17-31 Mayıs Uluslararası Gözaltında Kayıplar Haftası kapsamında, Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç’un gözaltına alınmalarının ardından cansız bedenlerinin bulunuğu Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda basın açıklaması yapıldı. ICAD, YAKAY-DER ve İHD İstanbul Şubesi, devlete “Kimsesizler mezarlığında gömülü kaç kayıp insan var? Adli Tıp kayıtlarında açıklanmayan kaç kayıp insan var? Asit kuyularına atılan, toplu mezarlara gömülen kaç kayıp insan var?” diye sordu.
Kayıp yakınları, Kimsesizler mezarlığı girişinde bir araya gelerek kaybedilen yakınlarının fotoğraflarını ve 1990’dan beri kaybedilenlerin listesini taşıdılar.
BİR ÖMÜR BOYU İZ BIRAKIYOR
Kayıp yakınları adına açıklama yapan Velat Demir, dünyanın birçok yerinde gözaltında kayıpların akıbetinin sorulduğunu ve faillerinin yargılandığını Türkiye’de ise gözaltında kayıpların cezasız kaldığını söyledi. Demir, savaş ve çatışmalı ortamlarda, askeri diktatörlüğün hüküm sürdüğü ülkelerde farklı kimliklere, muhaliflere, farklı düşünenlere karşı gözaltında kaybetme politikası uygulandığını belirtti. Velat Demir, kayıplara alışmanın ölüme alışmaktan daha zor olduğunu ifade etti, “İnsanda bir ömür boyu iz bırakıyor” dedi.
Demir “Kayıpları arama konusundaki mücadeleyi sürdürerek, kayıplar gerçeğini ve onları unutmadığımızı toplumun hafızalarına taşımayı amaç edindiklerini belirtti. 15 yıl önbce Hasan Ocak ve Rıdvan Karakoç’un aileleri, arkadaşları, avukatları ve insan hakları savunucularının mücadelesi sonucu sonuç elde ettiklerini” söyledi.
DEVLET SIRRI BELGELERİ AÇIKLAYIN
Velat Demir, devlete şu soruları yöneltti: “Kimsesizler mezarlığında gömülü kaç kayıp insan var? Adli Tıp kayıtlarında açıklanmayan kaç kayıp insan var? Asit kuyularına atılan, toplu mezarlara gömülen kaç kayıp insan var?”
Kayıp yakını Demir, Genelkurmay ve devlet arşivinde devlet sırrı olarak açıklanmayan belgelerin kamuoyuna açıklanmasını istedi, “Bu toprakları kayıplar cehennemine çevirenler insanlığa karşı işledikleri suçlardan dolayı yargılansın ve hemen Birleşmiş Milletler’in zorla kaybedilmeleri yasaklayan sözleşme imzalansın” dedi.
Hasan Ocak’ın ağabeyi Ali Ocak, Hasan Ocak’ı nasıl bulduklarını anlattı. Ocak, “Neden burada toplandık? Çünkü biz Hasan’ı ararken incelediğim belgelerde Rıdvan Karakoç dahil yüzlerce belgeyle karşılaştım” dedi. Ocak, mezarlardan kemiklerin çıkarılmasını ve DNA testi yapılarak ailelerine teslim edilmesini istedi.
2004 yılında kaybedilen Tolga Ceylan’ın annesi Kadriye Ceylan, “Biz neden buradayız?” diye sordu, gözyaşlarına boğularak konuşmasını sürdüremedi.
Halil Alpsoy’un torunları Emire ve Eylem Aksoy da “Dedemizi çok özledik, sorumlular cezasını çekmeli” dedi.
İŞKENCE YAPILMIŞ BEDENLERİNİ BULDULAR
Rıdvan Karakoç’un kardeşi Hasan Karakoç, Hasan Ocak ve kardeşinin 90’larda kaybedilen binlerce kişiden sadece ikisi olduğunu ve bulunduklarında çok ağır işkencelerden geçtiklerinin anlaşıldığını belirtti. O dönem mezarlık görevlilerinin her gün 3-4 kişinin getirilip gömüldüğünü söylediklerini anlatan Karakoç, kendilerinin şanslı ailelerden olduklarını çünkü bir mezar yaptırabildiklerini belirtti. Karakoç, yüzlerce ailenin hala kayıplarına ulaşamadıklarını söyledi.
ICAD adına konuşan Ersin Sedefoğlu, “Gözaltında kaybedilen yoldaşlarımızı bulana kadar ve işkence edenler yargılanıncaya kadar mücadelemiz devam edecek” dedi.
İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri, “İnsanlaşmak için zulme karşı çıkmamız gerekiyor” dedi. Yoleri mücadelenin bir araya gelerek daha da kuvvetlenmesi gerektiğini belirtti.