‘İsrailliler Türkiye’de hiç bir sorunla karşılaşmıyor’
Türkiye-İsrail ilişkilerindeki krize ilişkin bir konferansa katılmak üzere İstanbul’a yaptığı ziyareti anlatan Benn, “Seyahat uyarıları gerçekten kopuk. Filoya, ilişkilerdeki krize ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, kontrolsüz kınamalara rağmen, İsraillilerin Türkiye’de herhangi bir sorunla karşılaştıkları yönündeki bilgi gelmedi” diye yazdı.
Benn şöyle devam etti: “İstanbul Atatürk Havaalanı’ndaki memurlar, ABD’li meslektaşlarından çok daha kibar ve etkin. Sokaklarda, lokantalarda veya otellerde İsrail’den geldiğimizi söylediğimizde veya İbranice konuştuklarımızda hiç kimsenin, konuştuğum hiç kimsenin yüz ifadesi değişmedi.”
Konferans sırasında kendisini ağırlayan ve Erdoğan ve AKP’nin “en büyük destekçileri” arasında yer almayan “Kemalistler”in, İsrail’i de eleştirdiğini yazan Benn, Gazze’deki duruma tepki gösterildiğini, İsrail’in neden Mavi Marmara operasyonu sırasında öldürülen Türkler için özür dilemediğini anlamakta zorluk çekildiğini anlattı.
‘Altı gün savaşı, De Gaulle’ün filosu oldu’
Haaretz editörü, ikili ilişkiler konusunda “İsrail-Türkiye bağlarını iyileştirmek için Fransız modeline bakmalıyız” dediği yazısında eskiden Fransa’nın, İsrail’in stratejik ortağı olduğunu, bir nükleer reaktörünü sağladığı belirtildiğine dikkat çekerek “Ancak Charles de Gaulle, iktidara geldi ve giderek İsrail’den uzaklaşarak Arap dünyasına yöneldi. Tıpkı Erdoğan gibi” diye yazdı.
“Altı Gün Savaşı, De Gaulle’nun filosu oldu. İsrail ile ittifakı bozma ve silah ambargosunu ilan etme fırsatını verdi” sözlerini de kullanan Benn, İsrail’in bunu “affedilmez bir hainlik” olarak gördüğünü, iki ülke arasındaki resmi bağların da hiçbir zaman, “5. Cumhuriyetin en İsrail yanlısı cumhurbaşkanı” olarak nitelediği Nicolas Sarkozy’nin döneminde parlak olmadığını, ancak bunun ticaret, turizm, kültürel ve akademik ilişkileri etkilemediğini belirtti.
“Buna benzeyen bir şey Türkiye ile de olmalıdır. Ankara ve Kudüs’ün bozduğunu, İstanbul ve Tel Aviv onarabilir” diyen Aluf Benn, ticaret hacminin yüzde 30 arttığını ancak, İsrailli turistlerin sayısının azalmakla birlikte eski düzeylere çıkabileceğini savunurken de “Ve Batı ile entegre olma hayalini ve bunun medyan okumalarını ile dini hakimiyete ilişkin kaygıları da paylaşan, iki ülkenin laik elitlerini bir araya getirme olasılığı, bir fırsattır. Laik Türkler, laik Tel Avivlilere benziyor” görüşünü dile getirdi.
