Muğla Devlet Hastanesi’ne muayeneye getirilen hükümlü E.K.’yı jandarma ve infaz koruma memurlarının önünde muayene etmeyen Genel Cerrahı Uzmanı Dr. Naki Bulut hakkında soruşturma açıldı. Doktor hakkındaki soruşturmaya gerekçe olarak, cezaevi nakil aracının 19 lira 20 kuruşluk yakıt ve amortisman giderine yol açarak devleti zarara uğratması gösterildi.
Muğla E Tipi Cezaevi’nde hükümlü 28 yaşındaki E.K., 5 Ocak 2010 tarihinde jandarma ve infaz koruma memurlarının eşliğinde muayene için Muğla Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Polikliniği’ne getirildi. Poliklinikte görevli Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Naki Bulut, hasta haklarını gerekçe göstererek kolluk kuvvetlerinin muayene sırasında odada bulunamayacağını belirtti. Jandarma ve infaz koruma memurlarının muayene odasından çıkmasını istedi. Kolluk kuvvetleri de odadan çıkmayınca Dr. Naki Bulut, hükümlü E.K.’yı muayene etmedi. Hükümlü nakil aracıyla tekrar cezaevine götürüldü. Hükümlü E.K., bir gün sonra tekrar hastaneye getirilerek başka bir doktora muayene ettirildi. Cezaevi Savcısı Altan Ünlü, Dr. Naki Bulut’un cezaevi aracını iki kez hastaneye sevk yapmak zorunda bıraktığını belirterek, inceleme başlattı. Savcı Ünlü, Cezaevi Müdürü Hafit Kaya’ya, hükümlü nakil aracının hastaneye bir seferde ne kadar akaryakıt ve amortisman gideri olduğunu hesaplattı.
Yapılan hesaplama sonucunda, aracın hastaneye gidiş dönüş toplam 16 kilometre yol gitti, kilometre yakıt bedeli olarak 60 kuruş harcama yapıldığı, buna göre 9 lira 60 kuruş yakıt harcandığı ve 9 lira 60 kuruş da amortisman gideri olduğu belirlendi. Dr. Naki Bulut’un toplam 19 lira 20 kuruş devleti zarara uğrattığı belirtildi. Cezaevi Savcısı Altan Ünlü, TCK 257/1 maddesine göre Dr. Naki Bulut hakkında ‘görevi kötüye kullandığı ve devleti zarara uğrattığı’ gerekçesiyle soruşturma başlattı. Devlet Memuru Kanunun 4483 SK. 3/1-b maddesine göre de hakkında idari soruşturma yapılması gerektiğini kaydetti.
Olayın meydana geldiği dönemde Türk Tabipleri Birliği (TTB) Yüksek Onur Kurulu üyesi olan, 18 Nisan’dan beri de Muğla Tabip Odası Başkanlığı görevini yürüten Dr. Naki Bulut, bu gelişme üzerine Sağlık İl Müdürlüğü’ne yazılı savunmasını verdi. Hasta haklarını korumak için kolluk kuvvetlerinin muayene anında odada bulunamayacağını, bununla ilgili protokollerin ve kanunların olduğunu belirten Dr. Bulut, olay gününü şöyle anlattı:
“5 Ocak 2010 tarihinde Genel Cerrahi polikliniğinde görevliydim. Saat 10.30’da 72 sıra numarasıyla hasta E. K., bir gardiyan ve bir astsubay ile muayene odasına girdi. Astsubay ve gardiyana hastayı muayene edeceğimi ancak kendilerinin dışarı çıkması gerektiğini belirttim. Odayı terk etmeyeceklerini söylediler. Bunun üzerine hastanın mahremiyet hakkı olduğunu, tıbbi tedavisi konusunda ilgili kişiler dışında muayene ortamında kimsenin bulunmaması gerektiğini söyledim. Bunun Hekimlik Meslek Etiği Kuralları ve İstanbul Protokolü’nde açık olduğunu, eğer muayene ortamını terk etmezlerse tutanak tutacağımı ve hastayı muayene etmeyeceğimi belirttim. Kendisinin muayene ortamı dışında önlem almakla hükümlü olduğunu, hekimin kendi güvenliği konusunda ihtiyaç duyması halinde ve ancak daveti üzerine muayene odasına girebileceğini hatırlattım. Kolluk kuvvetleri dışarı çıkmama konusunda kararlı olduğunu söyleyince, ekteki tutanağı hazırladım. Böyle bir sürecin sonunda kusurlu taraf kim olursa olsun bir hastanın muayene ve tedavi hakkı engellenmiş oldu ve hasta muayene edilip tedavi edilemedi. Böylece bir hasta hakkı ihlali ve sağlık hizmeti alma hakkı ihlal edilmiş oldu.”
Hasta haklarının korumasının yasalarla belirlendiğini hatırlatan Dr. Naki Bulut, “Hekimlik mesleğinin nasıl yürütüleceği, ulusal sağlık mevzuatında, TTB Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nda, Tıbbi Deontoloji Tüzüğü’nde, Hasta Hakları Yönetmeliği’nde, Uluslararası Sözleşmelerde, İstanbul Protokolü’nde ve Dünya Tabipler Birliği Bildirgeleri’nde tanımlanmıştır. Hekimler hastaların, ırk, dil, din ve mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, ekonomik ve sosyal durumları ile sair farklılıkları dikkate almadan mesleklerini yürütmek zorundadır. Tutuklu ve hükümlülerin muayenesi de öteki hastalarınki gibi, kişilik haklarına saygılı, hekimlik sanatını uygulamaya elverişli koşullarda yapılmalı ve onların gizlilik hakları korunmalıdır. Polis ya da diğer kolluk görevlileri hiçbir zaman muayene odasında bulunmamalıdır. Hekimin, bu koşulların sağlanması için ilgililerden istekte bulunma hakkı ve sorumluluğu vardır.” dedi.
Hükümlü ve tutuklu hasta haklarının korunması için ortak uzlaşı sağlanması gerektiğini belirten Dr. Naki Bulut, sözlerini şöyle tamamladı: “İnsan haklarını ve hasta haklarını ihlal eden bir devletin hekimi olacağıma, hekimlik meslek etik kurallarına aykırı davranan bir hekim olacağıma, devletin 19.20 lira zarar etmesine neden olmak; devletimizin onuru dikkate alındığında daha küçük bir kayıptır. İnsan haklarını tanımayan, devletin kendilerine verdiği yetkileri kötüye kullanan kişilerin, devlete verdikleri maddi ve manevi zararın karşılığı hesaplanamayacak kadar büyüktür. Bu sorunu çözemeyen ender illerden biriyiz. Sağlık Müdürlüğü Başsavcılık, Tabip Odası ve Jandarma Alay Komutanlığı temsilcileri bir araya gelerek ortak uzlaşı sağlamalıdır.”
Soruşturma devam ettiği için 19.20 liralık zarar ile ilgili herhangi bir işlemin yapılmadığı belirtildi.
Muğla E Tipi Cezaevi’nde hükümlü 28 yaşındaki E.K., 5 Ocak 2010 tarihinde jandarma ve infaz koruma memurlarının eşliğinde muayene için Muğla Devlet Hastanesi Genel Cerrahi Polikliniği’ne getirildi. Poliklinikte görevli Genel Cerrahi Uzmanı Dr. Naki Bulut, hasta haklarını gerekçe göstererek kolluk kuvvetlerinin muayene sırasında odada bulunamayacağını belirtti. Jandarma ve infaz koruma memurlarının muayene odasından çıkmasını istedi. Kolluk kuvvetleri de odadan çıkmayınca Dr. Naki Bulut, hükümlü E.K.’yı muayene etmedi. Hükümlü nakil aracıyla tekrar cezaevine götürüldü. Hükümlü E.K., bir gün sonra tekrar hastaneye getirilerek başka bir doktora muayene ettirildi. Cezaevi Savcısı Altan Ünlü, Dr. Naki Bulut’un cezaevi aracını iki kez hastaneye sevk yapmak zorunda bıraktığını belirterek, inceleme başlattı. Savcı Ünlü, Cezaevi Müdürü Hafit Kaya’ya, hükümlü nakil aracının hastaneye bir seferde ne kadar akaryakıt ve amortisman gideri olduğunu hesaplattı.
Yapılan hesaplama sonucunda, aracın hastaneye gidiş dönüş toplam 16 kilometre yol gitti, kilometre yakıt bedeli olarak 60 kuruş harcama yapıldığı, buna göre 9 lira 60 kuruş yakıt harcandığı ve 9 lira 60 kuruş da amortisman gideri olduğu belirlendi. Dr. Naki Bulut’un toplam 19 lira 20 kuruş devleti zarara uğrattığı belirtildi. Cezaevi Savcısı Altan Ünlü, TCK 257/1 maddesine göre Dr. Naki Bulut hakkında ‘görevi kötüye kullandığı ve devleti zarara uğrattığı’ gerekçesiyle soruşturma başlattı. Devlet Memuru Kanunun 4483 SK. 3/1-b maddesine göre de hakkında idari soruşturma yapılması gerektiğini kaydetti.
Olayın meydana geldiği dönemde Türk Tabipleri Birliği (TTB) Yüksek Onur Kurulu üyesi olan, 18 Nisan’dan beri de Muğla Tabip Odası Başkanlığı görevini yürüten Dr. Naki Bulut, bu gelişme üzerine Sağlık İl Müdürlüğü’ne yazılı savunmasını verdi. Hasta haklarını korumak için kolluk kuvvetlerinin muayene anında odada bulunamayacağını, bununla ilgili protokollerin ve kanunların olduğunu belirten Dr. Bulut, olay gününü şöyle anlattı:
“5 Ocak 2010 tarihinde Genel Cerrahi polikliniğinde görevliydim. Saat 10.30’da 72 sıra numarasıyla hasta E. K., bir gardiyan ve bir astsubay ile muayene odasına girdi. Astsubay ve gardiyana hastayı muayene edeceğimi ancak kendilerinin dışarı çıkması gerektiğini belirttim. Odayı terk etmeyeceklerini söylediler. Bunun üzerine hastanın mahremiyet hakkı olduğunu, tıbbi tedavisi konusunda ilgili kişiler dışında muayene ortamında kimsenin bulunmaması gerektiğini söyledim. Bunun Hekimlik Meslek Etiği Kuralları ve İstanbul Protokolü’nde açık olduğunu, eğer muayene ortamını terk etmezlerse tutanak tutacağımı ve hastayı muayene etmeyeceğimi belirttim. Kendisinin muayene ortamı dışında önlem almakla hükümlü olduğunu, hekimin kendi güvenliği konusunda ihtiyaç duyması halinde ve ancak daveti üzerine muayene odasına girebileceğini hatırlattım. Kolluk kuvvetleri dışarı çıkmama konusunda kararlı olduğunu söyleyince, ekteki tutanağı hazırladım. Böyle bir sürecin sonunda kusurlu taraf kim olursa olsun bir hastanın muayene ve tedavi hakkı engellenmiş oldu ve hasta muayene edilip tedavi edilemedi. Böylece bir hasta hakkı ihlali ve sağlık hizmeti alma hakkı ihlal edilmiş oldu.”
Hasta haklarının korumasının yasalarla belirlendiğini hatırlatan Dr. Naki Bulut, “Hekimlik mesleğinin nasıl yürütüleceği, ulusal sağlık mevzuatında, TTB Hekimlik Meslek Etiği Kuralları’nda, Tıbbi Deontoloji Tüzüğü’nde, Hasta Hakları Yönetmeliği’nde, Uluslararası Sözleşmelerde, İstanbul Protokolü’nde ve Dünya Tabipler Birliği Bildirgeleri’nde tanımlanmıştır. Hekimler hastaların, ırk, dil, din ve mezhep, cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, ekonomik ve sosyal durumları ile sair farklılıkları dikkate almadan mesleklerini yürütmek zorundadır. Tutuklu ve hükümlülerin muayenesi de öteki hastalarınki gibi, kişilik haklarına saygılı, hekimlik sanatını uygulamaya elverişli koşullarda yapılmalı ve onların gizlilik hakları korunmalıdır. Polis ya da diğer kolluk görevlileri hiçbir zaman muayene odasında bulunmamalıdır. Hekimin, bu koşulların sağlanması için ilgililerden istekte bulunma hakkı ve sorumluluğu vardır.” dedi.
Hükümlü ve tutuklu hasta haklarının korunması için ortak uzlaşı sağlanması gerektiğini belirten Dr. Naki Bulut, sözlerini şöyle tamamladı: “İnsan haklarını ve hasta haklarını ihlal eden bir devletin hekimi olacağıma, hekimlik meslek etik kurallarına aykırı davranan bir hekim olacağıma, devletin 19.20 lira zarar etmesine neden olmak; devletimizin onuru dikkate alındığında daha küçük bir kayıptır. İnsan haklarını tanımayan, devletin kendilerine verdiği yetkileri kötüye kullanan kişilerin, devlete verdikleri maddi ve manevi zararın karşılığı hesaplanamayacak kadar büyüktür. Bu sorunu çözemeyen ender illerden biriyiz. Sağlık Müdürlüğü Başsavcılık, Tabip Odası ve Jandarma Alay Komutanlığı temsilcileri bir araya gelerek ortak uzlaşı sağlamalıdır.”
Soruşturma devam ettiği için 19.20 liralık zarar ile ilgili herhangi bir işlemin yapılmadığı belirtildi.
CİHAN