• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Mayıs 20, 2025
  • Yayın İlkeleri
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Güncel
  • Sağlık
  • Sağlık
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      Barış güvercini kostümünde bir şahin

      Barış güvercini kostümünde bir şahin

      Örgüt feshetti, iktidar pes etmedi: ‘Üye olmadan örgüt adına suç işleme’ maddesi üçüncüye gelmemeli

      Örgüt feshetti, iktidar pes etmedi: ‘Üye olmadan örgüt adına suç işleme’ maddesi üçüncüye gelmemeli

      Pepe’yi sevmek kolay, ya Pepe olmak? (I)

      Pepe’yi sevmek kolay, ya Pepe olmak? (I)

      Meclis Başkanlığı seçimi için geri sayım başladı

      Meclis Başkanlığı seçimi için geri sayım başladı

    • Yaşam
      Ennui Nedir? Can Sıkıntısıyla Olan Karmaşık İlişkimizden Neler Öğrenebiliriz?

      Ennui Nedir? Can Sıkıntısıyla Olan Karmaşık İlişkimizden Neler Öğrenebiliriz?

      Sağ – Sol Beyin Nedir? Beynin Yarısının Baskın Olması Mümkün mü?

      Sağ – Sol Beyin Nedir? Beynin Yarısının Baskın Olması Mümkün mü?

      Nuh’un Gemisi izleri Ağrı Dağı’nda mı? Araştırmacılardan çarpıcı bulgular!

      Nuh’un Gemisi izleri Ağrı Dağı’nda mı? Araştırmacılardan çarpıcı bulgular!

      Yoksulluk arttıkça çocuk sayısı düştü

      Yoksulluk arttıkça çocuk sayısı düştü

    • Türkiye
      Cumhuriyet’in altı çocuğu

      Cumhuriyet’in altı çocuğu

      52 yıldır unutulmadı

      52 yıldır unutulmadı

      Sosyal medya yazıları (1) - Dijital çağın insanları/Analog çocukluklar

      Sosyal medya yazıları (1) - Dijital çağın insanları/Analog çocukluklar

      Wayne’lerden Cumhuriyet’e Yolun İnşası

      Wayne’lerden Cumhuriyet’e Yolun İnşası

    • Dünya
      Putin ile Trump görüştü: "Süreç başlasın"

      Putin ile Trump görüştü: "Süreç başlasın"

      Pepe’yi sevmek kolay, ya Pepe olmak? (I)

      Pepe’yi sevmek kolay, ya Pepe olmak? (I)

      Dışişleri Bakanı Fidan'dan, Türkiye-Rusya-Ukrayna görüşmesi öncesi açıklama: Bundan sonraki aşamayı her beraber belirleyeceğiz

      Dışişleri Bakanı Fidan'dan, Türkiye-Rusya-Ukrayna görüşmesi öncesi açıklama: Bundan sonraki aşamayı her beraber belirleyeceğiz

      Trump: Perşembe günü İstanbul'a uçabilirim

      Trump: Perşembe günü İstanbul'a uçabilirim

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Barış güvercini kostümünde bir şahin

      Barış güvercini kostümünde bir şahin

      Cumhuriyet’in altı çocuğu

      Cumhuriyet’in altı çocuğu

      52 yıldır unutulmadı

      52 yıldır unutulmadı

      Sosyal medya yazıları (1) - Dijital çağın insanları/Analog çocukluklar

      Sosyal medya yazıları (1) - Dijital çağın insanları/Analog çocukluklar

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Üçüncü Dünya Savaşı

      Üçüncü Dünya Savaşı

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

    • Fotoğraf & Karikatür
      Metafor

      Metafor

      Günün karikatürü

      Günün karikatürü

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

    • Kitap & Dergi
      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitapların yalnızlığı

      Kitapların yalnızlığı

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

Geleceğe Umutlanmak

Geleceğe Umutlanmak

Mayıs 9, 2025 Fikir & Yazı, Gündem, Politika 0 comments

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Reyhan Ünal Çınar

Uzun zamandır mevcut iktidarın haliyet-i ruhiyesini anlamaya, anlamlandırmaya, çözmeye çalıştığımız pek çok çalışma yapıyor, okuyor, biriktiriyoruz. Bugünse daha kısa bir zamandır düşündüğümüz/düşünmemiz gereken, daha doğrusu iktidarın düşündürttüğü bir şeyden bahsetmek istiyorum: AKP ve toplumsal bellekten.

Toplumsal bellek çalışmaları daha ziyade geçmişle ilişkilendirilir. Bir başka ifadeyle bellek çalışmalarında geçmişle ilgilenildiğini düşünmek daha sık karşılaşılan bir durumdur. Oysa bu yanlıştır. Geçmiş, toplumsal bellek çalışmalarının bir aracı; şimdi ve gelecekse bellek politikalarının esas amacını teşkil eder. Öyle ki bu kategorizasyonu bir adım daha öteye götürerek bir iktidarın amacı şimdiden ne kadar uzak bir geleceği amaçlıyorsa demokrasi ihtimali o kadar çoktur bile diyebiliriz. Geleceği planlayan bir iktidar, toplumdan meşruiyet (haklılık ve kabul görme) kazanması gerektiğini de bilir. Bu nedenle iktidar genellikle geleceğe dönük bir amaç ya da vizyon ortaya koyar. Ancak eğer bir noktada iktidarın yöneldiği zaman algısı şimdiki ana sıkışır ve artık gelecek için bir hedef ya da kaygı taşımaz hale gelirse, bu durum o iktidarın meşruluğunu temellendirme çabasını kaybettiğini ya da bu çabanın zayıfladığını gösterir.

Sözümün muhatapları başkalarının geleceğinden çalarak şimdilerini kuranlar, iktidarlarını kaybetmemek için şimdilerinden başlayarak insanlara gelecek ümidi bırakmayanlardır. Nitekim meşruluk üretmek, rıza almak, hesap vermek, artık bu ve benzeri fiillerin hiç birisi böylesi bir iktidarın hedefinde değildir. İktidarını mutlaklaştırmak adına yozlaşan, yozlaştıkça desteğini yitiren, kendisini nepotizimden mafyalaşmaya varan bir skalada serimleyen bu iktidar tipleri eni sonu kendilerini şimdiye, günlere, saatlere, anlık krizlerle kafalarını suyun üstüne çıkıp bir nefes almaya muhtaç hale getirirler.

Bugün Türkiye’deki iktidar da yine böyle bir iktidardır. AKP, gelecek amacından vazgeçmiştir. Neyi mi kastediyorum gelecek amacından vazgeçmekle? Artık AKP iktidarı ve destekçileri için geldiğimiz nokta, kendilerinden bir parçayı Türkiye’nin geleceğinin mirası kılmak değildir. Daha sarih bir ifadeyle AKP rejiminin gelecekte hatırlanmak, nasıl hatırlanacağıyla ilgili gibi bir gayesi, derdi tasası kalmamıştır. Bugün karşımızda bunu yapabilecek bir kapasitesi ve inandırıcılığı kalmamış, tükenmiş bir iktidar vardır. Peki neden? Ne oldu da AKP bu olanaklardan vazgeçti?

Belki de uzun zaman sonra bu rejimi sahiplenenlerle yapabildiğim yegane empati de bu hususa ilişkindir. Düşünüyorum, ben böyle bir rejimin (başat) aktörlerinden olsaydım gelecekte hatırlanmak ister miydim? Benim cevabım elbette tartışmasız koca bir “hayır”. Belki de cevabımı bu rejime dair son umut kırıntısıyla harmanladığım içindir ki onların da hatırlanmamak isteyeceklerini düşünüyorum. Veya öyle değil ama bu benim tesellimse bile bu yazı sürecinde, bu züğürt tesellisini kendime hak olarak görmeme müsaade edin lütfen. Hukusuzlukların, haksızlıkların, derin yoksullaşmanın, akla hayale gelemeyecek yolsuzlukların sembolü, kendi yağında kavrulup gitmeye razı gelmiş hayatların daha da aşağıya çekilip, dağılmış bezilmiş ve ne yazık ki kimi zamanda vazgeçilmiş hayatların müsebbibi haline gelmiş bir rejimin aparatı ve taşıyıcısı olarak hatırlanmayı kim ister ki? Belki de günümüzde oldukça naif kaldığını gördüğümüz bu soruyu şöyle formüle etmeli hangi onurlu, hangi haysiyetli, hangi gelecek kaygısı olan insan ister ki?

Galiba nicedir aklımı kurcalayan bu düşünceleri toplamaya erinmekteydim, ta ki Sırrı Süreyya Önder’in cenazesinde kızı Ceren Önder Kandemir konuşana kadar… “ben pek çok şeyi kızım Ceren’den öğrendim” diyen babasının ardından şöyle dedi Ceren Önder Kandemir: “Benim en büyük zaafım seni kaybetmekti… Öyle benzersizdin ki, bu adam bana sadece ölerek acı çektirebilir dedim.” Ve sonra ekledi: “…kimseye kıyamaman, iyiliğe üşenmemen….”. “Öfkelenmek istiyorum” diye devam etti sözlerine.

Ben ise konuşmayı dinlerken “kaç kişi evladı için böyle bir ebeveyn olmayı diliyordur şu anda, kaç kişi evladından, sevdiklerinden geçmişte çaldığı zamanlara hayıflanıyordur bu konuşmayı duyunca” diye düşündüm. Öyle ya gelecekte birisi için kayıp olabilmek için geçmişin bir yerinde, bir aşamasında ona emek vermiş ve büyük bir oranda da o emeği heba etmemiş olmak gerekir. Bunun karşılığında en büyük mükâfat geleceğe bir iz bırakabilmiş olmaktır. Ne diyordu Aruoba “yaşadığın her an, her yaşadığın an, yaşar”. Dolayısıyla hatırlanmıyorsan, hatırlamıyorsan gerçekten yaşamış mısındır? Şayet hatırlamak neredeyse yaşamakla muadil hale geldiyse o halde başta sözünü ettiğim haliyle hatırlanmak ve hatırlanmaya değer olmak tam da bir gelecek amacı taşımayı gerekli kılmaz mı? Böyle formüle ettiğimizde hatırlanmanın reçetesi de belirginleşiyor: hak yememek, hak yiyene razı gelmemek, gözetmek, ihlal, ihmal ve suiistimal etmemek belki de bu reçetenin en temel bileşenleri.

Ceren Önder Kandemir, konuşmasının devamındaysa neden öfkelenemediğini anlattı… Belki de doyuran bir babanın telafisi olmayan kaybının karşısında hüznü öfkesine galip gelmişti. Belli ki onu hatırlayacak, hatırlatacak, geleceğe taşıyacak izler bırakabilmiş Sırrı Süreyya Önder, üstelik hastane sürecinden cenazesine kadarki sürece bakıldığında bu durumu çok daha geniş kesimler için de geçerli kılmayı başarmış. Son dönemlerde sıkça Önder’in bir mal varlığı olmadığı konuşuldu. Günümüz Türkiye siyasetçileri açısından anomali olan bu durumu kızı “boğazını değil, onurunu besledin” diye açıkladı. Sanırım gündeme de çok angaje olmanın yarattığı bir tahribatla bu cümle bana birilerinin kültürel hegemonya kuramama serzenişlerini, çeşitli tipte formda mafyayla fotoğrafları olanları, yuhalanmamak için korumalar eşliğinde sadece kapalı salonlara girebilenleri düşündürttü. Tam da o nedenle bu yazıyı yazmaya karar verdim. Kibrinden, kendi egosantrikliğinden, gözü dönmüş güç ve para hırsından nemalananlar yani boğazını, gözünü kararttığı iştahını besleyenler, kim sizi niye ansın? Kim sizi hangi hayırla ansın? Elbette sözlerimin muhatabı seçmenler değil. Doğrudan bu sistemin çarkını döndürenlerdir. Kıbrıs’a açılış yapmaya giderken özel uçakla toparlanıp götürülenlerin ucuz içki-sigara kavgası mı kalan mirasınız? İki kızını öldürenin arkasına ip gibi dizilip yarattığınız şiddet dilinde saklanmaya çalıştığınız karanlık mı mirasınız? Öfkenizden, hışmınızdan hırsınızı alamayıp yaşına sağlığına bakmadan hapislere attıklarınız mı mirasınız? Kamu çıkarını göz ardı ederek, kamusal alanlara çökenlere iş adamı demek midir miras?

Bu zihniyeti tanıyalım. Onlar yani bir yanda mafyayla fotoğraflarını yayınlamaktan çekinmeyenlerin bir siyasi lidere, bir insana at(tırı)lan yumruğun bir itibar suikastı yaratacağını düşününler. Kendi meşruluk kayıplarını, itibarsızlıklarını başkalarına mal etmek isteyenler. Oysa bu zihniyetin öte yanında tüm kutuplaştırma çabalarına karşın –büyük olasılıkla DEM seçmenlerinin– Özgür Özel’in uğradığı saldırı sonrasında defin alanında kendisine “Başkanım biz yapmadık, yapan bizden değildi, çok geçmiş olsun” diyebilmenin arı, insanlığı yer alıyor. Eylemi gerçekleştiren fail verdiği ifadesinde Özgür Özel’i desteklediğini ama gençleri sokağa çağırmasına öfkelendiği için saldırdığını söylemiş. İnsan düşünmeden edemiyor sokağa bu kadar karşı birisinin Sırrı Süreyya’nın cenazesinde ne işi vardı? Son dönemki performansına bakıldığında saldırgan neden Özel’e sempati beslemeye devam edebildi? Edebildiyse ne oldu da Özel’in konuşma dahi yapmadığı cenazede bir anda gençleri sokağa çağırdığı aklına geliverdi? Kendi çocuklarını katletmiş bir insan gençlerin sokağa çağrılmasından, gelecek kaygısı yaşayan gençlerin kendilerinden çalınan şimdi ve geleceklerini talep etme girişimlerinde nasıl bir beis görüyor? Peki geleceğe miras bırakacağı çocuklarını öldürerek bir anlamda kendi geleceğinden de vazgeçmiş olan bu saldırgan bize bir şeyi hatırlatmıyor mu? Çevremizde yaşamını “telef” eden o bir grup azınlık belli ki geleceğe kalmayı, iyilikle yâd edilmeyi istemiyorlar, istemeyecekler. Belli ki o kaçtıkları gelecek geldiğinde şimdilerini kurtarıp, dünyalıklarını sağlama almış olmayı ve en çok da unutulmuş olmayı dileyecekler.

O halde biz ise unutmayalım şimdimizi ve geleceğimizi çalanları. Unutmayalım ama onları unutmamak için aklımızı, yüreğimizi de rövanşla doldurmayalım, karartmayalım. Çevremizde “birine miras kalmayı ve birini miras bırakmayı” yani birilerinin geleceğine ortak olmayı, umut olmayı, yoldaş, yaren olmayı becerebilmişleri daha çok hatırlayalım. Aslında bitirirken meramımı şöyle anlatmak isterim: –tüm seksist handikaplarına rağmen– karar vermemiz gereken şey “anamızla anımızla mı hatırlanacağımızdan ibarettir belki de.

  • Kaynak birikim dergisi

Yorumunuzu bırakın


İlgili Haberler

Fikir & Yazı

Barış güvercini kostümünde bir şahin

Sevgili...
Putin ile Trump görüştü: "Süreç başlasın" Dünya
Mayıs 20, 2025

Putin ile Trump görüştü: "Süreç başlasın"

Fikir & Yazı

Cumhuriyet’in altı çocuğu

Selçuk Candansayar Türkiye’nin siyasal krizini “6 erkek” aktörün bireysel tarihleri üzerinden...

ZAMAN AKIŞI

May 20 11:48
Arkasayfa

Barış güvercini kostümünde bir şahin

May 20 09:04
Gündem

Putin ile Trump görüştü: “Süreç başlasın”

May 19 13:33
Arkasayfa

Cumhuriyet’in altı çocuğu

May 19 13:16
Arkasayfa

52 yıldır unutulmadı

May 18 12:09
Arkasayfa

Sosyal medya yazıları (1) – Dijital çağın insanları/Analog çocukluklar

May 18 12:06
Ekonomi

95 ilaç geri ödeme listesine alındı

May 18 11:20
Ekonomi

Almanlar bizi kıskanmaya devam ediyor: Hasan’ın sepeti 8, Hans’ın sepeti 20 kez doluyor

May 18 11:15
Bilim & Teknoloji

Organlarınız kaç yaşında?

May 18 11:13
Arkasayfa

KUR’ÂN’DA SINIFLI TOPLUM ELEŞTİRİSİ (1)

May 17 13:06
Gündem

Wayne’lerden Cumhuriyet’e Yolun İnşası

May 17 09:41
Arkasayfa

Örgüt feshetti, iktidar pes etmedi: ‘Üye olmadan örgüt adına suç işleme’ maddesi üçüncüye gelmemeli

May 17 09:35
Gündem

Pepe’yi sevmek kolay, ya Pepe olmak? (I)

May 17 09:29
Ekonomi

Çalışamayan genç, iş arayan emekli, görünmeyen kadın: 2025’e böyle başlandı

May 17 09:24
Arkasayfa

SISU (Yaratıcı İrade/Mücâdele/Tekâmül)

May 16 22:56
Arkasayfa

Zihinsel Sömürgecilik ve Medeniyet Krizi: İslam Dünyasının Ontolojik ve Epistemolojik Tutulması

May 16 20:03
Arkasayfa

Herkes Biraz Kendi Tanrısına Benzer

May 16 15:20
Kültür & Sanat

Ennui Nedir? Can Sıkıntısıyla Olan Karmaşık İlişkimizden Neler Öğrenebiliriz?

May 16 15:16
Bilim & Teknoloji

Sağ – Sol Beyin Nedir? Beynin Yarısının Baskın Olması Mümkün mü?

May 16 15:14
Gündem

Nuh’un Gemisi izleri Ağrı Dağı’nda mı? Araştırmacılardan çarpıcı bulgular!

May 16 13:26
Ekonomi

İPA hesapladı: İstanbul’da 4 kişilik ailenin yaşam maliyeti belli oldu

May 16 13:17
Arkasayfa

Meclis Başkanlığı seçimi için geri sayım başladı

May 16 13:15
Gündem

İletişim Başkanlığı’ndan “yeni yargı paketi” açıklaması: 2 yılın altında ceza alanların da cezaevine girmesi sağlanacak

May 16 13:11
Gündem

Dışişleri Bakanı Fidan’dan, Türkiye-Rusya-Ukrayna görüşmesi öncesi açıklama: Bundan sonraki aşamayı her beraber belirleyeceğiz

May 16 13:02
Arkasayfa

Yiyen yesin ben yemezem

May 16 12:49
Arkasayfa

Bitsin artık kara zulüm, bayram benim neyime!

May 16 12:46
Gündem

İspanya’daki Bask deneyimi ve ETA örneğinden Türkiye’de Kürt meselesinde barış imkanları

May 16 12:18
Ekonomi

Çinli Global Times: 90 günlük tarife ateşkesi uzatılmalı

May 16 11:39
Arkasayfa

Sus! Öde ve katlan

May 15 13:22
Ekonomi

Mevduattaki yüksek faiz kördüğümü

May 15 13:19
Gündem

Sivas’ta KKKA alarmı! 8 kişiye tanı kondu, 1 kişi hayatını kaybetti