Enflasyon sepetinde küçük paylı ürünlerde yüksek fiyat artışları, tüketiciye beklenenden fazla yük getirdi. Ancak bu yük, enflasyona hissedildiği kadar yansımıyor. Gündelikçi ücreti, enflasyonu pirinçten çok etkiliyor.
Havva Gümüşkaya
Resmi rakamlar başka, mutfaktaki gerçekler bambaşka. Enflasyon sepeti, dar gelirlinin sofrasına değil, istatistik masasına göre şekilleniyor.
Temel ihtiyaç ürünlerinin ağırlıkları düşük kalırken, geniş kitlelerin erişemediği ürünler sepette daha büyük pay alıyor. Gelir gruplarına göre hissedilen enflasyon farklılaşsa da TÜİK, ortalamadan yola çıkarak hazırladığı enflasyon sepeti ile TÜFE’yi hesaplıyor. Bu da TÜİK’e ilişkin tartışmaları daha da büyütüyor. Sepetin içeriği ise artan gelir eşitsizliklerini yansıtmıyor.
Halkın toplam tüketim harcamalarını anketler üzerinden tespit eden TÜİK, buna göre madde sepeti ve ağırlıklarını belirliyor. Her yıl bu ağırlıklar yenileniyor. Geçen yıl sepette 406 madde ve 913 madde çeşidi dikkate alındı.
GÜNDELİKÇİ ÜCRETİ, KURU BAKLAGİLDEN DAHA ETKİLİ
Sepette küçük paya sahip ürünlerdeki yüksek fiyat artışları, tüketici bütçelerine beklenenden daha fazla yük getirdi. Ancak bu enflasyona hissedildiği kadar yansımıyor. Birçok temel ürünün ağırlığı alt sırada kalırken dar gelirlinin sepetine girmeyen maddelerin ağırlığı üst sıralarda yer alıyor. Gündelikçi ücretinin sepetteki ağırlığı patates, şeker, pirinç, kuru baklagil gibi ürünlerden daha fazla.
Geçen yıl benzinli otomobil, TÜFE’de yüzde 7,08 ağırlığa sahip olurken kira yüzde 5,06 ağırlıkla yer aldı. Kira artışı, yüzde 44,4 olarak açıklanan yıllık enflasyonu katladı. Kiranın aralık ayında geçen yılın aynı ayına göre yüzde 105,82 yükseldiği hesaplandı.
Temel gıda ürünü yumurtanın sepet içerisindeki ağırlığı da yüzde 0,68’di. TÜİK’in son enflasyon verilerine göre yumurtanın bir yıldaki fiyat artışı yüzde 39,51 oldu. Bu durum, dar gelirlilerin hissettiği gerçek enflasyon ile TÜİK’in açıkladığı oranlar arasındaki farkı bir kez daha ortaya koyuyor.
AZ ETKİLEYENLERE DAHA ÇOK ZAM
1 Ocak itibarıyla yeniden değerleme oranında yapılan artış, birçok ürünün fiyatına zam olarak yansıdı. Bu artışların enflasyon oranına etkisi tartışılırken Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, “Enflasyon sepetinde bir karşılığı olmayan ürünleri yeniden değerleme oranında artırdık, enflasyon sepetinde ağırlığı olan, karşılığı olan ürünleri ise enflasyon hedefiyle tutarlı bir şekilde, hatta onun altında artırdık” ifadelerini kullandı.
Bu açıklama, hükümetin fiyat artışlarını görünürdeki enflasyonu düşük göstermek için yönlendirdiğine dair eleştirileri beraberinde getirdi. 2025 yılı için madde sepeti ağırlıkları Şubat ayının başında açıklanacak. Bu yılın da TÜİK’in resmi rakamlarının halkın gerçeklerini ne kadar yansıtabileceği büyük bir soru işareti olarak duruyor.