Kemal Kılıçdaroğlu, sanırım mevcut parti liderleri arasında en zorda olanı… 3-5 cephede birden savaşıyor.
Her gün kendisini hedef alan Erdoğan dışında Soylu’suyla, Bahçeli’siyle, bürokrasisiyle, yargısıyla, havuz medyasıyla, trol ordusuyla topyekün iktidar üzerine geliyor. Kâh mezhebini önesürerek, kâh “adaylığını açıkla” baskısı kurarak, kâh il başkanını siyasetten men ederek, üzerine gidiyorlar. Onların açtığı davalarla, linç için kışkırttığı insanlarla, uğraşıyor. Bir gün “Adalet” diye yola düşüyor, bir gün bir sivil itaatsizlik eyleminde evde elektriksiz kalıyor, gün oluyor, istatistik Kurumu’nun ya da SADAT’ın kapısına dayanıyor
Bir yandan da zar zor biraraya getirdiği Altılı Masa’yı birarada tutmaya çalışıyor. Onların aralarındaki itişmeleri çözmeye, kopmaya kalkışanları ikna etmeye, HDP’yi hepten dışarı itmemeye çabalıyor.
O arada, -grupta dile getirdiği türden- objektif görünürken, iktidara ses etmeyip habire CHP’ye çakmayı huy edinenlerle, kendini hiç riske atmadan CHP liderine muhalefet yapmayı öğretenlerle, araştırmacı kılığında siyaset dizayn edenlerle cebelleşiyor.
Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de parti içindeki çatlak seslerle mücadele ediyor. Nasıl olurmuş da, ırkçı ve cinsiyetçi söylemleriyle tepki çeken Bolu Belediye Başkanı’nı disipline sevk edermiş; nasıl olur da partinin geçmişiyle hesaplaşması gerektiğini savunanlara partide yer verirmiş. Herhangi bir demokraside, sosyal demokrat olduğunu iddia eden partinin belediye başkanı, “yabancı uyruklular bütün hizmetler için 10 kat fazla para ödeyecek” diyecek olsa onu disipline vermekle kalmaz, siyasi hayatını söndürürler. CHP’nin geçmişiyle hesaplaşması ise eleştirilecek bir yaklaşım değil, gecikmiş bir imkândır; Elbette, Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” diye tanımladığı o süreçte, Cumhuriyet’in temel kazanımları sahiplenilirken hatalar için özeleştiri yapılacak, demokratik bir cumhuriyetin önü açılacaktır.
Kılıçdaroğlu, her yerden saldırıya uğradığı bu fırtınada bu gemiyi seçime kadar batırmadan limana götürebilirse, sonrasında ülkeyi de bu tek adam rejiminden parlamenter demokrasiye taşıyabilir.