Eski Savcı Gültekin Avcı, Sarıyayla Karakolu’nda dört askerin şehit edilmesinden sonra medyayı suçlayan Genelkurmay Bakanı İlker Başbuğ’un açıklamalarını, suçluluk psikolojisi içinde psikolojik harekat olarak yorumladı.
Başbuğ’un bu şekilde konuşmasının, haddi aşan bir açıklama olduğunu vurgulayan Avcı, “Böyle bir saldırıda birinci derecede üzerine mesuliyet düşen, Genelkurmay Başkanı’dır. Basında köşe yazarları açıkça bazı ikazlarda bulunduğu halde bunları değerlendirip değerlendirmediği konusunda tabii olarak Türk kamuoyuna karşı sorumludur. Sorumluluğu, ‘müterake basını, hainler, lanetliyorum’ gibi sözlerle üzerinden atması mümkün değil. Bu, dikkat dağıtmadır. Kendisi psikolojik harekat yapıyor. Medyaya ve Türk kamuoyuna sesini yükselterek, kendi suçluluğunu bastırmadır.” dedi. Gültekin Avcı, suçluluk psikolojisi olmasaydı Başbuğ’un daha soğukkanlı ve daha tabii bir şekilde kendini ve kamuoyunu ikna edebilecek gerçekleri sıralaması gerektiğini belirtti. İlker Başbuğ’un, “görevi ihmal” suçu işlediğine dikkat çeken eski savcı Avcı, Genelkurmay Askerî Başsavcılığı’nın bu konuda soruşturma başlatması gerektiğini ama mevzuat gereği yapamadığını kaydetti. Askerî yargının bundan dolayı kaldırılması gerektiğine dikkat çeken Avcı, “Şu anki mevzuatta Genelkurmay Başkanı’nın fiili olarak yargılanması mümkün değil. Askerî bir suçu söz konusu olduğunda, yargılama hâlâ mümkün değil.” şeklinde konuştu.
Başbuğ’un, bu tavrını Ergenekon soruşturmalarında da gösterdiğini hatırlatan Gültekin Avcı, Genelkurmay başkanlarının her zaman hesap vermek zorunda olduğunu vurguladı. “Bu millet elbette ki vatan için, kendi mukaddes değerleri için can verir.” diyen Avcı, can verilirken bütün tedbirlerin alınıp alınmadığı konusunda da hesabı Genelkurmay Başkanı’nın vermesi gerektiğini söyledi.
‘DEVLET DENETLEME KURULU, SADECE TSK’DE İNCELEME YAPAMIYOR’
Eski Savcı Gültekin Avcı, Cumhurbaşkanı Abdullah Gü’ün Sarıyayla Karakolu baskını konusunda Genelkurmay’dan bilgi istemesinin, teamüllerin dışında bir gelişme olarak yorumlanmaması gerektiğinin altını çizdi. Cumhurbaşkanı’nın emrinde Devlet Denetleme Kurulu olduğunu ifade eden Avcı, sadece Genelkurmay ve TSK’de inceleme yapamadığını ancak bilgi isteyebildiğini anlattı. Askerî istihbarat yelpazesinde hangi bilgilerin nereye aktığını ne Başbakan ne de Cumhurbaşkanı’nın kontrol edebildiğine değinen Avcı, şöyle konuştu: “Eğer Genelkurmay tenezzül ederse, Cumhurbaşkanı veya Başbakan’a bilgi aktarıyor. Yani kendi müsaade ettikleri ölçüde. Maalesef hâlâ bu çıtadayız.”
GENELKURMAY’IN İZNİ OLMADAN UÇAKLAR ADLİYENİN ÜZERİNDEN GEÇEMEZ
Eski Savcı Gültekin Avcı, Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen Erzincan davası sırasında Hava Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı iki F-16 savaş uçağının alçak uçuş yapmasının “rutin” olarak yorumlanmasının mümkün olmadığını savundu. Sincan’da tankların, Erzincan’da zırhlı araçların yürümesiyle F-16’ların alçak uçuş yapmasının birbirinden farklı olmadığını kaydeden Avcı, “Tam duruşmanın olduğu sırada F-16’ların adliyenin üzerinden geçmesi, tabii ki tesadüf olarak addedilemez. Türk Genelkurmayı çok hassastır. Hangi saatte, hangi saniyede, hangi açıklamayı yapacağını çok iyi bilir. Nasıl anlaşılacağını da çok iyi bilirler. Psikolojik harekat birimi, TSK içinde yıllardır vardır. Dolayısıyla o gün iki tane F-16’nın adliyenin üzerinden geçmesinin başka türlü anlaşılmayacağını, bu şekilde anlaşılacağını Genelkurmay Başkanlığı çok iyi biliyor. İki jetin Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un bilgisi dahilinde geçtiği kanaatindeyim. Ondan bağımsız bir şekilde bu işin yapılabilmesi mümkün değil.” dedi.
‘SALDIRAY BERK’İN HÂl GÖREVDE OLMASI, TÜRKİYE İÇİN BİR UTANÇTIR’
Terör örgütü üyeliği zanlısı olan 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk’in hâlâ görevde olmasının Türkiye için bir utanç olduğunu da savunan Gültekin Avcı, Genelkurmay’ın personelini savunduğuna dikkat çekti. Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner’in tutuklandığını hatırlatan eski savcı Avcı, şunları söyledi: “Başsavcı, iddianamede ikinci sırada yer alıyor. Terör üyeliğiyle suçlanan Orgeneral Berk ise bir numaralı zanlı görünüyor. Başsavcı tutuklandığına göre Berk de sevk edilseydi kesinlikle tutuklanacaktı. Mahkemenin bu eğilimini hissettikleri için kaçırma operasyonu yapıyorlar. Genelkurmay’ın Orgeneral Berk’e görev çıkarması, mahkemeyi hiç bağlamaz. Mahkemenin yapması gereken, yakalama emri çıkarmaktır. Zorla getirme kararı çıkarmaktır. Genelkurmay Başkanı’na iletildiği andan itibaren yerine getirmek zorundadır. Yoksa suç işlemiş olur.”
Mahkemenin zanlı Saldıray Berk hakkında yakalama emri çıkaramadığını belirten Avcı, iddianamede herkesin ifadesi alınırken onun alınamadığını, hattâ buna rağmen iddianamenin kabul edilidğini söyledi. Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin ciddi baskı altında olduğunu ifade eden Avcı, sözlerini şöyle tamamladı: “Mahkeme baskı altında olduğu için Berk’e tutuklama kararı çıkaramıyor. İddianamede herkesin ifadesi alınıyor, orada görev yapan birinin ifadesi alınamıyor. HSYK’nin bakışı farklı. ‘Bölge savcılığını bile tasfiye ettim.’ diyor. Her hakim ve savcı bunu göze alamaz. YARSAV, CHP’lilerle birlikte duruşmayı izliyor. ‘Bakın, yanlış adım atmayın.’ diye. HSYK, bizzat seyirci sıralarında hakim ve savcıların hatasını kollar gibi, tepelerinde Demokles’in kılıcı gibi bekliyor.”
HaberTürk