Yazgül Senemcan, 34 yaşında 16, 13, 10 ve 5 yaşlarında dört çocuğu var. 450 lira ev kirası veriyor. Üzüntü, stres sağlığını bozduğu için çalışamıyor. Ördüğü patikleri satarak ev bütçesine katkı sunuyor. Direniş çadırında eşini de yalnız bırakmak istemiyor.
Senemcan, eşinin direnişi için, “Direnişle birlikte hem maddi hem manevi bir çok sorunu birlikte yaşıyoruz. Ama onu, sonsuza dek destekleyeceğim. Arkasındayım” diyor.
DİRENİŞ BİZİ BİR ARAYA GETİRDİ
Yazgülü Senemcan, eşi UPS önünde direnişe başlamadan önce, televizyondan, radyolardan duyduğu direnişlere üzüldüğünü belirtiyor, “Önceden izleyip geçiyorduk. Kimin ne çektiğini ne çekmediğini insan bilemiyordu ki. İnsanın başına geldi mi anlıyor” diyor.
Senemcan ailesinin, direnişle birlikte hayatla, çevrelerindeki insanlarla ilişkilenişleri de değişmiş. Yazgülü Senemcan, “Doğruyu söyleyeyim, direnişten önce eşimin iş arkadaşlarını onların eşlerini tanımazdım. Ama şimdi çoğunu tanıyorum. Ailecek görüşüyoruz. Birlikte dertleşiyoz. Birbirimize destek veriyoruz. Maddi olmasa da manevi desteğimiz var. Direniş bizi bir araya getirdi” diyor.
Direnişten önce 500 lira ile geçinmeye çalıştıklarını anlatan Senemcan, “Başbakan, ‘en az üç çocuk’ diyordu. Dört çocuğum var ama onu geçindiremedikten, istediğini alamadıktan sonra ne önemi kalıyor dört çocuğun” diye belirtiyor.
‘ANNE BENİ OKUTMADINIZ DİYOR’
Yazgülü Senemcan, bu imkansızlıklardan dolayı en büyük çocuğunun lise eğitimini tamamlayamadığını belirtiyor, şöyle konuşuyor: “Okumak istedi ama okutamadık. Nereden baksak masrafları 1400 Lira tutuyordu. İlköğretim diplomasını bile okuldan alamadık. Şimdi, meslek öğrensin diye pastahanede çalışıyor. Küçük olduğu için içeride pek tutmuyorlar, dışarı servis işlerine yolluyorlar. Geliyor ayakları kıp kırmızı olmuş. Mantar bağlamış şu yaşında. Her zaman söylüyor ‘Anne beni okutmadınız, baba beni okutmadınız.’ O, bizim içimizde yara artık.”
Senemcan, sekizinci sınıfa giden diğer çocuğunun da okul aidat parasını verememiş. Parayı ödeyemedikleri için okulda çocuğuna ayrı muamele yapıldığını anlatıyor: “Tahtanın önüne çıkarılmış, aidatı ödeyemedi diye arkadaşlarının önünde sergilenmiş. Şimdi çocuk okuldan soğudu, gitmek istemiyor. Ben de isterim ki benim çocuğum orada rezil olmasın, vezir olsun. Ama veremedim. Veremediğim halde benim çocuğum bu rezilliği yaşadı.”
ÖLENE KADAR BİRBİRİMİZE DESTEK OLURUZ
Mülkinaz Dursun da “Biz burada bacı gibi kardeş gibi olduk. Birbirimize destek oluyoruz. Artık, ölene kadar da birbirimize destek oluruz” diyor ama sadece UPS’ye karşı direnen ailelere değil. Mülkinaz Dursun, “Bundan sonra gördüğümüz, bütün zor durumlarda olanlarla birbirimize destek oluruz. Televizyonlarda başka direnişçileri gördüğümüzde üzülüyorduk. Şimdi bir arada olmayı, destek olmayı öğrendik” diyor.