• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Kasım 12, 2025
  • Yayın İlkeleri
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Güncel
  • Sağlık
  • Sağlık
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Asgari yaşamlar

      Asgari yaşamlar

      Külliyelog

      Külliyelog

      Bağlı ama şartlı

      Bağlı ama şartlı

      New York Times başyazısında sormuş: Demokrasimiz elden gidiyor mu?

      New York Times başyazısında sormuş: Demokrasimiz elden gidiyor mu?

    • Yaşam
      Kış aylarında görülen deri hastalıklarına dikkat!

      Kış aylarında görülen deri hastalıklarına dikkat!

      Yurt(suzluk), beton ve elektrik: Modernliğin ruhsuz aydınlığı

      Yurt(suzluk), beton ve elektrik: Modernliğin ruhsuz aydınlığı

      Yapay Zekâ Kansere Çare Olabilir Mi? 2025 İtibarıyla Umut Veren Gelişmelerin Soğukkanlı Analizi

      Yapay Zekâ Kansere Çare Olabilir Mi? 2025 İtibarıyla Umut Veren Gelişmelerin Soğukkanlı Analizi

      İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü

      İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü

    • Türkiye
      2026’da asgari ücret ne kadar olacak?

      2026’da asgari ücret ne kadar olacak?

      Eğitimsiz okullar bakanlığı

      Eğitimsiz okullar bakanlığı

      Yurt(suzluk), beton ve elektrik: Modernliğin ruhsuz aydınlığı

      Yurt(suzluk), beton ve elektrik: Modernliğin ruhsuz aydınlığı

      650 TL’lik yevmiyeyle yaşamadan öldüler

      650 TL’lik yevmiyeyle yaşamadan öldüler

    • Dünya
      ABD'de hükümetin yeniden açılacağı beklentisi piyasalarda risk iştahını artırdı

      ABD'de hükümetin yeniden açılacağı beklentisi piyasalarda risk iştahını artırdı

      New York halkı Trump ve Trumpçıların burnunu fena halde sürttü!

      New York halkı Trump ve Trumpçıların burnunu fena halde sürttü!

      Akdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü

      Akdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü

      New York Times başyazısında sormuş: Demokrasimiz elden gidiyor mu?

      New York Times başyazısında sormuş: Demokrasimiz elden gidiyor mu?

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Çalışma Bakanlığının bütçesi komisyonda: Çocuk işçilikle mücadele değil, patronlara teşvik arttı

      Çalışma Bakanlığının bütçesi komisyonda: Çocuk işçilikle mücadele değil, patronlara teşvik arttı

      Haçlı Seferleri ve Cihat Gerçekten Din için mi yapıldı yoksa bir Sınıf/Zümre Mücadeleleri miydi?

      Haçlı Seferleri ve Cihat Gerçekten Din için mi yapıldı yoksa bir Sınıf/Zümre Mücadeleleri miydi?

      Atatürk’ün vefatının 87. yılında devlet erkânı Anıtkabir’deydi: Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti'ne tutkuyla sahip çıkıyoruz" dedi, binler akın etti

      Atatürk’ün vefatının 87. yılında devlet erkânı Anıtkabir’deydi: Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti'ne tutkuyla sahip çıkıyoruz" dedi, binler akın etti

      Yurt(suzluk), beton ve elektrik: Modernliğin ruhsuz aydınlığı

      Yurt(suzluk), beton ve elektrik: Modernliğin ruhsuz aydınlığı

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Üçüncü Dünya Savaşı

      Üçüncü Dünya Savaşı

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

    • Fotoğraf & Karikatür
      TESK Genel Başkanı: Okul alışverişleri için en az 10-12 bin lira gerekiyor

      TESK Genel Başkanı: Okul alışverişleri için en az 10-12 bin lira gerekiyor

      Metafor

      Metafor

      Günün karikatürü

      Günün karikatürü

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

    • Kitap & Dergi
      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitapların yalnızlığı

      Kitapların yalnızlığı

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Modern zamanda “yedi ölümcül gün”

Modern zamanda “yedi ölümcül gün”

Ekim 24, 2025 Fikir & Yazı 0 comments

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Kazancını önemseyen ihtiraslı düzenin karanlık yönüne ayna tutan ‘Yedi Ölümcül Gün” adlı grafik romanın yazarı Turgut Yüksel, kitabında bir beyaz yakalının yedi gününü anlatıyor. Yüksel, kitabında rutinlerin boğucu etkisi karşısında insan ruhunun güçlü, karmaşık ve tehlikeli yönlerini gerçeklik/gizem ekseninde irdeliyor.

Betül Kanbolat

Yemeyeceği yiyeceği, giymeyeceği giysiyi, binmeyeceği taşıtı, oturmayacağı konutu, alışveriş yapmayacağı platformu pazarlayan, sermayenin ekmeğine yağ sürmekten kaçınmayan, dünyada olup biten onca şey dururken en hassas duyarlılığı banka hesabındaki hareketlilik olan insanlara saygı duymakta güçlük yaşıyorum. Bu insanların kimi kurnaz reklamcılarla ilişkisi kaybeden tarafın olmayacağını bildiğimiz sıkıcı bir masa tenisi müsabakasına benziyor. Sözde halkın yararına düzenlenen bu müsabakanın biletleri hep pahalı, neresinden bakarsak bakalım izleyici için vakit ve nakit kaybı.  Müsabakanın saçmalığını idrak edenler, harcamalarının kontrolünü ele alıp müsabıkları sorgulayıp eleştirenler sermayenin hiç ama hiç işine gelmiyor. Sermeye doğal kaynakları sömürdüğü yetmezmiş ve doğa savunuculuğu maskesiyle insanlara yeni harcama kalemleri icat etmezmiş gibi genç insan kaynağını da sömürmeyi iyi biliyor. Modern zaman köleliliğini bir şekilde tadacak olan yüzbinler okul sıralarında onurlu ve refah bir geleceğin umuduyla akıl yürütüp dirsek çürütürken onları yönetecek patronlar çoktan belirlenmiş, ellerini ovuşturuyorlar, kurumsal kadrolarını oluşturmak için gün sayıyorlar. Eğriye eğri demek pahalıya mal olsa da -öğrenci, akademisyen, işçi, memur, ücretli, sanatkâr, zanaatkar- toplumun her kesiminden mevcut çelişkilere dikkat çeken insanlar çıkıyor. İmkanlarını toplumu ileriye taşıyacak, kolay ulaşılabilir kültür sanat faaliyetlerine değil de ayrışmaya, çatışmaya, kavgaya özendiren projelere akıtan, yetmiyormuş gibi cehaleti parlatan kişi ve kurumların saygınlığı, düşünüp üreten insanların vicdanında yok hükmündedir. Öyle de kalacaktır.

Bugün bahsedeceğim kitap insan kaynağına odaklanmak yerine kazancını önemseyen ihtiraslı düzenin karanlık yönüne ayna tutan bir grafik roman, YEDİ ÖLÜMCÜL GÜN.  Yaratıcısı yazar, çizer ve tasarımcı Turgut Yüksel. Yüksel, çocuk ve yetişkinler için yirmi iki kitaba imza atmış, radyo programcılığı yapmış, kültür, kent ve tasarım konularında üniversitelerde dersler veren çok yönlü bir sanatçı. Desen Yayınları tarafından Eylül ayında yayımlanan kitabında okurlarına bir beyaz yakalının yedi gününü anlatıyor. Rutinlerin boğucu etkisi karşısında insan ruhunun güçlü, karmaşık ve tehlikeli yönlerini gerçeklik/gizem ekseninde irdeliyor. Bugün, kitabın arka kapak metnini sizlerle paylaşıp sözü eserin sahibine bırakmak istiyorum. Sanatçının sorularıma vereceği cevaplar çizgilerinin yalınlığına zıt bir derinliğe sahip olan hikâyesi hakkında kitap severlere fikir verecektir.

“Büyük bir şirket, bir grafiker, yedi gün, kirli işler, her gün aynı şeyler, aynı duygular, aynı ölümler, tuhaf bir varlık, seri katil mi?hayal mi? gerçek mi?”

BK: Arka kapak yazısı  içeriği öyle güzel özetliyor ki mevcut sırayla ilerleyecek olursam İstanbul gibi bir metropolde, ağırlaşan yaşam koşullarında grafikerlik yapan bir beyaz yakalının yaşamına odaklanma fikri nasıl oluştu? Yaşamına odaklandığımız genç adamı haftanın her günü toplu taşımada, ofiste, kahve molasında ve -bence kurguyu lezzetli hale getiren bir unsur olarak- yangın merdiveninde görüyoruz. Hikâyeyi bu mekânların dışına çıkmadan steril bir biçimde resimlemenizin özel bir nedeni var mı? 

TY: Uzun bir dönem grafikerlik yaptım ve yine uzun bir dönem grafik ve iletişim bölümlerinde dersler verdim.Konuya ve “piyasadaki” çalışma şartlarına vâkıf olduğumdan, aklımdaki hikaye için böyle bir karakter çok uygundu. Evet, dediğiniz gibi çizgi roman sınırlı mekanlarda geçiyor. Çünkü gerçek hayatta da bir çalışanın -istisnalar dışında- ev, iş, toplu taşıma dışında bir mekanı yok. Bu hikaye için ek mekan olarak, iş yerinde tek başına kalabileceği veya kendi düzeyinde bir çalışanla kısa da olsa sohbet edebileceği yer olarak yangın merdivenleri, yani bir kafes var. Harici bir mekan olması için kişinin parası ve zamanı olması gerekir. Parası olmasa bile zamanı… Sabah 9’da iş başı yapan bir kişiyi düşünelim ve iş yeri de ulaşımı kolay bir yerde, misal Beşiktaş’ta olsun. Şu anda hangi bütçe Beşiktaş’ta yani iş yerine yakın bir yerde ev tutmaya izin verir ki? Ekonomik kriz ve bununla bağlantılı olarak ortaya çıkan konut sorunu çoğu çalışanı şehrin çeperine sürdü. Örneğimize devam edersek, Beylikdüzü’ne sürülmüş bir çalışanın “muteber” olan iş yerine gelmesi için sabah 6’da kalkması gerekiyor. Akşam eve dönmesi de 2,5 -3 saati bulur. Yani aslında 8 saat olan mesai süresi ulaşımla birlikte 14 saate varıyor. Sadece bu ulaşım serüveninin yorgunluğu bile yeterlidir bir insanı evde kanepeye sermek için. Ki evdeki zamanına da göz koyan iş uzantılarını hiç saymıyorum.

BK: Haftanın günleri genç adam için aynı ağırlığı taşısa da benzerlikleri kıran gerçeküstü görüntüler, düşünceler aklından geçmiyor değil. Sıra dışı kabul edilebilecek o anların kaynağı aslında rutine ve sömürüye karşı kişinin geliştirdiği savunma ya da isyan diyebilir miyiz? 

TY: Hemen hemen hepimiz, hayatımızda bizi zorlayan, hakkımızı yiyen, çaresiz bırakan bir kişiye veya duruma karşı içimizden, “Allah kahretsin” veya “Belasını versin” diye beddua etmişizdir. Bu da içimizdeki isyana rağmen bir şey yapamamanın getirdiği çaresizliğe verdiğimiz bir tepkidir. “Söylediğini yapıyorum ama seni de zihnimde cehenneme gönderiyorum” sağaltmasıdır. Bu durum, frekansı farklı olsa da hikayedeki karakter için de geçerli. Ya da belki de o gördüğü şeyler gerçeküstü değil gerçektir.

BK: Anlatının iş yaşamının görev tanımları, istifa, terfi ve çalışan hakları üzerine  düşünme alanı açtığı bir gerçek. Genç adam hikayede çağımız bilişim suçlarına örnek teşkil edecek bir istekle karşılaşıyor. Gerçekçi bu unsuru da dikkate alarak gerçek ile kurgunun hikayedeki dağılımı hakkında ipuçları istesem sizden?

TY:Bu ipuçlarını hikayeden değil de gerçek hayattan vermem daha doğru olur. En genelinden en özeline kadar uzanan yelpazede bunun çok yaygın olduğunu görüyoruz. Manipülasyon, dezenformasyon, propaganda veya ad hominem için görüntü yaratmak veya farklı bir bağlamdakini farklı bir sonuç verecek biçimde montajlamak neredeyse meşru oldu. Niyet karanlık olunca malzeme de, beceri de ister istemez ona hizmet ediyor. Buradaki oranı hikayeye uyarlayabiliriz.

Turgut Yüksel

BK: Kitabınızın, onu okuyanlara,  sistemin baskısı ve dayatmalarına rağmen ayakta kalmaya çalışan insanlara  etkisi ne yönde olur? Bir öngörünüz ya da beklentiniz var mı bununla ilgili? 

TY:Yazıp çizdiğim kitaplarla ilişkim onları bitirene kadar geçerli. Kitap benden çıktıktan sonra ise başka bir alana giriyor ve orada hakimiyetim sonlanıyor. Bu ilişki biçimini seven ve öyle de kalmasını isteyen biri olarak bunu okuyan insanda oluşacak herhangi bir duyguya dair öngörüde bulunmak veya beklentiye girmek benim haddimi aşan bu durum. Yapmak istediğim, ben de o civarlarda dolaştım o yüzden sizi anlıyorum demekti.

BK: Figüratif köşeli çizimlerin okuru rahatlatan bir yönü var. Kahramanın iç dünyası rüzgarlı olsa da çizimlerde bir dinginlik ve dizgi söz konusu. Çizdiğiniz insanların gözlerini Horus’un gözüne benzettim. Hikâyedeki gizemli varlığın ifadeleri Horus ve Anubis karşımı bir etki yarattı. Bu varlığın hikâyedeki rolünü sorsam?

TY: Karakterin içinde fırtınalar kopsa da hayatı ve eylemleri çok rutin. Yapabildiği, bırakabildiği ve kaçabildiği bir yer yok. Bu hareket ve yaşam rutinini olduğu gibi çizince de söylediğiniz gibi karakterin iç dünyasına tezat bir görüntü oluşuyor. Ve bu iç âlemin tezahürü olarak Seth ortaya çıkıyor veya Seth aylakça dolaşırken onu buluyor. Seth’in ortaya çıkması da, -bu herhangi bir varlık da olabilirdi- hikayeyi çizme tekniğinden kaynaklanıyor. Kitabı Antik Mısır resminin kurallarına uyarak çizdim ve bu biçimin uzantısı olarak da o dünyanın varlığı bugüne geldi.

BK: Antik Mısır tanrılarının şeklen ayrıntılarına hakim değilim sanırım 🙂 Ağız ve kulak formuna bakınca Anubis değil Seth olduğunu şimdi anladım. Ölüm söz konusu olunca katil olmak da kurtarıcı olmak da mümkün Seth için. Kahramanın onu tanımlama şekli ve son sayfalardaki karşılıklı sohbetleri dikkate değer. Peki kitabın dışına çıkarsak, üniversitelerde dersler veriyorsunuz. Hitap ettiğiniz jenerasyonun ruhuna dair gözlemleriniz neler?

TY :Dersler verdim. Son bir kaç seneyi bilmiyorum ama önceki yıllardaki tecrübeme göre şunu söyleyebilirim. Hemen hemen her dönem, sınıftakilerin sadece yüzde onu kendisinin, yapmaya çalıştığı şeyin ve gelecekte neyle karşılaşacağının farkındaydı. Buna göre hazırlık yapıyorlardı. Diğer yüzde doksanı ise okul bitince hemen iyi bir iş yerinde iyi bir maaşla işe başlayacağını hayal ediyordu. Onların bir kısmı okuldan sonra fazla mesailerini bile alamadıkları bir işe girdi. Bir kısmı işsiz kaldı ve bir işe girmek için de her türlü şartı kabul edebilecek duruma geldiler. Tasarımcı olma hayali kurarlarken bir ozalitçide operatör oldular. Bu hayal kırıklığını şiddetli olarak yaşıyorlar ve içine düştükleri çaresizlikte ne yapacaklarını bilmiyorlar. Bu onların suçu değil, hem de hiç. Bu, onları bu hayallerle, gerçekle temas ettirmeden, gerçeği söylemeden, onunla nasıl mücadele edeceğini öğretmeden bu noktaya getiren herkesin suçu.

BK: Gözlemleriniz değerli ve çocuklarının geleceğini önemseyen herkese sorumluluk yükleyen bir gerçekliği kapsıyor. Geçmişte çocuklar için seri kitaplar hazırladınız. Devamı gelecek mi? Ufukta yeni bir çalışma, aklınızda biçimlenen ve çizgiye dönüşmeyi bekleyen bir hikâye var mı?

YK: Çocuklar için yazıp çiziktirmeyi seviyorum. Devamı gelecek ama kitap olarak değil, kutu oyunları olarak…Bir de sırada bekleyen grafik romanlar var.

BK: Okurlarınıza ‘sizi anlıyorum’ diyebileceğiniz nice eserlere.

  • Kaynak Birgün

Yorumunuzu bırakın


İlgili Haberler

Çalışma Bakanlığının bütçesi komisyonda: Çocuk işçilikle mücadele değil, patronlara teşvik arttı Ekonomi
Kasım 11, 2025

Çalışma Bakanlığının bütçesi komisyonda: Çocuk işçilikle mücadele değil, patronlara teşvik arttı

Haçlı Seferleri ve Cihat Gerçekten Din için mi yapıldı yoksa bir Sınıf/Zümre Mücadeleleri miydi? Arkasayfa
Kasım 10, 2025

Haçlı Seferleri ve Cihat Gerçekten Din için mi yapıldı yoksa bir Sınıf/Zümre Mücadeleleri miydi?

Atatürk’ün vefatının 87. yılında devlet erkânı Anıtkabir’deydi: Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti'ne tutkuyla sahip çıkıyoruz" dedi, binler akın etti Fikir & Yazı
Kasım 10, 2025

Atatürk’ün vefatının 87. yılında devlet erkânı Anıtkabir’deydi: Erdoğan, "Türkiye Cumhuriyeti'ne tutkuyla sahip çıkıyoruz" dedi, binler akın etti

ZAMAN AKIŞI

Kas 11 13:27
Ekonomi

2026’da asgari ücret ne kadar olacak?

Kas 11 13:16
Ekonomi

FAO verileri: Dünyada fiyatlar düşüyor, Türkiye’de gıda maliyetleri zirvede

Kas 11 12:21
Gündem

ABD’de hükümetin yeniden açılacağı beklentisi piyasalarda risk iştahını artırdı

Kas 11 10:17
Gündem

Asgari yaşamlar

Kas 11 10:10
Ekonomi

Çalışma Bakanlığının bütçesi komisyonda: Çocuk işçilikle mücadele değil, patronlara teşvik arttı

Kas 11 10:08
Ekonomi

10 genç işçiden dördü kayıtdışı

Kas 11 10:06
Ekonomi

Sanayi üretimi dibi gördü

Kas 10 20:53
Arkasayfa

Haçlı Seferleri ve Cihat Gerçekten Din için mi yapıldı yoksa bir Sınıf/Zümre Mücadeleleri miydi?

Kas 10 13:21
Bilim & Teknoloji

İspatlandı: Karanlık madde, klasik fizik kurallarına uyuyor

Kas 10 12:53
Sağlık

Kış aylarında görülen deri hastalıklarına dikkat!

Kas 10 12:46
Gündem

Eğitimsiz okullar bakanlığı

Kas 10 12:27
Arkasayfa

Atatürk’ün vefatının 87. yılında devlet erkânı Anıtkabir’deydi: Erdoğan, “Türkiye Cumhuriyeti’ne tutkuyla sahip çıkıyoruz” dedi, binler akın etti

Kas 10 12:17
Arkasayfa

Yurt(suzluk), beton ve elektrik: Modernliğin ruhsuz aydınlığı

Kas 10 11:11
Gündem

New York halkı Trump ve Trumpçıların burnunu fena halde sürttü!

Kas 10 10:39
Gündem

Akdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü

Kas 10 09:39
Gündem

650 TL’lik yevmiyeyle yaşamadan öldüler

Kas 8 20:46
Arkasayfa

Türk Milletinin Tatlı ve Şeker İle Olan İlişkisi

Kas 8 20:27
Arkasayfa

1951–2025 arası TL’nin Dolar Değeri, Enflasyon ve Alım Gücü Analizi

Kas 7 11:49
Gündem

Külliyelog

Kas 7 09:36
Arkasayfa

Bu kez Altın’ı Sivas’ta buldular | Müjde değil felaket

Kas 6 15:33
Arkasayfa

İslâm Arap Dini mi, Dünya Dini mi?

Kas 6 10:45
Arkasayfa

Bağlı ama şartlı

Kas 6 10:41
Arkasayfa

Ekmek kavgası

Kas 6 10:31
Gündem

Sındırgı’nın bugünü memleketin yarını

Kas 6 10:27
Ekonomi

Ahmet Haskiro için adalet yok

Kas 5 10:00
Gündem

New York Times başyazısında sormuş: Demokrasimiz elden gidiyor mu?

Kas 5 09:57
Gündem

New York’ta seçimi sosyalist aday Zohran Mamdani kazandı

Kas 5 09:38
Ekoloji

Dolandırıcıların sosyal konut tuzağı… Sahte siteye kaydolup izlerini sürdük

Kas 5 09:35
Gündem

Toplu iğne yapmaya başladık mı?

Kas 5 09:30
Ekonomi

Sadece enflasyona değil hayat pahalılığına karşı mücadele de zorunludur!