CHP Grup Başkan Vekili ve İzmir Milletvekili Kemal Anadol, partisinin grup toplantısında 12 Eylül’de idam edilen ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu’nun mektubunu okurken gözyaşlarına boğulan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ı topa tuttu. Anadol, “Vicdanım, benim cezaevinde kaldığım zaman çektiğim ızdırabın üzerine Erdoğan’ın oturmasına izin vermiyor. Erdoğan gitsin rolünü daha önce belediye başkanlığı yaptığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu’nda oynasın” dedi. Anadol, Başbakan Erdoğan’ın Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile ilgili sözleriyle ilgili olarak da, “Babası vefat ettiğinde Ertuğrul Günay’ı tanımıyordun. Günay sonradan senin partisine gelmeseydi bunları söylemezdin. İnsanlıktan nasibin varsa Rizeli olan Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal’ı babasının cenazesine gönderirdin. Biraz vicdanın varsa olanlara cevap ver” ifadelerini kullandı.
Partisinin İzmir il örgütünde, İl Başkanı Rıfat Nalbantoğlu ile basın toplantısı düzenleyen Kemal Anadol, sözlerine bu toplantının her zamankinden farklı bir anlamı olduğunu söyleyerek başladı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki gün partisinin grup toplantısında yaptığı konuşma ve sergilediği manzaranın Türk siyasetine yakışmadığını ifade eden Anadol, “Tayyip Erdoğan bir zaman belediye başkanlığı yaptığı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir tiyatrosuna gitsin, rolünü orada oynasın. 12 Eylül’de ezilen, horlanan, dağılan ailelerin çektiği sıkıntılar içinde benimkinin lafı bile olmaz. Denizde damla bile değil. 3 ay yattığım hapsi yıllarca dillendirmedim. Ancak karımın, çocuklarımın, benim çektiğimin ızdırabların üzerine Recep Tayyip Erdoğan’ı oturtmaya benim vicdanım müsaade etmiyor” diye konuştu.
12 Eylül darbesinin kesinlikle kabul edilemez olduğunu söyleyen Anadol, o dönemin Türkiye Cumhuriyeti yurttaşları için felaket, karabasan, faşizm ve alçaklık dönemi olduğunu söyledi. Anadol, “12 Eylül’de feshedilen parlamentonun üyesi olarak içtenlikle söylüyorum. Elimde bir tutanak var. Kenan Evren’in yargı önüne geçmesi için mecliste konuşma yapan bir milletvekiliyim ben. 20 sene önce Erdoğan’ın aklı neredeydi bilmiyorum. O, yıllar önce olan olayları videodan izleyip de mi öğrendi? Biz, 12 Eylül’ün astıkları onlar da besledikleri kesimlerden geldi” dedi. Anayasa değişiklik paketinin içinde dokunulmazlıklarla ilgili bir madde olmamasını eleştiren Anadol, hem Başbakan’ın hem de Cumhurbaşkanı’nın kalpazanlık, ihaleye fesat karıştırmak suçlarından dosyalarının beklemede olduğunu söyledi.
Hükümetin amacının Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu ve Anayasa Mahkemesi’nin yapısını değiştirerek, iktidardan gittikleri zaman yargılanmalarının önünü kesmek olduğunu kaydeden Anadol, “Halk bizi meclise uçakta bulunan hosteslere sarkıntılık yapalım, görevi kötüye kullanıp ihalelere fesat karıştıralım ya da kalpazanlık yapalım diye göndermedi. Korkunun ecele faydası yok. Seçime bir yıldan az bir süre kaldı. CHP birinci parti. İktidar değiştiği, AKP düştüğü an yüce divana gitmeleri kaçınılmaz. Şimdi yandaş hakimlerle orayı dolduralım çabası içinde referandum yapılıyor” diye konuştu.
Erdoğan’ın parti grup toplantısında söylediği, “Darbede zulümlerin, işkencelerin, insanlık dışı uygulamaların en yakın şahitlerinden, mağdurlarından biri de Kültür ve Turizm Bakanımız Ertuğrul Günay idi. 12 Eylül’de hapisteyken, vefat eden babasının cenazesine bile katılamadı” sözlerini değerlendiren Anadol, şöyle dedi: “Ertuğrul Bey’in babası öldüğünde cenazeye gidemediği doğrudur. Fakat onun o dönemde avukatlarından birisi ben, diğeri de Genel Sekreterimiz Önder Sav’dı. Ucuz siyaset yapmak için bunları söylüyorsun. Babası vefat ettiğinde Günay’ı tanımıyordun. Günay sonradan senin partisine gelmeseydi bunları söylemezdin. İnsanlıktan nasibin varsa Rizeli olan Başkent Üniversitesi Rektörü Mehmet Haberal’ı babasının cenazesine gönderirdin. Biraz vicdanın varsa olanlara cevap ver. Ergenekon’un kasası diye içeri aldığınız Kuddusi Okkır’ın cenazesini bile belediye kaldırdı. İntihar eden Enver Arpalı’nın hesabını kim verecek? Senin Kenan Evren’den ne farkın var? Genleriniz aynı. Sen 12 Eylül’ün ürünüsün, çocuğusun. Sanki 12 Eylül ile ilgili tek madde oylamaya sunulacak da biz karşı çıkıyoruz. Parlamentoda değil İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrolarında yap bu ağlama numaralarını. İnsan biraz ciddi olmalı. Bu millet senin sandığın kadar aptal değil. Kırdığınız cevizin sayısı bini geçti.”
Kürt açılımı konusuna da değinen Anadol, Başbakan Erdoğan’ın teröristlerin ayağına hakim gönderdiğini, dağa geri dönmelerinin ardından da özel ordu kurmaktan bahsettiğini söyledi. Anadol, sözlerini şöyle tamamladı: “İnsanda biraz sıkılma, vicdan, mantık, izan olur. Pazarlık yapacaksın (Sizleri tutuklamayacağım) diye. Şimdi de tersine dönüp özel ordu kuracaksın. Ordunun özeli geneli olmaz. Ordu Türk ordusudur. Ona bağlı bir birlik olmalı. Bu memleket senin oyuncağın değil. Bir seneden az kaldı. Bütün bunları hesabını 24. dönem parlamentosu senden soracak.”