Bir günde beş kadının öldürülmesine kadın hakları savunucuları tepkili. 6284 Sayılı Kanun’a ve İstanbul Sözleşmesi’ne dikkat çeken kadınlar, “Gerici politikalara karşı birleşik mücadele şart” diye konuştu.
İlayda Kaya
Geçen hafta peş peşe yaşanan ve infial yaratan cinayetlerin ardından önceki gün 5 kadın daha hayattan koparıldı. Adana’da önceki gün 3’ü mezarlıkta 2’si evde olmak üzere 5 kadın erkekler tarafından ateşli silahla öldürüldü.
İlk olay Sarıçam ilçesindeki Buruk Mezarlığı’nda yaşandı. Ş.E. isimli erkek bir süre önce intihar eden oğlu Muzaffer Erkova’nın ölümünden evli olduğu Güldane Gerçek ve ailesini sorumlu tutarak onları takibe başladı. Güldane Gerçek, annesi Şenay ve kız kardeşi Gaye ile Muzaffer Erkova’nın mezarına geldiği sırada onları tabanca ile öldürüp olay yerinde kaçtı. İkinci olay ise Yüreğir 19 Mayıs Mahallesi’nde meydana geldi. İzzettin T., evli olduğu Ayşegül T. ve kayınbabası Salih K.’yi ateş ederek yaraladı. Daha sonra bir motosiklet gasbedip, olay yerinden kaçtı. İzzettin T. polis tarafından yakalandı. Bir diğer olay ise Sarıçam ilçesine bağlı Mehmet Akif Ersoy Mahallesi’nde oldu. S.A. isimli erkek, annesi Mintiha Aydın, babası İlyas Aydın ve anneannesi Ülfet Köse’yi uyudukları sırada tabanca ile ateşli silahla vurdu. Baba ağır yaralanırken anne ve anneanne hayatını kaybetti.
‘MÜCADELE EDECEĞİZ’
Erkeklerin işlediği cinayetlerle, kadınların ne sokakta ne de evlerinde güvende olmadığı bir kez daha gözler önüne serildi. Kadın hakları savunucuları, iktidarın gerici ve kadınların haklarını hedef alan açıklamalarına tepki gösterdi.
Sol Feminist Hareket’ten İlda Alçay Sepetoğlu, BirGün’e yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: “Türkiye adeta bir kadın mezarlığına dönmüş durumda. İslamcı faşist rejim tıkandığı her anda kendini yeniden inşa etmek için tüm gerici politikalarının hedefine biz kadınları yerleştiriyor. Kadınların yaşamları ve bedenleri üzerinden rejim sürekli olarak kendini yeniden üretiyor. Bu rejim de son derece kökleşmiş ve tüm toplumsal ilişkilere sirayet etmiş erkek egemen zihniyet, kapitalist sömürü ve siyasal İslamcı faşist rejimle girdiği işbirliğiyle hepimiz için bu ülkede cehennemi yarattı. Artık kadınlar için ne evler ne sokaklar ne orası ne burası… Hiçbir yer güvenli değil. Her yer biz kadınlar için birer mücadele alanı. Bu yüzden ısrarla 6284 Sayılı Kanun ve İstanbul Sözleşmesi için mücadele etmeliyiz. Bu bizim yaşamlarımızın güvencesidir. Ama bu da yetmez. Bu gerici ataerkil düzeni kökten değiştirmek gerekiyor. Kadınları aile içine sıkıştıran, tarikatların cemaatlerin insafına terk eden, emeğini sömüren bu düzene karşı birleşik bir mücadeleyi örgütlememiz gerekiyor.”
∗∗∗
CİNAYETLER NEDEN ARTIYOR?
• Koruma, tedbir kararları etkin uygulanmıyor.
• Verilen cezalar yetersiz.
• İktidar ve yandaşları kadınları hedef gösteriyor.
• 6284 Sayılı Kanun uygulanmıyor.
• Şiddet takibi yetersiz.