AKP iktidarı 2012’de getirdiği 4+4+4 sistemiyle zorunlu eğitimi 12 yıla çıkarsa da TÜİK’in verilerine göre ülkede eğitim süresi 9,5 yıl oldu. Eğitim Sen’den Gülez, ‘‘4+4+4 eğitimin sürekliliğini parçaladı” dedi.
Deniz Güngör
İktidarın plansız eğitim politikaları Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) verilerine de yansıdı. Tarikat ve cemaatler zorunlu eğitimi her fırsatta hedef alırken TÜİK’in “Ulusal Eğitim İstatistikleri 2024” raporuna göre 25 yaş ve üzeri nüfusun ortalama eğitim süresi 9,5 yıl olarak belirlendi. Ne erkeklerin ne de kadınların 12 yıllık zorunlu eğitim süresi kadar eğitimde kalmadığı dikkat çekti. Kadınlarda eğitim süresi 8,8 yıl ile erkeklerin gerisinde kaldı. Rapora göre erkeklerin ortalama eğitim süresi ise 10,2 yıl. Buna göre ülkedeki yaklaşık her 100 kadından 46’sı, her 100 erkekten 62’si 12 yıllık zorunlu eğitimi tamamlayabiliyor.
Bu oranın iktidarın izlediği eğitim politikalarından bağımsız değerlendirilemeyeceğini belirten Eğitim Sen Yükseköğretim Sekreteri Evrim Gülez, “Ortalama eğitim süresinin 9,5 yıl olması zorunlu eğitimin hem erişim hem de devamlılık açısından sağlıklı işlemediğini gösteriyor” dedi.
EĞİTİMDE SÜREKLİLİKLİK 4+4+4 İLE PARÇALANDI
AKP iktidarının 2012 yılında getirdiği 4+4+4 eğitim sistemiyle zorunlu eğitim süresinin 8 yıldan 12 yıla çıkarıldığını anımsatan Gülez, “4+4+4 sistemi ile eğitimin sürekliliği parçalandı. Ortaokul sonrası çocukların açık liselere veya mesleki eğitime yönlendirilmesi kolaylaştırıldı. Taşımalı eğitim uygulamalarının yarattığı sorunlar, güvenlik ve ulaşım gibi temel ihtiyaçların yeterince sağlanmaması, eğitimin piyasalaşması, yoksul ailelerin çocuklarının eğitim sürecinden erken kopmasına neden oluyor. Yoksulluk ve gelir eşitsizliği nedeniyle çocuklar erken yaşta çalışmaya zorlanıyor. Özellikle erkek çocuklar işgücüne katılırken, kız çocukları ev içinde görünmeyen emek yükünü üstleniyor” dedi.
“Yoksul ailelerin çocukları özellikle liseye geçişte, çalışma hayatına katılmaya zorlanıyor” diye konuşan Gülez şunları aktardı: “LGS gibi merkezi sınavların baskısı, öğrencilerde kaygı yaratıp okul terklerine neden oluyor. Okullaşma oranları istatistiksel olarak artırılsa da devam oranları düşük kalıyor. Bazı öğrenciler örgün eğitim yerine açık liselere yönlendiriliyor, bu da fiili olarak sistemin dışına çıkmak anlamına geliyor. Aynı zamanda devletin takip, denetim ve destek mekanizmaları zayıf. Eğitimden kopan çocukların geri kazanılmasına yönelik güçlü bir sistem yok.’’
TÜİK’in verilerine göre kadınların ortalama eğitim süresinin erkeklere oranla daha düşük olduğuna dikkat çeken Gülez, “Erken yaşta zorla evlilikler, kız çocuklarının aile içindeki bakım emeğine yönlendirilmesi, eğitimin erkek çocuklara ‘daha çok gerektiğine’ dair kültürel yargılar, kız çocuklarının özellikle kırsal ve yoksul bölgelerde eğitimden kopmasına neden olmaktadır. Kırsal bölgelerdeki okul eksiklikleri, taşımalı eğitim uygulamalarının yarattığı sorunlar, güvenlik ve ulaşım gibi temel ihtiyaçların yeterince sağlanmaması da ailelerin kız çocuklarını okula göndermeme kararını etkileyen unsurlar arasında” ifadelerini kullandı.
∗∗∗
6 YILDA OKUL TERKİ KATLANDI
Milli Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre 2017’den 2023’e kadar 1 milyon 298 bin 116 öğrenci ortaokuldan mezun olduktan sonra liseye kayıt yaptırmadı. Yıllara göre ortaokuldan mezun olup liseye kayıt olmayan öğrencilerin sayıları şu şekilde:
• 2017-2018: 136 bin 636
• 2018-2019: 164 bin 699
• 2019-2020: 209 bin 93
• 2020-2021: 254 bin 995
• 2021-2022: 269 bin 94
• 2022-2023: 263 bin 599