• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Mayıs 21, 2022
  • Hakkımızda
  • Yayın İlkeleri
  • Künye
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Pervin Buldan, Kürtçe yasağına 'Dar Hejiroke' şarkısını canlı yayında söyleyerek tepki gösterdi

      Pervin Buldan, Kürtçe yasağına 'Dar Hejiroke' şarkısını canlı yayında söyleyerek tepki gösterdi

      Fatih Altaylı, CHP’nin SADAT’a gitme sebebini yazdı: Anlatılanlar ilginç

      Fatih Altaylı, CHP’nin SADAT’a gitme sebebini yazdı: Anlatılanlar ilginç

      Erken seçim yoksa şimdi ne yapacak?

      Erken seçim yoksa şimdi ne yapacak?

      Özel güvenliğe 31 milyar TL

      Özel güvenliğe 31 milyar TL

    • Yaşam
      Ruhun miskin hastalığı: Can sıkıntısının kısa tarihi

      Ruhun miskin hastalığı: Can sıkıntısının kısa tarihi

      Tek odalı evde yaşıyor: Komşular verirse yiyorum, yoksa aç yatıyorum

      Tek odalı evde yaşıyor: Komşular verirse yiyorum, yoksa aç yatıyorum

      17 can gitti tek tutuklu yok

      17 can gitti tek tutuklu yok

      Gençler AKP kıskacı altında

      Gençler AKP kıskacı altında

    • Türkiye
      Üreticiler perişan

      Üreticiler perişan

      Çöpün ithal edenden başkasına faydası yok

      Çöpün ithal edenden başkasına faydası yok

      Tek odalı evde yaşıyor: Komşular verirse yiyorum, yoksa aç yatıyorum

      Tek odalı evde yaşıyor: Komşular verirse yiyorum, yoksa aç yatıyorum

      Muhalefetin önergelerini haberleştiren gazeteciler ifadeye çağrıldı, Basın İlan Kurumu da savunma istedi

      Muhalefetin önergelerini haberleştiren gazeteciler ifadeye çağrıldı, Basın İlan Kurumu da savunma istedi

    • Dünya
      Hollanda'da ev sahiplerine kira sınırlaması getirilecek

      Hollanda'da ev sahiplerine kira sınırlaması getirilecek

      Gerçek dışının karşısındaki güç: Sevgi

      Gerçek dışının karşısındaki güç: Sevgi

      Maymun çiçeği virüsü: Nedir, nasıl bulaşır, tedavisi var mıdır?

      Maymun çiçeği virüsü: Nedir, nasıl bulaşır, tedavisi var mıdır?

      Zafer kadınların

      Zafer kadınların

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Gerçek dışının karşısındaki güç: Sevgi

      Gerçek dışının karşısındaki güç: Sevgi

      Saltanat ve Hilâfet Dîninde Muhâlefet Düşmanlığı (2)

      Saltanat ve Hilâfet Dîninde Muhâlefet Düşmanlığı (2)

      Geldikleri gibi gidecekler! Geldikleri gibi gidecekler! Geldikleri gibi gidecekler!

      Geldikleri gibi gidecekler! Geldikleri gibi gidecekler! Geldikleri gibi gidecekler!

      Bir çöküşün kısa öyküsü…

      Bir çöküşün kısa öyküsü…

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Ataol Behramoğlu: İsyanım yaşam düşmanlığına

      Ataol Behramoğlu: İsyanım yaşam düşmanlığına

      Antikapitalist Müslümanlar 1 Mayıs yürüyüşleri (2012-2019)

      Antikapitalist Müslümanlar 1 Mayıs yürüyüşleri (2012-2019)

      İl il 8 Mart eylem ve etkinlikleri

      İl il 8 Mart eylem ve etkinlikleri

      Türk Tabipleri Birliği acil önlem çağrısı yaptı, tarih verdi: Talepleri karşılanmazsa iş bırakacaklar

      Türk Tabipleri Birliği acil önlem çağrısı yaptı, tarih verdi: Talepleri karşılanmazsa iş bırakacaklar

    • Fotoğraf & Karikatür
      Uykusuz'dan 'Barınamayanlar' kapağı: Metroya yakın bankı kapmışsın

      Uykusuz'dan 'Barınamayanlar' kapağı: Metroya yakın bankı kapmışsın

      Uygarlaşamayacak Olan Bir Acemi ''Bubi (David Hoyan)''

      Uygarlaşamayacak Olan Bir Acemi ''Bubi (David Hoyan)''

      Nail Payza Ölümünün 25. Yılında baskı resimleri ile Galeri Selvin Nişantaşı’nda

      Nail Payza Ölümünün 25. Yılında baskı resimleri ile Galeri Selvin Nişantaşı’nda

      ABD’nin BM Daimi Temsilcisinden Filistin ve İsrail’e görüşmeleri başlatma çağrısı

      ABD’nin BM Daimi Temsilcisinden Filistin ve İsrail’e görüşmeleri başlatma çağrısı

    • Kitap & Dergi
      Saklı ve görünen lezzetler

      Saklı ve görünen lezzetler

      Bana siyasi iklimi söyle sana dolandırıcılık icat edeyim

      Bana siyasi iklimi söyle sana dolandırıcılık icat edeyim

      Koralı Okuyucusuyla Buluştu

      Koralı Okuyucusuyla Buluştu

      İlkokul öğretmeninden Tayyip'e son ders...

      İlkokul öğretmeninden Tayyip'e son ders...

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Milankovitch Döngüleri: Paleoiklim Değişiklikleri, İnsansıların Evrimini Nasıl Etkiledi?

Milankovitch Döngüleri: Paleoiklim Değişiklikleri, İnsansıların Evrimini Nasıl Etkiledi?

Ocak 25, 2022 Ekoloji 0 yorum

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Dünya’nın yörüngesindeki değişiklikler, binyıllardır iklim değişimlerinin zamanını belirlemede etkili olmuşlardır. Paleoiklim, uzak geçmişteki bu iklim değişikliklerin araştırılması ve modellenmesini konu alan bir bilim dalıdır ve günümüzde paleoiklimbilimciler bu değişimlerin uzak atalarımızın yaşam alanlarını değiştirip değiştirmediklerini ve değiştirdilerse nasıl değiştirdiklerini araştırmaktadırlar.

İnsan türünün evrimindeki kritik dönüm noktaları ve davranışsal gelişimlerin, çevresel etkenler tarafından şekillendirildiği düşüncesi Darwin’den bu yana varlığını sürdüren bir fikirdir. Her ne kadar bir yüzyıl boyunca çeşitli hipotez ve modeller öne sürülmüş, geliştirilmiş ve/veya geride bırakılmış olsalar da, evrimdeki temel itici gücün fiziksel ve cansız çevredeki değişiklikler olduğu görüşünü savunan “Çevresel Determinizm” düşüncesi ve bu düşüncenin insansıların evrimi üzerindeki olası etkileri günümüzde hala daha canlılığını sürdüren bir konu. Her ne kadar işin sonunda evrimsel değişimlerin ardındaki temel kuvvetlerden birisi belirli canlı nüfusları üzerine etki eden yerel ölçekteki çevresel süreçler olsa da, bu gibi değişimler genellikle kendilerinden çok daha büyük olan bölgesel ya da küresel ölçekteki iklimsel yönelimlerin dahilinde gerçekleşirler. (Ç.N: Yazı boyunca kullanılacak boyut kavramları küresel>bölgesel>yerel şeklinde olacaktır.)

Uzun Dönemli Paleoiklim Kayıtları

Sıcaklık ve nem oranı gibi iklimsel bileşenlerin doğrudan ölçümlerine sadece son bir ya da iki yüzyıllık dönem için sahibiz. Daha geniş zaman ölçeklerinin iklimini yeniden yaratmak için bilim insanları, jeolojik kayıtlarda saklanan ve iklimsel ve çevresel paratmetrelerdeki değişikliklere duyarlı olan çeşitli göstergeleri inceleyerek iklimsel bileşenleri dolaylı olarak ölçme yoluna giderler. Su kütlelerindeki çökeltiler ve uzun süre boyunca buzlar altında kalan bölgelerde aşağı doğru kazı yapılarak elde edilen bir tür kayıt olan buz çekirdeklerinden çıkan temsili kayıtlar, geçmişteki iklimler konusundaki bilgilerimizin çoğunu sağlayan birer kaynak oluştururlar. Uzun dönemleri kapsayan ve görece olarak sürekli olan bu doğal arşivler, genellikle geçmişte karalardaki çevrenin nasıl olduğuna dair kurulan modellerle yapılan karşılaştırmalar için referans olarak kullanılırlar.

Bu Reklamı Kapat

 

Örneğin, buzullarda korunan oksijen ve hidrojen izotoplarının birbirlerine olan oranları ve Protistalar Âleminin Delikliler (foraminifera) ve Işınlılar (radiolaria) şubelerine ait deniz canlılarının kabuklarındaki oksijen izotoplarının oranları bizlere geçmişteki deniz seviyelerinin, buzul miktarının, deniz suyu sıcaklığının ve küresel atmosfer sıcaklığının birer kaydını sağlar. Buz çekirdeklerinde saklı kalmış olan hava kabarcıkları atmosferin geçmişteki bileşiminin, özellikle de karbondioksit oranının doğrudan kaydını tutmuş olur. Buz çekirdeklerine benzer yöntemlerle denizlerden elde edilen çekirdeklerde bulunan deniz kabuklarındaki karbon izotoplarının oranı ise hem denizlerdeki su dolaşımının, hem de atmosferdeki karbondioksit miktarının anlaşılmasında eşit derecede yararlıdır.

Evrimsel Ekoloji ile ilgili diğer içerikler ›

  • Aenocyon Cinsinin Dönüşü: Ulu Kurtlar (Dire Wolves), Aslında Bir Kurt (Canis) Türü Değildi!
  • And Dağları’nda Yaşayan İnsanlar, Arseniğe Direnç Kazanacak Şekilde Evrimleşti!

 

Benzer şekilde, hem deniz dibi çökeltilerinde, hem de buz çekirdeklerinde saklı kalan ve rüzgarların taşıdığı tozlar, tozun kaynak bölgesindeki iklimsel ve çevresel koşulların, bilhassa da kuraklık seviyesinin temsili olarak anlaşılmasıyla ilintilidir. Grönland’dan gelen buz çekirdeklerinin 100.000 yıldan geriye kadar süreklilik gösterdikleri, Antarktika’da bulunanların ise yaklaşık 800.000 yıl öncesine tarihlenebilecekleri görülmüştür.

Bu sebepten dolayıdır ki, bu kayıtlar Homo cinsinin H. erectus, H. heidelbergensis, H. neanderthalensis, ve H. sapiens gibi üyelerinin anlaşılmasında önem taşımaktadır. Çok daha uzun bir zaman dilimini kapsayan deniz çökeltisi çekirdekleri ise Dünya’nın pek çok yerinden toplanmıştır ve Senozoik zamanın ötesine, yani günümüzden en az 65 milyon yıl öncesine kadar giderek primat fosil kayıtlarının başlangıcına kadar olan zaman dilimini içlerine alan bileşik kayıtlar, bu çekirdekler sayesinde oluşturulmuştur.

Bu Reklamı Kapat

 

Diğer iklimsel belirtkelere kıyasla Antarktika Platosu’nun en yüksek noktalarından biri olan EPICA Dome C’den (EDC, Antarktika) elde edilen verilerin grafiği. a, EDC’den elde edilen kararlı döteryum izotopu (δD) kayıtları. b, Vostok toz akıntısı kayıtları. c, EDC toz akıntısı kayıtları (Sayılar Denizel İzotop Kayıtlarını/DİK belirtir.). d, EDC toz boyutu verilerinin ince parçacık yüzdesi olarak belirtimi. e, Deniz çökeltilerindeki oksijen-18 izotopu δ18O dizileri (Küresel buzul miktarını temsil eder.). f, Çin’deki lös çökeltilerinin (rüzgarlarla taşınan ince malzemenin birikmesi sonucu karalarda oluşan bir çökelti türü) manyetik duyarlılık (manyetik alanlar tarafından çekilme ya da itilmeyi belirten bir özellik) dizi kayıtları. Tepeler ve tek sayılı DİK miktarları buzularası dönemleri (bir buz çağı içerisinde daha yüksek ortalama sıcaklıkların yaşandığı ve buzulların kutuplara doğru çekildiği dönemler) temsil ederken, çukurlar ve çift DİK sayıları buzul dönemlerini (bir buz çağı içerisinde ortalama sıcaklıkların düştüğü ve buzulların ekvatora görece yaklaştığı dönemler) belirtir.
Diğer iklimsel belirtkelere kıyasla Antarktika Platosu’nun en yüksek noktalarından biri olan EPICA Dome C’den (EDC, Antarktika) elde edilen verilerin grafiği. a, EDC’den elde edilen kararlı döteryum izotopu (δD) kayıtları. b, Vostok toz akıntısı kayıtları. c, EDC toz akıntısı kayıtları (Sayılar Denizel İzotop Kayıtlarını/DİK belirtir.). d, EDC toz boyutu verilerinin ince parçacık yüzdesi olarak belirtimi. e, Deniz çökeltilerindeki oksijen-18 izotopu δ18O dizileri (Küresel buzul miktarını temsil eder.). f, Çin’deki lös çökeltilerinin (rüzgarlarla taşınan ince malzemenin birikmesi sonucu karalarda oluşan bir çökelti türü) manyetik duyarlılık (manyetik alanlar tarafından çekilme ya da itilmeyi belirten bir özellik) dizi kayıtları. Tepeler ve tek sayılı DİK miktarları buzularası dönemleri (bir buz çağı içerisinde daha yüksek ortalama sıcaklıkların yaşandığı ve buzulların kutuplara doğru çekildiği dönemler) temsil ederken, çukurlar ve çift DİK sayıları buzul dönemlerini (bir buz çağı içerisinde ortalama sıcaklıkların düştüğü ve buzulların ekvatora görece yaklaştığı dönemler) belirtir.
Nature Education
Dünya çapındaki derin deniz oksijen ve karbon izotop kayıtları. Senozoik dönemi için olan kayıtlar sayıları 40’ı aşan Derin Deniz Sondaj Çalışması ve Okyanus Sondaj Çalışması sahasından alınmıştır. Önemli iklimsel olaylar belirtilmiştir
Dünya çapındaki derin deniz oksijen ve karbon izotop kayıtları. Senozoik dönemi için olan kayıtlar sayıları 40’ı aşan Derin Deniz Sondaj Çalışması ve Okyanus Sondaj Çalışması sahasından alınmıştır. Önemli iklimsel olaylar belirtilmiştir
Nature Education

Her ne kadar insansıların evrimsel tarihiyle alakalı önemli ve yüksek ayrıntı seviyesine sahip başka kayıtlar olsa da, bunlar deniz çekirdeklerine kıyasla zamansal ve mekânsal olarak daha kısıtlanmış haldedirler. Örneğin Çin’den gelen ve rüzgarlarla taşınan ince malzemenin birikmesi sonucu karalarda oluşan bir çökelti türü olan lös birikimlerinin yoğunlukları ve tane boyutları, son 7 milyon yıl boyunca meydana gelmiş olan ve uzun zaman dilimlerine yayılmış soğuk ve kuru Asya kış muson rüzgarlarıyla bağlantılıdır.

Mağaralarda bulunan dikit ve sarkıtlar gibi oluşumları kapsayan mağara çökeltileri ise bölgedeki yerel paleoiklim hakkındaki verileri sağlayabilecek olan zengin bir arşiv oluştururlar ve uranyum-toryum tarihlendirmesiyle birlikte kullanıldıklarında 500.000 yıl kadar geriye gidebilen ayrıntılı kayıtlar sağlayabilirler. (Ç.N: Burada üst sınırın 500.000 yıl olmasının sebebi ise söz konusu tarihlendirme yönteminde radyoaktiviteyle bozunan uranyum-234 izotopunun ürettiği toryum-230 izotopunun kendisi de radyoaktif olduğu için bozunma hızının üretilme hızına eşit olduğu zamanın günümüze olan uzaklığının (yani üretilen her 1 toryum atomu için 1 toryum atomunun bozulduğu anın) belirlenmesi yoluyla çalışmasıdır.

Bu yöntem de, toryumun yarı ömrü de dâhil olmak üzere çeşitli parametreler sebebiyle en fazla 500.000 yıla kadar tutarlılık göstermektedir.) Mağara çökeltilerinin büyüyen şeritlerinin görece kalınlığı ve karbon ile oksijen izotoplarının analizi; Güney Afrika, Avrupa, Ortadoğu’nun Doğu Akdeniz Kıyıları ve Asya’daki insansı buluntuları etrafındaki bölgenin sıcaklığı, aldığı yağış miktarı, kuraklığı ve bitki örtüsü gibi özelliklerinin temsili verilerini sağlamıştır. Deniz çekirdeklerinin incelenmesine benzer şekilde, bir ile on yıllık dönemler boyunca belirli havzaların ve boşaltma havzalarının uğradıkları karasal iklim değişikliğinin uzun süreli ve süreklilik gösteren arşivleri olma görevi gösteren göl çekirdeklerinin araştırılmasında da geniş bir analitik yöntemler yelpazesi kullanılmıştır.

Günümüzde paleoantropolojik sahaların yakınlarında bulunan göl çekirdekleri genellikle Holosen dönemiyle (9700 yıl öncesi-günümüz)sınırlı olsalar da Ortadoğu’nun Doğu Akdeniz Kıyıları ve Afrika’dan elde edilen diğer çekirdekler 100.000-1 milyon yıl arasına tarihlenmiştir. Başka bilimsel delgi çalışmaları ise Plio-Pleistosen (5.3 milyon yıl – 11.700 yıl öncesi) dönemine ait paleoantropolojik sahalarla doğrudan bağlantılı olan yoğun göl birikimlerini keşfetmeye uğraşmaktadırlar.

Uzun Vadeli İklim Değişikliğinde Gökbilimsel Etkenler

Gezegenin belirli bir noktasında ve belirli bir anda alınan güneş radyasyonu miktarı, hem pek çok paleoiklimsel kayıtta, özellikle de Kuvarterner Buzul Çağı’yla (2,58 milyon yıl önce – günümüz) alakalı olan kayıtlarda görülen yönelimleri, hem de bu kayıtların değişkenliğini anlamada önemli bir etmendir. Radyasyon miktarındaki bu değişiklikler de Dünya’nın “Milankovitch Döngüleri” olarak bilinen doğal yörüngesel salınımları tarafından yönetilirler. Milankovitch döngülerinin üç etmeni dışmerkezlik, eksen eğikliği ve devinmedir.

  • Dışmerkezlik, Dünya’nın Güneş etrafındaki yörüngesinin daire şekliyle elips şekli arasındaki değişimini temsil eder. Dışmerkezlik 0 olduğu takdirde yörünge mükemmel bir dairedir, dışmerkezlik arttıkça yörünge de elipsleşir. Dışmerkezliğin iki ayrı döngüsü bulunmaktadır. Bunlardan birisi ortalamada 100.000 yıl civarı sürerken, daha uzun ikinci bir döngü ise 413.000 yıllık dönemlerden oluşur.
  • Eksen eğikliği, Dünya’nın dönüş ekseninin, yörünge düzlemine kıyasla ne kadar eğik olduğunu belirtir. 0 derece olduğu takdirde Dünya’nın dönüş ekseni, yörüngesine tamı tamına diktir, ancak eksen eğikliği yaklaşık 41.000 yıllık bir döngüyle 22,1 derece-24,5 derece arasında değişir.
  • Devinme ise Dünya’nın dönüş ekseninin hareketlerini belirtir, zira bu eksen sürekli olarak gökyüzündeki sabit bir noktaya bakmak yerine bir topaç gibi saat yönünde 19.000-23.000 yıllık dönemlerle bir çember çizerek hareket eder.
Milankovitch Döngülerinin Çeşitleri ve Taslak Çizimleri a, Yaklaşık 23.000 yıllık devirleriyle devinim ve devinim indeksi. Bu döngülerin sıklığı 100.000 ve 413.000 yıllık dışmerkezlik döngüleri tarafından düzenlenir. b, 41.000 yıllık devirleriyle Dünya’nın eksen eğikliği. c, 100.000 ve 413.000 yıllık devirleriyle Dünya yörüngesinin dışmerkezliği. d, Dünya’nın günümüzde yılın değişik zamanlarında yörüngedeki konumları. e, Dünya’nın yaklaşık 11.000 yıl gelecekte yılın değişik zamanlarında yörüngedeki konumları.
Milankovitch Döngülerinin Çeşitleri ve Taslak Çizimleri a, Yaklaşık 23.000 yıllık devirleriyle devinim ve devinim indeksi. Bu döngülerin sıklığı 100.000 ve 413.000 yıllık dışmerkezlik döngüleri tarafından düzenlenir. b, 41.000 yıllık devirleriyle Dünya’nın eksen eğikliği. c, 100.000 ve 413.000 yıllık devirleriyle Dünya yörüngesinin dışmerkezliği. d, Dünya’nın günümüzde yılın değişik zamanlarında yörüngedeki konumları. e, Dünya’nın yaklaşık 11.000 yıl gelecekte yılın değişik zamanlarında yörüngedeki konumları.
Nature Education

Düşük enlemlerde alınan güneş radyasyonu miktarı, temel olarak dışmerkezlik ve devinmenin toplam etkisine bağlıyken, daha yüksek enlemlerde daha çok eksen eğikliğine bağlı olarak değişir. Dünya’nın yörüngesi yatık olduğundan dolayı Dünya’nın her yeri aynı miktarda enerji almaz ve ekvatora kutuplardan daha çok enerji düşer. Daha yüksek enlemlerde daha düşük bir açıyla atmosfere giren güneş enerjisi, ekvator bölgesine oranla daha kalın bir atmosfer tabakasından geçmesi gerekeceğinden bu enerjinin bir kısmı uzaya geri yansıtılır. Ayrıca daha yüksek enlemlerde aynı miktarda güneş enerjisi daha geniş bir alana yayılır.

Bu Reklamı Kapat

 

Eksen eğikliğinin artması, mevsimsel farklılıkları da arttırırken, azalması bu farklılıkların da azalmasını sağlar. Günümüzde Dünya, yörüngesinde Güneş’e en çok Ocak’taki günberi anında yaklaştığında kuzey Yarımküre Güneş’ten uzağa bakarken, Dünya Güneş’ten en fazla uzaklaştığında, yani Temmuz başlarındaki günöte anında, Kuzey Yarımküre Güneş’e bakmaktadır. Bu sayede mevsimsel farklılıklar günümüzde Kuzey Yarımküre’de azalmışken, Güney Yarımküre’de artar ve Kuzey Yarımküre’de kışlar normalde olacaklarından daha sıcak olurken, yazlar normalde olabilecekleri kadar sıcak olmaz ki bu durum (Şekil 3e’de de görüleceği gibi) 11.000 yıl sonra tersine dönecektir.

Her ne kadar yörüngesel etmenler arasındaki etkileşimler paleoiklimsel değişikliklerin arkasındaki başlıca dış güçlerden olsalar da, iklim sistemlerinin iç dinamikleri de çevresel değişikliklerin zamansal ve mekânsal kalıpları üzerinde önemli ölçüde etki sahibi olabilirler. Bunlara ek olarak, hem iç hem de dış güçler karmaşık bir geribildirim silsilesiyle ve doğrusal olan ya da olmayan, eşzamanlı olan ya da birbiri ardına gelen ve kritik bir eşiğe, yani bir kırılma noktasına sahip olabilecek tepkilerle bağlantılı olabilirler.

Paleoiklim ve İnsansıların Evrimi

İklimin yönlendirdiği çevre değişiklikleriyle insansıların evrimi arasında bağlantı kurmanın ilk örneklerinden biri, insanlara gidecek olan soyun açık bir bozkırda yaşamanın zorlukları yüzünden maymunumsuluktan insanımsılığa doğru basit bir yol izlediğini iddia eden “Çayırlık Hipotezi” idi. Günümüzde insansılarda görülen çok sayıdaki anatomik ve davranışsal değişimden sorumlu olan tek bir ana neden bulunmadığını biliyor olsak da, insan soyunda var olan belirli değişikliklerin daha açık bir yaşam alanında evrimleşmiş olabilecekleri düşüncesi yerini koruyor.

Denizlerdeki paleoiklimsel kayıtların bir çerçeveye oturtulmasının ardından araştırmacılar insansıların evrimsel süreçlerini ve bu süreçte yaşanan olayları Dünya çapındaki iklimsel değişimlerin, özellikle de yaklaşık 2,7 milyon yıl önce meydana gelen Kuzey Yarımküre Buzullaşması’nın (KYB) ışığında değerlendirmeye başlamış bulunmaktalar. Paleontolog Elisabeth Vrba tarafından öne sürülen “Değişim-Dalga Hipotezi”(Turnover-Pulse Hypothesis). Homo cinsine ait türlerin ataları gibi insansılar ile [boynuzlugiller (Bovidae) familyasındaki türleşme ve nesil tükenmesi olayları başta olmak üzere] diğer Afrika temelli memeli soylarında görülen eşzamanlı değişimlere, denizlerdeki oksijen izotopu kayıtlarındaki KYB’nin başlangıcıyla bağdaştırılan keskin bir geçiş sonucu meydana gelen sıcak ve nemli koşullardan daha soğuk, kuru ve açık yaşam alanlarına geçişin sebep olduğunu iddia eder. Hipotezin öne sürülmesinden beri yapılan başka araştırmalar ise belirli Doğu Afrika insansı sahalarındaki kayıtların ya hayvanlarda herhangi bir değişim göstermediğini, ya da birden fazla dalga ve uzun sürelere yayılmış tür değişimleri sonucunda ormanlık alanlardan daha açık yaşam alanlarına olan geçişin aşamalı bir şekilde gerçekleştiğini göstermişlerdir.

Bu Reklamı Kapat

 

Afrika’daki boynuzlugiller fosillerinin son 7 milyon yıl boyunca ilk ve son görülüş zamanlarının açıklık grafiği. (FAD=İlk Görülüş Zamanı/LAD=Son Görülüş Zamanı)  Kesik çizgi, hayvanlardaki değişimin (türleşmenin) milyon yıl başına %32’de sabitlendiğinin varsayıldığı kuramsal bir “sıfır hipotezini” temsil eder. Hayvanlardaki 2,8 milyon yıl öncesi ile 1,8 milyon yıl öncesinde oluşan belirgin “değişim dalgaları”, yani yeni türlerin oluşma ve var olan türlerin yok olmaları, kurak ortamlara uyum sağlanmış hayvanatın ortaya çıkışıyla bağdaştırılmaktadır.
Afrika’daki boynuzlugiller fosillerinin son 7 milyon yıl boyunca ilk ve son görülüş zamanlarının açıklık grafiği. (FAD=İlk Görülüş Zamanı/LAD=Son Görülüş Zamanı) Kesik çizgi, hayvanlardaki değişimin (türleşmenin) milyon yıl başına %32’de sabitlendiğinin varsayıldığı kuramsal bir “sıfır hipotezini” temsil eder. Hayvanlardaki 2,8 milyon yıl öncesi ile 1,8 milyon yıl öncesinde oluşan belirgin “değişim dalgaları”, yani yeni türlerin oluşma ve var olan türlerin yok olmaları, kurak ortamlara uyum sağlanmış hayvanatın ortaya çıkışıyla bağdaştırılmaktadır.
Nature Education

Paleo-okyanusbilimci Peter de Menocal tarafından Afrika kıyılarının açıklarından elde edilen deniz çekirdeklerindeki toprak tabanlı tozlar üzerinde yapılan ufuk açıcı bir araştırma, tropikaltı Afrika ikliminin, Dünya’nın yörüngesel değişimleri tarafından etkilenerek belirgin şekilde daha ıslak ya da daha kuru koşullar arasında gidip geldiğini ve iklimsel değişkenlik ile kuraklığın 2,8, 1,7 ve 1,0 milyon yıl önce basamak basamak arttığını ortaya koydu.

Bu basamaklar, yörüngeyi etkileyen baskın süreçlerin sırasıyla dışmerkezlikten eksen eğikliğine, eksen eğikliğinden de devinime geçecek şekilde değişmesiyle ve yüksek enlemlerdeki buzul döngülerinin başlangıç ve yoğunlaşma tarihleriyle aynı dönemlere denk gelmekteydiler. Afrika’daki fosil kayıtlarıyla ve jeolojik kayıtlarla karşılaştırıldıklarında ise bu zaman dilimleri insansı soyundaki çeşitlenme noktaları için önerilen tarihler (2,9-2,4 milyon yıl önce), daha kurak yaşam alanlarının ortaya çıkışına işaret eden paleoçevresel kanıtların bulunduğu ve Homo cinsinin Afrika dışına çıktığı tarihler (1,8-1,6 milyon yıl önce) ve Paranthropus soyunun tükenişi, Homo erectus’ün daha geniş alanlara yayılması ve günümüz çayır ekosistemlerinin ortaya çıkış tarihleriyle de (1,2-0,8 milyon yıl önce) eşzamanlıdırlar.

Tekyönlü değişimlerin yanında, deMenocal aynı zamanda yüksek ve düşük genlikteki 10.000 ile 100.000 yıl süren ve dışmerkezliğin düzenlediği devinim tarafından zamanları belirlenen (Şekil 3a) “değişkenlik paketlerinin” önemini de vurguladı. Birbirini takip eden bu görece olarak istikrarlı (düşük dışmerkezlik durumlarında) ve istikrarsız (yüksek dışmerkezlik durumlarında) paleoiklim dönemleri, doğal seçilime genetik çeşitlilik kazandıran bir mekanizma olarak, zaman içerisinde ortaya çıkan ve uyum sağlanması gereken koşulların arasındaki büyük farklılıkların eninde sonunda yepyeni koşullara cevap verebilecek nitelikte olan karmaşık adaptasyonların tercih edilmesine yol açtığını savunan “Çeşitlilik Seçilimi Hipotezi’nin” anahtar bileşenlerinden birini oluşturuyorlar.

Plio-Pleistosen Devri boyunca meydana gelen önemli paleoiklimsel olayların ve insansıların evrimiyle alakalı olayların özet şeması. Gri şeritler, Afrika ikliminin yüksek enlemlerdeki buzul döngülerinin başlangıcı ve şiddetlenmesiyle eşzamanlı olarak 2,8 (+- 0,2) milyon yıl önce ve daha sonra da 1,7 (+-0,1) milyon yıl ile 1,0 (+-0,2) yıl önce meydana gelen aşamalı değişimlerin ardından gittikçe artan biçimde daha kurak hale geldiği dönemleri belirtir. Soldan sağa: 1-) Okyanus Sondaj Projesi’nin 721/722 numaralı sahasındaki toprak kaynaklı toz yüzdesi ile devinimdeki değişkenliklere (23-19 binyıl) ve karakteristik buzul döngülerine (41 binyıl ve 100 binyıl) bağlanan toz akışının baskın döngülerindeki buna tekabül eden değişimler. 2-) İnsansı türlerinin tahmini ilk ve son görülüş tarihleri ve aralarındaki olası akrabalık bağları. 3-) Doğu Afrika’daki insansı yerleşimlerinden elde edilen ve ormanlık alandan otlaklara olan aşamalı geçişi belgeleyen toprak karbonat karbon izotop verileri. 4-) Bileşik bentik foraminiferlerden elde edilmiş ve yüksek enlemlerdeki buzul döngülerinin evrimini ve buzulsal değişkenliğin baskın döngüsünü gösteren oksijen izotop kayıtları.
Plio-Pleistosen Devri boyunca meydana gelen önemli paleoiklimsel olayların ve insansıların evrimiyle alakalı olayların özet şeması. Gri şeritler, Afrika ikliminin yüksek enlemlerdeki buzul döngülerinin başlangıcı ve şiddetlenmesiyle eşzamanlı olarak 2,8 (+- 0,2) milyon yıl önce ve daha sonra da 1,7 (+-0,1) milyon yıl ile 1,0 (+-0,2) yıl önce meydana gelen aşamalı değişimlerin ardından gittikçe artan biçimde daha kurak hale geldiği dönemleri belirtir. Soldan sağa: 1-) Okyanus Sondaj Projesi’nin 721/722 numaralı sahasındaki toprak kaynaklı toz yüzdesi ile devinimdeki değişkenliklere (23-19 binyıl) ve karakteristik buzul döngülerine (41 binyıl ve 100 binyıl) bağlanan toz akışının baskın döngülerindeki buna tekabül eden değişimler. 2-) İnsansı türlerinin tahmini ilk ve son görülüş tarihleri ve aralarındaki olası akrabalık bağları. 3-) Doğu Afrika’daki insansı yerleşimlerinden elde edilen ve ormanlık alandan otlaklara olan aşamalı geçişi belgeleyen toprak karbonat karbon izotop verileri. 4-) Bileşik bentik foraminiferlerden elde edilmiş ve yüksek enlemlerdeki buzul döngülerinin evrimini ve buzulsal değişkenliğin baskın döngüsünü gösteren oksijen izotop kayıtları.
Nature Education

Jeolog Martin Trauth ve meslektaşları tarafından Doğu Afrika göllerinden elde edilmiş kayıtlar üzerinde yapılan incelemeler de 2.6, 1.8 ve 1 milyon yıl öncesi civarındaki kritik dönemlere odaklanmış ve büyük ama istikrarsız göllerin, dolayısıyla da her 800.000 yılda bir düzenli olarak daha sulak ve mevsimsel hale gelen koşulların varlığını ortaya koymuşlardır.

Afrika’daki musonların yoğunluğu devinim tarafından etkilenen güneş radyasyonu miktarıyla bağıntılıdır, kutuplardaki buz miktarındaki artış ise Afrika’daki musonlara bağlı nem örüntülerinin temel düzenleyicisi olan Tropik Bölgeler Arası Hava Karışım Alanı’nın kuzey-güney ekseninde büzülmesine sebep olacak şekilde kutuplarla Ekvator arasındaki ısı değişiminin artmasına sebep olur. Trauth ve meslektaşları, bu durumu 2.6, 1.8 ve 1 milyon yıl önce meydana gelen büyük buzullaşma olaylarıyla bağdaştırarak küresel iklimdeki değişimlerin, dışmerkezliğin en yüksek olduğu dönemlerde sıklıkları yaklaşık 10.000 yılda bire kadar çıkabilecek şekilde büyük göllerin var olduğu durumlarla aşırı kuraklık dönemleri arasındaki devinimce meydana getirilen geçiş devrelerine yol açacak şekilde mevsimselliğin ve yerel iklimlerin güneş radyasyonuna olan duyarlılıklarının artmasına yol açtığını öne sürüyorlar. Ayrıca bunların, deMenocal’ın değişkenlik paketlerine benzer şekilde 2,7 milyon yıl önceden beri her 800.000 yılda bir meydana gelen dışmerkezliğin en fazla olduğu dönemlerde meydana geldiğini savunuyorlar.

Her ne kadar Doğu Afrika’daki göl kayıtlarından bazıları bu düzen için güçlü kanıtlar sunsa da, bu durumların her zaman ve her yerde geçerli olmaması da mümkün. En nihayetinde, bu hipotez 2,7-2,5 , 1,9-1,7 ve 1,1-0,9 milyon yıl önce gerçekleşen yüksek derecede etkili iklimsel dalgalanmaların, insansı yaşam alanlarının devinimce belirlenen zaman dilimlerinde ve insansı soyundaki alakalı tür dağılımı ve yaşam alanı bölünmesi olayları dahilinde ani olarak genişlemelerine ve ardından küçülmelerine ya da bölünmelerine sebep olduklarını iddia ediyor. (Şekil 6)

Şekil 6: Dünya çapındaki iklimsel dönüşümleri, Doğu Afrika’da göl oluşumları ve topraktaki karbonat kayıtlarını ve insansıların evrimini özetleyen şema.  Doğu Afrika’daki göl oluşumlarının 2,7 milyon yıl önceden (KYB’den önce) daha eski dönemlerde dışmerkezliğin en yüksek olduğu dönemlerde toplandıkları, daha sonrasındaysa (KYB’den sonra) dışmerkezliğin en yüksek olduğu dönemlerle ilişkilendirilen küresel iklimsel dönüşümler sırasında meydana geldikleri çıkarımında bulunulabilir. Göl dönemlerinin her zaman dışmerkezliğin en yüksek olduğu dönemlerde olmadıkları ve bazılarının dışmerkezliğin en düşük olduğu dönemlerde ortaya çıktığı göz önünde bulundurulmalıdır. İnsansıların ilk ve son ortaya çıkış tarihleri yaklaşık olarak verilmiştir.
Şekil 6: Dünya çapındaki iklimsel dönüşümleri, Doğu Afrika’da göl oluşumları ve topraktaki karbonat kayıtlarını ve insansıların evrimini özetleyen şema. Doğu Afrika’daki göl oluşumlarının 2,7 milyon yıl önceden (KYB’den önce) daha eski dönemlerde dışmerkezliğin en yüksek olduğu dönemlerde toplandıkları, daha sonrasındaysa (KYB’den sonra) dışmerkezliğin en yüksek olduğu dönemlerle ilişkilendirilen küresel iklimsel dönüşümler sırasında meydana geldikleri çıkarımında bulunulabilir. Göl dönemlerinin her zaman dışmerkezliğin en yüksek olduğu dönemlerde olmadıkları ve bazılarının dışmerkezliğin en düşük olduğu dönemlerde ortaya çıktığı göz önünde bulundurulmalıdır. İnsansıların ilk ve son ortaya çıkış tarihleri yaklaşık olarak verilmiştir.
Nature Education

Tartışma ve Sorunlar

Paleoiklimdeki büyük ölçekte değişimler ve kısa vadeli değişkenliğin eninde sonunda fosilleşmiş atalarımız üzerinde seçilim baskısı uygulayacak şekilde yerel ve bölgesel insansı yaşam alanlarını ve kaynaklara ulaşılabilirliği değiştirdiğini sağduyusal olarak kabul edebiliriz. Ancak iklim sistemleri önemli derecede karmaşık ve dinamiktirler ve görece olarak kısa mesafelerde dahi aşırı derecede farklılık gösterebilirler.

Elimizdeki temsili verilerin miktarının ve zamansal ayrıntı seviyesinin, fosil kayıtlarınınkinden çok daha fazla olduğu durumlar başta olmak üzere, deneysel yollardan elde edilen paleoçevresel verilerin tipleri, kalitesi ve miktarı hakkında eleştirel bir bakış açısına sahip olmak önem taşır. Örneğin, insansıların ilk ve son ortaya çıkış tarihlerindeki hata paylarının varlığı, bir türün gerçek ortaya çıkış ya da yok oluş olaylarının nadiren tespit edilebiliyor olacakları olasılığına işaret eder (Örneğin 5. ve 6. Şekiller) Eldeki örnek miktarının ve jeokronolojik bilinmezliklerin etkileri hesaba katıldığında, bir türün gerçek ortaya çıkışı ile fosil kayıtlarındaki ilk görülüş tarihi (veyahut da yok oluşu ile son görülüş tarihi) arasındaki farkın on binlerce yıl ile yüz binlerce yıl ölçeğinde olması muhtemeldir.

Paleoiklimsel değişiklikler ile insansıların evrimi arasında sebep-sonuç ilişkilerinin varlığını öne süren bütün hipotezler eninde sonunda küresel kalıplar ile yerel ölçekteki tepkilerin orta yolunu bulmalı ve iklim değişikliği ile evrimsel bir olay arasındaki genel bir zamansal ilişkinin çok daha ötesine uzanmalıdır. Çevresel sebeplere dayalı hipotezleri deneye tabi tutmak için gerekli kıstaslar arasında; sebebin sonuçtan önce geldiğinin anlaşılması için çeşitli kayıtların zamansal ayrıntı miktarının yüksek olması, birden fazla temsili kanıt türü arasındaki benzer kalıpları gösterecek ya da benzer yönlere gidecek şekilde sağlam bir uyum olması, çevresel sebeplere dayanmayan alternatif hipotezleri eleyebilme yeteneğinin ve son olarak da bir sebep-sonuç mekanizmasının var olması bulunur.

Bütün bunlara rağmen, küresel ölçekteki paleoiklimsel verileri kullanırken yapılacak varsayımlar ve bu konudaki sınırlamaların kıymeti bilindiği takdirde, geçmişin neredeyse baş döndürücü boyutlardaki doğal arşivleri paleoantropologlara araştırılacak sorular üretebilecekleri ve hipotezleri deneye tabi tutabilecekleri son derece iyi çözümlenmiş bir bağlamsal çerçeve sağlayacaktır.

Kaynaklar ve İleri Okuma
  1. Çeviri Kaynağı: Nature | Arşiv Bağlantısı
  • Kaynak Evrim Ağacı

Yorum Bırak Cancel reply

İlgili Haberler

Çöpün ithal edenden başkasına faydası yok Ekoloji
Mayıs 21, 2022

Çöpün ithal edenden başkasına faydası yok

Türkiye'nin 'alternatif' olarak gördüğü Hindistan, buğday ihracatını yasakladı Ekoloji
Mayıs 15, 2022

Türkiye'nin 'alternatif' olarak gördüğü Hindistan, buğday ihracatını yasakladı

Ya hep beraber ya hiçbirimiz: Mavisini kırmızıya boyadığımız Dünya’nın günü Ekoloji
Nisan 27, 2022

Ya hep beraber ya hiçbirimiz: Mavisini kırmızıya boyadığımız Dünya’nın günü

Zaman Akışı

May 21 11:18
Türkiye

Üreticiler perişan

May 21 11:09
Ekonomi

5,7 trilyon lira borç 23 milyon icralı

May 21 10:58
Dünya

Hollanda’da ev sahiplerine kira sınırlaması getirilecek

May 21 09:00
Türkiye

Çöpün ithal edenden başkasına faydası yok

May 21 08:55
Sağlık

Dünya gündemine oturan ‘maymun çiçeği’ hastalığı hakkında neler biliniyor?

May 21 08:37
Emek

ADANA TARIM PLATFORMU KURULDU

May 21 07:37
Fikir & Yazı

Gerçek dışının karşısındaki güç: Sevgi

May 20 20:19
Fikir & Yazı

Saltanat ve Hilâfet Dîninde Muhâlefet Düşmanlığı (2)

May 20 15:10
Yaşam

Ruhun miskin hastalığı: Can sıkıntısının kısa tarihi

May 20 14:08
Bilim & Teknoloji

İnsan Kanı: Kanımız Ne Renktir? Kan Aslında Mavi Renkte mi?

May 20 14:05
Sosyoloji

İyi Niyet İlkesi: İnsanların Argümanlarını İyi Niyetle Yorumlamak Neden Önemlidir?

May 20 13:51
Felsefe

Belirsizlik, Kaos ve Yazgı

May 20 13:39
Ekonomi

Kirasını yasal artışa göre yatırdı: Eşyalarıyla birlikte sokakta kaldı

May 20 12:55
Dünya

Maymun çiçeği virüsü: Nedir, nasıl bulaşır, tedavisi var mıdır?

May 20 12:50
Yaşam

Tek odalı evde yaşıyor: Komşular verirse yiyorum, yoksa aç yatıyorum

May 20 12:15
Politika

Pervin Buldan, Kürtçe yasağına ‘Dar Hejiroke’ şarkısını canlı yayında söyleyerek tepki gösterdi

May 20 11:43
Politika

Fatih Altaylı, CHP’nin SADAT’a gitme sebebini yazdı: Anlatılanlar ilginç

May 20 11:41
Ekonomi

Açlık kapıyı çalıyor

May 20 11:39
Politika

Erken seçim yoksa şimdi ne yapacak?

May 20 11:37
Dünya

Zafer kadınların

May 20 10:14
Ekonomi

Art arda gelen zamlar, Kemal Sunal filmindeki repliği hatırlattı: “Çaya, şekere zam, zama zam”

May 19 18:07
Türkiye

Muhalefetin önergelerini haberleştiren gazeteciler ifadeye çağrıldı, Basın İlan Kurumu da savunma istedi

May 19 11:54
Yaşam

17 can gitti tek tutuklu yok

May 19 11:46
Türkiye

Cumhur İttifakı, salgın nedeniyle çıkarılan mahkumların cezaevi iznini uzatma hazırlığında

May 19 11:41
Türkiye

TÜİK’in verilerinde derin SGK çelişkisi

May 19 11:39
Ekonomi

Hasat başlıyor fiyat ortada yok

May 19 11:37
Politika

Özel güvenliğe 31 milyar TL

May 19 11:31
Türkiye

Milyarlar kaçırıldı

May 19 11:25
Yaşam

Gençler AKP kıskacı altında

May 19 11:24
Türkiye

Aynı ruhla yeniden yola çıkmak…

  • Fikir & Yazı
  • Eylem & Etkinlik
  • Fotoğraf & Karikatür
  • Kitap & Dergi
  • Belgesel & Film
  • Müzik & Video
  • Yukarı Dön