Kadın sporcuların önündeki en büyük engel de eşitsizlik. Tıpkı diğer alanlarda olduğu gibi sporda da cinsiyetçi söylemler ve şiddet diliyle mücadele eden kadınların talepleri açık: Eşitsizliğin bir an önce ortadan kaldırılması.
İlayda KAYA
Hayatı elleriyle yaratan kadınlar her gün her dakika evde, işte, okulda, sokakta mücadele içinde bir yaşam sürüyor. Spor da kadınların mücadele içinde olduğu başka bir dünya. Kadınların ringlerde, sahalarda ve salonlarda verdikleri mücadele, sadece rakiplerine karşı değil, cinsiyetçi önyargılara, sağlanmayan olanaklara karşı. Yani bu serüvende sporcu kadınlar ve kız çocukları bir yandan dünyanın her noktasında ulusal mücadelelerle altın madalyalar, kupalarla başarıdan başarıya koşarken diğer yandan, “Kız başına yapamazsın”, “Çıtı pıtı halinle beceremezsin” gibi birçok söyleme de maruz bırakılıyor. Bu bakış açısı aynı zamanda sağlanan olanaklara da yansıyor. Birçok branşta erkeklerin 4’te biri bütçeyle mücadele etmek zorunda kalan kadın sporcular, imkânsızlıklara rağmen dimdik ayakta kalıyor. Kadın sporcular, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nde “Kadınların her alanda başarılı olabileceği” mesajını veriyor.
∗∗∗
BAŞARIDAN BAŞARIYA….
• YILIN GÜREŞÇİSİ
Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’nda kadınlar 68 kiloda bronz madalya alan son dünya şampiyonu Buse Tosun Çavuşoğlu, Dünya Güreş Birliği tarafından “dünyada yılın en iyi kadın güreşçisi” seçildi. Buse, 2024’te kariyerindeki ilk Avrupa şampiyonluğunu elde etmişti.

• TARİHİ BAŞARI!
Nisanur Erbil, Tunus’un ev sahipliği yaptığı Kılıç Grand Prix’sinde finale yükselme başarısı gösterdi. Finalde İspanyol Lucia Martin-Portugues’e yenilen Nisanur, 2’nci olarak Türkiye’ye bu branşta ilk grand prix madalyasını kazandırdı.

• İLK 100’E GİRDİ
Tenisçi Zeynep Sönmez, Merida Açık Kadınlar Tenis Turnuvası finalinde şampiyon oldu. 22 yaşındaki genç raket, bu şampiyonluğuyla Çağla Büyükakçay’dan sonra bir WTA turnuvası kazanan 2. Türk kadın tenisçi oldu ve kariyerinde ilk kez dünya sıralamasında ilk 100’e girdi.

∗∗∗
GERİCİ AGRESYON!
Dünyada ve ülkenin birçok noktasında verdikleri mücadelelerle adından söz ettiren kadın sporcular, şiddetin başka bir boyutuyla daha çarpışıyor.
Çocuk ve kadınlara yönelik istismara ve cinsel saldırıya gözlerini yumanlar, kadınların başarılarından hayatta hiçbir şeyden korkmadıkları kadar korkuyorlar. Kadınlara, farklı kimliklere karşı nefret söyleminde başı çeken Akit gazetesinin yaptığı karalama propagandası, kadın oyuncuları radarına aldı. Nefreti dillerine pelesenk edenler işlerinden önce hayatlarıyla en çok da ‘kadın’ olmalarıyla ilgilendi.
Bunun bir örneği de Ulusal Kadın Voleybol Takımı’nın oyuncularından Ebrar Karakurt.
Başarılarını konuşmak yerine, cinsel yönelimi konuşuldu. Gazeteler bir yana iktidar partisinin mensupları da gerici söylemlerle kadınlara saldırdı.
Eski AKP’li Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, Karakurt ve Melissa Vargas’ın fotoğrafını paylaşarak “Eğer bu iki LGBT’linin Milli Takımla zerre alakası var ise o takım milli olamaz” dedi.
Sadece Türkiye’de değil, dünyada da birçok kadın sporcu hedefte.
∗∗∗
BAKANLIK YÖNETİMİNDE BİLE KADINLAR YER ALMIYOR
Kadınlar tüm spor dallarında cinsiyet eşitliğinin ortadan kaldırılmasını ve spor dünyasında erkeklerle eşit şekilde yer alabilmeyi istiyor. Ülkedeki lisanslı sporcuların büyük bir kısmını erkekler oluşturuyor. Yönetim ve antrenörlük kısmında da kadınlara çok dar bir alan açılıyor. Gençlik ve Spor Bakanlığı’nın yönetiminde 1 kadın bulunuyor. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi Yönetim Kurulu’nda ise yöneticilerin yarısından fazlası erkek. 59 spor federasyonuna bağlı antrenörler içinde sadece 3 kişiden biri kadın.
Kadınlar için Spor ve Fiziksel Aktivite Derneği’nin, spor dünyasında kadın-erkek eşitsizliğinin boyutlarına dair hazırladığı “Sporda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Raporu 2023” imkânların eksikliğini gösteriyor. Raporda, 62 spor federasyonuna kayıtlı lisanslı sporcu sayısında kadın sporcu oranı yüzde 36,72, erkek sporcu oranı ise yüzde 63,28. Lisanslı kadın sporcu sayısının en yüksek olduğu 5 spor dalı; satranç, voleybol, tekvando, atletizm ve yüzme. Kadın sporcuların erkek sporculardan fazla olduğu sporlar ise şöyle: Voleybol, dans sporları, buz pateni, halk oyunları, cimnastik ve binicilik. Geriye kalan 56 spor federasyonunda lisanslı erkek sporcu sayısı daha fazla. Rapor, “spor yönetimi” tarafında da cinsiyetler arasındaki uçurumu açıkça gösteriyor. Rapora göre kadın antrenör sayısının en düşük olduğu 5 spor dalı şöyle:
• Geleneksel Güreş: 0
• Geleneksel Spor Dalları: 1
• Kaykay: 4
• Hava Sporları: 11
• E-Spor: 12
∗∗∗
DÜNYADA EŞİTSİZLİK VAR!
Spor yazarı ve yorumcusu Banu Yelkovan, kadın sporcuların verdiği mücadeleye ilişkin şunları söyledi: Kadın sporcuların önündeki en büyük engel, eşitsizlik. Sadece cinsiyet eşitsizliği değil; fırsat eşitsizliği, ödül eşitsizliği, sponsorluk eşitsizliği, medya ilgisindeki eşitsizlikler. Kadınlara verilen destek ve bunun sonucunda gelen başarı, erkeklere verilen destek ve sonrasında gelen başarıyla kıyaslanırsa, kadınların sporda çok daha başarılı oldukları ortada oysa. Kadınların toplumsal önyargılarla, finansal kısıtlamalarla ve kendilerini kabul ettirmek için verdikleri mücadele, rakiplerine karşı verdikleri mücadeleden daha büyük. Aynı branşta mücadele ettiklerinde ve aynı müsabakalarda yer aldıklarında bile, kadın sporcular erkek sporculara kıyasla daha düşük bütçelerle mücadele ediyor. Sporcu sayıları da daha az. Sponsor desteği, maaşlar ve ödül paraları arasında büyük farklar var. Bazı ülkelerde bu durum değişmeye başlasa da misal bir kadın futbol takımı, şampiyonluğa ulaştığında erkek meslektaşlarından çok daha az ödül kazanıyor.
Medya konusundaysa durum içler acısı. Kadın sporları, erkek sporlarına kıyasla daha az yayımlanıyor, dolayısıyla daha az ilgi görüyor, sponsorların ilgisini daha az çekiyor ve bu da kadın sporcuların maddi kazançlarını etkiliyor. Daha az ilgi gördüğü için mi daha az yayımlanıyor yoksa daha az yayımlandığı için mi daha az ilgi görüyor konusuysa, tam bir yumurta-tavuk ilişkisi. Kadınlar sadece sporcu olarak değil, yönetici ve antrenör olarak da çok daha azlar. Mesela son Paris 2024 Olimpiyatları bu konuda bir devrim yaptı ve kadın-erkek sporcu sayısını eşitledi. Ancak bu durum teknik kadrolarda ve yönetici pozisyonlarında eşit olmaktan çok uzaktı. Spor dünyasında üst kademelerde kadınlara ayrılan alan sadece bizde değil, dünyada da çok daha dar.