• Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
    • Yaşam
    • Türkiye
    • Dünya
  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
    • Belgesel & Film
    • Eylem & Etkinlik
    • Fotoğraf & Karikatür
    • Kitap & Dergi
    • Müzik & Video
Adil Medya
  • Haziran 24, 2025
  • Yayın İlkeleri
  • Hakkımızda
  • Künye
  • İletişim
  • Güncel
  • Sağlık
  • Sağlık
Adil Medya
  • Anasayfa
  • Gündem
    • Politika
      İmamoğlu'na bir dava daha: 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası isteniyor

      İmamoğlu'na bir dava daha: 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası isteniyor

      DEM Partili İpekyolu Belediyesi’nde başkanvekili seçildi

      DEM Partili İpekyolu Belediyesi’nde başkanvekili seçildi

      Yaz tatili yok, yaz mesaisi var

      Yaz tatili yok, yaz mesaisi var

      Katliam fermanı geçti

      Katliam fermanı geçti

    • Yaşam
      Halkın sağlığıyla oyun oynuyorlar

      Halkın sağlığıyla oyun oynuyorlar

      Dünya onu ''süper meyve'' olarak tanıyor! Bilinen en yüksek antioksidan kaynağı: Kanserli hücreleri yüzde 86 oranında öldürüyor

      Dünya onu ''süper meyve'' olarak tanıyor! Bilinen en yüksek antioksidan kaynağı: Kanserli hücreleri yüzde 86 oranında öldürüyor

      Halkın sağlığıyla oyun oynuyorlar

      Halkın sağlığıyla oyun oynuyorlar

      Terörsüz Türkiye, CHP’yi zayıflatma planı, ekonomide dengeler: Hepsi yeniden...

      Terörsüz Türkiye, CHP’yi zayıflatma planı, ekonomide dengeler: Hepsi yeniden...

    • Türkiye
      Savcı, skandal tahliye kararına itiraz etti

      Savcı, skandal tahliye kararına itiraz etti

      Devlet hastanesinde yasak da özel hastanede serbest mi?

      Devlet hastanesinde yasak da özel hastanede serbest mi?

      İmamoğlu'na bir dava daha: 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası isteniyor

      İmamoğlu'na bir dava daha: 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası isteniyor

      “Kendi üzerine toz kondurmayacaksın”

      “Kendi üzerine toz kondurmayacaksın”

    • Dünya
      Emperyalistlerin çekip çevirdiği müzakere masasından barış çıkar mı?

      Emperyalistlerin çekip çevirdiği müzakere masasından barış çıkar mı?

      PJAK, Azeri halkına seslendi: 'Kötü niyetli planları boşa çıkaralım'

      PJAK, Azeri halkına seslendi: 'Kötü niyetli planları boşa çıkaralım'

      İran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm

      İran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm

      Bu savaşta kimden yana?

      Bu savaşta kimden yana?

  • Emek
  • Kadın
  • Ekonomi
  • Eğitim
  • Ekoloji
  • Sağlık
  • Bilim & Teknoloji
  • Yazarlar
  • Arka Sayfa
    • Fikir & Yazı
      Emperyalistlerin çekip çevirdiği müzakere masasından barış çıkar mı?

      Emperyalistlerin çekip çevirdiği müzakere masasından barış çıkar mı?

      Kapitalizm emperyalizmdir, kapitalizm savaşsız, hegemonya düşmansız yapamaz…

      Kapitalizm emperyalizmdir, kapitalizm savaşsız, hegemonya düşmansız yapamaz…

      “Kendi üzerine toz kondurmayacaksın”

      “Kendi üzerine toz kondurmayacaksın”

      Yaz tatili yok, yaz mesaisi var

      Yaz tatili yok, yaz mesaisi var

    • Belgesel & Film
      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Kapitalizmin Yeni Silahı: Prekaryaya Dönüştürülen Göçmen Emeği

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      Toplumsal gerçekçi romanın usta kalemi Orhan Kemal

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      ''Gelincik'' Elini kirletmekten çekinmeyen bir polisin hikâyesi

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

      “Leyla ile Mecnun” ekranlara geri dönüyor

    • Eylem & Etkinlik
      Üçüncü Dünya Savaşı

      Üçüncü Dünya Savaşı

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Deniz Gezmiş - Metin Yüksel Birlikte Anılıyor

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Bizi uyutamazsınız; bu zulüm ne unutulur ne de affedilir!

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

      Anayasal Düzen ve Adalet Devleti paneli

    • Fotoğraf & Karikatür
      Metafor

      Metafor

      Günün karikatürü

      Günün karikatürü

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      LeMan'dan İsrail kapağı: Hangi hayvan hastaneleri vurur ki?

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

      Uykusuz bu hafta kapağına TOKİ'yi taşıdı

    • Kitap & Dergi
      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Kadire Bozkurt: Ben yazarken okur henüz yoktur

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Fuat Sürmeli'nin Yeni Kitabı Raflarda: “GÖLGEDEKİ GERÇEK”

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitap toplama düşkünlüğü

      Kitapların yalnızlığı

      Kitapların yalnızlığı

    • Müzik & Video
      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      4 gün sürecek 'Kuzey Fest'in programı belli oldu

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Efendiler Bunun Neresi Yalan

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Gökberk Uğurlu: “Düne takılı kalmak, önümüzü görmemizi engelliyor.”

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

      Grup Yorum üyeleri için dayanışma konseri

H.Anıl Aslan

H.Anıl Aslan

Diyanet – Laiklik – Türkiye Üçgeni

Haziran 1, 2025 Fikir & Yazı, Yazılar 0 comments

Facebook Twitter Google+ LinkedIn Pinterest

Diyanet İşleri Başkanlığı, 3 Mart 1924 tarihinde, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan kısa süre sonra, Hilafet’in kaldırılması ve Şer’iye ve Evkaf Vekâleti’nin lağvedilmesiyle birlikte din işleri ile ilgili hizmetleri yürütmek” üzere, dinin devlet eliyle denetim altında sürdürülmesi için kurulmuştur.

Osmanlı’da dinî otorite, hem Şeyhülislamlık hem de Şer’iye Vekâleti tarafından yürütülüyordu. Türkiye Cumhuriyeti’nin laiklik ilkesi doğrultusunda, dinin devlet işlerinden ayrılması hedeflenirken, dinin toplumsal alandaki düzenleyici rolünün tamamen boş bırakılmaması için Diyanet kuruldu. Diyanet, bir yandan laiklik ilkesine uygun bir çerçevede din hizmeti sunmayı amaçladı, diğer yandan dinî otoriteyi merkezileştirip denetim altına aldı.

 Laiklik ise din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır. Devlet hiçbir dini taşımaz, hiçbir dini toplantıya iştirak etmez, ama halkın dini serbestliklerini kabul eder. Devlet, dini esaslara dayanan kanunlar yapamayacağı gibi, bütün dinlere eşit mesafede durur ve hiçbir şekilde dinlerin ibadet hüküm ve kurallarına müdahale edemez. Bununla birlikte din adına devlet düzenini bozacak davranışları önlemekle yükümlüdür.

Türkiye Laik Bir Ülke mi?

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 2. maddesi, Türkiye’yi “laik bir devlet” olarak tanımlar. Laiklik, 1937 yılında Anayasa’ya resmen girmiştir.

  Peki Gerçekten Laik miyiz?

  Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Varlığı ve Yapısı

Türkiye’de Diyanet İşleri Başkanlığı, doğrudan devlete bağlıdır. Devlet, Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden dini doğrudan organize eder. Dinî sembollere izin vardır ama bazı dönemlerde (örneğin başörtüsü yasağı) sınırlamalar olmuştur. Diyanet sadece Sünni-Hanefi İslam anlayışını temsil eder. Bu yapı, devletin dini doğrudan kontrol etmesi ama aynı zamanda o dinin tek bir yorumunu yüceltmesi anlamına gelir. Alevilik, Şiilik, Yezidilik, Hristiyanlık gibi diğer inançlar bu yapı içinde temsil edilmez. Diyanet’in doğrudan Cumhurbaşkanlığı’na bağlanması ve artan bütçesi, “devletin din lehine taraf olması” nın göstergesidir.

İlkokuldan itibaren “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi” dersi zorunludur. Bu ders Sünni- Hanefi İslam eksenlidir. Yani devlet tek bir mezhebi ön plana çıkarır ve tarafsız davranmaz. Zaten derslerde tarafsızca Kur’an ayetleri de anlatılmaz. Sünni-Hanefi mezhebe ve onların anlayışına göre ve çok az şekilde Kur’an anlatılır. Türkiye’de laiklik, Fransız tipi “devletin dinden tamamen bağımsızlığı” değil, daha çok devletin dini kontrol altına aldığı bir “dinin yönetimi” modeli şeklinde işler. Bu nedenle Türkiye’deki model “dinsel çoğulculuğa kapalı, kontrollü laikliktir. Eğer devletin bir din işleri kurumu varsa ve bu kurum yalnızca belirli bir mezhebi temsil ediyor, buna rağmen o devlet kendini laik ilan ediyorsa, bu durumda o laiklik “sınırlı”, “denetleyici” ya da “nötr olmayan” bir laikliktir. Yani adına “laik” denilir ama gerçekte “çoğulcu, tarafsız, evrensel” bir laiklik değildir.

Aslında bu ‘’laiklik’’ değil, ‘’Seküler din hizmeti”, “Devletçi İslam”, “Kontrollü dinî alan” ya da“Sünni mezhebi devlet dini gibi sunan laiklik” diyebiliriz. Türkiye hukuken laik bir devlettir, ama fiilen laiklik ilkesi “eşitlikçi” ve “tarafsız” bir şekilde uygulanmamaktadır. Yani bu durum, laikliğin evrensel tanımıyla çelişmektedir.

Olması Gereken;

Devlet hiçbir dini veya mezhebi resmi olarak desteklemez. Devlet, tüm dinlere ve inançsızlığa eşit mesafede durur. Bireylerin inanç ve ibadet özgürlüğü güvence altındadır. Kamu kurumları dine göre şekillenmez, din kurumu devlet kurumu olmaz.

Gerçekte Olan;

Diyanet, yalnızca İslam’ın Sünni-Hanefi yorumunu esas alır. Cuma hutbeleri, dua metinleri, vaazlar hep bu mezhebe göredir. Başa gelen hükümetin  siyasi görüşlerine göre vaazlar şekillenir. Alevilik, Caferilik, Şiilik, Hristiyanlık, Yahudilik gibi başka inançlar Diyanet’te temsil edilmez. Dev bütçesi (2025’te birçok bakanlığı geçmiş durumda), sadece Sünni hizmetlere harcanır. Ancak Türkiye’ de tek mezhep yoktur. Örneğin Türkiye’de Alevilerin sayısı 10 milyon ila 25 milyon arasında tahmin edilmektedir. Bu kadar kişinin inancına saygı duyulmayıp Alevi vatandaşların ibadethanesi (cemevi) resmen tanınmamaktadır. Diyanet tarafından desteklenmemektedir. Diyanet’in hizmetlerinden gayrimüslimler veya diğer mezhep mensupları faydalanmamaktadır. Din derslerinde Sünni mezhepleri öğretilip diğer mezhepler ya çok yüzeysel ya da hiç öğretilmemektedir.

Bir Ulus Devlet Projesi Olarak Laiklik ve Diyanetin Kullanılması

Buradaki amacın dini milli bir çerçeveye koymak olduğunu söyleyebiliriz. Diyanet, Resmî İslam yorumunu tanımlama aracıdır. Bu, çok mezhepli Osmanlı yapısından tek tip ulusal kimliğe geçişin bir parçasıdır. Amaç: Türk-Sünni yurttaş prototipi oluşturmak ve dinî farklılıkları azaltmaktır. Dini, çok kimlikli Osmanlı yapısından çıkarıp, kontrollü, tek tip ve milliyetçi bir kalıba sokmak için kurulmuştur. Bu yönüyle Diyanet sadece bir din hizmeti kurumu değil, aynı zamanda kültürel ve ideolojik bir araçtır. Azınlıklara saygı duyulmamış, bu sistemin dışarısında kalmışlardır. Milli Eğitim ve Diyanet birlikte ulus kimliğini inşa etmiştir. Din dersleri ve hutbelerle “makbul yurttaş” profili oluşturulmuştur. Din, milliyetçilikle iç içe bir yapıya dönüştürülmüş, “Türk = Müslüman = Sünni” fikri yaygınlaştırılmıştır. Diyanet bu sürecin hem eğitimsel, hem ideolojik aracıdır. Ulus-devlet projesi, tek dil, tek din, tek kimlik temelindeydi. Diyanet bu hedefe dinî alanı tek tipleştirerek katkı sunmuştur. Kürtçe vaaz, Alevi ibadeti, gayrimüslim ihtiyaçları bu yapıya dahil edilmemiştir. Yani ‘’Devlet İslamı’’, ‘’Milli Din’’, ‘’Yurttaşlaşmış İslam’’ ve ‘’Diyanet İslamı’’ oluşturuldu.

Örneğin Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Cuma hutbeleri, zaman zaman devlet politikalarını destekleyen mesajlar içerebilmektedir. Bu durum, hutbelerin sadece dini içerikli değil, aynı zamanda toplumsal ve siyasi mesajlar da taşıdığına işaret etmektedir. Bu her hükümette böyle olmuştur. Hutbelerin sadece dini rehberlik değil, aynı zamanda toplumsal yönlendirme aracı olarak da kullanıldığını göstermektedir.

Fransa ve Abd’de Laiklik Örnekleri

Fransa modelinde Din kamusal alandan dışlanır. Devlet dinle tamamen ilişkisini kesmiştir. Devlet, dine mali destek vermez, din adamlarının maaşını ödemez. Okullarda din dersi verilmez, öğrencilerin dinî sembol (başörtüsü, haç, kipa vs.) takması yasaktır.

Abd modelinde; Devlet herhangi bir dini desteklemez, bir devlet dini yoktur. Dinî gruplar özgürce örgütlenebilir ve faaliyet gösterebilir. Okullarda devlet eliyle din eğitimi verilmez; ama özel okullarda serbesttir. Dinî semboller bireysel olarak serbesttir (örneğin okulda haç, başörtüsü, kipa serbesttir).

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın Bütçesi

 Diyanet İşleri Başkanlığı‘na 2025 yılı için ayrılan bütçe: 130 milyar 119 milyon TL Bu, geçen yılki 91 milyar 824 milyon TL‘lik bütçeye göre yaklaşık %41‘lik bir artış göstermektedir.

Diyanet İşleri Başkanlığı; Ticaret, Dışişleri, İçişleri, Enerji ve Tabii Kaynaklar, Kültür ve Turizm ile Sanayi ve Teknoloji Bakanlıkları’nın bütçelerinin toplamından daha fazla bir bütçeye sahiptir, Bununla birlikte, Diyanet’in bütçesinin büyüklüğü, sadece din hizmetleriyle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda toplumsal ve kültürel yönlendirme işlevi de üstlendiğini düşündürmektedir. Bu durum, devletin ideolojik araçlar kullanarak toplumu şekillendirme çabalarının bir yansıması olarak değerlendirilebilir. Cumhuriyet’in ilk yıllarından itibaren günümüze kadar Diyanet’e trilyonlarca TL bütçe ayrılmıştır.

Diyanet’e Ayrılan Parayla Ne Yapılabilirdi ?

Diyanet’in 2025 bütçesi yaklaşık 130 milyar TL civarındadır. Bu para, devletin sosyal yardım bütçesi ve diğer sosyal politikalarla karşılaştırıldığında oldukça büyük bir kaynaktır.

Bu bütçe ailelere aylık temel gelir desteği verilebilirdi. Örneğin 13 milyon aileye aylık 1000 TL destek sağlamak mümkün olurdu. Fakirlerin sağlık harcamaları karşılanabilir, ücretsiz sağlık hizmeti kapsamı genişletilebilirdi. Sosyal konut projeleri için depremzedeler için devasa yatırımlar yapılabilirdi. Maddi durumu yetersiz çocuklara burs ve destekler artırılabilirdi. Gıda bankaları, ücretsiz dağıtımlar ve erzak yardımları yapılabilir. Fakirlerin istihdamını destekleyen meslek eğitimleri ve işsizlik destekleri genişletilebilirdi. Yardım edilmiş fakirlik değil, yok edilmiş fakirlik için büyük bir adım olurdu.

Yani; Diyanet’in bütçesi tamamen sosyal yardım ve yoksullukla mücadeleye yönlendirilseydi, Türkiye’de yoksulluk oranları ciddi oranda azaltılabilir ve yaşam standartları iyileştirilebilirdi. Ayrıca sosyal yardımlarla toplumsal eşitsizliklerin azalması, eğitim ve sağlıkta fırsat eşitliğinin artırılması sağlanabilirdi. Diyanet başkanının 2024 verisine göre günlük 25.000 tl kiralama bedeli verdiği araç bedeliyle bile birçok fakir doyardı. Yaklaşık 20 milyon TL’lik araçla gezen başkanın yanında karşılaştırma olarak Papa’nın 1 milyon TL’lik araçla gezdiğini hatırlatalım.

Sonuç olarak

 Meseleye Kur’an’i yönden baktığımızda zaten ‘’Dinde zorlama yoktur’’ ayetinden hareketle insanların dini yönelimine karışmak, onu bir kalıba sokmak ve belirli mezhep görüşlerini empoze etmek günahtır. Bundan para kazanmakta, günahtır.  Laik bir ülkede Diyanet’in olması zaten laikliğe tezatlıktır. Her insanın inancına saygı duyulmalıdır. Eşit imkân sağlanmalı ve dışlayıcı olunmamalıdır. Meal yasaklatmak, başka dini görüşleri reddetmek,  Diyanet meslekleri ve bu meslekteki bireylerin devletin verdiği maaşla, devletinde o maaş için vergi toplarken yani başka mezheplere inanan olsun, inanmayan olsun, barların, gece kulüplerinin, şans oyunlarının (kumar) vb. Vergisiyle bu maaşları ödemesi etik değildir. Eskilerdeki gibi vakıf sistemi kurulabilir. Gönüllüler kendi ceplerinden masrafları karşılayabilirler. Bana göre uygun olan bunun ücretine de gerek yoktur. Gönül esaslı olmalıdır.

 

Yorumunuzu bırakın


İlgili Haberler

Emperyalistlerin çekip çevirdiği müzakere masasından barış çıkar mı? Dünya
Haziran 24, 2025

Emperyalistlerin çekip çevirdiği müzakere masasından barış çıkar mı?

Kapitalizm emperyalizmdir, kapitalizm savaşsız, hegemonya düşmansız yapamaz… Fikir & Yazı
Haziran 24, 2025

Kapitalizm emperyalizmdir, kapitalizm savaşsız, hegemonya düşmansız yapamaz…

“Kendi üzerine toz kondurmayacaksın” Fikir & Yazı
Haziran 23, 2025

“Kendi üzerine toz kondurmayacaksın”

ZAMAN AKIŞI

Haz 24 16:26
Gündem

Emperyalistlerin çekip çevirdiği müzakere masasından barış çıkar mı?

Haz 24 15:59
Gündem

Savcı, skandal tahliye kararına itiraz etti

Haz 24 15:54
Ekonomi

Akaryakıt zamları pazar fiyatlarına yansıdı

Haz 24 15:31
Gündem

Devlet hastanesinde yasak da özel hastanede serbest mi?

Haz 24 15:24
Gündem

İmamoğlu’na bir dava daha: 4 yıl 1 aya kadar hapis cezası isteniyor

Haz 24 14:57
Arkasayfa

Kapitalizm emperyalizmdir, kapitalizm savaşsız, hegemonya düşmansız yapamaz…

Haz 23 17:29
Gündem

DEM Partili İpekyolu Belediyesi’nde başkanvekili seçildi

Haz 23 17:01
Gündem

PJAK, Azeri halkına seslendi: ‘Kötü niyetli planları boşa çıkaralım’

Haz 23 15:48
Arkasayfa

“Kendi üzerine toz kondurmayacaksın”

Haz 23 14:38
Ekonomi

Halkın borcu 5 trilyon sınırında, icra dosya sayısı 23 milyonu aştı

Haz 23 10:34
Arkasayfa

Yaz tatili yok, yaz mesaisi var

Haz 23 09:54
Emek

Asgari ücret masası kurulsun

Haz 23 09:37
Arkasayfa

Hekimler neden Kürtçe öğrenmeli: Pozitif barış

Haz 23 09:31
Gündem

İran’ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm

Haz 22 09:50
Arkasayfa

Çocuk işçiliğini önlemenin yolu MESEM’leri kapatmaktan geçer

Haz 22 09:47
Ekonomi

Servet kaybı zengine yaradı

Haz 22 09:15
Ekonomi

Lokomotifler kıskaçta

Haz 22 09:11
Arkasayfa

Haziran’da Ölmek Zor!

Haz 21 09:46
Arkasayfa

Katliam fermanı geçti

Haz 21 09:44
Arkasayfa

Halkın sağlığıyla oyun oynuyorlar

Haz 21 09:26
Kültür & Sanat

Müzik gününde eşitlik istiyorlar

Haz 21 09:24
Kültür & Sanat

21 Haziran Dünya Müzik Günü: Enstrümanını sesini kap gel

Haz 20 14:37
Arkasayfa

Türkiye’nin taşı toprağı

Haz 20 14:24
Arkasayfa

Antik yasak her yeri sardı

Haz 20 14:22
Ekonomi

Yüksek faize devam…

Haz 20 14:20
Arkasayfa

Zorba hukuku

Haz 20 14:18
Gündem

Bu savaşta kimden yana?

Haz 20 14:16
Emek

Kamu işçileri haykırdı: İş ekmek yoksa barış da yok!

Haz 20 14:11
Kadın

Lice’de kadın ve çocuk ölümlerine karşı yürüyüş: Yüzlerce kadın intihar süsü verilerek katlediliyor

Haz 20 14:10
Arkasayfa

Misak-ı Milli kimin yurdu?