4+4+4’e geçilmesinin ardından eğitimde yaşanan dönüşüm İPA’nın raporuna yansıdı. Buna göre sermaye adeta eğitim politikalarının ortağı oldu. Rapora göre özelleştirme niteliği artırmak yerine düşürdü. Eğitimin rant odaklı ele alınmasıyla geliri düşük veliler imam hatip liselerine mecbur kaldı.
Mustafa Kömüş
Eğitimde 4+4+4 sistemine geçilmesinin ardından özel okulların ağırlığında ciddi bir artış oldu. Özellikle lise ve okulöncesinde özel okulların oranı oldukça arttı. Devlet okullarında uygulanan gerici eğitim de gelir düzeyi uygun olan velileri özel okullara mecbur bıraktı. Ancak öğrenci sayısı özel okul sayısındaki artışa paralel olarak artmadı. Ayrıca hormonlu büyüyen özel okullarda eğitimin niteliği de artmak bir yana daha geriye gitti.
İstanbul Planlama Ajansı’nın yaptığı “Eğitim Kurumlarında Özelleşme ve Dönüşümün Eğitim Hakkı Üzerinden Değerlendirilmesi” çalışması özel okulların durumuna ayna tuttu. Çalışmaya göre düz liselerin ve dershanelerin kapanması ile özel okullara olan talebin arttığı vurgulandı. Ayrıca özel okul masrafını karşılayamayan öğrenci velilerinin ise imam hatip liseleri ve meslek liselerine yönelmek zorunda kaldıkları ifade edildi.
Çalışmada okulöncesinden liseye kadar tüm kademeler incelendi ve İstanbul’da özel okulların geldiği boyut ortaya konuldu. Buna göre kademe kademe değişim 4+4+4’e geçildikten sonra şöyle gerçekleşti:
Okulöncesi:
Çalışmaya göre okulöncesi eğitim kurumlarında özel sektörün varlığı İstanbul’da daha fazla ön plana çıkıyor. 2022-2023 itibarıyla Türkiye’deki okul öncesi kurumlar arasında özel okul oranı yüzde 19,76 iken, bu oran İstanbul’da yüzde 43,43. Kentteki 39 ilçenin 31’inde özel okulöncesi kurumların daha fazla olduğu aktarıldı. Raporda bu verilerin İstanbul’daki okulöncesi eğitimin çok büyük oranda kâr amacı güden özel sektöre bırakıldığını gösterdiği ifade edildi.
Bu durumun aileleri de olumsuz etkilediğine dikkat çekilen raporda şunlar denildi: “Öncelikle, çocuğun okul desteğiyle yaşayacağı bedensel, ruhsal ve sosyal gelişim ertelenmektedir. İkinci olarak ise, halihazırda ev işleriyle ilgilenmek zorunda bırakılan ve istihdamda yer alamayan anneler, çocuğun bakımıyla gün içinde en azından bir sene daha ilgilenmek durumunda kalmaktadır. Bu durumu, annelerin istihdama katılmasının önünde bir engel teşkil ettiği şeklinde yorumlamak mümkündür. İstihdamda olan anneler için ise evde çocuk bakımının sağlanması daha da problem olmaktadır.”
İlkokul:
İlkokul seviyesine gelindiğinde ise, İstanbul’un özel okullar konusunda Türkiye ile farkı daha da artıyor. 2012 – 2013 döneminde 992 olan Türkiye’deki özel ilkokul sayısı 2.065’e, İstanbul’da ise 279’dan 583’e çıktı. Kentte 2012 – 2013 eğitim öğretim yılında yüzde 17,93 olan özel ilkokul oranı, 2022 – 2023 eğitim öğretim yılında yüzde 35,44’e yükseldi.
Rapora göre özel ilkokullarda okuyan öğrenci sayısı son 10 yıl içinde 2019 – 2020 eğitim öğretim yılına kadar, hem Türkiye’de hem İstanbul’da sürekli bir artış gösterdi. Ancak pandemi sebebiyle uzaktan eğitime geçildiği dönemde hem Türkiye’deki hem de İstanbul’daki özel ilkokullarda okuyan öğrenci sayıları azaldı. Özel ilkokulların oranı yüzde 35,4 olmasına karşın buralarda okuyan öğrenci oranı yüzde 10,7’de kaldı.
Raporda Beylikdüzü, Ataşehir, Çekmeköy ve Üsküdar ilçelerinde özel ilkokul sayısının devlet ilkokul sayısından daha fazla olduğu aktarıldı. Bu ilçelerden Beylikdüzü ve Ataşehir’de özel ilkokulların neredeyse onar tane daha fazla olduğu ifade edildi.
Ortaokul:
Özel ortaokulların sayısında pandemiye kadar artış ve pandemiden sonra ise azalış yaşandı. Pandemi öncesinde Türkiye’de 2351, İstanbul’da 645 olan özel ortaokul sayısı 2022- 2023 eğitim öğretim döneminde Türkiye’de 2266’ya İstanbul’daysa 609’a düştü. İstanbul’daki özel ortaokulların tüm ülkeye oranına bakıldığında ise kentte Türkiye’ye göre üç kattan fazla özel ortaokul olduğu görüldü. Okul sayısı azalsa da özellerde okuyan öğrenci sayısı son iki yılda tekrardan artışa geçerek Türkiye’de 376 bin 426 İstanbul’da ise 108 bin 450 oldu. Okulların aksine artış gösteren öğrenci sayısı özel ortaokullarda da derslik başına düşen öğrenci sayısını artırdı.
Rapora göre bu durum, okul öncesi ve ilkokullarda olduğu gibi İstanbul’un sermaye tarafından eğitim alanında bir yatırım bölgesi olarak tercih edildiği anlamına geliyor.
Lise:
Ortaöğretimde her ne kadar hem Türkiye’de hem İstanbul’da bir düşüş eğilimi olsa da ülkedeki özel lise sayısı tüm liselerin yüzde 46,2’sini kentte ise yüzde 68,1’ini oluşturuyor. Rapora göre bu durum, velilerin özellikle üniversite ve hazırlık dönemindeki çocuklarının devlet liselerinde gerekli eğitimi alamayacağını düşünmeleri olarak yorumlanabilir. Dershanelerin kapanması öncesinde, pek çok velinin çocuklarını hem dershaneye hem liseye gönderdiği bilinirken, dershanelerin kapanması sonrası veliler çocuklarını devlet liselerinden alıp özel liselere gönderme oranları da arttığı raporda vurgulandı. Lisede imam hatip ve meslek ağırlığının artmasının da bunda etkili olduğu aktarıldı.
SINAV BAŞARISINI ETKİLEMİYOR
Raporda üniversiteye yerleşen öğrencilerin niteliğine ilişkin de bir inceleme yapıldı. Buna göre geçen yılki YKS sonucu üniversiteye yerleşen öğrencilerin yüzde 80,37’si devlet üniversitelerine yerleşti. Devlet lisesinde okuyan öğrencilerin yüzde 86,61’i devlet üniversitelerini, yüzde 13,39’u ise vakıf üniversitelerini tercih etti. Bu oranlar özel lise çıkışlı öğrencilerde devlet üniversiteleri için yüzde 58,35 vakıf üniversiteleri için ise yüzde 41,65 oldu. Özel liselerde okuyan öğrencilerin büyük bir bölümü vakıf üniversitelerinde okumayı tercih etmektedir.
2023 yılında üniversiteye yerleşen öğrenciler incelendiğinde, dört farklı puan türünde de, devlet liselerinden mezun öğrencilerin daha başarılı olduğu gözlendi. En az 450 puanla kapatan ve Dil puanıyla tercih edilen bölümlerdeki 2023 girişli öğrencilerin oranı yüzde 57,86 iken, eşit ağırlık puan türünde yüzde 66,25, sayısal puan türünde yüzde 68,67 ve sözel puan türünde yüzde 64,69 oldu.
Raporun sonuç kısmında ise şunlar sıralandı:
• Yaptığımız araştırma sonucunda eğitimde özel sektör payındaki artışın öğrencilerin başarısını etkilemediği görülmüştür. İstanbul’da eğitim sisteminde özel sektör payındaki artışın daha çok rant odaklı olduğu görülmekte ve eğitimde standart düşüşleri yaşanmaktadır. Sonuç olarak rant odaklı eğitim İstanbul’da nitelikli eğitim sorununu ortaya çıkarmaktadır
• İstanbul’da devlet okullarındaki sınıf mevcutları ile özel okullardaki sınıf mevcutları arasındaki farklılık da dikkat çekici düzeyde olmaktadır. Mevcudu fazla olan sınıflarda eğitimin daha zor yapıldığı ve bunun öğrenci başarısını doğrudan etkilediği de bilindiğinden bu açıdan özel okullar ve devlet okulları arasında eşitsizlik gerçekleşmektedir.
• İstanbul’da eğitimde özel sektörün payındaki artış beraberinde erişim sorunlarını da getirmektedir. Lise sisteminde meydana gelen değişim ile istediği liseye yerleşemeyen ve yeterli gelir düzeyi olmayan öğrenciler imam hatip liseleri ve meslek liselerine yönelmek zorunda bırakılmıştır.
• Okul öncesi eğitim kurumlarında da özel sektörün fazlasıyla etkin olması İstanbul genelinde birçok çocuğun eğitim almaması ile sonuçlanmakta ve çalışma isteğinde bulunan annelerin ise istihdamdan uzaklaşmasına neden olmaktadır.
ÖNÜNÜ AKP İKTİDARI AÇTI
Raporu değerlendiren Eğitimci Yazar Ayşe Alan eğitimdeki niteliksizleşmenin iktidarın politikalarıyla ilişkili olduğunun altını çizdi. Alan şunları aktardı: “Devlet okullarının beslenme, temizlik, kalabalık sınıflar ve güvenlik gibi büyük sorunları var. Gelinen noktada velilerin özel okullara yönelmedeki ilk motivasyonu daha nitelikli eğitim değil, çünkü araştırma sonuçlarının da gösterdiği üzere özel okulların daha nitelikli eğitim veremediği ortada. Veliler öncelikle güvenli, temiz, kalabalık sınfıların olmadığı okullara ihtiyaç diyor. Aslında çocuğun eğitimde en temel hakkının devlet tarafından karşılanmadığı için bu yönelim var. Devletin 2000’lerde özel okullara gönderen velilere teşvik vermesi ve özel okulların açılmasının önünü açmasının bunda büyük pay sahibi.”
Alan şöyle devam etti: “Bu aynı zamanda AKP’nin en önemli rant ayaklarından birini oluşturuyor. Devlet eğitim işini özel sektöre devretmiş durumda. Özel okullardaki öğretmenlerim özlük haklarının bu kadar kötü olması, bu alanda MEB’in gerekli düzenlemelerin yapılması için sorumluluk almaması, öğretmenleri özel sektörün kucağına atması işin diğer bir ayağı. Sonuç olarak gelinen noktada özel okulların durumu AKP’nin bizzat planlı, bile isteye, sonuçlarının bu şekilde olacağı bilinerek uygulanan politikalar.”
∗∗∗
RAPORDAN ÖNE ÇIKANLAR
• İstanbul’daki 39 ilçenin 31’inde okulöncesinde özeller daha fazla
• Beylikdüzü ve Ataşehir’de özel ilkokul sayısı devlet okullarınkinden onar tane daha fazla
• Türkiye’deki 376 bin 426 özel okul öğrencisinin 108 bin 450’si İstanbul’da
• İstanbul’daki özel lise sayısını kentteki tüm liselerin yüzde 68’ine denk geliyor
∗∗∗
EN AZ BÜTÇEYİ TÜRKİYE AYIRDI
OECD’nin eylül ayı içinde açıkladığı Bir Bakışta Eğitim Raporu’nda Türkiye’nin içinde bulunduğu durum ortaya konuldu. Rapordan öne çıkanlar şöyle:
• Türkiye’de ilköğretimden yükseköğretime kadar öğrenci başına yapılan yıllık harcama ortalama 5.425 dolar, OECD ülkeleri ortalamasında ise 14.209 dolar.
• Türkiye’de GSYH’nin yüzde 4,2’si eğitim kurumlarına harcanırken, OECD ülkeleri ortalamasında bu oran yüzde 4,9.
• Türkiye, ilkokul kademesinde kamu harcamalarının payının en düşük, özel harcamaların payının en yüksek olduğu OECD ülkesi.
• Türkiye’de ilkokul kademesinde özel harcamaların payı yüzde 23, OECD ortalamasında bu oran yüzde 6.
• Türkiye’de ilkokul kademesinde hane halkının yaptığı eğitim harcamalarının payı OECD ülkeleri ortalamasının yaklaşık dört katı.
• Türkiye’de okul öncesi eğitime yapılan kamu harcamalarının payı yüzde 78 ile OECD ortalaması olan yüzde 86’nın altında.