Taşımalı eğitimdeki sınırlandırma en çok kız çocuklarını etkiliyor. Kız çocuklarının evlendirilme tehdidi ile karşı karşıya kalabileceğini söyleyen Veli-der’den Kulalı, “Eğitiminden vazgeçilen ilk kesim kız çocukları” dedi.
Deniz GÜNGÖR
Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) Taşıma Yoluyla Eğitime Erişim Yönetmeliği’nde yaptığı değişiklikle yaptığı sınırlandırma öğrencileri eğitimden koparmaya devam ediyor. 1 Ağustos’ta Resmi Gazete’de yayımlanan yönetmelikte yapılan değişiklikle taşımalı eğitim 50 kilometreden 30 kilometreye düşürüldü. İl merkezlerinde bulunan okullarda eğitim gören çevre köylerde yaşayan öğrenciler ise mağdur edildi. Birçok öğrenci 30 kilometreden fazla uzaklıktaki okullarına sınırlandırma nedeniyle gidemezken Bolu’ya bağlı köylerde, birçok öğrenci örgün eğitimden koptu. MEB’in verilerine göre 2,9 milyon öğrenci okuldan koparılırken taşımalı eğitimde yapılan sınırlandırmayla bu sayının artacağı öngörülüyor.
Bolu Veli-der Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici, MEB eliyle yapılan bu sınırlandırmanın en çok da özel gereksinimli öğrenciler ile kız çocuklarını etkileyeceğini söyledi. Eğitimden koparılan kız çocuklarının çocuk yaşta evlilikle karşılaşabileceğini ifade eden Kulalı, öğrencilerin merkezde bulunan okullara gidebilmesi için pansiyonların adres gösterildiğini ifade etti.
EĞİTİM HAKKI İHLALİ
Ülkede eğitime ayrılan bütçenin yetersiz olduğunu ifade eden Kulalı, “Kamusal eğitime harcanan bütçeyi yük olarak değerlendiren iktidar ne yazık ki taşıma kaleminde ‘tasarruf’ adı altında ciddi bir sınırlandırma yaptı. Bu nedenle kırsalda üretimin zaten içerisinde olan kız çocukları eğitim hayatından vazgeçilen ilk kesim oluyor. Kısıtlamanın ardından çocukların okula ulaşımında tercih ettikleri yollarda güvenlik sorunu da ortaya çıkıyor. Çünkü toplutaşımanın olmadığı belde ve köylerden bahsediyoruz. Buralarda belli bir noktaya kadar toplu taşıma bulunuyor ve buradan sonraki mesafeleri çocuklar yürümek zorunda kalıyor” dedi.
Çocukların toplutaşımaya ulaşabilmek için ortalama 3 veya 5 kilometre yürümek zorunda kaldıklarını belirten Kulalı, “Toplumda kadına yönelik şiddetin sistematik olarak artması tesadüf değil, politik yanları var. Bu anlamda da güvenlik tehdidi kız çocuklarına yönelik eğitim hakkından vazgeçilmeye kadar gidiyor.
Örgün eğitimde ciddi bir kopuş söz konusu ve kırsaldaki çocuklar için ise alınan bu karar eğitim hakkının ihlalidir” ifadelerini kullandı.
Derinleşen yoksulluğun çocukları eğitimden kopardığını ifade eden Kulalı son olarak şöyle konuştu: “Bolu, ekonomik durumu olarak görece diğer bölgelere göre daha iyi olmasına karşın burada bile vahim sonuçlar var. Okul terklerinin ortaya çıkarılması gerekiyor ki bunun en temel sorunu eğitime ayrılan kaynağın yetersiz olması. Buraya dair herhangi bir iyileştirme ve düzenleme olduğunu görmüyoruz. Bu kapsamın ise her geçen gün daha da genişleyeceğini tahmin ediyoruz. Kız çocukları ve kırsaldaki çocuklar açından bu düzenlemeler eşitsizlikleri derinleştiren, eğitim hakkından mahrum bırakan bir durum.”