Suriye’de cihatçıları destekleyerek ülkelerindeki saldırıların önünü açan Fransa ve Türkiye, katliamların ardından siyahla beyaz kadar farklı davrandı
Fransa’da
Başkent Paris’te 13 Kasım akşamı IŞİD’in 7 ayrı noktaya düzenlediği saldırılarda 132 kişi hayatını kaybetti. Yaralılar hastaneye kaldırıldı.
Katliamın hemen ardından Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, saldırıyı kesin olarak IŞİD’in yaptığını açıkladı ve bunun bir savaş nedeni olduğunu söyledi.
Fransa Katliamı’ndan 5 gün sonra saldırıyı düzenleyen 9 kişinin tamamının da kimliği belirlendi. Yaşayan 2 saldırganın arandığı açıklandı.
Fransa gerçekleştirilen bu katliamı Cumhuriyet değerlerine bir saldırı olarak gördü ve cihatçılara karşı ülke
alarm durumuna geçti.
Saldırılarla bağlantılı bazı şüpheliler Fransa’da gerçekleştirilen operasyonlarda yakalandı. Cihatçıların olası geçişlerini önlemek için ülkede sınırlar kapatıldı.
Türkiye’de
Başkent Ankara’da IŞİD’in Emek, Barış ve Demokrasi mitingine düzenlediği 2 ayrı bombalı saldırıda 103 kişi hayatını kaybetti. Yaralıların yattığı yere gaz bombaları atıldı.
AKP hükümeti Ankara saldırısında IŞİD, PKK, DHKP-C, MLKP ve hatta Suriye istihbaratının parmağı olduğunu iddia etti. Başbakan Davutoğlu, “Katliamdan sonra oylarımız artıyor” dedi.
Ankara’daki saldırının üzerinden 40 gün geçmesine rağmen 2 saldırgandan 1’inin kimliği hâlâ belirlenemedi. İlk açıklanan isim ise yanlış çıktı.
Başbakan Davutoğlu ellerinde canlı bomba şüphelilerinin ismi olduğunu ancak ‘harekete geçmeden yakalayamayacaklarını’ söyledi
Türkiye’de Emniyet’in canlı bomba listesinde yer alan kişilerin Yeşil Kart ve Bağ-Kur’dan sağlık hizmeti aldığını BirGün ortaya çıkardı.