• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Mayıs 16, 2025
  • Yayın İlkeleri
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Güncel
  • Sağlık
  • Sağlık
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Fesih Bildirisi’nde 2 kelime: Soykırım ve Lozan

      Fesih Bildirisi’nde 2 kelime: Soykırım ve Lozan

      Halkın gündemi yargı ve ekonomi

      Halkın gündemi yargı ve ekonomi

      Türkiye’nin baharlarının müjdecisi “kadınlar”

      Türkiye’nin baharlarının müjdecisi “kadınlar”

      Fesih, Lozan ve muhalefet

      Fesih, Lozan ve muhalefet

    • Yaşam
      Yoksulluk arttıkça çocuk sayısı düştü

      Yoksulluk arttıkça çocuk sayısı düştü

      Bir hezârfen, bir çiçek dürbünü

      Bir hezârfen, bir çiçek dürbünü

      Ötme turnam ötme, gönül hoş değil

      Ötme turnam ötme, gönül hoş değil

      Ceren'e...

      Ceren'e...

    • Türkiye
      Sivas’ta KKKA alarmı! 8 kişiye tanı kondu, 1 kişi hayatını kaybetti

      Sivas’ta KKKA alarmı! 8 kişiye tanı kondu, 1 kişi hayatını kaybetti

      Boğaziçi’ndeki şeriat kalkışmasının mesajı

      Boğaziçi’ndeki şeriat kalkışmasının mesajı

      Çadır tüccarları böyle korunuyor

      Çadır tüccarları böyle korunuyor

      Memur alımına 35 yaş sınırı geliyor!

      Memur alımına 35 yaş sınırı geliyor!

    • Dünya
      Trump: Perşembe günü İstanbul'a uçabilirim

      Trump: Perşembe günü İstanbul'a uçabilirim

      İnançlarımdan Dolayı Tutuklandım – Sıradaki Kim?

      İnançlarımdan Dolayı Tutuklandım – Sıradaki Kim?

      Emperyalistler arasında uzlaşma geçici, rekabet ve kavga süreklidir…

      Emperyalistler arasında uzlaşma geçici, rekabet ve kavga süreklidir…

      Soykırım yıldönümünde Belçika'da Türk Lobisi'nin öfkesi

      Soykırım yıldönümünde Belçika'da Türk Lobisi'nin öfkesi

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Boğaziçi’ndeki şeriat kalkışmasının mesajı

      Boğaziçi’ndeki şeriat kalkışmasının mesajı

      Fesih Bildirisi’nde 2 kelime: Soykırım ve Lozan

      Fesih Bildirisi’nde 2 kelime: Soykırım ve Lozan

      Atık ithalatında yine zirvedeyiz

      Atık ithalatında yine zirvedeyiz

      Siyasal sürgünümüzün haklı çağrısı

      Siyasal sürgünümüzün haklı çağrısı

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Üçüncü Dünya Savaşı

      Üçüncü Dünya Savaşı

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

    • Fotoğraf & Karikatür
      Metafor

      Metafor

      Günün karikatürü

      Günün karikatürü

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

    • Kitap & Dergi
      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitapların yalnızlığı

      Kitapların yalnızlığı

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Muhalefetin İçinde Bulunduğu Krizden Çıkması Mümkün Mü?

Muhalefetin İçinde Bulunduğu Krizden Çıkması Mümkün Mü?

Mayıs 1, 2025 Gündem, Türkiye 0 comments

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Abdullah Esin

19 Mart’ta Ekrem İmamoğlu ve çalışma ekibinin tutuklanmasıyla başlayan darbe girişiminin İBB’ye kayyum atanması, devamında da CHP kongresinin iptal edilerek Özgür Özel’in görevden alınmasıyla tamamlanacağı bugünden bakılınca bir varsayımdan öte vakıa olduğu daha net görülüyor.

İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından ortaya çıkan toplumsal reaksiyon, piyasaların sert tepkisi ve kurumsal muhalefetin bütünleşik direnişi tutuklanmaları engelleyemese de şimdiye dek İBB ve CHP’ye kayyım atanmasını durdurmuş, bir diğer ifadeyle ertelemiş durumda. Ancak, buradan hareketle kurumsal muhalefetin sıkça dillendirdiği gibi “19 Mart darbe girişiminin bertaraf edilmesi” bir olgudan ziyade temenniye yakınsıyor. Zira, İmamoğlu’nun tutuklanması iktidar açısından nihai bir hedef olmaktan ziyade daha kapsamlı ve uzun erimli bir planın ilk ve en önemli adımıydı. Peki neydi bu plan?

Kamuoyunda sıkça tartışılmasına rağmen fiili olarak sandığın ortadan kaldırılması ve Türkiye’nin kapalı bir otoriter rejime dönüştürülmesinin iktidarın nihai hedefi olduğunu iddia etmek yersiz çünkü seçimsiz bir otoriter rejim 21. yüzyılın ruhuna da yeni otoriterliğin işleyişine de uyumsuz. Buradaki asıl amaç seçimleri ortadan kaldırmaktan ziyade sandıktan çıkacak sonucun bugünden belirlenmesi, yani zamanın akışına müdahalede bulunarak geleceğin bugünden tayin edilmesi. Bunun için belirlenen strateji de muhalefetin en güçlü cumhurbaşkanı adayının önce diplomasi iptal edilerek “hukuken” adaylığının engellenmesi, daha sonra tutuklanarak fiilen siyaset yapmasının önüne geçilmesi, İBB’ye kayyum atanarak rejimin içinde bulunduğu ekonomik krize bir çözüm olarak kent rantının tekrar ele geçirilmesi, son olarak da CHP’ye kayyum atanarak Özgür Özel liderliğinde ivmelenen, toplumla bütünleşerek sahici bir siyaset üreten muhalefetin elimine edilmesi. Özetle; erkene alınmazsa 2028’de yapılacak genel seçimler öncesi olası bir iktidar değişimi ihtimalinin bütünüyle ortadan kaldırılması ve Erdoğan’ın seçilmekten ziyade seçtirileceği bir seçim zeminin bugünden yaratılması. Dolayısıyla, 19 Mart’ta başlayan darbenin savuşturulan bir girişim değil sonuç alınana kadar devam edilecek bir süreç olduğunu unutmamak gerek. Ek olarak, 19 Mart itibarıyla Türkiye’de siyasetin, ekonominin ve toplumsal hayatın artık fiilen olağanüstü hâl rejimiyle yönetildiği ve kontrol altına alınmaya çalışıldığı bir döneme girildiğine de vurgu yapmak gerekiyor.

Mevcut durumun analizini yaptıktan sonra sorulması gereken soru ise bu durumda ne yapılacağı ve muhalefetin nasıl bir mücadele stratejisi benimsemesi gerektiği? Bu soruya verilen cevaplar önemli ölçüde AKP’nin 2002’de iktidara gelişi ve devamında takip ettiği izlekten öykünülerek erken seçim yapılması ve iktidara gelerek mevcut düzenin değiştirilmesine indirgeniyor. Fakat, bu önermeler temelde yanlış bir karşılaştırmalı analizden kaynaklanıyor: eski rejim ile bugünkü rejim arasındaki benzerliklere vurgu yapılarak AKP nasıl Kemalist rejimi tasfiye ettiyse bugün de yine bir vesayet rejimine karşı aynı stratejilerin uygulanabileceği öne sürülüyor. Bu yanlış karşılaştırmalı analizi aşmak için ise öncelikle eski ve yeni rejim arasındaki yapısal farklılıkları irdelemek gerekiyor:

1) Eski vesayet rejiminde siyasi iktidar ile devlet aygıtı arasında önemli ölçüde farklılıklar vardı. Devlet; yargı ve şiddet tekeli üzerindeki hegemonyasına güvenerek siyasi iktidara belirli ölçüde alan açıyor, seçimler yoluyla iktidar değişimini mümkün kılıyordu. Bu büyük ölçüde devlet aygıtı üzerindeki kontrole duyulan güvenden kaynaklanıyordu. Bugünkü vesayet rejiminde ise devlet aygıtı tamamen siyasi iktidar tarafından kontrol ediliyor ve Erdoğan’ın siyasi ikbali ile rejimin ayakta kalması özdeşleştiriliyor.

2) Eski vesayet rejiminin kırmızı çizgileri ideolojikti. Bu ideolojik sınırları kabul eden siyasi partilerin iktidara gelmesine ve iktidarda kalmasına izin veriliyordu. Merkez sağ partilerde başta laiklik olmak üzere bu kırmızı çizgileri zaman zaman esnetme şansına sahip olsa da sınırı tamamıyla aşamıyor, bu ihtimal belirince ordunun siyasete müdahalesiyle iktidar değişimi yaşanıyordu. Bugünkü vesayet rejiminin kırmızı çizgileri ise ideolojik değil. Tek kırmızı çizgi mevcut siyasi iktidarın devamlılığı. Dolayısıyla, devlet aygıtı bütünüyle iktidar değişimi ihtimalini ortadan kaldırmak için çalışıyor.

3) Eski rejimde hukukun üstünlüğü belirli ölçüde benimsenmişti ve ABD-AB gibi rejimi demokrasinin temel ilkelerine sadık kalmaya zorlayacak çıpalar vardı. Bugünkü rejimi ise hukukun üstünlüğü, insan hakları ve temel demokratik değerlere bağlı kalmaya zorlayacak herhangi bir çıpa bulunmuyor. Piyasaların tepkisi ve halk hareketinin gücü rejimin belirli hamleleri yapmasını geciktirebiliyor ancak engelleyemiyor.

4) Eski rejimde seçimler yoluyla iktidar değişimi mümkün olduğu için rejimin ideolojik sınırlarına riayet edeceğini sinyalleyen bir aktör iktidara gelerek yavaş yavaş bu sınırları genişletip rejimi içeriden çökertebildi. AKP ve Erdoğan’ın stratejisi de buydu. Ancak mevcut rejim, seçim yoluyla iktidar değişimini bir seçenek olarak görmediği için hem mevcut rejimin devam ettiği hem de siyasi iktidarın el değiştirdiği bir ihtimal mümkün görünmüyor çünkü iktidar değişimi rejimin de yıkılması anlamına geliyor.

Dolayısıyla, içinde bulunduğumuz siyasi konjonktürde sadece oylarını artırıp seçimle iktidara gelmek olası bir ihtimal olmaktan çıkmış durumda. Muhalefetin stratejisini iki ayaklı bir sütun üzerine inşa etmesi gerekiyor: mevcut iktidar koalisyonunun çatırdaması ve mümkünse dağılmasını sağlayacak koşulların oluşturulması, İmamoğlu ve CHP’nin toplumsal desteğinin göz ardı edilemeyecek boyutlara ulaşana kadar artırılmasına yönelik bir kampanya yürütülmesi. Bu iki ayaklı stratejinin itici (push) ve çekici (pull) faktörlerine odaklanarak resmi daha da netleştirmek mümkün.

Mevcut iktidar koalisyonunun çatırdaması ve mümkünse dağılması belirli itici faktörlere bağlı. Toplumsal mobilizasyonun güçlenerek devam etmesi, siyasi sistemin istikrarsızlığa sürüklendiği izleniminin artması, sürecin ekonomik maliyetinin katlanması, bunun sermaye ve bürokrasi çevrelerinde tepkilere neden olması rejim koalisyonunu zayıflatacak itici faktörler olarak özetlenebilir. Muhalefetin, iktidarın baskı politikalarının maliyetini sürekli olarak artırması yeni hamleleri önleyebilecek ve halihazırda devam eden süreci de geriletebilecek yegâne koşul olarak burada ön plana çıkıyor. Özel ve CHP yönetiminin de her hafta İstanbul’un bir ilçesi ve farklı bir ilde düzenledikleri mitinglerin bu stratejiye uygun ilerlediğini söylemek mümkün ancak baskı politikasının ekonomik maliyetini artırmadan da istenilen sonucun alınamayacağı bir gerçek.

Mücadele stratejisinin diğer ayağı ise İmamoğlu ve CHP’nin arkasındaki toplumsal desteğin sürekli olarak artırılması, kararsız ve Cumhur İttifakına yakın seçmenlere de ulaşılarak daha adil, özgür ve müreffeh bir Türkiye’nin inşasına talip ve ehil olduklarının anlatılabilmesi, seçmenin buna ikna edilebilmesi. Bunu da çekici faktörler olarak kavramsallaştırabiliriz. Siyaset Bilimci Edgar Şar’ın[1] belirttiği gibi İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylık ofislerinin Türkiye geneline yayılarak açılması, burada iktidar vizyonunun ve projelerin halka anlatılması toplumsal desteğin artırılması ve muhalefetin her vatandaş için güçlü bir alternatif olarak kabullenilmesinde büyük önem taşıyor. Ayrıca, CHP’nin parti programının en kısa sürede tamamlanarak İmamoğlu’nun seçim kampanyası ile birleştirilmesi ve Özgür Özel’in kısa süre önce başlattığı Milli İrade Mitinglerinde İmamoğlu-CHP’nin yeni Türkiye vizyonunun tanıtımının yapılması muhalefetin mevcut gerçekliği anlatan tutumunu bir adım öne taşıyarak artık yeni bir tahayyülün kurulmasına da ivme kazandırabilir.

Sonuç olarak; 2025 Türkiye’sindeki siyasi konjonktür ve rejim dinamiklerinin 2002 öncesi Türkiye’den önemli yapısal farklılıkları olduğunu kabullenmek etkin bir mücadele stratejisinin de ön koşulu. Anketler ve erken seçim kampanyasına indirgenen bir muhalefet stratejisinin başarısız olacağını öngörmek bugünden mümkün. İmamoğlu’nun tutuklanmasının, seçimi kazanma ihtimali olan herhangi bir muhalif aktöre verilen biz gözdağı olduğundan hareketle İmamoğlu adına seçime katılacak herhangi bir kişinin rahatlıkla kazanacağını düşünmek ise büyük bir illüzyon. Muhalefetin, hem mevcut rejim koalisyonunu zayıflatarak dağıtacak hem de arkasındaki toplumsal desteği seçim günü usulsüzlükleriyle dahi bertaraf edilemeyecek bir düzeye çıkarması içinde bulunduğumuz krizden çıkışın tek yolu olarak görünüyor.


[1] https://www.yeniarayis.com/yazi/chpnin-olup-bitene-itiraz-etmekle-yetinmeyip-toplumun-onune-inandirici-kapsayici-ve-umut-veren-bir-alternatif-koymali-10915

  • Kaynak birikim dergisi

Yorumunuzu bırakın


İlgili Haberler

Sivas’ta KKKA alarmı! 8 kişiye tanı kondu, 1 kişi hayatını kaybetti Gündem
Mayıs 15, 2025

Sivas’ta KKKA alarmı! 8 kişiye tanı kondu, 1 kişi hayatını kaybetti

Boğaziçi’ndeki şeriat kalkışmasının mesajı Fikir & Yazı
Mayıs 15, 2025

Boğaziçi’ndeki şeriat kalkışmasının mesajı

Çadır tüccarları böyle korunuyor Gündem
Mayıs 15, 2025

Çadır tüccarları böyle korunuyor

ZAMAN AKIŞI

May 15 13:22
Ekonomi

Mevduattaki yüksek faiz kördüğümü

May 15 13:19
Gündem

Sivas’ta KKKA alarmı! 8 kişiye tanı kondu, 1 kişi hayatını kaybetti

May 15 12:20
Arkasayfa

Boğaziçi’ndeki şeriat kalkışmasının mesajı

May 15 11:39
Kültür & Sanat

Sabah: Metin Arolat’ın kanında etil alkol ve uyuşturucu madde tespit edildi

May 15 11:33
Sağlık

Araştırma: İnsan beynindeki mikroplastik oranı hızla artıyor

May 15 11:27
Sağlık

Araştırma: 2050’ye kadar dünya nüfusunun yarısından fazlası obez olabilir

May 15 10:46
Arkasayfa

Fesih Bildirisi’nde 2 kelime: Soykırım ve Lozan

May 15 10:36
Gündem

Çadır tüccarları böyle korunuyor

May 15 10:20
Ekonomi

Ekonomide daralma sinyalleri: Ücretli çalışan sayısındaki azalış martta da sürdü

May 15 10:09
Ekoloji

Atık ithalatında yine zirvedeyiz

May 14 12:18
Emek

Memur alımına 35 yaş sınırı geliyor!

May 14 11:25
Ekonomi

TÜİK verileri açıklandı: Yumurta üretiminde düşüş!

May 14 10:19
Ekonomi

TÜİK verileri açıklandı: Yumurta üretiminde düşüş!

May 14 10:15
Sağlık

Yaza hazırlık: Kilo vermede yapılan en büyük hatalar!

May 14 09:06
Gündem

Halkın gündemi yargı ve ekonomi

May 14 09:01
Kadın

Türkiye’nin baharlarının müjdecisi “kadınlar”

May 14 08:56
Ekonomi

Yoksulluk arttıkça çocuk sayısı düştü

May 14 08:54
Gündem

Sıradaki sınavları depresyon

May 14 08:51
Gündem

Fesih, Lozan ve muhalefet

May 13 15:37
Gündem

“Bahane” kalmadı

May 13 15:29
Arkasayfa

Siyasal sürgünümüzün haklı çağrısı

May 13 09:11
Arkasayfa

“PKK’nın feshi” üzerine

May 13 09:09
Arkasayfa

Müjde tamam…

May 12 18:24
Gündem

Trump: Perşembe günü İstanbul’a uçabilirim

May 10 13:51
Arkasayfa

En zor eşik aşıldı, daha zoru yolda

May 10 12:29
Arkasayfa

https://www.birgun.net/haber/ciftcinin-yaninda-degil-pesindeler-621833

May 10 10:58
Ekonomi

Çiftçinin yanında değil peşindeler!

May 10 09:23
Arkasayfa

Suikast, tokat ve bizi öldürmeyen şey!

May 9 22:39
Arkasayfa

Din ve Seküler Din (Ulus Devlet) Savaşları İncelemesi

May 9 18:27
Kadın

Erken menopozda ilk belirtiler: 30’lu yaşlara dikkat!