Sultan Özer
2 Temmuz 1993… Sadece Türkiye’nin değil, insanlığın da en karanlık tarihlerinden biri. Kültürel bir etkinlik için gittikleri Sivas’ta, önce Buruciye Medresesi’nde taşlanan sonra sığındıkları Madımak Otelinde, karanlık, ‘insan’ demenin bile mümkün olmadığı güruhun, “yakın, yakın”, “yak la yak” çığlıkları arasında yakılarak katledilen 33 güzel insanın, insanlığın katledilmesinin 32. yılı.
Tıpkı Maraş gibi, Çorum gibi, Gazi, 20 Temmuz Suruç, 10 Ekim Gar Katliamları gibi önceden planlanmış, göz göre gelen, üstelik 8 saat sürmesine karşın hiçbir iktidar yetkilisinin müdahale etmediği bir katliam. Bir saat bile geçmeden ulaşılabilecekken, 8 saat yangının seyredildiği, dışarıdaki güruhun sevinç naraları attıkları bir katliam… Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel, “Olay münferittir. Ağır tahrik var. Bu tahrik sonucu halk galeyana gelmiş… Güvenlik kuvvetleri ellerinden geleni yapmışlardır… Karşılıklı gruplar arasında çatışma yoktur. Bir otelin yakılmasından dolayı can kaybı vardır”; dönemin Başbakanı Tansu Çiller de “Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir” diyebilmişlerdir. Devlet destekli bir katliam yapılmış, güya inançlarında “Allah’ın verdiği canı Allah’tan başkası alamaz” denilmesine rağmen, camiden çıkan, ellerinde taş, gaz bidonları, sopalarla gözü dönmüşçesine saldıran gerici- yobazların maşa olarak kullanıldığı bir katliam…
***
Birkaç gün önce bir film izledim. Filmde, kaçak avcılar tarafından anneleri öldürülen yavru fillerin kurtarılıp, bir süre sonra doğaya, vahşi yaşamlarına bırakılmaları anlatılıyor. Fil Yetimhanesi diye bir yerde onlarca yavru fil özenle bakılıp, büyütülüyor. O yavru filler doğaya bırakıldıktan sonra bile kendilerini hayata döndüren, bakıp büyütenleri asla unutmuyor. Fil hafızası dedikleri şey bu olsa gerek. Kendilerine yapılan iyilikleri de kötülükleri de unutmamaları…Bu örneği niye verdim, ne ilgisi var Madımak Katliamı ile diye sorulabilir. Madımak Katliamı, insanlığa karşı işlenmiş bir suç, unutulmaması, unutturulmaması gereken… Unutulmasın ki yeni katliamlar olmasın!
Her yıl, 26 Haziran- 6 Temmuz haftası, Madımak aileleri tarafından yas haftası ilan edilip, özellikle kayıp vermiş köylere çağrılar yapılıyor, bu sürede düğün, nişan, şenlik yapılmasın diye… Bir fil kadar bile olamayan öyle insanlarımız var ki, kendi köyünden kaç can gitmiş, ama başka bir tarih yokmuş gibi bırakın bir haftayı 2 Temmuz’da düğün yapabiliyor. “30 yıl geçmiş, ne olacak hep yas mı tutulacak?” diyenler de oluyor! Oysa katliamları unuttuğumuz içindir ki, yenileri yaşatılıyor! 2 Temmuz, 20 Temmuz, 10 Ekim Türkiye tarihinin kara sayfalarında asla unutulmaması gereken tarihlerdir… Bunun özellikle altını çizmek istedim, katliamda canlarını kaybeden ailelerin bu konuda hassasiyetleri unutulmasın diye…
***
“2 Temmuz 1993’te Madımak’ta insanlık yakıldı” diyen Pir Sultan Abdal Kültür Derneği, ailelerle birlikte Sivas’a, Madımak Oteli önüne çağrı yaptı: “Yakanları da, AKlayanları da, katilleri serbest bırAKanları da affetmeyeceğiz! 32 yıl geçmesine rağmen ne acımız azaldı ne öfkemiz dindi. Çünkü adalet yerini bulmadı. Katillerin büyük bir bölümü cezasız kaldı, ceza alanlar affedildi, serbest bırakıldı. İnsanlığa karşı işlenmiş bir dava, zaman aşımına uğratıldı. Katliamlarla yüzleşilmedi. Yaşanmış hiçbir katliamla hesaplaşılmadı. Hesabı verilmedi. Çünkü katiller, bizzat siyasi iktidarlar tarafından korundu, bu tür cinayetler ve cinayet şebekeleri, gerici, ırkçı, faşist çeteler, örgütler cesaretlendirildi, katliamlar teşvik edildi. Katiller ve onları koruyup kollayanlar, devlet protokollerinde yer buldu. Sivas Madımak Katliamı buna verilecek en bariz örnektir. Sivas katilleri ve onları savunan avukatlar el üstünde tutuldu, ödüllendirildi. Çünkü Sivas’ı yakanlar da aklayanlar da aynıydı.”
***
Değil 30 yıl, 100 yıl geçse unutulmayacak, unutulmaması gereken bir tarih 2 Temmuz. Madımak ‘ta, bağlama çalma merakıyla 12 yaşındaki Koray Kaya’dan, 65 yaşına 70 inceleme, 17 çeviri kitabı sığdıran ‘edebiyatın karıncası” Asım Bezirci’ye, Doktor-Şair Behçet Aysan’dan Metin Altıok’a, Uğur Kaynar’a, halk ozanları Hasret Gültekin’e, Nesimi Çimen’e, Muhlis Akarsu’ya, Karikatürist Asaf Koçak’a… Geleceği, umutları, düşleri olan gençlere kadar 33 can… Unutmuyoruz, Muhibe Akarsu, Edibe Sulari Ağbaba, Asuman Sivri, Yasemin Sivri, Huriye Özkan, Yeşim Özkan, Belkıs Çakır, Serkan Doğan, Ahmet Özyurt, Murat Gündüz, Serpil Canik, İnci Türk, Muammer Çiçek, Gülsün Karababa, Sehergül Ateş, Handan Metin, Sait Metin, Mehmet Atay, Gülender Akça, Carina Cuanna, Erdal Ayrancı, Menekşe Kaya, Nurcan Şahin ve Özlem Şahin’i. 33 geleceğin aydınlık yüzünü… Devletin denetimi ve gözetimi altında şeriatçı güruh tarafından yakılarak katledilen bu güzel insanlar… Erdoğan tarafından katilleri affedilen… Davaları zaman aşımına uğratılan… Unutulur mu Madımak Katliamı, kaç yıl geçerse geçsin!