• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Temmuz 13, 2025
  • Yayın İlkeleri
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Güncel
  • Sağlık
  • Sağlık
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Siyaset mühendisliğinde yeni aşama

      Siyaset mühendisliğinde yeni aşama

      Ülkede tüm taşlar yerinden oynadı, sarsıntı büyük: Finali gören Saray korkuyor

      Ülkede tüm taşlar yerinden oynadı, sarsıntı büyük: Finali gören Saray korkuyor

      Siyaset ekonomik yıkımı hızlandırıyor

      Siyaset ekonomik yıkımı hızlandırıyor

      “Satın alıyorum, öyleyse varım…”

      “Satın alıyorum, öyleyse varım…”

    • Yaşam
      İhtiyarlara yer yok

      İhtiyarlara yer yok

      Gazeteci Hikmet Çetinkaya son yolculuğuna uğurlandı

      Gazeteci Hikmet Çetinkaya son yolculuğuna uğurlandı

      Ölmek ya da ölmemek

      Ölmek ya da ölmemek

      Aslolan LeMan’daki karikatürün son karesi

      Aslolan LeMan’daki karikatürün son karesi

    • Türkiye
      Süreç ve ulusun yeniden inşası

      Süreç ve ulusun yeniden inşası

      Yetkili ve sorumsuz

      Yetkili ve sorumsuz

      Bütçe her zaman siyasi tercihlerle hazırlanır

      Bütçe her zaman siyasi tercihlerle hazırlanır

      Siyaset mühendisliğinde yeni aşama

      Siyaset mühendisliğinde yeni aşama

    • Dünya
      Brezilya’da halkçı referandum örneği

      Brezilya’da halkçı referandum örneği

      Trumpoloji: Barış için densizlik!

      Trumpoloji: Barış için densizlik!

      Trump'tan Hamaney'e: Onu çirkin bir ölümden kurtardım

      Trump'tan Hamaney'e: Onu çirkin bir ölümden kurtardım

      Savaş dizisinin yeni sezonu, bitmeyen 3. Dünya Savaşı

      Savaş dizisinin yeni sezonu, bitmeyen 3. Dünya Savaşı

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Süreç ve ulusun yeniden inşası

      Süreç ve ulusun yeniden inşası

      Yetkili ve sorumsuz

      Yetkili ve sorumsuz

      Bütçe her zaman siyasi tercihlerle hazırlanır

      Bütçe her zaman siyasi tercihlerle hazırlanır

      Siyaset mühendisliğinde yeni aşama

      Siyaset mühendisliğinde yeni aşama

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Üçüncü Dünya Savaşı

      Üçüncü Dünya Savaşı

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

    • Fotoğraf & Karikatür
      Metafor

      Metafor

      Günün karikatürü

      Günün karikatürü

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

    • Kitap & Dergi
      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitapların yalnızlığı

      Kitapların yalnızlığı

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Kamu işçileri için büyük tehlike!

Kamu işçileri için büyük tehlike!

Haziran 16, 2025 Ekonomi, Fikir & Yazı 0 comments

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Hükümet aylarca oyaladıktan sonra 600 bin kamu işçisine adeta hakaret edercesine yüzde 16 zam teklif etti. Sendikalar bu hakarete karşılık etkili bir mücadele yürütmezlerse enflasyon ve vergiler karşısında beli bükülen kamu işçileri büyük hayal kırıklığı yaşayacak.

Aziz Çelik

Türkiye’nin en büyük toplu iş sözleşmesi olan Kamu Toplu İş Sözleşmesi (TİS) Çerçeve Protokolü görüşmelerinde hükümetin ilk teklifi belli oldu. Hükümet 600 bin civarında kamu işçisini aylarca bile isteye oyaladıktan sonra hakaret gibi bir ücret teklifi verdi.

Görüşmeler işçi tarafını temsilen Türk-İş ve Hak-İş ile kamu işveren sendikası TÜHİS (gerçekte Hükümet) arasında yürütülüyor. Hükümet adına kamu işveren sendikası (TÜHİS) tarafından Türk-İş ve Hak-İş’e sunulan teklifte kamu işçilerinin ücretlerinde 2025 yılı birinci 6 ayı için yüzde 16, 2025 yılı ikinci 6 ayı için yüzde 8, 2026 yılı birinci 6 ayı için yüzde 7, 2026 ikinci 6 ayı için yüzde 5 artış öngörüldü. Bu teklif kamu işçileri tarafından “hakaret” olarak değerlendirildi.

Bilindiği gibi Hükümet, Türk-İş ve Hak-İş tarafından 27 Şubat 2025’te sunulan ortak TİS teklifini uzun süre dikkate almamış ve karşı teklif vermemişti. Hükümet yaklaşık 4 ay sonra sözde ilk teklifini verdi. Ancak hükümet tarafından verilen teklif ile Türk-İş ve Hak-İş’in talepleri arasında uçurum var. Teklif kamu işveren sendikası TÜHİS tarafından verilse de asıl muhatap kuşkusuz hükümet. TÜHİS kendisine verilen siyasi emre uygun bir teklif veriyor. Asıl muhatabı şaşırmamak önemli. “TÜHİS teklif verdi” demek iş bilmezlik değilse hedef şaşırtmaktır.

Ocak 2025’ten itibaren geçerli olacak kamu TİS görüşmelerinde aylardır ilerleme sağlanamıyor. Hükümetin aylardır teklif vermemesi büyük bir sorumsuzluk. Hükümet bir kamu işvereni gibi değil adeta bir özel şirket patronu gibi davranıyor. İşçiler ve sendikalar göz göre göre oyalanıyor.  Oysa 600 bin kamu işçisinin bir bölümü Temmuz 2024’te bir bölümü ise Eylül 2024’te zam almıştı.  Kamu işçileri neredeyse bir yıldır aynı ücretlerle çalışıyor. Ücretler enflasyon ve vergi artışları karşısında eridi. İşçilerin alacakları TİS farkları pula döndü.

KAMU İŞÇİLERİ NE İSTİYOR

Kamu işçileri için 2023 yılında Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimlerinin etkisiyle iyi bir TİS imzalanmıştı. Hükümet seçim öncesinde siyasi kaygılarla dönemin resmi enflasyonunun oldukça üstünde ve işçileri tatmin eden bir TİS’e imza atmıştı. Nitekim aynı siyasi koşullar nedeniyle memurlara ciddi bir seyyanen artış ve asgari ücrete de yılda iki kez zam yapılmıştı. Dahası en düşük emekli aylığına da Mart 2023’te bir iyileştirme yapılmıştı.

Bu artışlar o dönem verilen sendikal aktif bir mücadeleden ziyade siyasi atmosferin bir sonucuydu. Ancak aradan geçen iki yılda koşullar çok değişti. Yüksek enflasyon ve hükümetin kemer sıkma politikaları nedeniyle kamu işçilerin ücretleri ve emek gelirleri ciddi biçimde geriledi.

2025’te kamu işçileri enflasyon ve vergiler karşısında eriyen ücretlerini telafi edecek bir ücret teklifi hazırladılar.  Türk-İş ve Hak-İş tarafından hükümete sunulan ortak TİS teklifiyle günlük brüt çıplak ücretlerin 1800 TL’ye çekilmesi ve ardından Ocak 2025 itibariyle bu ücretlere yüzde 50, Temmuz 2025’te ise yüzde 25 zam yapılması isteniyor.

Kamu işçilerinin ortalama günlük brüt ücreti halen 1400-1500 TL civarında. Brüt aylık çıplak ücretleri ise 44-45 bin lira civarında. Kesintiler ve vergi dilimlerindeki artışlar nedeniyle kamu işçinin eline geçen net ücretler geriledi. Halen sosyal haklar dahil kamu işçilerinin eline geçen ortalama ücretin 40-42 bin TL arasında olduğu ifade ediliyor. Bu ortalama ve giydirilmiş (sosyal haklar, yan ödemeler dahil) ücret. Bazı sektörlerde ve kıdeme bağlı olarak bu miktar çok daha düşük.

Kamu işçileri hem ücretlerinde ciddi bir artış hem de vergi kesinti yükünün artmasından korunmak istiyor. Örneğin teklifle vergi oranlarının yüzde 15’te sabitlenmesi isteniyor. Vergi dilimleri artışı işçilerin belini büküyor. Kamu işçilerin önemli bir bölümü Haziran 2025 itibariyle yüzde 27’lik üçüncü vergi tarife dilimine girdi. Diğer bir ifadeyle şu anda 2024’teki ücretlerinden daha düşük ücret alıyorlar ve bu ücretleri zaten enflasyon karşısında erimiş durumda.

Yıllık brüt 330 bin TL ve üzeri ücret kazancı yüzde 27’lik vergi dilimine tabi. Kamu işçilerin ödeyecekleri aylık gelir vergisi yılın ikinci yarısında ilk yarıya göre ikiye katlanacak ve 14-15 bin TL’yi bulacak. Prim kesintileriyle birlikte toplam kesinti oranları yüzde 30’un çok üzerine çıkacak.

Dahası işçilerin birikmiş toplu iş sözleşmesi farklarının bir bölümü yüksek vergi oranları nedeniyle budanırken bir bölümü de enflasyon nedeniyle erimiş olacak.  Hükümet toplu iş sözleşmesi farklarının finans maliyeni düşürmek için de toplu iş sözleşmesini geciktiriyor. Enflasyonist ortamda ücret farklarının geç ödenmesi işçilerin aleyhine bir durum. Ali Cengiz oyunları bitmiyor!

TEKLİFLER ARASINDA UÇURUM VAR

Türk-İş ve Hak-İş tarafından verilen ücret teklifi taban ücret iyileştirmesiyle birlikte 2025 yılı birinci altı ayı için yüzde 80 civarında, 2025 yılı toplamında ise yüzde 125 civarında bir artışa karşılık geliyor. Hükümet sendikaların yaklaşık yüzde 80’lik birinci 6 ay teklifine yüzde 16, yüzde 125’lik yıllık teklifine ise yüzde 25,3 ile karşılık verdi. Hükümet özünde sendikaların teklifiyle dalga geçti. Sendika teklifiyle hükümet teklifi arasında 100 puan fark var. Hükümet sendikaların istediğinin beşte birini teklif etti.

Aslında hükümetin teklifinde şaşılacak bir durum yok. Şaşılacak durum sendikaların bunun öngörmemesi veya öngörüp oturup beklemesidir. Hükümet iki yıldır izlediği ekonomi politikasıyla emek gelirlerini bastırmayı hedefliyor. Ücret artışlarını geçmiş ve gerçek enflasyona göre değil enflasyon hedefine göre yapmak istiyor. Hükümet bunu hiç saklamadı.

Gerek IMF belgelerinde gerekse Merkez Bankası ve hükümet belgelerinde bu durum açıklıkla ortaya kondu. Hükümet ücretlere hedef enflasyon oranında zam yapmak istiyor. Merkez Bankası’nın 2025 enflasyon hedefi yüzde 24. Hükümet 2025 yılı için asgari ücrete yüzde 30 zam yaptı. Asgari ücrete ikinci bir zam hükümetin gündeminde değil.

Bunları hem Orta Vadeli Program’a hem de 2025 yılı bütçe gerekçesine açıkça yazdılar. Bütçede 2025 yılı için öngörülen personel harcaması artışı yüzde 30’dur. Bütçede personel giderleri artışı yüzde 30’da tutularak 2024 yılında yüzde 6,1 olan personel giderlerinin GSYH’deki payı 2025 yılı için yüzde 5,7’ye çekilmek isteniyor. Oysa aynı bütçede faiz ödemelerinde öngörülen artış yüzde 50’dir. Böylece faiz giderlerinin GSYH’ye oranının yüzde 2,9’dan yüzde 3,2’ye çıkması öngörülüyor.

Personel gideri artışını yüzde 30’la sınırlamak isteyen hükümet işçilere ve memurlara yüzde 30 yıllık artış öngörüyor. İşçinin, memurun ücretini kısan hükümet faize daha fazla kaynak ayırıyor. Hükümet günün sonunda ilk 6 ay için önerdiği yüzde 16’lik teklifi birkaç puan daha iyileştirip. Yıllık yüzde 30 civarında bir artış önerecek ve bunda ısrar edecektir.

Hükümetin tutumunda bir tuhaflık yok. İzledikleri neoliberal ekonomi politikasının gereğini yapıyorlar. Ufukta seçim yok ve bu ekonomi politikasında kendiliğinden bir geri adım pek söz konusu değil. Şimşek tarafından yürütülen program hükümet tarafından benimsenmiş bir program. Bu programdan öyle rica ve minnet ile taviz vermeleri söz konusu değil.  Geçmişte yaratılan “başkan yukarıyla görüşür çözer”, “ Filanca abi, yukarıyla görüşür işi bitirir”  illüzyonu bu kez hiç mi hiç işe yaramayacak.

ÖZAL’DAN BU YANA EN BÜYÜK HAKARET

Kamu işçileri Özal döneminden bu yana bu yana en büyük meydan okuma ve hakaret ile karşı karşıya. 1989-1990 döneminde de Özal hükümeti kamu işçilerinin toplu sözleşme taleplerine gayri ciddi yaklaşmış ve uzlaşmaya yanaşmamıştı.  Özel hükümeti Bahar Eylemleri ile boyunun ölçüsünü almıştı. Eylemlerden önce yüzde 40 ücret artışından söz eden hükümet eylemlerin ardından yüzde 140 artışları kabul etmişti. Zor oyunu bozmuştu!

O dönemden bu yana kamu toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde bu denli büyük bir uçurum yanaşıyor. Hükümet ve sendikalar arasında yıllık 100 puanlık fark var. Hükümet gayri ciddi, sendikaları kaale almıyor, dalga geçiyor ve ekonomi programında ısrar ediyor. Hükümet aslında ne yaptığını biliyor. Asıl sorun sendikalarda.

Türk-İş ve Hak-İş’ten henüz ciddi bir eylem planı yok. Dahası eylem yapmak isteyen bazı sendikalar ve işyerlerinin önünde engeller çıkarıldığı görülüyor. Türk-İş aylar sonra Ankara Kızılay’da toplanıp Hazine ve Maliye Bakanlığı’na yürüyecek. Bu önemli ve doğru bir adım ama ne kadar güçlü olacak, arkası gelecek mi? Bunlar belirsiz! Öte yandan Hak-İş’ten henüz ses seda yok. Yeni teklif bekliyorlar!

Hükümet verdiği ücret teklifiyle işçilere hakaret ediyor, sendikalarla dalga geçiyor ama bunun karşısında ciddi bir tahkimat ve hazırlık yok. Tok bir ses yok.

KAPIDAKİ TEHLİKE BÜYÜK!

Hükümetin kamu toplu iş sözleşmesinde müzakereyle geleceği yer bellidir. Mevcut tekliflerini birkaç puan iyileştirecekler. O kadar. Hükümetin planı net: Kamu işçisine yüzde 30 civarında yıllık artış. Asgari ücrete ve memurlar ile emeklilere Temmuz 2025’te ilave bir artış hükümetin gündeminde değil.  Bunları öngörmemek saflık olur. Bunu bütün sendikacıların öngörebildiğini sanıyorum. Asıl mesele bunu öngörüp ne yapıldığıdır. 600 bin kamu işçisini ciddi bir tehlike ve oldu bitti bekliyor. Bu denklemi ancak kararlı bir mücadele değiştirebilir.

Asgari ücret için Türk-İş’in ses çıkarmaması, Komisyonu toplantıya çağırmaması, ısrarcı olmaması ve adeta masadan kaçması büyük bir taktik hatadır. Asgari ücret yükselirse kamu işçisinin ücretini de yükseltmek mümkündür. Düşük asgari ücret bütün ücretleri aşağıya çeker ve işçileri birbirine düşürür. Umarız Türk-İş bu hatadan döner ve asgari ücret artışını gündemine alır. Aksi halde dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak mümkün.

Anlaşılan o ki birkaç eylem girişiminden sonra Türk-İş ve Hak-İş “kanuni grev” silahını devreye sokacak. Ancak bu silah boştur. Kanuni bir grevin işe yarama ihtimali iki nedenle düşüktür. İlki kamu işçilerinin bir bölümü grev yasağı kapsamındadır ve buralardaki uyuşmazlık Yüksek Hakem Kuruluna (YHK) gidecek. YHK’nin ne yapacağı malum. Hükümetin arzusuna göre karar verecek. Dolayısıyla YHK yolu kamu işçisi için hüsrandır.

Grev yasağı kapsamında olmayan kamu işçileri elbette greve çıkabilir ancak orada da bir başka tehlike var. Türkiye’de bütün grevler fiilen Cumhurbaşkanının iznine tabidir. Cumhurbaşkanı istinasız her grevi “milli Güvenlik” ve “genel sağlık” gerekçesiyle erteleyebilir. Bu erteleme fiilen yasak demektir.  Özellikle İsrail’in saldırgan politikaları sonucunda Orta Doğu’da tırmanan gerilim nedeniyle “milli güvenlik” bahanesine başvurulması şaşırtıcı olmaz. Tıpkı 1991’de Körfez savaşı bahanesiyle grevlerin Özal tarafından ertelenmesi gibi. . Ayrıca ertelemenin ciddi bir gerekçesi, olmasına da gerek yok. Onlarca grev sudan bahanelerle ertelenmedi mi? Günün sonunda grevler ertelenebilir (yasaklanabilir). Böyle bir durumda sendikaların planı var mı? Bu hukuksuz ertelemelere karşı çıkacaklar mı? Bunlar hep belirsiz.

Bütün bunların sonunda mazeret de hazır olacaktır: “Biz istedik ama ne yapalım YHK böyle yaptı, biz istedik ama ne yapalım grevler ertelendi” klişeleriyle ve oldu bittiyle mesele kapatılacaktır. Kamu işçisi için tehlike yıllık yüzde 125 artış isteyip yüzde 30’lara razı edilmek olacaktır. Hükümetin olası planı açıktır. Ancak sendikaların planı nedir?

Görünen köy kılavuz istemez.  Kamu işçisini ve ardından diğer işçileri bekleyen tehlike gizli saklı değil. Kamu işçilerini temsil eden sendikalar içinde bulundukları uyuşukluktan sıyrılmalı ve verdikleri teklifin gereğini yapmalıdır.

Uzağa gitmeye gerek yok kamu işçileri kendi tarihlerine bakarlarsa ne yapmaları gerektiğini görecekler. Bahar eylemleriyle Özal hükümetini dize getiren kamu işçileri şimdi ya hakarete, aşağılamaya ve sefalete razı olacaklar veya kendi kaderlerine sahip çıkacaklar!

  • Kaynak Birgün

Yorumunuzu bırakın


İlgili Haberler

Süreç ve ulusun yeniden inşası Fikir & Yazı
Temmuz 11, 2025

Süreç ve ulusun yeniden inşası

Yetkili ve sorumsuz Fikir & Yazı
Temmuz 11, 2025

Yetkili ve sorumsuz

Bütçe her zaman siyasi tercihlerle hazırlanır Fikir & Yazı
Temmuz 11, 2025

Bütçe her zaman siyasi tercihlerle hazırlanır

ZAMAN AKIŞI

Tem 11 14:19
Arkasayfa

Süreç ve ulusun yeniden inşası

Tem 11 10:17
Arkasayfa

Yetkili ve sorumsuz

Tem 11 10:08
Arkasayfa

Bütçe her zaman siyasi tercihlerle hazırlanır

Tem 10 12:03
Arkasayfa

Siyaset mühendisliğinde yeni aşama

Tem 10 11:21
Arkasayfa

Sanal gerçeklik

Tem 10 09:39
Arkasayfa

Mama çetesi SGK’yi soymuş

Tem 10 09:34
Arkasayfa

Ülkede tüm taşlar yerinden oynadı, sarsıntı büyük: Finali gören Saray korkuyor

Tem 10 09:26
Ekonomi

Doğruyla kavga etmemek yanlış mı?

Tem 9 14:36
Ekonomi

İhtiyarlara yer yok

Tem 9 14:27
Ekonomi

İşçisiz hiçbir şey güzel olmayacak!

Tem 9 14:20
Ekonomi

Motorine zam geldi

Tem 9 14:10
Gündem

Gazeteci Hikmet Çetinkaya son yolculuğuna uğurlandı

Tem 9 09:43
Ekonomi

Siyaset ekonomik yıkımı hızlandırıyor

Tem 9 07:04
Arkasayfa

Sosyal Medyanın Gerçek Hayatta Bir Karşılığı Yok

Tem 9 06:31
Arkasayfa

Doğu’nun Uyanışı ve Batı’nın Korkusu

Tem 8 12:10
Kültür & Sanat

Caretta caretta müzesine yoğun ilgi

Tem 8 12:04
Gündem

Brezilya’da halkçı referandum örneği

Tem 8 11:36
Arkasayfa

“Satın alıyorum, öyleyse varım…”

Tem 8 11:33
Arkasayfa

Demokratik yoksunluk

Tem 7 12:26
Arkasayfa

Ölmek ya da ölmemek

Tem 7 12:23
Bilim & Teknoloji

Twitter’ın kurucusundan WhatsApp ve Telegram’a rakip: Bitchat!

Tem 7 12:21
Arkasayfa

Söyleyin Timur haksız mı?

Tem 7 11:59
Gündem

İmralı heyetinden Öcalan ile görüşme sonrası açıklama: ‘Öcalan sürecin yeni bir aşamaya geçtiğini vurguladı’

Tem 7 11:43
Ekonomi

Van’da semt pazarları krizde: “Veresiye defterlerinde boş sayfa kalmadı”

Tem 7 11:27
Arkasayfa

Aliyev ile Paşinyan’ın Zelenskileşme sendromu ve fırsattan tuzağa Zengezur

Tem 7 10:39
Arkasayfa

“Demokrasi kalsın şimdilik; savunma işi acil”

Tem 7 10:13
Arkasayfa

Tornavida

Tem 7 09:21
Arkasayfa

Aslolan LeMan’daki karikatürün son karesi

Tem 6 12:30
Ekonomi

Merkez bankalarında “gevşeme” hızlandı

Tem 6 12:13
Ekonomi

İstanbul, kira artış oranında dünyanın zirvesine yerleşti! İşte kirası en yüksek şehirler…