Belçika’da 2008 yılında yapılan sağlık araştırmasının sonuçları geçtiğimiz günlerde açıklandı. Sonuçlardan en öne çıkanı, Belçikalıların yüzde 14’ünün 2008 yılında sağlık hizmetinden yararlanmayı pahalı olduğu gerekçesiyle ertelediği oldu. Bu oran 2004 yılında yüzde 10 iken 1997 yılında yüzde 8 olarak tespit edilmişti.
Araştırmanın sonuçlarına göre araştırmaya katılanların yüzde 35’i sağlık giderleri için ödedikleri katkı payı nedeniyle ev giderlerini karşılamakta sıkıntı yaşıyor. 4 yıl önce yapılan araştırma sonuçları ise bu oranın yüzde 6 daha düşük olduğunu ortaya çıkartıyor. Doktor Dirk van Duppen bu rakamların Belçika Emek Partisi üyelerinden oluşan aile hekimlerinin ‘Halk İçin Tıp’ çalışmaları sırasında da hissedildiğini belirtti.
Duppen değerlendirmesinde “ulusal sağlık araştırması sonuçları sağlık hizmetinde bulunan 4,5 oranında mevcut büyüme hedefinin kalıcı olması için yeni argümanlar sunuyor” dedi ve argümanları şu şekilde sıraladı:
1) Bu oranda bir büyüme şarttır çünkü hastalık masrafları büyüyerek ödenemez bir hal almaktadır.
2) Sağlık araştırması 2008 yılında mali krizin patlak vermesinden hemen önce yapılmıştır. Sağlık araştırması ‘sağlıksızlaşmanın özellikle sosyal imkanlar tarafından belirlendiğini’ gösteriyor. Biliyoruz ki ekonomik kriz önümüzdeki yıllarda daha çok kişinin hastalanmasına sebep olacaktır ve sağlık hizmetine ihtiyaç artacaktır.
3) Son olarak yaşlılık oranının artmasının ek masrafları vardır. Sağlık araştırmasının sonuçlarına göre kısmen yaşlılık oranının yükselmesi ile bağlantılı olarak 2004-2008 yılları arasında bir veya birden fazla uzun süreli hastalanma oranı yüzde 23,8’den yüzde 27,2 oranına yükseldi. Uzun süreli hastalıklardan dolayı günlük aktivitelerinde kısıtlı olanların oranı 2004-2008 yılları arasında yüzde 13,7’den yüzde 17,1’e yükseldi.
Dr. Duppen sağlık araştırması sonuçlarının sağlık hizmetinin parçalanmasına karşı yeni argümanlar sunduğunu belirterek, şunları söyledi: “Sağlık araştırması birçok konuda eğer demografik ve sosyo-ekonomik farklılıkları hesaba katmazsanız Felemenk, Walon veya Brüksel bölgeleri arasında anlamlı bir fark olmadığını ortaya koyuyor. Mali nedenlerle sağlık hizmetinden faydalanmayı ertelemek zorunda kalan nüfus buna dahil değil. Bu kesimin oranları ise şöyle: Belçika geneli için oran yüzde 14 iken Walon bölgesi için yüzde 14, Felemenk bölgesi için yüzde 11 ve Brüksel bölgesi için yüzde 26. Etkili ve herkes için erişilebilir sağlık hizmeti ancak dayanışmacı ve parçalanmamış sağlık hizmetine öncelik verirsek garantilenmiş olur.”
Belçika Emek Partisi üyesi Dr. Dirk van Duppen değerlendirmesinde bu sağlık araştırmasının sonuçlarının kivi modeli olarak adlandırılan uygulamanın bir sonucu olarak görülmesi gerektiğini belirtti.
Duppen yazılı değerlendirmesinde ayrıca araştırmanın çarpıcı noktalarını şu sözlerle gözler önüne serdi. Araştırma raporunda ilaç kullanımına dair yazılanlar şöyle:
“- Reçeteli ilaçların kullanımı artmaya devam ediyor: 1997 yılında yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre son 2 haftada doktor reçetesiyle verilen ilaçların kullanımı yüzde 41 iken, 2001 ve 2004 yıllarında yapılan araştırmalar bu oranın yüzde 47, 2008 yılı için yapılan araştırmada ise bu oranın yüzde 51.
“- Reçetesiz ilaçların kullanımında ise son yıllarda keskin bir düşüş var: 1997 yılında halkın yüzde 33’ü reçetesiz ilaç kullanırken bu oran 2001 yılında yüzde 27, 2004 yılında yüzde 24, 2008 yılında ise yüzde 22’ye kadar düştü. Reçeteli ilaçların kullanımının son yıllarda artması ve reçetesiz ilaçların kullanımın ise düşmesi, halkın ilaç tüketiminin ilaçları yazan hekimler tarafından belirleniyor olduğunu gösteriyor.
“- En dikkat çekici olan, kolesterol düşürücü ilaçları kullananların artması. Bu artış 2004 yılından 2008 yılına kadar yüzde 40 oranında yükseldi. 55 yaş üzeri kişilerin yüzde 30’u kolesterol düşürücü ilaç kullanıyor.”
Kivi modeli nedir?
Kivi modeli olarak adlandırılan bu model ilk olarak Yeni Zelanda’da kullanıldı. Hükümetin ilaç masraflarında geri ödeme yaptığı bu modelde sağlık sigortası tarafından sadece ucuz ama en etkin ilaçların geri ödemesi yapılıyor. Belçika’da ise bu modelin farklı bir versiyonu, ilk olarak 2005 yılında Dirk van Duppen’in yazdığı bir kitaptan esinlenilerek kullanılmaya başlandı.