Dizinin ilkinde kurban kültürünün insanlık tarihindeki izlerini takip etmiştik. Bu yazıda ise Yahûdîlik ve Hıristiyanlıktaki tarihsel yansımaları öz biçimde ortaya çıkaracağım.
- TEVRAT’TA KURBAN[1]
“Gümüş saflaştıran ve temizleyen adam gibi oturacak ve Levi oğullarını temizleyecek ve onları altın ve gümüş gibi saflaştıracak ve Rabb’e doğrulukla sunu arz edecekler.”[2] âyeti kişinin temiz bir kâlple değer kazanacağını, Tanrı’ya sunu yaparken Tanrı’yı kazıklamaya çalışanın dürüstlükten uzaklaşacağını belirtir. Bu âyet bize Yahûdîlerin cumartesi yasağını hatırlatıyor. Yahûdîler cumartesi günü çalışmamalı, ticaret yapmamalı, elindeki ihtiyaç fazlasını ihtiyaç sahipleriyle paylaşmalı ve kendini ritüele vermelidir. Ancak cumartesi günü balık tutamayan Yahûdîler cuma akşamından sulara ağ atarak sözde cumartesi günü çalışmıyor ve öte yandan Tanrı’nın isteğini gerçekleştiriyorlardı. Bu tür davranışa hîle-yi şer’iyye, yani şeriata uygun hile/kitabına uydurulmuş sahtekârlık denir. Âyet, öncelikle Yahûdîleri dürüstlüğe çağırıyor, “Tanrı için bir şey yapıyorsanız dosdoğru yapın.” diyor.
Kurban (ç. korbanot), insanın Tanrı’ya yakınlaşması anlamına gelen “karav” fiilinden türemiştir. Samiriceye “karaban”, Asurcaya “kurbana” olarak geçmiştir.[3]
“Ve Rab, Musa’yı çağırdığından ona ‘İsrail oğullarına söyle ve onlara sizden biri Rabbe sunu arz ettiğinde sunusunu hayvan, sığır ve davardan arz etsin.’ dedi.”[4] âyeti Tevrat’ın ilk kurban âyetidir. Bu âyette Tanrı’nın kendisi için ne tür kurbanlıklar istediği belirtilir.
“Ve Rabb’in sunağı üzerinde şeriatta yazılı olduğuna göre yakmak üzere atalarımız evlerine göre yıldan yıla belli vakitlerde Allah’ımızın evine odun sunusunu getirmek için ve yıldan yıla toprağımızın ilk ürünlerini ve her çeşit ağaçlarını bütün meyvelerinin en tazelerini Rabb’in evine getirmek için…”[5] diye devam eden âyetlerinde kurban, odun sunusu ve toprak ürünleri olarak geçer. Böylece kişiyi Tanrı’ya yakınlaştıran her şeye Yahûdîlikte kurban denir. Yahûdîlerde doğan her çocuk için, bir hastalıktan kurtulunca, bir tehlike atlatılınca, bir yanlış yapılınca Tanrı’ya teşekkür veya tövbe amaçlı kesilen kurban âdeti vardır. Ayrıca bunların dışında sadece bağış yapmak için de kurban kesilip eti dağıtılır. Bir hatadan dönünce kurban kesme meselesi İbrahim üzerinden Kur’an’da da anlatılır.[6] Âyetlerde dikaktimizi çeken bir husus da odun ve toprak ürününün “Rabb’in evi”ne getirilmesidir. Rabb’in evi eski çağlarda tapınaklardı. Mallar tapınağa getirilir, orada malların bir kısmı tapınağa bırakılır bir kısmı da yoksullara dağıtılırdı. Ama malların en iyileri tapınağa kalır, onlardan tapınak hizmekârı denilen Hahamlar ve din çevresi yararlanırdı. Böylece din üzerinden hakın emeği sömürülürdü.
“Ey İsrail! Rabb’e dön. Çünkü kendi fesadınla yıkıldın. Kendinizle beraber sözler götürün ve Rabb’e dönüp ona ‘Her fesadı bağışla ve bizi inayetle kabul et. Boğalar yerine dudaklarımızın sunuları ile ödeyeceğiz.’ deyin.”[7] âyetleri Yahûdîlerin boğalar kesmek yerine ağızlarından çıkan sözlere sadık kalmaları gerektiğini aktararak “söze sadakat kurbanı”nın Tanrı’ya boğa kurban etmekten daha değerli olduğunu belirtir. Bu âyet önce kaos yaratıp sonra da topluma verdiği zararı boğa kurbanıyla ödemeye çalışan çarpık zihniyete karşı çıkmaktadır. Âyetin ana teması “Tanrı sizden hayvan kesmenizi değil ona verdiğiniz dürüstlük sözlerinizi tutmanızı beklemektedir.” biçimindedir. Her iki âyet grubu “Tanrı, bağışlamak ve bol vermek için kan ister.” anlayışındaki geleneksel kurban ritüeline alternatifler getirmekte ve dikkatleri hayvandan bitki ve davranışlara yönlendirerek kurban kültüründe evrimci yaklaşım sergilemektedir.
Yahûdîlerin genel kabulüne göre Süleyman Tapınağı’nın Romalılar tarafından yıkılmasından sonra kurban emrinin hükmü kalkmıştır. Bunun yerine kişisel ritüellerin yapılması öne çıkmıştır. Onlara göre Mesih gelip de tapınağı üçüncü kez yapınca kurban ritüeli de eskisi gibi uygulanacak.[8] Ancak hayvan kesmeye dönme anlamındaki kurban Tevrat’tan bir sapmadır.
“Ey Efraim sana ne yapayım? Ey Yahuda, sana ne yapayım? Çünkü iyiliğiniz sabah bulutu gibidir ve erken uçup giden çiğ gibidir. Bundan ötürü onları peygamberler eliyle kazıdım, onları ağzımın sözleriyle öldürdüm ve senin hakkındaki hükümler dışarı çıkan ışık gibidir. Çünkü istediğim kurban değil iyiliktir ve yakılan sunulardan çok Allah bilgisidir.”[9] âyetleri Tanrı’ya hayvan kurban sunmayı temel iyilik olarak görmez. Bu âyetler Yahûdîleri uyarır, onların Tanrı’yı memnun etme amaçlı hayvan kesme çabalarını Tanrı hakkında doğru bilgi öğrenmekten ve iyilik yapmaktan geri görür. Aslında bu âyetler Mezopotamya-Sami topluluklarına ait kutsal metinler içinde topluma ve canlılara iyilik yapmanın, Tanrı hakkında doğru bilgi sahibi olmanın Tanrı için hayvan kesmekten daha önemli ve değerli olduğunu gösteren açıklamalardır.
- İNCİL’DE KURBAN
“Ve dağdan inince büyük kalabalıklar onun ardından gittiler. Ve işte bir cüzzamlı gelip ‘Ya Rab, istersen beni temizleyebilirsin.’ diyerek ona secde etti. İsa da elini uzattı ve ‘İsterim, temiz ol.’ diyerek ona dokundu ve onun cüzzamı hemen temizlendi. Ve İsa ona ‘Sakın kimseye söyleme, ancak git, kendini kâhine göster ve onlara tanıklık için Musa’nın emrettiği sunuyu arz et.’ dedi.”[10] âyetlerinde teşekkür için kurban kesme dile getiriliyor. Ancak şükür kurbanı İsa’nın emri olarak değil, Yahûdîliğin bir gereği olarak vurgulanıyor.
“Şimdi sununu sunakta arz ederken kardeşinin sana karşı bir şeyi olduğu hatırına gelirse sununu bırak ve git. Önce kardeşin ile barış ve ardından sununu arz et.”[11] âyetlerinde toplumsal barış Tanrı için kurban kesmekten daha öncelikli bir eylem olarak belirtilir. Bu âyetler Tevrat’ta gördüğümüz iyilik ve Tanrı bilgisini kurbana önceleyen bakışın devamı niteliğindedir.
“Onlar yemek yerken İsa ekmek aldı, şükran duası edip parçaladı ve yoldaşlarına verdi ve ‘Alın, yiyin; bu, benim bedenimdir.’ dedi. Ve bir kâse alıp şükretti ve onlara vererek ‘Bundan için. Çünkü bu benim kanım. Günahların bağışlanması için birçokları uğrunda dökülen sözün kanıdır.’ dedi.”[12] âyetlerinde İsa ekmeği bedeni, şarabı kanı olarak göstererek “bir hayvanın eti ve kanına değil benim sembolik etim ve kanıma ilgi duyun, hayvan kesiminden beklediğiniz Tanrı memnuniyetini ekmek ve şarap âyini yaparak gerçekleştirin.” demek istemiştir. İsa, Tanrı adına ve Tanrı için hayvan kesmeye karşı çıkmaktadır. İsa, “İllâ bir şey keserek ve kan akıtarak Tanrı’yı razı edeceğinizi düşünüyorsanız benden daha iyi bir kurban olmaz, etim ve kanımla beni kurban edin. Ancak bu kurban gerçek bir kesim olmayacak, ekmek ve şarapla sembolik bir eylem olacak.” demek istemiştir. Bu âyetler insanlığın zihninden “tanrılar kan ister.” anlayışını silmeye yöneliktir.
“Nitekim insanoğlu kendine hizmet edilmesine değil, başkalarına hizmet etmeye ve birçokları için canını fidye vermeye geldi.”[13] âyetinde yaşamını kurban olarak Tanrı’ya sunan bir İsa profili görülür. Bu âyete göre insanlığa verilen mesaj büyüktür. Çünkü insanlara “Bundan böyle Tanrı için bir şeyi kurban etmenize gerek yok. Çünkü İsa en değerli kurban olarak canını Tanrı’ya sundu. Hiçkimse İsa’dan daha kıymetli bir kurban sunamayacağına göre kurban sunma işini terk edin.” demek istenmiştir. Böylece insanın zihinsel evrimine katlı sürdürülmüştür.
“İsa Mesih’in bedeninin bir kerede sunulmasıyla o iradede kutsandık.”[14] âyetinde İsa’nın kurban olmasıyla insanların kutsandığı anlatılır. Bu âyet “Bundan böyle arınmak, kutsanmak ve Tanrı’nın gözünde değerli bir kimse olmak için hayvan kesmeye gerek yok. Çünkü İsa, kendini bir kurban olarak sunmasıyla hepimizi saflaştırdı ve Tanrı’nın katında önemli kimseler yaptı.” mesajı vermiştir.
“Şimdi sevgili çocuklar gibi Allah’a uyanlar olun. Ve Mesih sizi sevdiği ve hoş kokulu bir koku gibi kendini bizim için Allah’a sunu ve kurban olarak teslim ettiği gibi siz de sevgide yürüyün.”[15] âyetleri İsa’nın insanlar iyi koksun diye kendini Tanrı’ya kurban ettiğini anlatır. İyi kokmak, mecazi bir anlatımdır. İnsanların çekici, iyiliksever, barışçı olmaları iyi kokmalarıdır. Çünkü çöplükte yaşayan çöp kokar, gül tarlasında yaşayan gül kokar. Ne tür bir sosyal çevrede yaşarsak ona uygun davranış biçimleri kazanırız. İsa, kendini kurban ederek hiçbir canlının Tanrı adına veya Tanrı için kesilmeyeceğini, kimsenin elinden Tanrı adına kan akmayacağını, temiz ellerle Tanrı’ya ulaşılabileceğini göstermiştir.
İncil’in temel mesajlarına baktığımızda İsa üzerinden Tanrı için hayvan kesme başta olmak üzere tüm kutsal kesimler sona erdiriliyor. İncil, İsa’yı tüm zamanların son kurbanı olarak anlatıyor. Çünkü Tanrı, sevgili oğlunu insanlar adına kurban ederek insanların kurban sunmasına gerek duymaktan vazgeçiyor. Bu nedenle Yahya “İşte! Dünyanın günahını kaldıran Tanrı kuzusu”[16] diyerek İsa’nın bir misyonunu duyuruyor. Böylece Mûsa’nın şeriatında var olan kurban hükmü de tamamen kaldırılıyor. Bu nedenle Hıristiyanların hayvan kesme biçiminde bir kurban bayramları yoktur. Onun yerine Paskalya bayramı vardır. İnsan türünün “Tanrı, kendisine adanan ve kendisi için seçilen bir varlık ve nesneden mutlu olur ve bunun karşılığında hastalıkları bitirir, bolluk verir, zafer kazandırır, istekleri gerçekleştirir.” biçimindeki anlayış son kurban ile tarihe karışır. Hıristiyanlığın bu tavrı insanlık tarihi açısından bir devrim olmasına rağmen insanlık Tanrı için savaş ve hayvan kesimi geleneğini sürdürmüştür.
“Kan isteyen, kan ile doyan, kandan beslenen; kan akıtılmasıyla kullarından razı ve memnun olan Tanrı” yaklaşımına karşı çıkış Tevrat’ın kimi âyetleri ve İsa’nın devrimci duruşuyla sürdürülmüş ve elçi Muhammed de bu duruşu devam ettirmiştir.
KAYNAKÇA
[1] Eski ve Yeni Ahit; Tevrat, Zebur ve İncil; İbrani, Kildani ve Yunani Dillerinden Tercüme; Kitabı Mukaddes Şirketi, İstanbul, 1997.
[2] İncil/Müjde, Yeni Yaşam Yayınları, İstanbul, 2014.
[1] Eski ve Yeni Ahit, Kitabı Mukaddes Şirketi, İstanbul, 1997.
[2] Tevrat, Malaki 3: 2-3, Kitabı Mukaddes Şirketi, İstanbul, 1997.
[3] Tevrat’ın Yunanca tercümesinde korban için doron (armağan), tusia (kurban) veya prosfora (sunu) kelimeleri kullanılmaktadır.
[4] Tevrat, Levililer 1: 1-2, Kitabı Mukaddes Şirketi, İstanbul, 1997.
[5] Tevrat, Nehemya 10: 34-35, Kitabı Mukaddes Şirketi, İstanbul, 1997.
[6] Saffât, 107.
[7] Tevrat, Hoşea 14: 1-2, Kitabı Mukaddes Şirketi, İstanbul, 1997.
[8] Şalom Gazetesi, Yahudilikte Kurban, 3 Eylül 2017.
[9] Tevrat, Hoşea 6: 4-6, Kitabı Mukaddes Şirketi, İstanbul, 1997.
[10] İncil, Matta 8: 1-4.
[11] İncil, Matta 5: 23-24.
[12] İncil, Matta 26: 26-28.
[13] İncil, Matta 20: 28.
[14] İncil, İbranilere Mektup 10: 10.
[15] İncil, Efesoslulara Mektup 5: 1-2.
[16] İncil, Yuhanna 1: 29.