Bu ülkede satranç taşı tutarsan modern genç, tesbih taşı tutarsan hacı genç damgası yersin evlat!
Bu ülkede beden eğitimi dersinde amuda kalkarsan müfredat olur ruh eğitimi dersinde kıyama kalkarsan şeriat egzersizi sayarlar! Ablak bir ülkede yaşıyoruz evlat!
Öyle discoya gitmekle umreye gitmek arasındaki radikal farkı göze sokup aradaki mesafeyle rabbe yaranmaya çalışan borazancılardan değilim lakin durum vahim.
Sana ne kardeşim evladımı ister Disneylanda gönderir dalgasına para sayarım ister Mescidi Nebeviye gönderir şubat mübareği yaparım sana ne !
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez, öğrencilere yönelik umre programıyla ilgili, ‘Müslüman bir ülkede, Müslüman bir gencin, çocuğun, Müslümanların kıblesi olan Kabe’yi, sevgili Peygamberimizin doğup büyüdüğü yerleri görme arzusuna, Diyanet İşleri Başkanlığının öncülük ve rehberlik yapması kadar tabii birşey olamaz” demiş..
Bu açıklama çok doğal bu açıklamayı yaptırtmak cahilliğin değirmenine su taşıyanlar için utançtır! Bir de bunun hesabını verelim öyle mi? Tatilde Milano’ya gidilir, sinemalar tavaf edilir, Almanya’dan dayım Hollanda’dan yengem geldi muhabbeti bir kase kompozisyonla ihya edilir lakin Umre’ye gidilmez.
Niye? Çünkü hiçbir genç kendi isteğiyle Peygamberin kabrini ziyarete gidemez mutlaka mübarek fitçileri vardır! Beyinleri abdestle yıkanıyordur, zaten gençliğe bir ölüm bir de
Allah yakıştırılmaz bu ülkede!
Suyu kimin kaldırıp indirdiğini bilemeyen öğrenci cahildir lakin Peygamberin kabrinin nerede olduğunu bilmeyene çengel bulmaca acemisi gibi yaklaşılır!
Gariptir! Yine bu ülkede “gencim güzelim hayatımı yaşarım” gibi üçü bir arada kavak yelleri öbeğini kullanırsan hoş görülürsün lakin Müslüman gencim dediğin anda özgürlüğün sinek avlar, o kavak yelleri imanlı klimaya dönüştürülür sakal serinliği aşkına hesap vermek zorundasın! Yazık! Peygamberi ve ashabını tanımanın bir yaşı vardır lakin eğlenmenin yaşı yoktur öyle mi? Keşke komik olabilseydiniz.