Sıffin savaşı Muaviye aleyhine sonuçlanmak üzeredir. Muaviye’nin askerleri mızrakların uçlarına kuran sayfalarını takarlar ve “Kuran aramızda hakem olsun” derler. Hz. Ali bunun bir hile olduğunu söylese de adamlarına söz geçiremez ve hakem olayına razı olur. Muaviyenin hakemi Amr. b. As’dır. Hz. Ali amcazadesi Abdullah b. Abbas veya Malik b. Eşter’i hakem tayin etmek ister ancak adamlarına kabul ettiremez. Yani Ali kendi hakemini seçemez. Nihayet haricilerin ısrarıyla Musa el Eşari hakem olarak seçilir.
Yazılan anlaşma hükümlerine bakılacak olursa hakemler “Kurana göre karar vereceklerdir.” Hakemler atanınca savaş durur ve aradan geçen uzun zamanın ardından karar açıklanır. Ancak sorun çözüleceğine daha büyük bir kargaşanın kapısı açılmıştır.
Hakem olayından Muaviye karlı çıkar. Hz Ali’nin meşru hükümeti ise her geçen gün gücünü kaybeder.
Hakem olayı özet olarak böyledir.
Konu üzerine düşündüğümde bazı soruları sormaktan kendimi alamıyorum:
1. “Kuran aramızda hakem olsun” sözünün bir anlamı var mı? Zira Kuran mütekellim değildir, yani konuşmaz. (Nitekim Hz Ali bunu ifade etmiştir.)
2. “Kuran aramızda hakem olsun” sözü “Sorunumuzu Kuran ışığında çözelim” anlamındaysa(ki her halde böyleydi) bu başka soruları akla getirir:
a) “Kuranın hâkimliğini” açıklayacak olan nihayet bir insandır, oysa insanın açıklaması kesinlik ifade etmez.
b) Yapılan onca savaşa ve ölen on binlerce insana rağmen Kuranın hakemliğinin akıllara şimdi gelmesi nasıl açıklanacaktır.
c) Amr b. As’ın Kurana göre hüküm vereceğine Ali taraftarları inanmakta mıdır?
3.Hz Ali bunun bir hile olduğunu söylediği halde bu tuzağa niçin düşmüştür? Yanındaki adamları razı edemediyse bu durum Hz. Ali’nin liderlik kabiliyetinin sorgulanmasını gerektirmez mi? Muaviye adamlarına her dediğini yaptırdığı halde Hz. Ali kendi hakemini bile nasıl olurda seçemez? Tüm sorumluluğu yanındakilere yıkmak ne kadar inandırıcıdır?
4.Hakem olayına razı olmak Hz. Ali’nin meşru hilafetini tartışmaya açması anlamına geldiği halde Hz. Ali hakemlerden nasıl bir sonuç beklemektedir? Başka bir sonuç çıkması halinde sonuca rıza göstermeye hakkı ve niyeti var mıdır?(Nitekim Hz. Ali sonuca itiraz etmiştir.)
5.Şayet Hakemler Muaviye’yi haksız bulsaydı Muaviyenin davadan çekilmesi beklenebilir miydi?
6.Hakemlerin kararlarını uygulayacak bir gücü var mıydı? Kararını uygulama gücü olmayan hakeme gerçek bir hakem denebilir mi ve kararlarını uygulayacak güçten yoksun hakemlerin kararının bir anlamı olabilir mi?
7. Hakem olayından farklı bir sonuç çıksaydı sorun çözülebilir miydi? (Tüm alternatifleri düşünün bunun mümkün olmadığını göreceksiniz.)
8.Hakemler ortak bir karar açıklayamamış olmalarına rağmen sonucun Muaviye lehine çıktığını kabul etmenin dayanağı nedir? Ortada bir karar olmadığı halde Hz. Ali’nin “Hakemler adil karar vermediler” diye itiraz etmesinin, olayın siyasi sonuçlarına itiraz etmekten başka ne anlamı olabilir?
9. Davanın konusu nedir? Hilafetin kimin hakkı olduğu mu, yoksa bu savaşta kimin haklı olduğu mu? Mevdudi’nin açıklamasına bakılacak olursa hakemler yetkilerini aşmışlar ve üzerlerine vazife olmadığı halde hilafeti dava konusu yapmışlardır? Aslında Mevdudi de çok iyi bilir ki davanın konusu hilafet meselesidir ve halkın hakemlerden beklediği çözüm de budur. Kaldı ki hakemlere “Sizin davanızın konusu başkaydı kararınızın konusu başka” diye kimse muhalefet etmemiştir.
Sonuç itibarıyla Hz. Ali hakemi kabul ederek hilafet konusunda durumunu Muaviye ile eşitlemiş oldu. Hakem olayı Muaviyenin meşru bir muhatap haline gelmesini sağladı. Gerçekte Muaviye’nin amacı iktidardı; ancak bunu açıkça ileri sürmüyordu, tüm siyaset cambazlarının yaptığı gibi bir bahaneye sarılmıştı. (Güya) Hz. Osman’ın kanını dava etmekteydi.
Hakemler görevlendirilmeleri itibariyle hâkime, baktıkları konu itibariyle bilirkişiye, onları bir araya getiren taraflar itibarıyla araştırma komisyonuna benzemekteydi. Dünyada bunun başka bir örneği yoktur.
Bu durumda ortada ne karara bağlanacak bir dava, ne gerçek bir hakem ve ne de rasyonel bir sonuç olamazdı. Olay tam bir illizyondu ve Hakemlerin işi pantomim sanatçılarının işinin ötesine geçemezdi.
Peki, Hz. Ali ne yapabilirdi?
Hakem olayına ne pahasına olursa olsun razı olmayabilirdi. Bunun hem bir hile olduğunu bilmek hem de hileye boyun eğmek Hz Ali için kabul edilemez.
“Ali’nin adamları asi ve kaypaktı” denilecek olursa bu “ Özrü kabahatinden büyük” özdeyişini hatırlatır ve:
“Muaviye sağlam adamlarla çalıştığı halde Ali neden yanına asi ve kaypak adamları alıyor?” sorusunu haklı kılar.
Biz Kurana kılıç çekemeyiz” diyenlere karşı Hz Ali şöyle konuşabilirdi:“Ey Müminler bu güne kadar on binlerce şehit verdik, batıl bir dava uğruna savaştığımızı mı düşünüyorsunuz? Tek başıma kalsam dahi batılı seçen ve onu elde etmeye çalışan Hind’in oğluna karşı hak yolda savaşacağım ve gerekirse öleceğim. Kim bana inanıyorsa ardımdan gelsin, geri duranlar böyle kritik bir günde Muhammed’in dinini yarı yolda bırakmalarının bedelini en ağır bir biçimde ödeyecek ve Allahın izniyle zaferimizin nimetlerinden faydalanamayacaklardır.”
Hz. Ali çok iyi bir hatipti, çok güzel konuşuyordu; ancak yukarıdaki son cümleleri asla söylemiyordu.
Benzer cümleleri Hz. Ebu Bekir de Hz. Ömer söyler miydi?
Peki,ya Hz. Muhammed söyler miydi?
Bence söylerdi.
Onların kimi bir elinde kitap bir elinde kılıç tutarken, kimisi de bir elinde kılıç bir elinde ekmek tutuyordu.
Hz. Ali ise iki eliyle de kitap tutuyordu.
Öğrendiğim günden beri anlamakta güçlük çekerim:
1.Peygamberin cenazesi ortadayken ashabın hilafet peşine düşmesini.
2.Hz. Ali varken Hz. Osman’ın halife seçilmesini.
3.Hz. Fatma’nın elinden Fedek arazisinin alınıp küstürülmesini.
Hep merak ederim:
1.Hz. Ali ilk halife, bilemedin 3. halife olsaydı Beni Ümeyye diye bir devlet olur muydu?
2. Hz. Ali ilk halife, bilemedin 3. halife olsaydı onun kurduğu adil devletin ömrü daha mı uzun olurdu?
3.Kufe halkı kaypaksa ”Kufe’nin kaypak halkını” Muhtar Es Sakafi Hz. Hüseynin şahadetinden üç-beş yıl sonra nasıl örgütledi, onlarla devlet kurdu ve Hüseynin katillerini ortadan kaldırdı.
4.Hz. Ali’nin yerine Hz Ömer veya Hz. Ebubekir halife olsaydı Ümeyye oğulları devleti kurulabilir miydi?