bu davanın konusu ise Trump’ın porno yıldızı Stormy Daniels’e 2016’daki seçim kampanyasına zarar vermesin diye aralarındaki cinsel ilişkiyi gizli tutması için ödediği parayla ilgili. Trump toplam 130 bin dolar tutarındaki ödemeleri kampanyasında avukat gideri gibi gösterdiği için ticari evrakta sahtecilikle suçlanıyor. Trump’ın bu suçtan alacağı maksimum ceza dört yıl hapis.
6. Trump hem mahkûm olur hem de seçimi kazanırsa ne olur?
CNN’in görüş aldığı California Üniversitesi’nden hukuk profesörü Richard L. Hasen, hapis cezasının başkan olarak görev yapmayı engellemeyeceğini söylüyor: “Anayasa, en az 35 yaşında olmak gibi, Başkan olarak görev yapmak için çok az koşul içeriyor. Suçlanan veya mahkûm edilen ve hatta hapis cezasına çarptırılan bir kimsenin başkanlığa aday olmasına ve başkan seçilmesi engel olacak hüküm yer almıyor.” Hasen, “Başkan cezaevinden ülke yönetebilir mi?” sorusunu ise “Bu olur mu, nasıl olur? Hiç karşılaşmadığımız, yanıtını da bilmediğimiz bir durum” diye yanıtlıyor.
Trump’ın seçimden önce hüküm giymesi ve akabinde seçilmesi halinde kendi kendini af etmesi mümkün. Emsali olmadığı için yüksek mahkemenin devreye girmesi gerekebilir. Yüksek mahkeme ise muhtemelen, suç işlediği kesinleşen birinin başkan olup olamayacağı hukuki değil siyasi bir karardır, diyerek topu kongreye atacak. Trump’ın seçimden önce hüküm giymesi halinde seçimde hapse girmese bile oy kullanma hakkından mahrum kalabilir.
Davanın seçimden önce sonuçlanmaması halinde ise Trump başkan seçilirse, adalet bakanlığının davayı düşürmesi bir olasılık. Eyalet düzeyinde açılan bir davadan hapis cezası alması halinde ise cezaevine girmekten söz konusu eyalete asla gitmeyerek kaçınabilir.
7. Davalar ve soruşturmalar için Trump ne diyor?
Trump, elbette hakkındaki bütün suçlamaları reddediyor ve kendisine karşı seçimi kazanmasını engellemek için siyasi bir cadı avı yürütüldüğünü iddia ediyor.
Trump’ın kampanya ekibi de seçim öncesi açılan dava ve soruşturmaları ‘Nazi Almanyası, Sovyetler Birliği ve diğer otoriter, diktatörlük rejimlerini hatırlattığını’ savundu.
Eski ABD başkanı son olarak, suçlu bulunup hapse girse bile başkan adaylığından vazgeçmeyeceğini söyledi.
8. Trump hakkındaki davalar kampanya sürecini nasıl etkiliyor?
Reklamın kötüsü olmaz, derler. Trump da ceza davalarını başkanlık seçimi için kampanya malzemesine dönüştürecek gibi görünüyor. Mart ayında mahkemeye ilk çıktığı günden bu yana kampanyasına maddi desteğin arttığı söyleniyor. Kamuoyu araştırmaları da soruşturma-kovuşturma ve ağır suçlamalara rağmen Trump’ın seçmenden gördüğü teveccühün artmakta, eski başkanın rakipleriyle arasını açmakta olduğuna işaret ediyor. Üstelik rakipleri dahil, pek çok Cumhuriyetçi siyasetçi, olan bitenin siyasi linç girişimi olduğunu söyleyerek Trump’a destek vermek zorunda hissediyor kendini.
Siyaset stratejistleri davaların Trump’ın tabanını konsolide etmeye yaradığını ve Cumhuriyetçi Parti içindeki adaylık yarışını kazanmasına yardımcı olacağını söylüyor. Ancak uzmanlara göre daha ılımlı Cumhuriyetçilerle kararsızları da etkilemesi gerekeceği için Trump’ın başkanlık seçiminde mazlum rolünden nemalanması o kadar kolay değil.
9. 2024’te Trump’ın kazanmasını hangi dünya liderleri istiyor?
Atlantic dergisi Kasım 2020 seçimlerinden önce aynı başlıkla bir makale yayınlamıştı. Listede ikinci sırada yer alan Macaristan Başbakanı Viktor Orban 2022’de tekrar seçildiği içi, onu güncel listemize alabiliriz. Üçüncü sıradaki Hindistan Başbakanı Narenda Modi de muhtemelen 2024’te nisan ve mayıs aylarında yapılacak seçimlerden muzaffer çıkacak ve ABD’deki yarışı Trump’ın almasından yine mutlu olacak. Atlantic 5’nci sıraya o dönemin Filipinler devlet başkanı Duterte’yi koymuştu, yerine seçilen eski Filipinler diktatörü Marcos’un oğlunun da selefi gibi Trump’la iyi anlaşacağını varsayabiliriz.
2020’deki listenin en tepesinde ise geçen yıl seçimi rakibi Lula da Silva kazanınca taraftarları 6 Ocak kongre baskınının bir benzerini düzenleyen eski Brezilya devlet başkanı Jair Bolsonaro vardı. Onu eliyoruz. Yerine Trump ile özel dostluğunun benzerini Joe Biden ile kuramamaktan şikayetçi Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı öneriyorum. Listeyi uzatmak isterseniz, önerilerinizi de bekliyorum.