İhsan Çaralan
Türk Metal, Birleşik Metal-İş ve Öz Çelik-İş sendikaları 2026-2027 yıllarını kapsayacak MESS’le yapacakları grup TİS taslaklarını 4 Eylül günü açıklamıştı.
Birleşik Metal-İş, Türk Metal Sendikaları bu TİS’le ilgili MESS’le ilk görüşmelerini geçtiğimiz pazartesi günü yaptı.
İlk toplantı Türk Metal ile MESS arasında yapıldı. 15 idari madde Türk Metal’in getirdiği biçimiyle geçirildi. Öğleden sonra Birleşik Metal-İş ile MESS arasında yapılan toplantıda ise 14 idari madde Birleşik Metal-İş’in getirdiği gibi kabul edildi.
Bu bugüne kadar yapılan bütün TİS’lerde bir rutindir. İlk görüşmede belirli idari maddeler sendikaların getirdiği gibi imzalanır. Eğer getirilen maddeler üstünde bir tartışma varsa tartışılarak sonuca bağlanmaz, sonraya bırakılır.
Yani ilk görüşme sadece bir görüşmedir.
Bundan sonraki görüşmenin 31 Ekim Cuma günü MESS Genel Merkez Ofisinde yapılacağı belirtiliyor.
Diğer sendikalara üye işçiler de Birleşik Metal-İş’in taslağını ‘olumlu’ görüyor
Öncesi bir yana en azından 4 Eylül’den beri sendikaların açıkladıkları metal TİS grup taslakları, başta bu üç sendikanın üyesi işçiler, her sektörden mücadeleci sendikacılar, akademik çevreler ve emekten yana çevreler tarafından tartışılıyor.
Evrensel de işçi gazetesi olarak bu tartışmaları yansıttı, özellikle de işçilerin sendikaların hazırlayıp kamuoyuna sundukları TİS taslaklarına yönelik tepkilerini aktarmaya çalıştı.
Evet, çok tartışıldı ama biz yine de iş kolundaki üç sendikanın ücretlerle ilgili taleplerini anımsatalım.
Türk Metal’in ücret ve sosyal haklardaki zam talebi toplam olarak yüzde 38.97 olurken, Öz Çelik-İş’in ise Türk Metal’in taslağını benimsediği görüldü. Birleşik Metal-İş’in talebi ise yüzde 58.5 olmuştu. Birleşik Metal-İş ayrıca ücret ve sosyal haklardaki artış yanında vergi diliminin yüzde 15’te sabitlenmesini de istiyor.
Gazetemize konuşan Öz Çelik-İş üyesi Temsa işçisi: Öz Çelik-İş Sendikasının yetkililerinin bu taslağı “Bu taslağı kabul edilebilir şekilde hazırladık” dediğini söyledikten sonra ekliyor:
“Madem öyle, siz niye varsınız? Sendikanın görevi patronun neyi kabul edeceğini hesaplamak değil, işçinin hakkını savunmaktır. Biz MESS’in değil, işçinin çıkarına hazırlanan yeni bir taslak istiyoruz.”
Sadece Öz Çelik-İş değil, Türk Metal de aynı patron yanlısı tutumu benimsiyor. İstanbul-Esenyurt’ta kurulu Mercedes fabrikası işçilerinin TİS taslağındaki taleplerin yetersizliğini öne süren işçilere Türk Metal temsilcilerinin, “Alabileceğimiz miktarları teklif ettik, gerçekçi teklif verdik” biçiminde yanıt verdiğini söyleyen Mercedes işçisi, sendikanın “13 Ekim’de ilk tur görüşmelerin yapılacağını duyurduğu süreç hakkında da bilgi veren olmadı” diyor.
Eskişehir Haier Europe’da çalışan Birleşik Metal-İş Sendikasına üye işçi ise; “Türk Metal ve Öz Çelik-İş’in istediği yüzde 38.97’lik zam kabul edilemez” dedikten sonra ekliyor:
“Birleşik Metal-İş toplu sözleşme taslağını hazırlarken biz işçilere danışarak hazırladı. Türk Metal’in örgütlü olduğu iş yerlerinde de işçi arkadaşlarımız var ve buralardan da bilgi alıyoruz. O fabrikalardaki tartışmayı da şöyle özetleyebilirim: ‘Ekonomik kriz var, sendikacılar işler kötüye gidiyor, iyi bir sözleşme beklemeyin…’ diyerek metal işçilerinin umudunu kırmak için ellerinden geleni yapıyorlar…”
Nitekim gazetemize yazan işçiler ve işçiler arasından yapılan haberlerden anlıyoruz ki Birleşik Metal-İş’in taslağı, MESS grubundaki diğer sendikalara üye işçiler tarafından “Daha sahiplenilebilir” olarak değerlendiriliyor.
Metal işçisi ‘MESS-iktidar-sendika bürokrasisi’nin dayatmalarını aşabilir!
Diğer iş kollarında olduğu gibi bu yıl metal TİS’i de çok zor geçecek görünüyor.
Çünkü;
– Metal işçileri sadece en organize ve en vahşi patron sendikası MESS’e karşı mücadelenin yanı sıra iktidarın her geçen gün daha bir ısrarla üstünde durduğu OVP ile enflasyonun nedeni olarak ücret ve maaşlara yapılacak zamları “beklenen TÜİK enflasyonu”yla sınırlı tutmak için ayar verilmek istenmesi,
– Türk Metal ve Öz Çelik-İş’in patronların daha en baştan kabul edebilecekleri bir TİS taslağını, “Bu taslağı (patronlar için) kabul edilebilir şekilde hazırladık”, “İşimizi koruyalım yeter” diyerek övünmeleri, dolayısıyla daha baştan patronların safında yer alan bir tutum takınmış olmaları,
– İşten çıkarmaların taleplerinde ısrar edilmesi halinde işçilere karşı tehdit aracı olarak kullanılması,
– “Kriz var, piyasalar daralıyor, ihracat düşüyor…” gibi bahaneler abartılarak işçilerin sindirilmek istenmesi, gibi belki her dönemde kullanılan ama bu dönemde iktidarın da açıkça arkasına aldığı bir TİS döneminden geçiliyor olunması, bu süreci öncekilerden bile daha zor hale getirmektedir.
Ama bütün bu olumsuzluklara karşın gazetemize konuşan metal işçileri, Türk Metal ve Öz Çelik-İş üyesi işçiler sendikalarının hazırladığı taslağı “İşçilerin değil MESS’in taslağı”, “Kabul edilemez bir taslak” olarak niteliyorlar. Ve elbette bu işçiler Birleşik Metal-İş‘in taslağını “olumlu” gördüklerini de söylüyorlar.
Kayseri’de kurulu Demiryaka Holdingde çalışan işçiler bir adım daha atarak kendi alternatif taslaklarını dört madde altında sıralamışlar:
1- En az yoksulluk sınırında, insanca yaşayacak ücret istiyoruz.
2- Sosyal ve yan haklarda en az yüzde 100 zam istiyoruz.
3- Ayrımsız her işçiye yılda en az 4 tam ikramiye verilmesini istiyoruz.
4- Vergi dilimi yüzde 15’e sabitlensin.
“Bu dört talep etrafında sözümüzü söylemeye devam edeceğiz. İşçinin sesi bir oldu, büyüyor…” diyorlar.
Bu gelişmeleri yakından izleyen Birleşik Metal-İş Genel Başkanı Özkan Atar da MESS’le yapılacak ilk görüşme öncesinde gazetemize konuştu: “Yaşanan ücret kayıpları ve gelir dağılımı eşitsizliği karşısında taleplerimiz son derece makul ve gerçekçi. Tüm metal işçilerini bu makul talepler etrafında birleşmeye çağırıyoruz.”
Son çeyrek yüzyılda iki büyük metal direnişi gerçekleştirerek işçi sınıfı mücadelesine damgasını vuran metal işçileri, “MESS-iktidar-sendika bürokrasisi”nin dayatmalarını aşarak taleplerini elde edecek mücadele potansiyeline bugün de sahiptir.
Yeter ki metal işçileri, aralarındaki sendika, fabrika, yeni-eski işçi farklılıklarını aşarak yeterince birleşebilsin, son günlerde her mücadele alanından yükselen “Birleşe birleşe kazanacağız” sloganının çağrısına kulak verebilsin!
Dipnot:
(*) Bu yazıdaki verilerle ilgili 11 Ekim’den beri gazetemizde çıkan işçi mektupları ve işçiler arasından yapılan bazı haberler ile Andaç Aydın Arıduru ve Duygu Ayber Gültekin arkadaşlarımızın haberlerinden yararlanılmıştır.




