
Dizide Buğra Gülsoy’un canlandırdığı ‘Güney’, hemen her sahnede Kıvanç Tatlıtuğ’un oynadığı ‘Kuzey’den daha çok ilgi çekiyor. Hatta ‘Kuzey’in ‘Güney’e yumruk attığı sahnede, duygusal ilgi eğrisinde sert ve ani bir düşüş yaşanıyor.

Buna karşın ‘Şehzade Mustafa’ ve ‘Kanuni’nin olduğu sahnelerde duygusal ilgi daha yüksek. Yani; türlü entrikalarla padişahın nikahına nail olan ‘Hürrem Sultan’, haksız yere öldürüldüğü düşünülen Şehzade Mustafa kadar dikkat çekse de, o kadar duygusal ilgi çekmiyor.
Thinkneuro’nun yönetici ortağı Dr. Yener Girişken, “Türkiye’nin bilinçaltı kodlarını çıkardığımız reklam, film ve dizi ölçümlerinde görüyoruz ki; samimi ve içten bir sarılmanın ve tensel temasın olduğu sahneler izleyicilerin dikkat seviyesini daha da yukarı çekiyor” diyor.

Ancak etki gerçekleştiğinde; yani yumruk/kılıç indiğinde, silah patladığında bu duygusal ilgi dip yapıyor.
Duygusal ilgi ve dikkatin bu sahnelerde dibe vuruyor olması; aile içi ya da toplumsal şiddetten muzdarip Türk izleyicisi hakkında sosyolojik ipuçları da veriyor.
Çocukluğundan itibaren ebeveyninden, abi/abladan, belki okulda öğretmenden, patrondan şiddet gören ve bu rollerden biri olarak şiddet uygulayan Türk toplumu, çıkan sonuçlara göre şiddetten rahatsız oluyor, hatta korkuyor.

Ölçümler, bir evin misafir odası olarak tasarlanmış laboratuvarda yapıldı ve ölçümler sırasında beyin dalgalarını içeren toplam 40 milyon veri elde edildi.
Analizlerin sonucunda, dizilerin ne kadar dikkat çektiği, hangi karakterlerin daha çok duygusal ilgi yarattığı ve stres seviyesinin hangi saniyelerde arttığı belirlendi.
Bugüne dek izleyicilerin neyi komik ya da korkunç bulacaklarını, çekilen filmlerin izleyiciyi memnun edip etmeyeceğini senaristler, yönetmenler ve yapımcılar kendi deneyimleriyle ve içgüdüleriyle tahmin etmeye çalıştılar ancak artık oyunun kuralları değişiyor.
Nörobilim; psikoloji, sosyal bilimler, reklam ve pazarlama alanlarında olduğu gibi sinema sektöründe de üretim sürecinin daha etkin olmasını sağlıyor. Örneğin gişe rekorları kıran ‘Avatar’ filminin çekimi sırasında kullanıldığı açıklanan nöropazarlama ölçümleri, Hollywood’da sıklıkla başvurulan bir yöntem haline geldi.

Bunu da şu gerçek ortaya koyuyor: Araştırmaya dahil edilen 11 dizi içinde stres skoru en yüksek çıkan yapım; ‘Adını Feriha Koydum’ olmuş. Bunun da en büyük sebebi, dizinin başrol oyuncularından Vahide Gördüm’ün kansere yakalanarak diziden ayrılmak zorunda kalması.
Her ne kadar senaryo gereği Gördüm’ün oynadığı karakter memleketine dönse de, oyuncunun özel hayatı izleyiciler tarafından bilindiğinden; dizi izlenirken seyircinin kafasında bir yandan da bu zor durum var ve bu da yapıma verdiği tepkiye müdahil oluyor.
“Ancak burada komedi dizilerine haksızlık etmemek gerekir. Çünkü dünyadaki örneklere bakıldığında, komedi dizileri dramlara göre daha kısa. Bunun temel sebebi, dram ağırlıklı dizilerde izleyicilerin dikkatini uzun (uzatılmış) sahnelerle yüksek tutmak mümkünken, komedi dizilerinde sürekli güldürmek veya tebessüm ettirmenin daha zor olması. Türkiye’de ise komedi dizileri reklam ve prodüksiyon kaygıları nedeniyle en az dramlar kadar uzun tutuluyor. Bu da komedi dizilerinin dikkat ve duygusal ilgi açısından neden geride kaldığını çok iyi açıklıyor.”

Mezarlıkta geçen sahneleri izleyiciler hiç ölmeyeceklermiş gibi, dışarıdan bir göz olarak izliyorlar.
Ancak mahkeme sahnelerinde, devlet otoritesiyle hayatlarının bir bölümünde karşılaştıkları için veya karşılaşma ihtimalleri yüksek olduğu için olumsuz duyguları tetikleniyor.

Dikkat nöroskorunda ikinci sırada ‘Öyle Bir Geçer Zaman ki’ yer alırken, aynı dizi duygusal ilgi skoru bakımından en son sırada.
Stres skoru itibariyle ilk sırada yer alan dizi ise ‘Adını Feriha Koydum’.