Feray Aytekin Aydoğan
Uyum haftası ve seminer dönemi ile birlikte yeni eğitim öğretim dönemi başladı. Her sabah okula doğru yürürken ilk karşılaştıklarım yaşları sekseni aşmış bir amca ve teyze. Amca su, teyze kâğıt mendil satıyor. Biraz daha ilerlediğimde dokuz, on yaşlarında çocuklar su satıyor. Yürümeye devam ederken konuşma engeli olan bir genç çorap satmaya çalışıyor. Seslendirme cihazı eşliğinde duyduğum çağrıyla okula ulaşıyorum. O ses ise çocuğunun ilaçları devlet tarafından karşılanmadığı için yardım isteyen bir anneye ait.
Sosyal devletin çöküşünün fotoğrafı. Bu fotoğraf artık her yerde, her şehirde, her mahallede, her sokakta. Emekliliğini, çocukluğunu, gençliğini yaşayamayan, kamusal eğitim, sağlık, emeklilik hakları; en temel yaşam hakları ellerinden alınan bir halk.
Bu çöküşün yarattığı karanlık, eşitsizlik yetmiyor kamuda “tasarruf” tedbirleri art arda açıklanıyor.
∗∗∗
Son “tasarruf” tedbiri ise İşgücü Uyum Programı (İUP). Yaşamın her alanında olduğu gibi kamuda da esnek, güvencesiz, düşük ücrette çalıştırma temel istihdam biçimi haline getirildi. Yakın dönemde kamuda bu çalıştırma biçiminin ismi TYP (Toplum Yararına Program) idi. TYP’den vazgeçildi. Yeni uygulama ise eskisini dahi aratacak koşulları içeriyor.
İUP; Türkiye İş Kurumu tarafından kamu kurum ve kuruluşları ile iş birliği yapılarak düzenlenen bir program. Kamusal alanların temizlik, bakım, onarımından, kamu kurumlarındaki engelli, yaşlı ve hasta bakımına, çocuk bakımına, tarımsal üretim, ağaçlandırma faaliyetlerine, parkların, yeşil alanların korunması, geliştirilmesine, spor kültür faaliyetlerine özetle kamu kurum ve kuruluşlarındaki tüm işler için İUP koşullarında “istihdam” sağlanacak.
Bu program kapsamında emekçiler programın ilk dört haftası 5 gün, devam eden haftalarda 3 gün çalışacak. Başta okullar olmak üzere haftanın diğer günlerinde en temel sorun, ihtiyaç temizlik olmak üzere tüm kamu hizmetlerinin ortada bırakıldığı bir program kaleme alınmış. Haftanın diğer günleri tüm kamu hizmetleri yapılmayacak. Peki, bu durumda bu işler kim tarafından yapılacak? Örneğin okullarda temizlik yapılmadığında yaşanacak sağlık sorunları başta olmak üzere tüm sorunların sorumlusu kim olacak?
Okullar arası eşitsizliğin sonucunu yine en derin haliyle çocuklar ve eğitim emekçileri yaşayacak. Her yıl olduğu gibi Bakan bu yıl da okullarda para toplanmadığını açıkladı. Her veli, her öğretmen bu açıklamanın kocaman bir yalan olduğunu biliyor. ‘Bağış’ adı altında kayıt parası, aidat isimleri ile çeşitlenerek okullarda yıllardır para toplanıyor. Kamu okulları da ticarileştirilmiş, paralı hale getirilmiş durumda. Temizlik emekçilerinin istihdamı da bu durumda velilerden toplanan paralarla çözülmeye çalışılacak. Yoksul mahallelerdeki okullar da her alanda yaşadıkları eşitsizliği şimdi de temizlik, sağlık konusunda yaşayacak.
∗∗∗
Uzun süredir öğretmenlerin okullarını, sınıflarını temizlediği, boya, onarım işlerini yaptığı görüntüler başta MEB’in internet siteleri olmak üzere birçok yerde paylaşılıyor, servis ediliyor. Her öğretmen, her koşulda ve her zaman okulları, sınıfları çocuklar için hazır hale getirmek için sonsuz emek verir. Ancak sorun, MEB’in yaptığı güzellemelerin amacı.
Öğretmenlere eleman, fonlanan diyen bakan okulların başladığı ilk günde mülakat hukuksuzluğunu meşrulaştırmak için öğretmenin “iyisini” seçeceklerini söyledi. Özel okul patronlarının kurduğu cümleleri kurdu. Öğretmenlik mesleğini itibarsızlaştırmak için daha kötü hangi ifade kullanılabilirdi ki?
Geçtiğimiz günlerde okulunda sahne hazırlığı sırasında bir öğretmen arkadaşımız on metre yükseklikten düşerek yaşamını kaybetti. Baş sağlığı mesajı dahi paylaşmayan Bakanlık; sosyal devletin sorumluluklarından “tasarruf” gerekçeleri ile birer birer vazgeçerek, öğretmeni hedef alan söylemlerin hız kesmediği bir süreçte okul temizleyen, boya, badana, tadilat yapan öğretmen güzellemeleri ile ne hedefliyor?
İktidar, Bakanlık İUP ile aynı zamanda anayasal suç işliyor. Asgari ücretin dahi altında çalıştırmayı fiilen olağan hale getiriyor. İUP kapsamında çalışan emekçilere “günlük 566,73 TL cep harçlığı “ ödeneceği maddesi yer alıyor. Maaş değil cep harçlığı! Emek, emeğin hakkı daha ne kadar değersizleştirilebilir ki? Program 10 aylık ve haftanın 3 gününde alınacak toplam ücret, onların deyimiyle harçlık 6 bin 800-7 bin TL civarında olacak.
Öğrenciler, veliler, kamu emekçileri bir kez daha sorunlarla, adaletsizlikle, eşitsizlikle baş başa bırakılıyor. Milyonlarca veli, on yedi milyonu aşkın öğrenci, bir milyonu aşan eğitim emekçileriyle eğitim alanı mücadele olanakları açısından memlekette kurulacak en geniş mücadele cephesini oluşturuyor. Eğitimde ve her alanda birleşik mücadele hepimizin ortak sorumluluğu.