Eğitim-Sen, 2009-2010 eğitim ve öğretim yılının karnesini çıkardı. Sendika’nın “2009-2010 Eğitim Öğretim Yılı Sonunda Eğitimin Durumu” başlıklı raporundan işte o başlıklar.
BÖLGE İLLERİNDE DERİN EŞİTSİZLİK
2009–2010 eğitim öğretim yılına ait istatistiklere bakıldığında Türkiye’de okullaşma oranı okulöncesinde yüzde 32, ilköğretimde yüzde 98, ortaöğretimde yüzde 65. Türkiye ortalaması bu şekildeyken ekonomik ve sosyal gelişmişlik açısından geri kalmış bazı illerde okullaşma oranları Türkiye ortalamasının çok çok altında.
-Okulöncesi eğitimde Türkiye genelinde okullaşma oranı yüzde 32 iken; Hakkari’de yüzde 14, Ağrı’da yüzde 15, Şırnak’ta yüzde 24, Batman’da yüzde 27.
-İlköğretimde okullaşma oranı Türkiye genelinde yüzde 98 iken; Hakkâri’de yüzde 85, Bitlis ve Muş’ta yüzde 87, Van’da yüzde 88, Bingöl’de yüzde 91, Ağrı’da yüzde 93.
DERSLİK VE ÖĞRETMEN BAŞINA DÜŞEN ÖĞRENCİ SAYISI
-Benzer bir eşitsizliği öğretmen ve derslik başına düşen öğrenci sayılarına bakarak da gözlemlemek mümkündür. MEB rakamlarına göre; ilköğretimde derslik başına 32, öğretmen başına 22 öğrenci; ortaöğretimde derslik başına 33, öğretmen başına 18 öğrenci düşmektedir.
-Derslik ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısı en fazla olan bölge Güneydoğu Anadolu bölgesidir. Benzer bir durum yoğun dış göç alan ve Türkiye’nin en kalabalık şehri olan İstanbul için de geçerlidir. İstanbul’da ilköğretimde derslik başına 46, öğretmen başına 28 öğrenci; ortaöğretimde derslik başına 40, öğretmen başına 21 öğrenci düşmektedir.
Sendika,”İkili eğitim ve birleştirilmiş sınıflarda eğitim üzerinden değerlendirme yapıldığında MEB’in derslik ve öğretmen başına düşen öğrenci sayısının açıklanan rakamlardan çok daha yüksek olduğu görülecektir” diye belirtiyor.
8 MİLYON ENGELLİDEN 30 BİNİNE EĞİTİM OLANAĞI
-Türkiye’de 8 milyonun üzerinde engelli vardır. Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 12’sini oluşturan engellilerin eğitim hakkından yeterince faydalanabildiklerini söylemek mümkün değildir. Sayıları 1 milyonu bulan 4-18 yaş arasındaki engelli çocukların ancak 30 bin kadarı eğitim hakkından yararlanabilmektedir.
ÖĞRETMEN AÇIKLARI SÜRÜYOR
-Öğretmen açıkları giderilmemiş, sayıları 350 bini bulan işsiz öğretmenlerin atamaları yapılmadığı gibi, mevcut öğretmen açıkları, sayılarının yüz bini aştığını tahmin ettiğimiz ücretli ve vekil öğretmenler aracılığıyla kapatılmaya çalışılmaktadır.
BÜTÇEDEN AYRILAN PAY İHTİYAÇLARI KARŞILAMIYOR
-Son 8 yılın rakamlarına bakıldığında, artan öğrenci sayısına karşın Milli Eğitim Bütçesinin, ortaya çıkan ihtiyacı karşılayacak kadar artmadığı görülmektedir. Eğitimde bütçeden ayrılan payların ortalama yüzde 65’i personel harcamalarına ayrılmakta, eğitimin finansmanı öğrencilerin, dolayısıyla öğrenci velilerinin omuzlarına yıkılmıştır.
-AKP’nin iktidara geldiği 2002 yılında Milli Eğitim Bakanlığı bütçesinin yüzde 17,18’i yatırımlara ayrılırken, 8 yıllık iktidar sürecinde bu pay sürekli azalmış ve 2010 yılında 2002’deki rakamın dörtte birine kadar düşmüştür. 2010 yılında MEB bütçesinden yatırımlara ayrılan pay sadece yüzde 6,32 olarak belirlenmiştir.
DERSHANELER OKULLARINI YERİNİ ALDI
-Dershanelere giden öğrenci sayısı son 8 yılda sürekli artış göstermiş ve 1 milyon 174 bin 860’a yükselmiştir. 2002 yılında özel dershane sayısı 2 bin 122 iken, 2010 yılında bu rakam 4 bin 193’e ulaşmıştır. Aynı dönemde öğretmen sayısı 19 bin 881’den 50 bin 432’ye yükselmiştir. Dolayısıyla son 8 yılda eğitim sistemi nitelik olarak daha da gerilemiştir.
ÖĞRETMENLERİN MAAAŞI DÜNYA ORTALAMASININ ALTINDA
-OECD üyesi diğer ülkelerde meslekte deneyim kazanılan yıllar ilerledikçe ödenen maaşta ciddi artışlar gözlenmekte iken, Türkiye’de bu yerinde saymaktadır.
-En yüksek öğretmen maaşlarının verildiği ülke Almanya iken, en düşük öğretmen maaşı veren ülkeler Türkiye ve Macaristan’dır. OECD’nin istatistikleriyle baktığımızda İspanya’da göreve yeni başlamış bir ilkokul öğretmeni yılda toplam 34 bin 250 dolar gelir elde etmekte, Türkiye’de öğretmenlerin maaşlarının dolar bazında alım gücü 2007 yılına göre 17bin 909 ABD Doları seviyesinden 14 bin 63 dolar seviyesine inmiştir.
-Devlet liselerinde göreve yeni başlamış bir eğitim emekçisi ise İspanya’da yılda toplam 39 bin 367, Türkiye’de göreve yeni başlayan bir lise öğretmeni 2007 yılında 18bin 179 dolar kazanıyorken, 2009 yılında brüt olarak 14bin 63 dolar kazanmıştır.
Raporda yer verilen diğer başlıklar ise şunlar:
-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi ve Danıştay’ın kararlarına rağmen zorunlu din dersi uygulaması ile ilgili herhangi bir somut adım atılmamıştır.
-Türkiye’deki cezaevlerinde tutuklu 1885, hükmen tutuklu 390 ve hükümlü 246 olmak üzere toplam 2 bin 521 çocuk bulunmaktadır. Kamuoyunda “taş atan çocuklar” olarak bilinen TMK mağduru çocukların durumu ile ilgili gerekli somut adımlar atılmamıştır.
-Eğitim ve bilim emekçilerinin ekonomik, demokratik, sosyal ve özlük haklarında kayda değer bir iyileştirme yapılmamıştır.