Araştırmaya göre çocuk evlilikleri, ’18 yaşından önce resmi veya gayri resmi (teamül hukuku) evlilik’ olarak tanımlanıyor.
Kanada’da bu konuda ilk kez gerçekleştirilen bir araştırma, ülkenin dünyadaki uygulamaları sona erdirmeye yönelik küresel çabalarına rağmen, Kanada genelinde çocuk evliliğinin ‘yasal kaldığını ve devam ettiğini’ ortaya çıkardı.
Kanada Montreal’deki McGill Üniversitesi bilim insanları tarafından yürütülen araştırma, 2000 ile 2018 yılları arasında 18 yaş altındaki Kanadalı çocuklara 3 bin 600’den fazla evlilik cüzdanı verildiğini ortaya koydu.
Araştırmaya göre, Kanadalı çocuklara verilen evlilik belgelerinin yüzde 85’inden fazlası, tipik olarak çok daha büyük eşlerle evlenen kızlara verildi. Araştırmacılar, bu ‘cinsiyet kalıbının’ tüm dünyadaki çocuk evlilik uygulamalarıyla aynı olduğunu ifade etti.
Hakemli akademik dergi Population and Development Review’in son sayısında yayımlanan araştırmanın görevlilerinden McGill Üniversitesi öğretim üyesi Alissa Koski, “Sonuçlarımız, Kanada’nın 2030 yılına kadar çocuk evliliğine son verilmesi çağrısında bulunan Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerine olan bağlılığını gerçekleştirmek için, kendi içinde yapması gereken çok işi olduğunu gösteriyor” dedi.
Araştırmaya göre çocuk evlilikleri, “18 yaşından önce resmi veya gayri resmi (teamül hukuku) evlilik” olarak tanımlanıyor.
Araştırmacılar, orantısız sağlık ve kalkınma sonuçlarının genç kızları etkilediğini ve uygulamanın “cinsiyet eşitsizliğinin küresel olarak tanınan bir göstergesi” olduğunu söylüyor.
Çalışmanın ortaklarından McGill sosyoloji profesörü Shelley Clark da değerlendirmesinde, bulguların Kanada gibi zengin ülkelerde genellikle ‘gözden kaçtığını ve yetersiz incelendiğini’ ifade etti.
Clark, “Bu uygulamanın Kanada’daki sürekliliği, çocuk evliliğini tamamen ortadan kaldırmaya yönelik bazı doğal zorlukların altını çiziyor ve Kanada’nın yerel yasaları ile küresel politikaları arasında önemli bir tutarsızlığı ortaya koyuyor” dedi.
Araştırmanın Kanada’da ‘çocuk evliliklerinin ne kadar yaygın olduğuna ışık tutan ilk araştırma’ olduğunu belirten bilim ekibi, elde edilen rakamların yine de diğer ülkelere göre daha düşük kaldığına işaret etti. (Sputnik)
