SP Genel Başkanı Kurtulmuş, Kontv’de Sinan Burhan’ın gündeme ilişkin sorularını cevapladı. Balyoz davasıyla YAŞ’ın birbirinden ayrı olduğunu ifade eden Kurtulmuş, sürecin politik bir süreç haline getirilmemesi gerektiğini söyledi. Bu davalarda TSK’nın kurumsal olarak suçlanmaması gerektiğini belirten Kurtulmuş, “Suçlanan kişiler TSK’nın kurumsal kimliğiyle yargılanmamalı, bunlar bireysel suçlardır.” ifadesini kullandı.
‘Siz Başbakan olsaydınız Yüksek Askeri Şura (YAŞ) sürecinde ne yapardınız’ sorusu üzerine Kurtulmuş, bu süreçte kurumlar arasında diyalog eksikliği olduğunu ileri sürdü. 8 yıllık dönemde bu tür eksikliklerin yaşandığını savunan Kurtulmuş, bunların yerli yerine oturtulması için herkesin görevinin açıkça belirtildiği ve bütün bu görevlerin de denetlenebildiği bir sistemin olması gerektiğini söyledi.
“HAKİMLERİN PARTİ GENEL MERKEZİNDE DELİL İNCELEMESİ BİZİ DERİNDEN ÜZDÜ”
Kurtulmuş, Necmettin Erbakan’ın kongre ile ilgili açtığı dava sonucunda hakimlerin parti genel merkezinde delil incelemesi yapmaları ile ilgili, bu durumun kendisini ve arkadaşlarını derinden üzdüğünü ifade etti.
SP lideri Kurtulmuş, 11 Temmuz’da gerçekleştirilen kongreden sonra 5? 10 tane kendini bilmez insanın yaptığı taşkınlıkların kongreyi gölgelediğini söyledi. 2 listeli bir kongre yapıldığını fakat ‘2 tane genel başkan adayı var, 2 tane farklı hizip var, 2 tane farklı grup var, kıyasıya mücadeleye ediyorlar’ gibi bir çatışmanın olmadığını ifade ederek, ‘birisi kaybetti birisi kazandı’ şeklinde bir durumun olmadığını dile getirdi. Bazı kişilerin hem Genel İdare Kurulu’nda, hem Yüksek İstişare ve Onur Kurulu’nda yer almaları isteğinden dolayı ortaya bir takım farklılıkların çıktığını belirten Kurtulmuş, “Aslında şöyle ya da böyle telafi edilecek bir husustu, sanki dünyanın sonu gelmişçesine kongrede kaybeden yeşil listeyi savunan kişilerde olağanüstü bir çalışma temposu gördüm. Öncelikle hemen ertesi günü yani kongrenin iptali için bir dava açıldı.” dedi.
“YASADIŞI İŞ YAPAN BİR YERE BASKIN YAPILIYORMUŞÇASINA YARGIÇLAR PARTİYE GELDİ”
Açılan dava sonucunda hakimin parti binasına gelerek incelemelerde bulunmasını dava açan partililerin baskını olarak değerlendiren SP lideri Kurtulmuş, yapılan baskının arkadaşlarını ve kendisini derinden üzdüğünü belirtti. Yasadışı iş yapan bir yere baskın yapılıyormuşçasına yargıçların partiye geldiğini ifade eden Numan Kurtulmuş şunları söyledi: “Arkadaşlarımızın talepleriyle Ankara’daki bir mahkemenin yargıçları partimize geldi, tam tabirle baskın yaptılar ve burada aslında kendilerine isteseler verilebilecek ya da zaten Çankaya İlçe Seçim Kurulu’na takdim edilmiş olan kongre evrakları için partiye bir baskın gerçekleşti. Bunlar son derece üzücü, yorucu, anlamsız çalışmalardır. Keşke bu arkadaşlarımız bu kadar üstün gayretlerini parti içerisindeki birtakım seçilmiş heyete ve seçilmiş Genel Başkan’a çelme takmak yerine partinin yükselmesi için kullansalardı.”
‘Mahkemenin SP’ye yaptığı baskın 40 yıllık Milli Görüş tarihinde ilk sefer yapılmıştır’ diyen Kurtulmuş, bunların hiçbir siyasi karşılığı olmadığını savundu ve şunları söyledi: “Her gün bassalar yine siyasi bir karşılığı yok. Tavsiyem şu, herkes itidalli olsun.”
Necmettin Erbakan’ın ‘Milli Görüş yanlış yola doğru gidiyordu, bunu engellemek için bu tür çalışmalar içindeyiz’ sözlerini de değerlendiren Kurtulmuş, “Madem Numan Kurtulmuş denilen zat, bu hareketi kendi çizgisinden saptırıyordu, peki niçin 11 Temmuz günü yeşil listenin başında da genel başkan adayı Numan Kurtulmuş’tu?” diye sordu.
‘Bütün bu olanlardan sonra Erbakan’la olan ilişkiniz ne yönde gelişecek’ sorusuna Kurtulmuş, “Bizim Erbakan’la olan ilişkimiz tüzüğe bağlı bir ilişki değildir. Bir gönül, sempati ilişkisidir. Benden yana hiçbir şey değişmeyecektir. Her konuda fikir ve görüşlerini alırız.” cevabını verdi.
Tekrar genel başkan adayı olması konusunda ise Kurtulmuş, ‘şartlara göre bir tavır sergileyeceğini’ kaydetti.
‘Kongre öncesinde referanduma evet diyeceğinizi belirtmiştiniz. Peki, hiç tepki aldınız mı?’ sorusuna Kurtulmuş, “Hayır hiç tepki ulaşmadı. Demokratikleşme adına atılacak adımlara nasıl katkıda bulunmayalım?” karşılığını verdi.
CİHAN
