Son dönemdeki kimi gelişmeler, nicedir dillerde olan, erken seçim ihtimalinin iyiden iyiye güçlenmekte olduğunu ortaya koydu…
Bu konudaki asıl belirleyici faktör, ekonomi olacak… Ve ekonomideki çöküşün günden güne hızlanacağı belli… Gelecek Haziran’a, bırakın para, vaat bile dağıtılamayacağı ortada… Bütün kamuoyu yoklamaları, iktidarın oyunun istikrarlı bir şekilde düştüğünü gösteriyor. O yüzden gemi tam batmadan yapılacak bir seçim daha anlamlı görünüyor.
Erdoğan’ın son birkaç gündeki mesajlarından da kampanyanın başladığı izlenimini almak mümkün… Muhaliflere yönelik hakaretler daha da sertleştirilip küfür düzeyine çıkarıldı. “Camileri yaktılar” palavrası yeniden dolaşıma sokuldu. Adaylığa yürüdüğü anlaşılan Kılıçdaroğlu, “Adaylığını açıkla” ısrarı ile hedef tahtasına oturtuldu.. Ek gösterge düzenlemesi için de yılbaşına randevu verildi.
Diplomasi alanına bakıldığında da iktidar açısından “hemen seçim”in, “seneye seçim”den daha yararlı olabileceği görülüyor. Ukrayna krizi, Erdoğan’ın önüne bir diplomatik müzakere alanı açtı. NATO’da kriz yaratarak Batı’nın şimşeklerini üzerine çektiyse de o çevrede muhalefetin hala muhatap olarak görülmediği anlaşılıyor. Suriye’ye operasyon hazırlığı da seçimin askeri kampanyası olarak görülebilir. İktidar, bayrağı kapıp sınır ötesine geçtiğinde, muhalefeti susturup yanına çekebildiğini ve “milli birlik” şemsiyesi altında toplayabildiğini defalarca gördü. Bunun hazırlığı yapılıyor.
HDP’yi kapatma davasını ve hızlanan tutuklama kampanyasını da bunlara ekleyin… İktidar, seçimin kilit partisini bertaraf edebildiği anda yeni bir mevzi kazanmış olacak. Kürtleri, “Bunlardan bize fayda yok” diye sandığa küstürmek bile AKP için büyük kazanım sayılır. Bunun için de ne gerekirse yapılıyor.
Velhasıl ekonomik göstergelere, iç politik gelişmelere, diplomasideki dengelere bakılınca seçimi öne almanın, iktidar için çok daha akıllıca olacağı ve buna göre hazırlık yapıldığı çıkıyor ortaya…
Dileriz muhalefet de hazırlığını buna göre yapıyordur.